Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Şifalı bitkiler ne kadar şifalı?

Salatanıza serpiştirdiğiniz bir tutam ot sizi kanserden korur,bitki çayları yorgunluğunuzu alırken, baharat olarak kullandığınız bitki tohumları umulmadık şifalar verebilir...

17 Yıl Önce Güncellendi

2009-02-11 15:03:00

Şifalı bitkiler ne kadar şifalı?

 

Esra Hayta / TIMETURK

İnsanlık, tarih boyunca bitkilerle beslendi, 'bitkilerin şifası'na başvurdu ve bitkilere dayalı tecrübesini biriktirdi. Bundan dolayı da tarihte nice Lokman Hekimler yer aldı.Yapılan kazılarda, Hititler'den kalma tabletlerde; meyan kökü, adamotu, badem, defne, mazı, sarımsak, üzerlik, haşhaş gibi bugün de bilinen pek çok tedavi edici bitkinin ilaç olarak kullanıldığı görüldü.

Bitkiler canlılığın hayati özüdür. Bu nedenle, 'şifalı bitkiler' yerine 'bitkilerin şifası'ndan söz etmek daha doğru olur. Her bitkide potansiyel olarak 'şifa' mevcuttur. Binlerce yıl boyunca tedavi amacıyla faydalanılan bitkiler, bugün de modern eczacılığın kullandığı hammaddelerin temelini oluşturuyor. Yapılan araştırmalar, bitkilerin sağlık açısından ne kadar önemli olduğunu ortaya koyuyor.

Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Dermatoloji Ana Bilim Dalı Başkanı ve Gevher Nesibe Tıp Tarihi Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Ekrem Aktaş, aspirinin etken maddesi olan salisilik asitin, günümüzden 800 yıl önce Selçuklular tarafından ağrı kesici olarak kullanıldığını bildirdi.

Prof. Dr. Aktaş AA muhabirine yaptığı açıklamada şöyle konuştu: ''O dönemde birçok bitki ilaç olarak kullanılmış. Örneğin mısır püskülü idrar söktürücü etkisinden dolayı kaynatılarak suyu hastalara içirilmiş. Çiğdem bitkisinin suyunu gut hastalığının tedavisinde kullanmışlar. Tabii kan değerlerini analiz edebilecekleri bir teknoloji yok. Hastanın genel durumuna göre bu bitkiler kullanılmış. Ayrıca kavak ve söğüt ağacından elde edilen salisilik asit ile baş ve diş ağrılarını geçirmeye çalışmışlar. Bu madde aspirinin etken maddesidir. Türkler bu maddeyi 1206 yılından 1800'lü yıllara kadar kullanmışlardır. Günümüzden 100 yıl önce ise bu madde laboratuvar ortamında sentetik olarak üretilmiş ve aspirin adıyla piyasaya sürülmüştür.'

Şifalı bitkilerin hakkında olumlu düşünceler olduğu gibi tedavi edici özelliğinin olmadığını düşünenlerde var. Hastalıkların tedavisinde modern tıbbın imkanlarından faydalanılması gerektiğini söyleyen Gaziantep Üniversitesi (GAZÜ) Rektör Yardımcısı ve Tıp Fakültesi Farmakoloji Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Şükrü Aynacıoğlu,Milliyet muhabirine yaptığı açıklamada'Önemli olan, hastalıkların tedavisinde modern tıbbın imkanlarından faydalanmaktır. Ancak, hastalıkların tedavisi için ülkemizde olduğu gibi bir çok değişik ülkede de doğal bitkilerin kullanıldığına tanık oluyoruz.Ancak, yasal olarak izin alınarak yapılan ve satılan doğal bitki ilaçları konusunda da yapılacak bir şey yok. İnsanların ilgisi var ve bu tür doğal bitki ilaçları satışı yapılan iş yerlerinin sayısı sürekli artıyor. Bu kullanımda, alışkanlıkların ve bir anlamda, çaresizliğin de payı olduğunu düşünüyorum. Örneğin, kanser olan bir insan tedavi için her duyduğu şifalı bitki ilacını deneme yoluna gidiyor. Hatta, bu konuda, şifa bulmak için Çin gibi çok uzak ülkelere giden insanlara da tanık oluyoruz' diye konuştu.

Bitkiler, onu bilenlerin elinden şifa oluyor
Dünyada 1 milyondan fazla bitki türü bulunuyor. Bunlar arasında insana şifa verenler olduğu kadar, yanlış kullanıldığında ölümcül sonuçlara neden olanlar da var. Atalardan gelen bilgilere dayanan bazı halk ilaçlarını günlük rahatsızlıklarda kullanmanın yararlı olabileceğini belirten uzmanlar, tedavi konusunda hiçbir eğitimi olmayan kişilerce verilen reçetelerin yarardan çok zarar getirebileceğini ve hastaya tedavi edici bitki verilmeden önce her metabolizma farklı olduğundan ilk olarak hastanın sağlık geçmişinin araştırılması gerektiğini söylüyorlar.

Türkiye?nin ilk tıbbi bitki bahçesi
2005 yılında açılan Zeytinburnu Tıbbi Bitkiler Bahçesi Türkiye?nin ilk tıbbi bitki bahçesidir. Merkezefendi mahallesinde,14 dönümlük alanda kuruldu. Zeytinburnu Belediyesi ve Merkezefendi Geleneksel Tıp Derneği?nin yürüttükleri projede, ekili tıbbi bitki sayısı 400?ü aştı. Zeytinburnu Tıbbi Bitkiler Bahçesi?nde bir sera, herbarium (kurutulmuş bitki koleksiyonu),tohum bankası, bitki laboratuarı ve bitki kurutma birimi bulunmaktadır.

Hiroşima katliamında ayakta kalan tek canlı bitki
Zeytinburnu Tıbbi Bitkiler bahçesinde 400 farklı bitki bunuyor. Bahçe yetkililerine göre bunlardan en önemlisi Hiroşima katliamında ayakta kalabilen tek canlı bitki olan Ginkgo Biloba (mabet ağacı).
Mabet ağacının yaprakları ve meyveleri içerisindeki etken maddeler (ginkgo biloba ekstresi) dünyanın en çok satan ilacı olan ve Alzheimer hastalığı için kullanılan Tebokanın ham maddesini oluşturuyor. Amerika Hükümetinin, bu ağacın yetiştirilmesi için gerekli araziye 500 milyon dolar harcadığı biliniyor.

Neden doğal bitkiler yerine kimyasal ilaçlar?
Bahçe yetkililerinden biyolog Arzu Aykut, bitkilerin faydalarının ispatlanması için 10 yıl süreli klinik çalışmalar yapılması, doktorlar ve eczacılar tarafından yürütülecek olan bu çalışmalar için çok yüksek bir bütçe ayrılması gerektiğini söyledi. Sağlık Bakanlığı, yeterli bütçe olmaması ve klinik çalışmaların uzun süreli olması nedeniyle bitkisel drogları onaylamıyor. Bu nedenle doktorlar tarafından maliyeti düşük sentetik ilaçlar tercih ediliyor.

Bahçe her gün ziyarete açık
Zeytinburnu Tıbbi Bitkiler Bahçesi projesinin hedefleri arasında, tıbbi bitkileri araştırmak, üretmek, tanıtmak, Türkiye ve dünyadaki botanik bahçeleri, herbaryumlar ve tohum bankalarıyla işbirliği yapmak gibi çalışmalar var.

Destekleyici tedavi özelliği olan bazı şifalı bitkiler
Şifalı bitkilerin faydalarının ispatlanması için gerekli bütçeyi bulan ve merak potansiyeli olan ekip kurabilen bazı uzmanların yaptıkları çalışmalar sonucunda birçok bitkinin yararları ortaya çıktı.

Örneğin; brokoli, memleketimizde son birkaç yıldan beri tanınmaya başlamasına rağmen Bizans Döneminde, Anadolu?da ve Akdeniz Bölgesinde özellikle yetiştirilmiş bir sebzedir. Brokoli gerçek bir C-vitamini deposudur. Quercetin adı verilen tabii antibiyotik içermektedir. Quercetin iki yıldan beri Amerika?da eczanelerde satılmaktadır. Bu tür tabii antibiyotikler bağışıklık sistemimizi (immün sistem) zayıflatmadan şifa verici güce sahiptirler.

Prostatit ,iyi huylu prostat büyümesi ,gırtlak, yemek borusu ve prostat kanserini önleyici, hormon dengeleyici, mide ülserine karşı, antioksidan,idrar yolları enfeksiyonu,meme kanserini önleyici, menepoz döneminde, kemik erimesine karşı, göğüsteki fibrokistlere karşı
tedavi edici özelliği vardır.

Ancak brokoli bitkisinden yapılan kürler ancak destekleyici tedavi olarak kullanılır. Ayrıca bu kürü uygularken, kahve, çikolata, ceviz (tazesi veya kurusu), portakal ve portakal suyu, taze beyaz üzüm tüketilmemelidir. Kullanılmadan önce doktor tarafından teşhis konulmalı ve hastanın bitkiye karşı alerjisi olup olmadığı öğrenilmelidir.

Arslanpençesi; Meme, lenfbezi, rahim ve prostat kanserlerini önleyici, hormon dengeleyici, menopoz dönemi şikâyetleri, iyi huylu prostat büyümesini önleyici, migren gibi hastalıklara karşı destekleyici tedavi amaçlı kullanılır. Ancak kullanmadan önce doktor tarafından teşhis konulmalı ve alerji testi yapılmalıdır.

Isırgan bitkisi; Akciğer kanseri önlemek, şeker hastalığına karşı direnç, kuyruk sokumu iltihabı, saçlara parlaklık ve canlılık vermek, saçlardaki kepeğe karşı, romatizma, arthiritis, romatizmal ağrı ve şikâyetlerine karşı, alerjiye karşı direnç, inflamasyonu azaltmak gibi özellikleri vardır. Isırgan zengin beta-karoten, C- ve E-vitamini kaynağıdır.

 

Haber Ara