Eski ANAP Milletvekili gazeteci-yazar Yılmaz Karakoyunlu, Korsanhaber sitesindeki yazısında, CHP'de yaşanan liste krizini yorumladı. Karakoyunlu'ya göre Gürsel Tekin'in istifasıyla Baykal'ın otoritesi ortaya çıkarken, Kılıçdaroğlu da, Topbaş karşısında hırpalandı.
İstanbul artık Topbaş'ın mı?
İstanbul artık Topbaş'ın mıdır? Henüz bilmiyoruz. Ama kendisi için en ciddi rakip (tehlike), en umulmadık biçimde zor duruma sokuldu.
Gürsel Tekin'le tanışıklığım yok. İstanbul siyasetini yakından izlediğim için biliyorum. CHP siyaset modelinde en başarılı ve disiplinli politik sima olarak dikkat çekiyordu. Hatta içimden CHP'nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı adayı olması geçiyordu.
Kılıçdaroğlu tercihiyle birlikte hiç yüksünmeden harekete geçti ve tanıtım sorumluluğunu üstlendi. Bu tavır, siyasi peyzajın tarif geleneğinde önemli bir kişilik gösteriydi.
Ama hiç beklenmedik anda Gürsel Tekin, istifa etti. İstanbul'da çarklar arasına mil sokulmuş oldu. Sonra'dan Genel Merkez (Deniz Bey) devreye girdi ve Gürsel Tekin istediğini elde etti. Peki, bu istifa seçimlere gölge düşürür mü?
***
Türk seçmeni yerel yönetim seçimlerinde belediye başkanı ile ilgilenir. Gerisi boştur. Önüne konulan belediye meclis üyelerinin kim olduğunu önemsemez. Bakmaya gerek görmeden 'evet' mührünü basar.
Oysa siyasetin zemini yerel örgütünün elindedir. Parti bu görevlerin dağıtımındaki dayanışmayla ayakta kalır. Siyasette ırgat gibi çalışan kadronun ağırlığı burada görünür. Genel Merkez'in bastırmalarına karşı Gürsel'in bu listeler için mücadele başlatması, durup dururken Kılıçdaroğlu için talihsizlik olmuştur. Oyunu Kılıçdaroğlu'na vermeyi düşünenlerin bu istifa olayından etkilenmemeleri mümkün değil.
CHP'nin şansı önemli silkelenme geçirdi. Bunun tek açıklaması vardır. Birincisi Gürsel Tekin istediği tavizi almıştır. İkincisi, genel merkez paniğe kapılıp teslim olmuştur.
Yani 'parti içi demokrasi' diye yükselen çığlık, 'parti içi disiplin' denen sessizliği ciddi ölçekte zorlamıştır.
Eğer listeler, parti içi demokratik yarışmayla tespit edilebilseydi bu tür hatalı gelişmeler yaşanmamış olabilirdi. Ama parti disiplinini dikkate almadan demokrasi tercihini öne çıkarmak, örgüt ciddiyetini ve tesirini yok saymak olurdu. Bu iki ihtimalin ikisi de yaşandı ve CHP için hoş olmadı.
***
Kılıçdaroğlu, CHP'ye İstanbul'da büyük ivme kazandırdı. Bu ivmenin çarkını Gürsel Tekin çevirmekteydi. Nitekim Kılıçdaroğlu, 'Meclis üyelikleri beni ilgilendirmiyor' demiş ve işi Gürsel Tekin'e (ya da genel merkeze) havale etmişti.
CHP, İstanbul halkına 'üçlü ekip' teklifinde bulunmuştu. Bu teklif ilk darbeyi aldı. Seçmen bu sevimsiz gelişmeden etkilenerek yön değiştirir mi henüz bir şey söyleyecek noktada değiliz. Önümüzdeki gelişmeler bu yön değişimini belirleyecektir.
Sonuç şudur: Kılıçdaroğlu fikri ve bilgisi bulunmayan bir olayla durup dururken hırpalanmıştır. Gürsel Tekin ilk basamakta kısa dönemli zafer kazanmıştır. Genel Merkez, ilk bakışta kaybetmiştir. Deniz Bey otoritesi bir daha görülmüştür.
CHP Genel Merkezi, kararlı ve ısrarlı güç gösteriyle varlığını sürdürür. Bunu çok kez ispatlamıştır. Bu defa da üslubunu sürdürecektir. Çünkü CHP'nin en önemli örgüt birimi, Genel Sekreterlik makamıdır.
Ve kimseye metelik vermeyen siyasetin tarifidir.
CHP'deki liste krizi Topbaş'a mı yaradı?
Yılmaz Karakoyunlu'ya göre Tekin'in istifası Baykal'ın otoritesini sarstı, Kılıçdaroğlu'nu hırpaladı.
17 Yıl Önce Güncellendi
2009-02-19 19:23:00
SON VİDEO HABER
Haber Ara