Yenişafak´ta ki köşe yazısında Bekaroğlu´na ´Başörtüsü üzerinden siyaset yapıyor´ diyen Ayşe Böhürler, Bekaroğlu´nun sert tepkisi ile karşılaştı. Bekaroğlu Böhürler´i yazar kimliğinden çok siyasi kimliği ile konuştuğunu söyleyerek, ´Mensup olduğunuz parti yani AKP toplumun bütün değerlerini ayaklar altına almış, ayağa düşürmüştür´ dedi.
AKP´nin Başörtüsü´nü göstererek koca koca makamlar elde ettiğini söyleyen Bekaroğlu, ´Şimdi bu ?zor? işi bırakalım da diğer ?kolay? işleri konuşalım. Siz bana söyler misiniz başörtüsü neleri örtebildi? Örneğin; gösterişi, büyüklenmeyi, padişahlık ilanını örtebildi mi? Yolsuzlukları, adam kayırmayı, rüşveti, hak ihlallerini, kamu malını yağmalamayı, israfı, gelir dağılımı arasındaki uçurumları örtebildi mi? Niçin kızıyorsun sevgili kardeşim; Allah aşkına; başörtülüler giderek iki farklı sınıfa ayrılmıyor mu? ?Desa işçisi Emine? ile ?cipli Emine? arasındaki uçurum giderek derinleşmiyor mu?´dedi.
Bekaroğlu yaptığı açıklamada Böhürlere yüreğin varsa bu konulara da cevap ver dedi.
İşte Bekaroğlu´nun AKP MKYK Üyesi ve Yenişafak Yazarı Böhürler'e verdiği cevap:
Bir süreden beri mahallemizin kanaat önderi köşe yazarlarının şahsım ve kendisini yeniden kurmaya çalışan Saadet Partisi hakkında yazdıklarını anlamaya çalışırken 21 Şubat 2009 tarihinde Yeni Şafak?ta yayımlanan yazınız imdadıma yetişti. Diğerleri hep dolanarak yazmışlar; sizse siyasetçi yanınız ağır basmış olacak ki açıkça yazmışsınız, teşekkür ederim.
Ayşe Hanım,
Beni ?siyasi istikbal ve hırs uğruna başörtüyü kullanmak?la suçluyorsunuz. Oysa siz benim ikbal, istikbal ve hırs gibi kavramlardan ne kadar uzak olduğumu en iyi bilen insanlardan birisiniz. Çok açık ki, kadın, entelektüel ve yazar kimliğinizden çok siyasetçi refleksi ile hareket ediyorsunuz.
Doğru, Saadet Partisi?nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayıyım. Ama siz yine bilirsiniz ki, ben hayatım boyunca doğruya doğru, yanlışa yanlış demeye çalışmış, geleneğin içi dışı ayırımı yapmadan eleştirilerde bulunmuş bir insanım. Elbette hatalar yaptım, ama çizgimi hiç değiştirmedim. Eğer bir entelektüel ve yazar olarak konuşmuş olsaydınız, bana cevap verir, gündeme getirdiğim konu üzerine bir şeyler söylerdiniz, ?Ne yapalım, Saadet ve Refah geleneğini oluşturan kişiler de yapıyor? demezdiniz.
Ayşe Hanım,
Sizin ve diğer İslamcı (!) kanat önderlerinin bu sert ve panik içindeki cevapları benim için bir test oldu. Doğru yoldayım, sizleri rahatsız edebildim, vicdanlara, sinir uçlarına ulaştım. Hani ?eski? bir söz vardı, ?Biz zaferden değil seferden sorumluyuz? diye. Sonuç ne olur bilmiyorum, ama ben size ve herkese bir şeyleri hatırlatmaya çalışıyorum, inanın bu seçim kampanyasındaki tek amacım ?hatırlatmak?. Yazınızda belirttiğiniz gibi, hani o hep birlikte olduğumuz günlerde konuştuklarımızı; hakkı, adaleti, merhameti, tevazuu? hatırlatmak için sevgili Numan Kurtulmuş?un teklifini kabul ederek aday oldum. Sayın Böhürler, aslında benim ?siyaset? yapmadığımı bilmeniz sizi bu kadar sinirlendiriyor.
Ayşe Hanım, yazınızda yer yer haddinizi aşarak beni neredeyse popülizm ile, sahtecilikle suçluyorsunuz, üstelik burada bol bol kadın istismarı da yapıyorsunuz, kendinizi bütün başörtülü kadınların temsilcisi olarak görüyorsunuz. Hayır, Ayşe Hanım, cipiniz var mı yok mu bilmiyorum, ama siz tüm başörtülü kadınların temsilcisi değilsiniz.
Ayşe Hanım,
Ben başörtüsü istismarı yapmıyorum, aksine başörtüsü üzerinden siyaset yapmayı açığa düşürüyorum. Siz söyleneni anlayacak entelektüel kapasitesi olan bir insansınız. Benim, ?Cipteki başörtülü kadınla otobüs durağında bekleyen kadın? ve ?Desa işçisi (işsizi mi desem) Emine ile pahalı deri ürünleri almak için Desa?ya giden Emine? benzetmesi ile ne yapmak istediğimi anladığınızdan eminim. Ama siz beni sahtecilikle suçluyorsunuz ve ?Susun!? diyorsunuz. Susmayacağım, başörtüsü üzerine değil ama adalet üzerine, hak üzerine, tevazu üzerine konuşmaya devam edeceğim.
Ayşe Hanım,
Mensubu olduğunuz Adalet ve Kalkınma Partisi devr-i iktidarında her şey ayağa düşürüldü; hak, adalet, sadaka, infak, yardım? bütün kavramların içi boşaltıldı. Ne yazık ki, başörtüsü bütün bunlara engel olamadı. Sayın Ayşe Böhürler, ben mi başörtüsünden ikbal ve istikbal elde ettim, ben mi başörtüsünü hırsıma alet ettim. Allah?tan korkun. İsterseniz bırakalım bizi sizi de şu gerçeği itiraf edelim, başörtüsü başbakanlık, cumhurbaşkanlığı, başkanlıklar getirdi ama hiçbir şeyi örtemedi. İşte benim söylediğim tam da buydu.
Sizi bilmem ama ben dünü dün konuşmuştum. Gelin susmayalım, sizinle bugünü konuşalım. Siz başı örtülü bir kadınsınız. Sanırım kuruluşundan beri Adalet ve Kalkınma Partisi?nin Merkez Karar ve Yönetim Kurulu üyesisiniz. Sizin partinizde kadının ve başörtülülerin durumunu hiç sorguladınız mı? Hadi, kabul edelim, partiye zarar verir, kapatma davası açılır diye başörtülüler milletvekili, başkan, il genel ve belediye meclisi üyesi yapılmıyor. Peki, o zaman niçin kadın kollarınızdaki başörtülü kadınlar ev ev dolaşıp muhafazakâr-dindar seçmenden oy istiyor? Bu başörtüsü istismarı değil mi? Bu durumu hiç sorguladınız mı?
Sayın Ayşe Böhürler, yazınızda diyorsunuz ki, ?Çözemeyecekseniz başörtüsü üzerine konuşmayın.? Haklısınız ne öncekiler ne de sizin partiniz başörtüsü yasağını kaldırabildi. Ama başörtüsü gösterilerek koca koca makamlar elde edildi. Şimdi bu ?zor? işi bırakalım da diğer ?kolay? işleri konuşalım. Siz bana söyler misiniz başörtüsü neleri örtebildi? Örneğin; gösterişi, büyüklenmeyi, padişahlık ilanını örtebildi mi? Yolsuzlukları, adam kayırmayı, rüşveti, hak ihlallerini, kamu malını yağmalamayı, israfı, gelir dağılımı arasındaki uçurumları örtebildi mi? Niçin kızıyorsun sevgili kardeşim; Allah aşkına; başörtülüler giderek iki farklı sınıfa ayrılmıyor mu? ?Desa işçisi Emine? ile ?cipli Emine? arasındaki uçurum giderek derinleşmiyor mu? Başbakan, Genel Başkanınız Sayın Erdoğan, ?sadaka ekonomisi? denince küplere biniyor, yine Allah aşkına, bu nasıl sadaka, devletin sadaka vermesi nerede görülmüş, sonra insanlara naklen yayınlarda yardım etmek, onları teşhir etmek nasıl bir şey?
Her şeyi bir taraf bırakalım, siz Ayşe Böhürler olarak, tüyü bitmemiş yetimlerin hakları gasp edilerek yaşanan debdebelerden rahatsız değil misiniz? Haberdar olmamanız mümkün değil; İstanbul?da büyük şehir bürokratları bir elleri yağda bir elleri balda boğaz sırtlarında tripleks villalarda yaşıyor, her biri sayıları yirmiyi geçen BİT?lerde yönetim kurulu üyesi, 30 bin TL maaş alan var. ?Ne var bunda, hepsi yasal? mı diyeceksiniz?
Sayın Ayşe Böhürler, İstanbul?daki imar yağmalarını hiç duymadınız mı? Bunlara da ?her şey yasal? mı diyorsunuz? Siz her yasal olanın vicdani, doğru ve ahlaki olduğunu mu düşünüyorsunuz?
Yok, Ayşe Hanım, eğer böyle bakıyorsanız siz ve ben aynı yerde durmuyoruz. Gerçekten yollar ayrılmış, benim yaptığım da zaten bunun böyle olduğunu göstermektir. Sizin bundan rahatsız olmanız da benim bunları ilan etmiş olmamdandır. Aslında yazınız bunu çok açık bir şekilde ortaya koydu, o nedenle size tekrar teşekkür ederim.
Ayşe Hanım, ben ölüme ve ölümden sonraki yaşama, ?ceza günü?ne inanıyorum. Zaten size ve herkese hatırlatmaya çalıştığım budur.
(Prof. Dr. Mehmet Bekaroğlu)
Bekaroğlu Böhürler'e cevap verdi
Saadet Partisi İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Prof. Dr. Mehmet Bekaroğlu'nun AKP MKYK üyesi ve Yenişafak Gazetesi Köşe Yazarı Ayşe Böhürler'e verdiği cevap.
17 Yıl Önce Güncellendi
2009-03-05 19:20:00
SON VİDEO HABER
Haber Ara