Milli Eğitim Bakanlığı, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı ile Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu arasında ''Yaygın Mesleki Eğitim İşbirliği Protokolü'' imzalanacak olması dolayısıyla MEB Başöğretmen Salonu'nda tören düzenlendi.
Törende konuşan Çelik, Türkiye çapında 310 bin mesleki eğitim ve 967 halk eğitim merkezinin hizmet verdiğini, yüzlerce alanda kurs verme imkanları bulunduğunu belirterek, vasıflı eleman yetiştirmenin Bakanlığın bir sorumluluğu olduğunu kaydetti. Bu konuda paydaş kuruluşlarla işbirliği yapmanın önem taşıdığını ifade eden Çelik, TESK'in de MEB'in paydaşları arasında yer aldığını belirtti.
Mesleki ve teknik eğitimin genel eğitim içindeki oranının 2002-2003 eğitim-öğretim yılının başında yüzde 28 olduğunu kaydeden Çelik, şöyle konuştu:
''Bu, şu anda yüzde 43'lük orana ulaşmıştır. Hükümetimizin 2011 yılı sonu asgari yüzde 50'dir. Ama ben önümüzdeki yılda bile bu hedefi yakalayabileceğimizi düşünüyorum. Çünkü bu yıl çok iyi bir patlama oldu. Kız Teknik Öğretim Genel Müdürlüğü, Erkek Teknik Öğretim Genel Müdürlüğü Ticaret ve Turizm Genel Müdürlüğü bünyesindeki birçok okulda özellikle büyük şehirlerde ikili öğretime geçildi.''
Herkesin esnaf ve sanatkarları çok önemsediğini söyleyebileceğini kaydeden Çelik, ''Ama biz bunu sözde demiyoruz, icraatını yapıyoruz. Mühim olan söylem değil eylemdir. Kimsenin Musa gibi konuşup Firavun gibi davranma hakkı yoktur. Biz Musa gibi konuşur Musa gibi icraat yaparız'' dedi.
Osmanlı Devleti'nin yıkılmadan önce ekonomik yönden çöktüğünü anlatan Çelik, el tezgahtarlığına dayanan sanayinin Avrupa'daki sanayi devrimi karşısında dayanamadığına işaret etti. O dönemde herkesin ''devletin kapısında memur ve işçi olmak için gayret gösterdiğini'' söyleyen Çelik, ''Herkesin beyaz yakalı olma hastalığı bizde o zaman başladı. Esnaflık, tüccarlık bizim küçük gördüğümüz birşeydi'' diye konuştu.
Türkiye'de şu anda 2 milyona yakın esnaf ve sanatkar bulunduğunu kaydeden Çelik, esnaf ve sanatkarların ''esas güç kaynağı ve ortadirek'' kesim olduğunu vurgulayarak, bu gözardı edildiği zaman çatının ayakta tutulamayacağını ifade etti.
Hükümetlerin halkı memnun etmek için çalıştığını söyleyen Çelik, ''Hükümet tarım kesimini, çiftçisini köylüsünü, esnafını sanatkarını, sanayicisini tüccarını memnun etmek için çalışır. Ama fakir fukarasını, yaşlısını özürlüsünü, dulunu yetimini de memnun etmek için çalışır. Siz onları memnun ederken memnun olan insanlar da size teveccühte bulunurlar. Bundan dolayı birileri rahatsız oluyorsa istedikleri kadar rahatsız olabilirler'' dedi.
İşsiz insanlara neden ''işsizlik parası'' verildiği yönünde eleştiriler yapıldığını kaydeden Çelik, bu uygulamanın birçok çağdaş devlette bulunduğunu anlattı. Çelik, ''Herhalde bu sosyal devleti özellikle kendine sosyal demokrat diyenlere anlatmamız lazım. Çünkü sosyal devleti anlamıyorlar'' diye konuştu.
Türk Dil Kurumuna eleştiri
Çıraklık ve Yaygın Eğitim Genel Müdürlüğünün Türkiye'nin her ilçesinde teşkilatı bulunan nadir kuruluşlardan biri olduğunu söyleyen Çelik, şöyle devam etti:
''Dün bazı gazetelerde bir-iki haber gördüm. Türk Dil Kurumu informal eğitim için bir kelime bulmuş, bu da MEB Talim ve Terbiye Kurulu tarafından benimsenmiş. Yeni eğitim 'sargın eğitim'... Bunu tek kelimeyle saçma buluyorum. Böyle birşey olmaz. Böyle bir şey oturup kelime üreterek olmaz. Sargın eğitim diye bir dal Milli Eğitim Bakanlığında yok. Buna ille de bir isim verilecekse adı bu olmaz.
Türk Dil Kurumu 'Plaket demeyelim onurluk diyelim, sempozyum yerine bilgi şöleni diyelim'' diyor. Onu da kullanmıyorum. Yani, 'bilgi şöleni'ni 'Dede Korkut Bilgi Şöleni', 'Yunus Emre Bilgi Şöleni' olarak kullanabilirsiniz ama herhalde 'Verem Bilgi Şöleni', 'İç Hastalıkları Bilgi Şöleni' olmaz. Şölen dediğiniz zaman akla eğlence gelir. Gayri ciddi olmayalım. Haydi sempozyuma 'bilgi şöleni' diyelim de seminere, konferansa, foruma, panele ne diyeceğiz.
Bir kelimenin eğer hakikaten yerine oturan Türkçesi varsa onu seve Türkçemiz adına kullanalım ama Türkçemizi de komik durumlara düşürmeyelim.''
Törende, diğer konuşmaların ardından yaygın eğitim alanında işbirliği öngören protokole imza atıldı.
aa
'Musa gibi konuşup, Musa gibi davranıyoruz'
Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, ''Mesleki eğitimde bu yıl çok iyi bir patlama oldu. Birçok okulda, özellikle büyük şehirlerde ikili öğretime geçildi'' dedi.
17 Yıl Önce Güncellendi
2009-02-12 14:07:00
Haber Ara