MGK'ya 'copy-paste' rapor

Yazan: Adem Yavuz ARSLAN

Geçtiğimiz günlerde ilginç bir örnek daha yaşandı. Aralarında Aytaç Yalman, Seyfettin Seymen, Salim Dervişoğlu gibi çok sayıda emekli paşa ile İlter Türkmen, Oktay İşcen gibi büyükelçilerin bulunduğu Ortadoğu ve Balkan Araştırmaları Vakfı (OBİV) bir başka ifadeyle 'akil adamlar'; Kürt sorununun çözümüne yönelik önerilerin sıralandığı bir rapor yayınladı. Fakat Bilgesam internet sitesinde yer alan rapor okuyanlara biraz 'tanıdık' geldi.
Bu tip çalışmalarda esinlenme ya da benzeşme az buçuk kabul edilebilir. Nede olsa üzerine yazılan sorunun hangi dinamiklerden beslendiği, nasıl çözüleceği konusunda toplumda belli bir mutabakat var. Hazırlayan kurumlar farklı olsa da Kürt Raporları az çok bir birine benzer.0

Fakat geçtiğimiz yıl kasım ayında SETA tarafından hazırlanan Kürt Meselesi, Problemler ve Çözüm Önerileri başlıklı rapor ile OBİV raporu neredeyse aynı. Öyle ki cümleler bile tıpa tıp aynı. OBİV 'fazlasıyla esinlenmiş' yani.

Raporlar hem SETA'nın hem de Bilgesam'ın web sitelerinde var. Esinlenmenin boyutunu merak eden önce SETA'nın ardından da OBİV'in raporuna bakabilir. Fakat üzerinde durulması gereken sadece 'fazlasıyla esinlenilmiş' olmasında değil. MGK'ya sunulan raporda Kürt sorununun 'Türkiye içerisinde' çözülmesi tavsiye ediliyor. Önerileri anlamlı kılan ise yıllarca sorunu asayiş sorunu olarak gören ve ona uygun politikaları uygulayan sivil-asker bürokrasinin böyle bir rapora imza atması. Bu da Kürt sorunun çözümü konusunda yeni bir aşamaya gelindiğini gösterir. Ama bu durum MGK'ya sunulacak kadar önemli olan bir raporun, bir önceki rapordan intihal olduğu gerçeğini de değiştirmez.

'Dedikodu timleri' seçimi kazandırır mı ?

Sandık yaklaştıkça siyasette tansiyon da yükseliyor. Liderler bir yandan meydanları coştururken bir yandan da rakiplerine en sert eleştirileri yolluyorlar. Zaman zaman üslupta ayar kaçıyor ve hoş olmayan manzaralar da çıkıyor.

Ama seçim dönemleri renkli dönemler ve bu kadarcık kusur bütün demokrasilerde olur. Fakat kıran kırana bir seçimin yaşandığı Ankara özelinde ilginç bir durum var. Öyle ki 'dedikodu timleri' olarak tanımlayabileceğimiz bu yöntem siyasi literatüre geçmeye aday. Malum başkentin belediye başkanlığı sadece bir belediye başkanlığı değil. Ankara'yı alan bir sonraki seçimde iktidara da ortak olur.

Mevcut başkanı devirmek isteyen partiler 'dedikodu timleri' oluşturmuş. Otobüs duraklarında, otobüslerde, dolmuşlarda 'birbiriyle tartışan iki rakip partili' havası veren kişiler hararetle Gökçek'e yükleniyor. Öyle iddialar dile getiriliyor ki 'yok artık' dememek işten bile değil.

Şahit olanların anlattıklarına göre özellikle AK Parti seçmeninin yoğun olduğu bölgelerde duraklarda kalabalığın arasına karışan dedikodu timleri bekledikleri otobüs gelse de yarım saat kadar 'propaganda' yaptıktan sonra başka bir durakta işlerine devam ediyorlar.

Günlerdir mesaide olan bu 'dedikodu timi' gazetelere bile rahat yüzü vermiyor. Haber merkezlerini arayan 'ismini vermeyen vatandaş' ' Duymadınız mı şurada yolsuzluk yapıyorlar, şu kadar para götürüyorlar' ' Haberiniz yok mu oğlunu bıçaklamışlar' türü envai çeşit 'ihbar'da bulunuyorlar.

Dediğimiz gibi bu yöntem siyasi literatüre girmeye aday. Başarılı olup seçim kazandırsa da, ya da tersi olup seçim kaybettirse de... Kesinlikle orijinal bir yöntem.

Kaynak: Bugün