Müvekkilinin kalp damarında stent olduğunu, bazı başka şikayetlerinin de olması nedeniyle 20 Şubatta Silivri Devlet Hastanesine sevk edildiğini belirten Zeynep Küçük, bazı tetkiklerle kan testlerinin yapıldığını kaydetti.
Kan testinde AFP değerinin normalin 4.5 katı çıktığının görüldüğünü belirten Zeynep Küçük, doktorun bu nedenle Veli Küçük'ü daha ileri tetkiklerin yapılması için başka hastaneye sevk etmek istediğini anlattı.
İlgili doktorun sevk yapılabilmesi için Başhekimden izin almaya gittiğini, ancak döndüğünde, aynı kan örneklerine yeniden test yapılmasının istendiğini ve başka hastaneye sevkin onaylanmadığını söylediğini kaydeden Küçük, yeniden yapılan testte değerlerin aynı çıktığını aktardı.
Buna rağmen Veli Küçük'ün başka hastaneye sevkinin yapılmadığını belirten avukat Küçük, tahlil sonuçlarının da kendisine verilmediğini ifade etti.
Tahlil sonuçlarını almak için Başhekimliğe bir dilekçeyle başvurduğunu, Başhekim ile yaptığı görüşmede aynı testlerin 3. kez yapılmasının istendiğini kaydeden Küçük, testin 3. kez yapılmasına izin verdiğini, ancak diğer 2 testin sonuçlarını almak istediğini anlattı.
Başhekimin, kendisine 2 testin sonuçlarını alabileceğini söylemesine rağmen, test sonuçlarını alacağı birime gittiğinde, buradaki personeli ertesi güne kadar sonuçları vermemeleri konusunda telefonla talimatlandırdığını savunan Küçük, bunun rutin bir uygulama olmadığını belirtip, 3. testin yapılmasını reddettiğini kaydetti.
Zeynep Küçük, şöyle konuştu:
''Sabah bir araç göndererek test için kan almak istemişler. Biz kan vermeyi reddettik. Onunla birlikte test sonuçlarını da cezaevine göndermişler. Sonuçları cezaevinden almak istedim, ama doğal olarak onlar da vermediler. Savcılıktan olur aldıktan sonra test sonuçlarına ulaşabildim. O da 2 testin sonucu değil, bir testin sonucu. 3 gündür müvekkilime uygulanan kan testinin sonuçlarını almak için uğraşıyorum. Ben kimi kime şikayet edeyim. Bizim en değerli hakkımız olan yaşam hakkımız ihlal ediliyor. Sizden yaşam hakkımızı koruma altına almamızı istiyoruz. Bundan sonra müvekkilime ilişkin tüm sağlık kayıtlarının dosyaya celp edilmesini istiyoruz. Avukatı ve kızı olarak ben bunu beceremedim.''
Bunun üzerine Mahkeme Heyeti Başkanı Köksal Şengün, ''Biz deneyelim bakalım, becerebilecek miyiz acaba?'' dedi.
VELİ KÜÇÜK
Söz alan tutuklu sanık Veli Küçük, Kandıra F Tipi Cezaevindeyken ağır bir rahatsızlık geçirdiğini, bu sırada kalp damarına da stent takıldığını anlattı.
Bu stentin 6 ayda bir kontrol edilmesi gerektiği söylenmesine rağmen, ''Hastaneye yatmak istiyor'' denmesini engellemek için kontrole gitmediğini söyleyen Küçük, şöyle konuştu:
''Ben duracaksam, bu vatan için dik duracağım. Öleceksem de vatan için öleceğim. Gücüme giden, yukarıdan talimat geldi. Yukarıdan diyorsam, Hükümet'ten, bu davanın eş başkanı olan savcısından talimat geliyor; 'Veli Küçük'ü sevk etmeyeceksiniz, 2. kez kan alacak, başkasının kanıyla karıştırıp bir şey yok diyeceksiniz'. Ben 35 sene bu ülkeye hizmet ettim. Ölünceye kadar da hizmet edeceğim. Bir diyet ödetilecekse ben bunu ödeyeceğim. Ben burada tutukluluğu bir ceza olarak görmüyorum. Vatanıma, bayrağıma, Atatürk'e yaptığım bir hizmet olarak görüyorum. 13 aydır tutukluyum. 13 aydır paşa paşa yatıyorum. Lütfen beni rahat bıraksınlar.''
Tutuklu sanıklardan İsmail Yıldız da özel bir televizyon kanalında yapılan bir haberde, JİTEM'de çalıştığının ifade edildiğini belirterek, bu televizyon kanalından, kendisinin JİTEM elemanı olduğuna dair bilgi ve belgelerin istenmesini talep etti.
Söz alan bazı tutuklu sanıklar ile avukatları da tahliye talebinde bulundu.
Savcı Mehmet Ali Pekgüzel, tutuklu sanıklardan Vatan Bölükbaşıoğlu'nun 6. kez tahliyesini talep etti.
Mahkeme Heyeti Başkanı Köksal Şengün de değişik tarihlerde Genelkurmay Başkanlığına yazılan yazılara tek bir cevap verildiğini söyledi.
Muzaffer Tekin'in talebine ilişkin cevapta, bomba eğitiminin MKE 1A modeli eğitim el bombalarıyla yapıldığının belirtildiğini kaydeden Şengün, Fikret Emek'in de hangi tarihler arasında hangi eğitimi aldığının bildirildiğini söyledi.