Bu kentin ünü Seyahatnamede kaldı

Sandıklı'da 1875 yılında leblebi üretimine başlayan Yeğen ailesinin dördüncü kuşağı olan Zafer Yeğen, 134 yıldır sürdürdükleri leblebicilik mesleğinin kendisiyle sona ereceğini söyledi.

Erkek çocuğu olmaması ve damatlarının da bu mesleğe ilgi göstermemesinden yakınan Zafer Yeğen, AA muhabirine şunları söyledi:

''Sandıklı leblebiciliği artık yok oluyor. Leblebi bizim atalarımızdan kalan, şehrimizde yaşayan ve halen kabri de burada bulunan Şeyh Nurettin adlı kişinin imal ettiği bir üründür. Evliya Çelebi'nin Seyahatname'sinde de Sandıklı'nın leblebisinden bahsedilir. Bir zamanlar ilçede yaşayanların neredeyse tamamı geçimini bu yolla sağlarken, bugün Sandıklı'da iki önemli firma kaldı. Mesleğimiz çok zor ve uzun zaman aldığı için, tarih içerisinde de yaşanan ekonomik nedenlerden dolayı leblebicilik artık yok olmak üzere.''

Ekonomik kriz nedeniyle de zor günler yaşadıklarını belirten Yeğen, krizin birçok alanı olduğu gibi leblebiciliği de etkilediğini kaydetti.

LEBLEBİ 4 SEFER ATEŞE GİRİYOR

Leblebi imalatının 4 aşamadan geçtiğini belirten Zafer Yeğen, ürünün ortaya çıkışını şöyle anlattı:

''Leblebi satışa sunulmadan önce 4 sefer ateşe girer. Ayrı ayrı ünitelerde bekletilmesi ve kavrulması gerekir. Tarlada üreticiden aldığımız nohut elekten geçirilerek büyüklüğüne göre sınıflara ayrılır. Kuru olarak ateşte kavrulduktan sonra, bir hafta bekletilir. Bir hafta sonra tekrar ateşte kavrulur. İkinci kavurma yapıldıktan sonra sergilere serilerek nohudun kabuğundan ayrılması sağlanır. Bu durumda ortalama bir ay bekledikten sonra, belirli oranda tekrar su verilerek ıslatılır. Verilen suyla birlikte bir gün bekleyen nohut, tekrar elenerek sınıflara ayrılır. Bunun akabinde basınç uygulanarak ateşte tekrar kavrulur ve kabuğunun tamamen çıkması sağlanır. En son kızartma işlemi yapılarak satışa sunulur.''