Dolar

34,9489

Euro

36,7140

Altın

2.992,18

Bist

10.125,46

Baykal yine hükümete yüklendi

CHP lideri Deniz Baykal partisinin grup toplantısında milletvekillerine hitap etti. Baykal 'Hükümet ne için var? Caka satmak için mi?' diye sordu

17 Yıl Önce Güncellendi

2009-02-17 15:30:00

Baykal yine hükümete yüklendi

CHP Lideri Deniz Baykal, grup toplantısında partililere seslendi. İşte Baykal'ın AKP hükümete yüklendiği konuşmasından satırbaşları:

- 3 milyon işsizin olması, 3 milyon ailenin evine ekmek gelip gelmeyeceğinin belli olmamasıdır. Bu tablo vahim bir tablodur.
- Bir başbakanın ona buna hakaret edeceğine, önce bu acıyı yüreğinde hissetmesine ihtiyaç vardır.
- İş buralardan kopuyor. Bu tablo karşısında Türkiye hala ciddi bir ekonomi politikası ortaya koymamıştır.

ÜLKENİN BÜTÇESİ YOK
- Türkiye'nin bütçesi yok. 38 ülke bu ekonomik bunalım karşısında derhal derli toplu projeler ilan etti.
- Türkiye program ortaya koymamış ülkelerin en başında ülke, ekonomi küçülüyor, durgunluk geride kalmış. Böyle bir tablo karşısında Başbakan esiyor savuruyor.
- Türkiye'nin ciddi ve sorumlu bir hükümete ihtiyacı var.
- DİSK, TÜRK-İŞ aklı başında herkes feryat ediyor.
- Ama kriz hergün bedelini kanlı bir biçimde toplumumuzdan tahsil ediyor.

PALAVRA KARIN DOYURMUYOR
- Başbakan'ın palavralarıyla milletin karnı doymuyor.
- İşsizlik artıyor, ülke bütçesi hiçbir ciddi temele dayanmıyor, bütçe müthiş açık vermeye başladı. Dış ticaret büyük açık veriyor, cari açık çok büyük bir yükseliş kaydetti.
- Bu tablonun gereği derhal yerine getirilmelidir.
- Primlerin ve stopajların bu seviyede bu kriz ortamında sürdürülmesinin bir anlamı yoktur.  Prim ve stopajlar indirilmelidir.

BAŞBAKAN SIKIN DİŞİNİZİ DİYOR
- İstihdam etmek kolaylaştırılmalıdır. Çalışan her insanın ekonomiye ciddi bir katısı olacaktır.Bunları öngören bir programa ihtiyaç var.
- Hepimiz uzun süreden beri bunu ifade ediyoruz. Derhal böyle bir program ortaya konulabilir.
- Ama Başbakan sıkın dişinizi ha geçti ha geçer demiştir. Merak etmeyin toparlanırız diye beklemektedir.
- Kriz giderek ağırlaşmaktadır. Tedbir alınmadan geçirilen her gün çok ağır bir bedeli bir araya getirmektedir.
- İşsizlik ve borçluluk Türkiye'yi sıkıştırmıştır.
- Borçlar tam tersine artıyor. Vatandaşta şirketler de borçlu. Kredi kartı borcunu ödemeyen insan sayısı 1.5 milyon insana yükseldi.

KREDİ BORÇLARI ARTTI
- Tüketici ve konut kredilerinde ödeyemeyen insan sayısı 6 bin 254'e ulaşmıştır.
- Konut kredisi almış ödeyemiyor. Şimdi onu bir çözümle buluşturmak zorundayız. Onun altında ezilip kalmasına göz  yumamayız.
- İşsiz kalmış çalışırken, konut kredisi almış. Şimdi ödeyemiyor. Ona bir zaman kazandırmak lazımdır.
- Hükümet ne için var? Ona buna caka satmak için mi? Halkın sorunlarını çözmek için var.
- Henüz yakasını kaptırmamış olanlar, bir süre sonra kaptıracaklardır. Alın tedbiri bir an önce.
- Bir arkadaşımız kanun teklifi verdi, AKP'li vekiller sayesinde reddedildi.
- Bu işle mücadelenin yolu insanlara iş vermektir. İnsanlara istihdam olanağı yaratmaktır.
- Onlara göstermelik bir takım kolaylıklar sağlayarak, karda kışta Tunceli'de buzdolabı dağıtarak bu sorunu çözmek mümkün değildir.
- Ciddi çözüm istihdam imkanını getirmektedir. Her ailen bir kişiyi çalıştırabildiğin anda bu sorun için ciddi bir adım atmışsındır.
- Asıl ele alınması gereken budur. Ona göre bir teşvik yatırım programı ortaya koymak lazımdır.
- Maalesef bu arayışı göremiyoruz, bundan büyük üzüntü duyuyorum.
- Palavra sıkan değil çözüm ortaya koyan politika ortaya koyan, bir başbakan'a Türkiye'nin şiddetle ihtiyacı vardır.

- İş yerleri kapanıyor, aileler çöküyor. Aile faciaları yaşanıyor. Ama böyle bir ortamda maalesef Türkiye yine tuhaf bir biçimde yolsuzluklar cennetine dönüşüyor.

- Bir yandan ekonomik sıkıntılar sorunlar toplumun her kesiminde kendini hissediyor, ama bir yandan da tarihinin en büyük yolsuzluk olaylarıyla iç içe görünüyor.

AL SANA DOSYA
- En son olarak meşhur Deniz Feneri yolsuzluğu konusunda dünya ve Türkiye bir bekleyiş içinde, alman mahkemeleri konuyu inceledi.

Şimdi Türk yargısının bu konuya el atması lazım. Kimseden medet ummaya yardım istemeye ihtiyacı yok. Ortada yaşanmış yolsuzluklar var. Bunu gerçekleştirenler T.C vatandaşları. O paralar Türkiye'ye getirilmiş, Türkiye'de harcanmış.

- Bunu yapanlar Türkiye'de ama hiçbir çalışma yok. Bekleniyor. Ne bekleniyor? Alman mahkemeleri dosyayı göndersin biz de bakalım..
Onlar dosyayı göndermezse ne olacak?
Sen alman mahkemesine mecbur musun?
Senin savcın yok mu? Senin hakimin yok mu? Senin emniyetin yok mu?

KOCA TÜRKİYE APIŞIP KALDI
- İşin aslı sende. Doğrudan ilgili sensin. Senin öncelikle harekete geçmen lazım. Sen niye harekete geçmiyorsun?
- Koca Türkiye apışmış kalmış dosya bekliyor. Devletin gücü sanki dosyayı getirmeye yetmiyor. Al sana dosya. O dosya burada duruyor.
- Yolsuzlukların sadece sütü bozuk bir kişinin, paraya dayanamamış bir kişinin kendi girişimiyle yaptığı bir iş olmadığını bize gösterdi.
- Yolsuzluğun organize olduğunu gösterdi. Organize iş olduğunu ortaya koydu.

PARAYI TOPLAYANLARI BAŞBAKAN TANIYOR
- Vatanı milleti korumak için cephede şehit olmuş, bu memleketin namuslu evlatları hepimizin şerefi onuru ahlakı, toplumumuzun el değerli dayanağı olan, Mehmetçik Vakfı'na bu vergi kolaylığını getirmiyor.
- Milletin Ramazanda fitresini zekatını toplayıp Türkiye'ye getiriyorsunuz.
- Kim getiriyor? Bugünkü iktidar, bakanlar getiriyor.
- Parayı topluyorlar,
- Toplayanları başbakan tanıyor, yakını. Ailevi yakınlıklarda var. Bacanaklıklar v.s
- Yolsuzluk her toplumda olur. Ama yolsuzluk olduğunda kanunlar işletiliyorsa, üzülür ama, olması gereken yapılıyor deriz.
- Türkiye'de olması gereken yapılamıyor. Onun için arkadaşımız Ali Kılıç Almanya'da uğraştı aldı getirdi o dosyayı.
- Deniz Feneri'nin önemi buradan geliyor. Nerelere gidiyor, destan gibi birbiriyle bağlantılı.
- Bu konu Türkiye için temel konudur. Türkiye'nin yolsuzlukla mücadelesinin turnosal kâğıdı imtihan vereceği dosya işte bu dosyadır. Bunun hesabını Türkiye derhal görmelidir.
- Bunu sağlamanın yolu da milletvekili dokunulmazlığını derhal kaldırmaktır, derhal.

ÇOLUK ÇOCUK DÜKKAN AÇIYOR
- İktidardakilerin çoluk çocuklar maşallah. Milletin dükkanı kapanıyor, onlar dükkan açıyor.
- Alışveriş merkezlerinde en fiyakalı yerlerde açıyorlar. Açarken babalarının gücünü kullanıyorlar.
- Dükkan açmaya iş kurmaya saygım var, bunu yapan insanı alnından öperim, elini sıkarım. Ama babasının gücüyle değil alnının teriyle yapanı kutlarım.
- Bir yandan bunlar bir yandan arsa spekülasyonları. En son Eyüp'teki arsa ortaya çıktı.
- Şunları gördüm. Etraftaki özel mülkiyete ait arsayı alabilmek için, belediyenin imar planı değiştiriliyor, arsa sahipleri satmaya mecbur bırakılıyor.
- Planı yapmışsınız, bir yerde arsayı toparlayacaksınız. Alırken yeşil saha diyorsunuz, sonra yine değiştiriyorsunuz.
- Arsa değil pırlanta.

KILIÇDAROĞLU'NU KUTLUYORUM
- Ama ne oldu? İstanbul'da bir belediye başkan adayı var. Kemal Kılıçdaroğlu.
- Önce Başbakan'a bir soru sordu, sen şu ismi tanıyor musun dedi. Başbakan, tanımıyorum demeye kalkarken, tanıdığını ortaya koydu.
- Büyükşehir belediye başkanına döndü, Başbakan tanıyor, sen tanımıyor musun dedi ve bu yetti. Bu laf şifreli bir laf.
- Bu demek oluyor ki, Kemal Kılıçdaroğlu'nun tezgâhlarda işi var.
- O akşam mesai saatinden sonra, hemen TFF'ye bağışlanacaktır dediler. TFF yetkililerine sordular, bizim haberimiz yok dediler.
- Birden bire ateş topu haline geldi o pırlanta arsa.
- Sen niye verdin onu federasyona? Kılıçdaroğlu onu ortaya çıkartmasa verecek miydin?
- Neden alelacele verme gereği duydun?
- Kılıçdaroğlu henüz başkan olmamasına rağmen hizmetlere başladı. Kendisini kutluyorum.

250 MİLYAR DOLARLIK RANT
- Başbakan medyaya diyor ki, medyada her türlü suiistimal var. En sonunda bana onları da söyletecekler.
- Böyle bir ifade Başbakan'a yakışır mı?
- Başbakan bunu biliyorsa söylemiyorsa, asıl suiistimal Başbakan'ın kendisindedir.
- Hem gereğini yapmayacaksın, hem de şantaj yapar gibi, bak gereğini yaparım ha diyeceksin.
- Başbakan, durumu onu bunu suçlamaya taşımıştır. CHP'yi komünistlikle suçlamaktan tutunuz, işte medya patronlarına tehdit sallamaya kadar, YSK'ya beni sen ırgalamazsın demeye kadar söylemediğini bırakmıyor.
- Başbakan'ın sadede gelmesi lazım. Sadet Türkiye'de ekonominin durumudur. Gevezeliği, palavrayı bırakması lazım.
- Böyle boş lafla, ona buna saldırarak, kuru gürültüyle gerçeğin örtülemeyeceğini, milletin ondan neyi beklediğini er geç görecektir, öğrenecektir.
- Bu yolsuzluklar aynı zamanda bir ekonomik sorun. Yolsuzluk yapılması rekabeti kaldırıyor. Haksızlıkları ekonomiye hâkim kılıyor.
- Türkiye'de ne kadar müthiş bir kaynağın da bulunduğu ortaya çıkıyor.
- İstanbul'un eski belediye başkanlarındaki birisi, İstanbul'daki rantın 250 milyar dolar olduğunu söyledi.
- Türkiye bunu hak etmiyor, bu tablodan üzüntü duyduğumu ifade etmek istiyorum.
- Türkiye'nin sorunları karşısında sorumlu duyarlı, gerekeni kararlılıkla yapacak, sorumluların bilincinde bir anlayışın iş başında olmayışı en büyük sorunumuz.
- Türkiye'nin ciddi bir başbakan'a ihtiyacı vardır. Başbakan'ında bir an önce kendisine çeki düzen vermesine ihtiyaç vardır.

Haber Ara