Meslekte 36 yılı doldurmak üzereyim. Bunun uzun bir kısmı ya polis muhabirliği ya da polisiye işlerin takibi içinde geçti. Teşkilatı 40 yıla yakındır bilir, tanır, izlerim yani.
Sevinerek söyleyebilirim ki Türkiye'de kabuğunu en hızlı çatlatan, ağır işleyen bürokrasi çarklarına karşın en devingen dönüşümü gerçekleştiren bir kurumdur emniyet teşkilatı. Nicelik ve nitelik olarak çağdaş, donanımlı, özel hale geldiler siz de görüyorsunuz.
ULU ORTA
Bunca yakın takip edişimin yansımaları arasında polislerle kurduğun ikili ve insani ilişkiler kaçınılmaz. Her düzeyde emniyetçinin hem bireysel hem de kurumsal sorunlarına vakıfım diyebilirim. Bazen off the record dert yanmaları da mevcut ama bazen de ulu orta açıklamam için rica ettikleri durumlar var.
HAYAT BOYU GÖREV
Bunların başında askerlik sorunu geliyor. On yıllardır kanayan bir yara bu. Genç polisler askere alınınca hem teşkilatta boşluk doğuyor hem de kendileri ve aileleri zorlanıyor.
Vatan borcudur ödenir deyip kestirip atmak mümkün. Ama öyle değil. Bu çocukların çoğu zaten vatan görevini hem de hayat boyu icra ediyor
KOPAN KOLLAR
' Maaşla, parayla vatan borcu mu ödenir? ' demeyin. Çoğunun girip çıktığı, can verdiği, yaralanıp malul gazi haline geldiği görevlerin parasal karşılığı olamaz.
Çünkü hiçbir para giden canın, kopan kolun, körelen gözün karşılığını ödeyemez.
Şimdi bir mektup okutacağım size. Okuyun ve empati yapın. Onların yerine kendinizi koyarak bir daha düşünün. Az aşağıda buyurun:
Özel harekatçılardan mektup
Savaş Abi.
Bizler özel harekat timlerinde görevli polisleriz.
Yıllarca güneydoğu ve Doğu Anadolu'da terörle mücadelede görev yaptık halen de yapmaktayız.
Bunun için çok önemli eğitimlerden geçtik birçok zorluklardan başarı ile çıkmış, bu mesleğe gönül vermiş insanlarız.
Bizler ne maaşımıza zam ne mesai saatlerini konuşan, her şey vatan için diyen polisleriz. Bugüne dek çok söz verildi. 'Sizin askerlikten muaf tutulmanız sağlanacak' dendi ama olmadı.
DURUM ZOR
Bizler zaten güvenlik kuvvetiyiz.
Üstelik de profesyoneliz.
Askere alınmamız hem maddi yönden sıkıntı içine girmemize hem ailelerimizin zora düşmesine neden oluyor.
Bu zaman süresince emniyet teşkilatı da yetişmiş personelinden mahrum kalıyor.
Vatanın millet uğruna çoğu zaman gönüllü olarak mücadeleye giriyoruz.
Avrupa Birliği'nin diğer ülkelerinde polisler askerlik yapmıyor.
Öyleyse neden bize kolaylık sağlanmıyor.
SES DUYULSUN
Dün gazetenizde okuduk. İçişleri ve kültür bakanlarımızla Mimar Sinan'ın eseri olan caminin içler acısı fotoğraflarını dile getirmişiniz.
Yani bire bir sayın bakanımızla görüştünüz.
Senden ricamız aynı duyarlılığı polis kardeşlerinin bu sorunu için de göstermen.
Mevzuu lütfen hem bakan beyimize aç hem de köşene yaz sesimiz duyulsun abi.'
İÇİŞLERİ BAKANIMIZA
İçişleri Bakanımızı yakından tanımayanlar fazla yorum getiremez huyuna suyuna. Yüzünden duygularını okuması zor bir adamdır çünkü. Lafıma değer veriyorsanız bunu şöyle kabul edin. İyidir, hoştur, babacandır, merhametlidir hatta size garip gelecek ama biraz da çocuk yüreklidir . Teşkilatındaki bu genç polislerin bakanı olmaktan daha ziyade babası, abisi, emmisi gibi davranacağından kuşkum yok.
TORPİL İSTERİM BAKANIM
Bu mektubu kendisine yazılmış farz edecektir eminim. Gerekeni yapmak için kafasında bir takvim vardır elbette. Ama dedim ya mutlaka önemseyecek, ' acep ne yapılabilir ' diye düşünecektir. Bir gelişme olursa ilk bana haber verir ben de müjdeyi patlatırım diye düşünüyorum. 36 yıl dedim arkadaş, o kadar da torpilim olsun di mi? (Takvim)