Bu isimlerin hiçbiri futbola biraz ilgi duyanların yabancısı değil. Hepsi bir dönem Türkiye'de çalıştı ve şimdi Dünya futbolunda söz sahibi olan takımları çalıştırıyorlar. Türkiye'ye geldiklerinde de kariyerleri oldukça başarılı olan bu isimler havaalanında taraftarlarca büyük bir coşkuyla karşılanmıştı. Futbol kulüplerinin yöneticileri onları takımlarının başına getirebilmek için kimi zaman günlerce, kimi zaman ise aylarca çalışmak zorunda kalmıştı. Ancak bu çabalar ve seyircilerdeki coşku uzun soluklu olmamış ve en kibar ifadeyle bu hocaların 'kulüple ilişkileri kesilmişti'.
Gelirken yüzlerce taraftarın, yöneticilerin ve medya mensuplarının karşıladığı teknik adamlar havaalanından uçağa tek başlarına binmek zorunda kalmıştı. Son olarak Galatasaray Alman teknik Direktör Miçhael Skibbe ile yollarını ayırdı. Fenerbahçe'nin başında bulunan Luis Aragones'de tartışılıyor. Skibbe bundan sonra görev yapacağı takımlarda başarılı olur mu bilinmez ama Türkiye'den gönderilen bir çok teknik adamın sonraki kariyerleri başarılarla dolu.
Bıyıklı Hollanda köylüsü
Hollandalı teknik direktör Guus Hiddink 1990 yılında Fenerbahçe ile anlaştığında PSV Eindhoven'ı şampiyon yapmış bir hoca olarak Türkiye'ye gelmişti. Fenerbahçe ligin ilk maçında ikinci ligden çıkan Aydınspor'a 6-1 yenilince Hiddink'in Türkiye kariyeri başlamadan bitmişti. Geleceğe dair vaatleri nedeniyle adı 'masalcı dede'ye çıkmış bir 'Bıyıklı Hollanda Köylüsü' olmuştu artık. Fenerbahçe Kulübü Başkanı Metin Aşık'ta bu eleştirileri ciddiye alınca Hiddink'e yol görünmüştü.
Fenerbahçe'den sonra İspanyol devi Real Madrid ve Valencia takımlarını çalıştıran Hiddink, ardından Hollanda Milli Takımı'nın başına geçmiş ve ülkesine 1998 Dünya Kupasında yarı final oynatmıştı. 2000-2002 yılları arasında çalıştırdığı Güney Kore Milli Takımı'na da Dünya Kupasında yarı final oynatma başarısı gösterdi. Ardından Avustralya Milli Takımını çalıştırdı ve 32 yıl aradan sonra bu ülkeyi Dünya Kupası finallerine götürdü. 2006'da başına geçtiği Rusya Milli Takımı da Hiddink'in önderliğinde 2008 yılındaki Dünya Kupası'nda yarı final oynadı. Şimdi ise Dünyaca ünlü İngiliz takımı Chelsea ile anlaştı. 6 yabancı dil konuştuğunu da not etmeden geçmeyelim.
Bizde stajerdi gitti kral oldu
Fenerbahçe 1998 yılında Alman antrenör Joachim Löw ile anlaşmıştı. Her şey iyi başlamış Fenerbahçe hem taraftarını mutlu eden bir oyun oynuyor hem de şampiyonluğun en güçlü adayı olarak dikkat çekiyordu. Ancak ligin ikinci yarısıyla birlikte Uche ve Metin Diyadin'in sakatlanmasıyla şansı dönmüş ve sarı lacivertli kulüp Löw'le yollarını 'stajer' olduğu gerekçesiyle ayırmıştı. Löw Fenerbahçe'den sonra Avusturya'nın en büyük kulüplerinden Austria Wien'i çalıştırdı. Ardından Almanya Milli Takımı'nda Jurgen Klinsmann'ın yardımcılığını yaptı ve Almanya 2006 yılında Dünya üçüncüsü oldu. Klinsman'ın ayrılmasıyla da Alman milli takımının başına geçti ve 2008 Avrupa Şampiyonasında panzerlere final oynattı.
Madrid'te efsane İstanbul'da
İspanyol teknik direktör Vicente Del Bosqeu 2004 yılında Beşiktaş'a geldiğinde Real Madrid takımında uzun yıllar yardımcı antrenör olarak çalışmış ve John Benjamin Toschak'ın ayrılmasının ardından takımın teknik patronu olmuştu. Real Madrid onun döneminde iki şampiyonlar ligi kupası, bir kıtalararası kupa, bir süper kupa ve iki de lig şampiyonluğu kazanmıştı. Beşiktaş'ta ancak yarım sezon çalışabilen İspanyol Hoca sözleşmesi tek taraflı feshedilerek gönderilmişti. Bir süre takım çalıştırmayan Del Bosqeu yaklaşık bir yıldır İspanya Milli Takımı'nın teknik direktörlük görevini yürütüyor.
Romen Köylüsü...
Mircea Luçescu Türkiye'de hem Galatasaray'ı hem de Beşiktaş'ı birer kez şampiyon yapmıştı. Kılık kıyafeti ve görünümü nedeniyle 'Romen köylüsü' adı takılan Lucescu Galatasaray'ın maddi krizle boğuştuğu dönemde takımı şampiyon yapmayı başarmış ancak Fatih Terim'i yeniden takımın başına getirmek isteyen Sarı Kırmızılı kulüp tarafından gönderilmişti. Ardından çalıştırdığı Beşiktaş'la da yollarını ayırmak zorunda kalan Lucescu Türkiye'den sonra gittiği Ukrayna'da Shakhtar Donetsk'si üç kez şampiyon yaptı.
Bizden ama başarısız!
Türkiye'ye gelen en 'sıcak' isimlerden olan Galli Hoca John Benjamin Toschak'ta Beşiktaş'tan sonra Real Madrid takımını çalıştırmıştı. Galli Hoca 2004 yılından beri de Galler milli takımının başında bulunuyor.
İyi insan kötü antrenör!
Fenerbahçe'de iki sezon çalışan ve bir lig şampiyonluğu kazanan Arthur Zico'da geçen yıl Sarı Lacivertli kulübe Avrupa'daki en iyi başarısını kazandırmasına rağmen Türkiye'den ayrılmak zorunda kalmıştı. Fenerbahçe'den sonra Özbekistan takımı Bunyodkor ile şampiyonluk yaşayan Brezilyalı Hoca şimdilerde Rusya'nın en büyük kulüplerinden olan CSKA Moskova'nın başarısı için ter döküyor...
Bir sezon Trabzon'un başında bulunan ancak oldukça eleştirilen Boşnak teknik adam Vahid Halilhodziç'te şimdilerde Fildişi Sahilleri milli takımının başında bulunuyor. (Zaman online/Editör)
Kimi stajyerdi kimi köylü ya şimdi...
Guus Hiddink, Joachim Löw, Vicente Del Bosque, Vahid Halilhodziç, Mircea Lucescu, John Benjamin Toschak. Hepsi kendini beğendiremeden Türkiye'den ayrılmak zorunda kaldı.
17 Yıl Önce Güncellendi
2009-02-25 11:00:00
SON VİDEO HABER
Haber Ara