Fransa ile oynanan hazırlık maçından önce Palm Beach'te 171 nolu odada yapılan bu röportajı keyifle okuyacaksınız..
Tarih: 10 Şubat 2009. Yer: Marsilya. Otel: Palm Beach'te.. Önümdeki güvenlik şeridinin arkasından Arjantinli futbolculara bakıyorum. Fransız polisi göz açtırmıyor. Ve o anda Arjantin Milli Takımı'nın sorumlusu Noray Abi'yi nihayet görüyorum. Fransız polisine talimat veriyor. Artık şeridin arkasındayım. Futbolcular Javier Zanetti, Mascherano, Gago, Tevez, Agüero ve Messi yanımda sohbet ediyorlar. Ama herkes sadece bir isme odaklanmış durumda. Dünyanın gelmiş geçmiş en büyük futbolcusu ve Arjantin Milli Takımı Teknik Direktörü Diego Armando Maradona. Kapı açılıyor ve kısa boyuna ters müthiş karizmasıyla Maradona toplantı salonundan çıkıyor. Odasına ilerlerken kendisine çığlıklarla seslenen hayranlarına el sallayıp uzaklaşıyor. Daha önce telefonla konuştuğum Maradona ile tanışmak için öylesine sabırsızım ki.. Ama Noray Abi, 'Bekle' diyor. Yarım saat sonra takım otobüsünün arkasında eskortla antrenmana giderken buluyorum kendimi. O anda Velodrome Stadı'ndaki tek gazeteciyim. 1986 Dünya Kupası'nda Arjantin'e Maradona ile kupayı kazandıran teknik direktör ve şu anda milli takımın danışmanı Carlos Bilardo ile yan yana antrenmanı seyrediyoruz. Maradona antrenmanın içinde adeta. Bir futbolcu gibi yaşıyor idmanı. Sürekli bağırıyor: 'Haydi, sadece topu düşünün! Tek pas, tek pas. Pres yapın, pres yapın!' Ardından dayanamıyor ve takımın içine kendisini atıyor. O müthiş tekniğinden hiçbir şey kaybetmediğini gösteriyor.
ODANIN KAPISI AÇILIYOR
Antrenman bitiyor ve otele dönüyoruz. Arjantinli ve diğer ülkelerden gazeteciler şeridin arkasında bir kare fotoğraf için bağırırken, ben takım oyuncularıyla birlikte otel koridorunda yürüyorum. Ardından Noray Nakis'in 159 nolu odasına giderken, arkamızdan Maradona geliyor ve 25 yıllık dostuna sarılıyor, 'Noray bana biraz iyi davran' diye takılıyor. Noray Abi beni gösteriyor, 'Bu arkadaşım Galip, Türkiye'den. Telefonla seni konuşturmuştum. Eğer müsaitsen şimdi seninle konuşmak istiyor' diyor. Maradona, elimi hararetle sıkıp, 'Elbette, bir duş alacağım. Sonra odama gelin' diyor. Nakis'in odasında sadece 10 dakika oyalanıyoruz, ama bana bir yıl gibi geliyor. Zaman doluyor ve odadan çıkıp hemen koridorun başında 171 nolu odanın kapısını tıklatıyoruz. Kapıyı insan olduğundan şüphe ettiğim yaklaşık 2 metre boyunda bir koruma aralıyor. Noray Abi içeri sesleniyor: 'Noray ben' Koruma, Maradona'nın içeriden gelen 'Tamam' talimatının ardından kapıyı açıyor. Noray Abi geçiyor. Ama bir adım arkasındaki ben korumanın elini koymasıyla durmak zorunda kalıyorum. Noray Abi, hemen 'O da benimle' deyince efsanenin odasındayız.
LOKUMA HAYRAN OLDU
Doğum gününde telefonla röportaj yaptığım Maradona koltukta keyifle purosunu tüttürüyor. Yanında yardımcıları oturuyor. Beni görünce büyük bir incelikle ayağa kalkıp, tokalaşıyor. Ardından yanında oturan yardımcılarıyla teker teker tanıştırıyor. Kendisine Türkiye'den getirdiğim lokumu takdim ediyorum. Alıyor ve 'Diyetteyim ama yiyeceğim, tatmak isterim' diyor.
LOKUMA DAİR MİNİ BİR NOT!: Midesine kelepçe taktıran ve yaklaşık 30 kilo veren Maradona, röportajın ardından lokumu yemiş, Noray Abi'ye de 'Ben hayatımda bu kadar lezzetli bir şey tatmadım' demiş.
Yakında Türkiye'ye yolculuk var
Maradona'ya Türk Milli Takımı ile bir hazırlık maçının programlarında olma ihtimalini soruyorum. Yanıtı Türkiye'deki tüm Maradona severler için müthiş bir haber: 'Evet bu konuda çalışmalarımız var. Türkiye ile ülkenizde bir hazırlık maçında oynamak istiyoruz. Büyük ihtimalle yakın bir gelecekte Türkiye'de bir hazırlık maçı oynayacağız. Böylesine güçlü bir takım karşısında oynamak gerçekten benim açımdan son derece önemli.' Kendisiyle ilgili soruyu yöneltiyorum, 'Milli takım teknik direktörlüğü sizin gelmek istediğiniz son nokta mı?' yanıtı son derece enteresan: 'Arjantinli her çocuk, doğuştan potansiyel milli takım oyuncusu adayıdır. Kendimi bildiğimden itibaren hayalim milli takım formasını giymekti. Bu rüyamı gerçekleştirdikten sonra bu kez ülkeme Dünya Kupası'nı kazandırmayı hedefledim. Bunu da başardım. Arada birçok sıkıntı yaşadım. Ama (burada Noray Abi'yi gösteriyor) gerçek dostlarımın yardımıyla bunları atlattım. Futbola yeniden döndüğümde bu kez Arjantin Milli Takım Teknik Direktörü olmayı istedim. Bu da gerçekleşti. Hayatta Tanrı'nın eli bana hep yardım etti. Ve şimdi dünyanın en iyi takımının başındayım.'
SADECE BİR KAREYE İZİN
Saatler akşam saat 22:00 civarını gösterdiğinde Maradona'ya veda vakti geliyor. Fotoğraf çektirmeyi sevmediğinden Noray abi sadece bir kare fotoğrafımızı alıyor. Dünyanın en büyük futbol yıldızı olan Maradona bizi odasının kapısına kadar uğurluyor. Son olarak 'Yarın (Çarşamba) Fransa karşısında kazanacaksınız' diyorum. Gülümsüyor ve 'Umarım dediğin gibi olur' derken vedalaşıyoruz.
Terim'e Milan'da haksızlık yapıldı
Fatih Terim ismini ortaya atıyorum. Maradona, 'Önemli bir teknik adam. Dünya futbolunun böyle cesur teknik direktörlere ihtiyacı var. Ortada bir sürü korkak teknik adam görüyoruz. Fatih Terim, cesur ve kokuşmuş futbol dünyasına benim gibi isyan edenlerin tarafında. Milan'da ona büyük haksızlık yapıldı. Fiorentina'da da öyle. Zaten hep teknik adam suçludur. Beceriksiz, her şeye karışan başkanlar, sorumsuz futbolcular değil. Terim inandığım, saygı duyduğum ve elini sıkmaktan mutluluk duyacağım bir meslektaşım' yorumunu yaptı.
Noray Nakis'e özel bir teşekkür
Bu röportajın gerçekleşmesinde Arjantin Futbol Federasyonu 2. Başkanı ve Milli Takımlar sorumlusu Noray Nakis'in büyük payı oldu. Hem görüşmeleri ayarladı hem de fotoğrafları çeken isimdi. Ayrıca hem maç gününden bir gün önceki antrenmana hem de karşılaşma günü maça takım eskortuyla birlikte gitmemi sağlayan isimdi. Dünya futbolunda birçok isimle dost olan Nakis, karşılaşma sonrası beni Marsilya Başkanı Diouf ile de tanıştırdı. Grondona'nın ardından Arjantin'de Futbol Federasyonu Başkanı olmasına kesin gözüyle bakılan Noray Abi olmasaydı bu röportajın özellikle aşırı güvenlik önlemlerinin olduğu bir yerde gerçekleşmesine ancak hayal gözüyle bakılabilirdi. Venezuela'ya gitmek için başkan Hugo Chavez'den 850 bin dolar, Gürcistan'dan ise 650 bin dolar alan Maradona, ikinci kez yine sadece SABAH gazetesine konuştu.
Türkiye finali hak etmişti
Türk Milli Takımı'nın iştahlı futbol ortaya koyduğunu söyleyen Maradona, 'O monoton Avrupa Şampiyonası'nın bence en iyi takımıydı. Nihat'ı iyi tanıyorum' dedi. Heyecanım geçtikten sonra Maradona'ya ilk sorumu soruyorum.. 'Türk Milli Takımı ile ilgili düşüncelerinizi alabilir miyim?' 'Türk Milli Takımı, Arjantin gibi. Futbolu çok iştahlı oynuyor. O monoton Avrupa Futbol Şampiyonası'nın bence en iyi takımıydı. Almanya karşısında galibiyeti hak eden taraftı. Ama ne yazık ki şanssız bir biçimde kaybetti. Eğer finale çıksaydınız; birçoğuna sürpriz gelebilir ama bence İspanya'yı yenerdiniz. Yani siz finali hak etmiştiniz'
HAMİT TEKNİK VE ZEKİ
Milli Takım'dan kimleri tanıdığını ve beğendiğini sorduğumda ise Diego, 'Nihat Kahveci ve Hamit Altıntop'u tanıyorum. Nihat, İspanya Ligi'nde Real Sociedad'da oynarken iyiydi. Avrupa Şampiyonası'nda da sakatlanana kadar adeta takımı sırtında taşıdı.. Hamit Altıntop da tekniği, çizgi üstü altyapısı ve müthiş futbol zekasıyla çok beğendiğim bir futbolcu' yorumunu yaptı.