Danıştay tetikçisi Alparslan Arslan saldırıdan bir gün önce, kimliği meçhul birisine 14 mesaj göndermiş.
Arslan'ın, saldırıda kilit rol oynayan kişiye gönderdiği mesajlar deşifre edildiği takdirde, Danıştay saldırısının arkasındaki güç de ortaya çıkacak.
16 Mayıs 2006 tarihinde, (Danıştay saldırısından bir gün önce) Danıştay binasının önüne gelen Alparslan Arslan, kimliği meçhul kişiye; 'Tarkan işinize yarar mı?' 'Bekliyorum..', 'Bir eksiğin var mı?', 'İçeride mi dışarıda mı?', 'Eksiğin var mı?', 'Bilmiyorum yolcuyu görmeli miydim?', 'Yanlış mı doğru mu?', 'Akşam yolcunun..', 'Uygun yer mi?', 'Uygun galiba..', 'Neyi eksik yapıyorum?', 'İçeride mi?', 'Yolda o zaman' ve 'Tekrar dönmek için geleyim mi?' şeklinde mesaj göndermiş. Ankara Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi, Alparslan Arslan'ı sorgularken, Arslan'ın mesaj gönderdiği kimliği meçhul kişinin telefon numarasını gizlemiş!'
Alparslan Arslan ile mesajlaşan bu kişinin kim olduğu, ne savcı tarafından, ne de Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından araştırılmadı! 14 mesaj, polis aşamasında sadece bir defa soruldu, Alparslan Arslan, saldırı öncesinde mesaj çektiği 'Elif' kodlu telefonun sahibi olarak, 15 yaşındaki kardeşini tanıtarak, 'Elif benim kız kardeşimdir. Şaka mahiyetinde bu tür mesajlaşmalarımız olmaktadır' dedi. Ancak aynı soru, kardeş Elife sorulmadı! Elazığ Emniyet Müdürlüğü Terörle Şube Müdürlüğü yetkilileri; Alparslan Arslan'ın kız kardeşi Elif Arslan'ın cep telefonuna el koymadı ve Elif Arslan'ın ifadesini bile almadı!..
Elif Arslan'ın cep telefonuna el konulsa, Alparslan Arslan'ın, 'Elif' kodlu telefona gönderdiği mesajların, gerçekte de kız kardeşine gönderilip gönderilmediği ortaya çıkacaktı! Ancak mesajların içeriği, gönderilenin saldırı sırasında 15 yaşında olan bir kız kardeşe olmadığını açıkça ortaya koyuyor!
Ankara Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ve Elazığ Emniyet Müdürlüğü Terörle Şube Müdürlüğü yetkililerinin, konu ile ilgili sorularımızı cevapsız bırakması ve mesaj skandalın örtbas etmeye çatışması dikkat çekiyor. Oysa Alparslan Arslan'ın mesajlaştığı kimliği meçhul kişi deşifre edilseydi, Danıştay saldırısında yer alan organizatöre de ulaşılacaktı. Vakit, Danıştay tetikçisi Alparslan Arslan'ın, Danıştay saldırısından önce yaptıklarını ve telefon mesajlarını yayınlıyor:
Alparslan Arslan, 15 Mayıs 2006 tarihinde öğle saatlerinde, Üsküdar Ferhatpaşa Mahallesi'nde bir kahvede, İsmail Sağır, Erhan Timuroğlu, Osman Yıldırım ve Tekin İrşi ile buluşmuş. Alparslan Arslan, Ankara'ya gidileceğini, Tekin İrşi'nin İstanbul'da kalması gerektiğini söylemiş.
Bu sırada; Alparslan Arslan, Abdullah Çatlı'nın iş ortağı ve bacanağı Ahmet Baydar'ın oğlu Alper Baydar ile irtibata geçmiş ve Alper Baydar'dan para istemiş.
Alparslan Arslan, saat: 11.46'da, Alper Baydar'a, 'Para gelsin ona göre' diye mesaj göndermiş. Alparslan Arslan, söz konusu mesajından 4 dakika sonra (saat: 11.50) Alper Baydar'a, 'Bugün mutlaka görüşelim', saat: 14.36'da 'Ofise bekliyorum. Sen kaçta gelirsin' mesajlarını göndermiş.
Alparslan Arslan'ın, Alper Baydar'a gönderdiği üç mesajdan, Danıştay saldırısından iki gün önce Alper Baydar ile Kadıköy'deki ofisinde buluştuğu ve Alper Baydar'dan para aldığı anlaşılıyor.
Alper Baydar'dan para aldığı tahmin edilen Alparslan Arslan, Ankara'ya gitmeden önce Osman Yıldırım ile de tartışmış. Alparslan Arslan, saat: 17.13'te, Osman Yıldırım'a ' Arkadaş kimsenin kafasını karıştırma, geliyorum' şeklinde mesaj atmış.
Ardından Alparslan Arslan, kendisine ait Opel marka otoyla İsmail Sağır, Erhan Timuroğlu ve Osman Yıldırım'la Ankara'ya gitmiş. Saat: 21.30 -22.00 sıralarında Ankara'ya varmışlar ye Ulus'ta dört yıldızlı Selvi Otel'de kalmışlar. İsmail Sağır ve Erhan Timuroğlu bir odada, Alparslan Arslan ve Osman Yıldırım da bir odada kalmışlar.
Alparslan Arslan, odalarına yerleştikten sonra İsmail Sağır, Erhan Timuroğlu ve Osman Yıldırım'a, 'Ankara'da arkadaşlarım var. Onlara uğrayayım. Onlarla gezeyim. Yarın da beraber gezeriz' diyerek arabasıyla dışarıya çıkmış.
Alparslan Arslan, 16 Mayıs 2006 tarihinde kimliği meçhul birine tam 14 mesaj göndermiş. Alparslan Arştan, saat 02.00'de, Ankara Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi tarafından telefonu gizlenen kimliği meçhul kişiye, 'Tarkan işinize yarar mı?' şeklinde mesaj göndermiş. Alparslan Arslan'ın, Tarkan olarak bahsettiği kişinin avukat Tarkan Toper olduğu ifade ediliyor.
Alparslan Arslan, sabah saatlerinde Danıştay binasının önüne gelmiş ve Danıştay önünde keşif yapmış. Alparslan Arştan, gece yarısı Tarkan Toker'in işlerine yarayıp yaramayacağını sorduğu kimliği meçhul kişiye, saat 09.37'de 'Bekliyorum' demiş. Söz konusu mesajdan, Alparslan Arslan'ın Danıştay 2. Daire Başkanı Mustafa Birden'i Danıştay önünde beklediği tahmin ediliyor.
Fail Arslan, 63 dakika geçtikten sonra, kimliği meçhul aynı kişiye (saat:10.40) 'Bir eksiğin var mı?' diye mesaj göndermiş. Alparslan Arslan, söz konusu mesajından 3 dakika sonra (saat: 10.43) kimliği meçhul kişiye, 'İçerde mi dışarıda mı?' şeklinde mesaj göndermiş. Alparslan Arslan'ın, 'İçeride mi dışarıda mı?' (Danıştay'ın içinde mi, yoksa Danıştay'ın dışında mı?) sorusu, kimliği meçhul kişiye cinayeti nerede işleyeceklerinin sorulması anlamına geliyor.
Alparslan Arslan, bu mesajının ardından aynı kişiye, (saat: 10.46) 'Eksiğin var mı?' diye mesaj göndermiş. Alparslan Arslan, iki dakika sonra, kimliği meçhul kişiye, (saat:10.48) 'Yolcuyu görmeli miydim?' şeklinde mesaj gönderiyor. Alparslan kimliği meçhul kişiye 'Yolcuyu görmeli miyim?' sorusu da, öldürülmesi planlanan hakimi cinayetten önce görmeye gerek olup olmadığının sorulması anlamına geliyor.
Alparslan Arslan, kimliği meçhul kişiye saat 11.19'da, 'Yanlış mı? Doğru mu?' saat 12.12'de, 'Akşam yolcunun?' saat 12.53'te, 'Uygun yer mi?', saat 12.57'de 'Uygun galiba' şeklinde mesaj göndermiş.
Kimliği meçhul kişi ile mesajlaşan Arslan, daha sonra avukat Tarkan Toper ile bürosunda 1-1.5 saat görüşmüş... Alparslan Arslan, Ankara Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi'nde verdiği ifadesinde,'(...) Danıştay 2. Daire arabasını tespit amacıyla bir süre bekledim. Ancak Başkan çıkmadı, bu nedenle arabayı tespit edemedim. Arabanın yanına gittim gittim (...) Benim okuldan arkadaşım olan Serkan Toper'in abisi Tarkan Toper'i telefonla aradım. Ankara'ya geldiğimi söyledim. Kendisi de (Tarkan) 'Bana gel, seni misafir edeyim' dedi. Ben de Tarkan'ın işyerine gittim' diyor.
Avukat Tarkan Toper ise ifadesinde, Alparslan Arslan'ın 16 Mayıs günü saat 13:00-14.00 sıralarında kendisini gizli numaradan aradığını, yalnız olarak büroya geldiğini, Alparslan Arslan'ın bir veya bir buçuk saat kadar büroda kaldıktan sonra, 'Benim yapacak işlerim var. İşim biterse İstanbul'a giderim, bitmezse Ankara'da kalırım' diyerek ayrıldığını söylüyor.
Tarkan Toper ile görüşen Alparslan Arslan'ın, yeniden Danıştay binasının önüne geldiği ve kimliği meçhul kişiyle yeniden mesajlaştığı görülüyor. Alparslan Arslan, kimliği meçhul kişiye saat 16.05'de 'Neyi eksik yapıyorum', saat 16.06'da 'İçerde mi?', saat 17.50'de, 'Yolda o zaman' şeklinde mesaj gönderiyor. Alparslan Arslan, kimliği meçhul kişiye son mesajında, 'Tekrar dönmek için geleyim mi?' diye soruyor. Alparslan Arslan, akşam avukat Tarkan Toper ile yeniden buluşuyor. Ardından oteline geri dönüyor.
Danıştay tetikçisi Alparslan Arslan, 17 Mayıs 2006 tarihinde Danıştay 2. Daire üyelerine yönelik saldırıyı gerekleştiriyor, üye Mustafa Yücel Özbilgin'in ölmesine, Daire Başkanı Mustafa Birden'in de aralarında bulunduğu 4 kişinin yaralanmasına sebep oluyor. Alparslan Arslan'ın, Danıştay saldırısından bir gün önce 14 mesaj gönderdiği kimliği meçhul şahıs deşifre edilmediği taktirde, Danıştay olayı hiçbir şekilde çözülmeyecek...
Alparslan Arslan ile mesajlaşan kişinin kim olduğu, ne savcı tarafından, nede Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından araştırıldı. 14 Mesajın polis aşamasında sadece bir defa sorulması, 'Alparslan Arslan korundu mu?' sorusunu akıllara getirdi.
MESAJLARI ÇÖZECEK 7 SORU
1 - Alparslan Arslan'ın, saldırıdan bir gün önce, kimliği meçhul birine mesajlar gönderdiği görülüyor. Danıştay saldırısını çözecek mesajların kime ve hangi telefon numarasına gönderildiği hiç araştırılmadı...
2 - Alparslan Arslan, söz konusu mesajları kız kardeşi Elif Arslan'a gönderdiğini iddia ediyor. Elazığ Emniyet Müdürlüğü Terörle Şube Müdürlüğü yetkilileri; Alparslan Arslan'ın, söz konusu mesajları gönderdiğini iddia etitği Elifin cep telefonuna el koymamasını, Elifin ifadesini almaması dikkat çekiyor!.. Elifin ifadesi alınsa ve cep telefonuna el konulsa, Alparslan Arslan'ın, kardeşi Elife mesaj gönderip göndermediği ortaya çıkacaktı.
3 - Elazığ Emniyet Müdürlüğü Terörle Şube Müdürlüğü yetkilileri, Elif Arslan'ın, babası idris Arslan ile yaşadığı evde de hiçbir araştırma yapmadı... Basit suçlarda bile evler aranırken, ülkenin gündemini değiştiren Danıştay cinayetinde, failin Elazığ'daki evinin aranmaması dikkat çekici bulunuyor...
4 - Alparslan Arslan, söz konusu mesajları Ankara'da Danıştay binasında keşif yaparken göndermiş. Arslan'ın mesajlarının içeriği incelendiğinde, Ankara'da bulunan bir kişiye mesaj gönderildiği anlaşılıyor. Alparslan Arslan'ın kız kardeşi Elifin ise, Danıştay saldırısı sırasında ve öncesinde Elazığ'da olduğu düşünüldüğünde, Alparslan Arslan'ın 'Mesajları kardeşim Elife gönderdim' açıklaması tartışmalı hale geliyor...
5 - Ankara Emniyet Müdürlüğü Terörle Şube Müdürlüğü yetkililerinin, Alparslan Arslan'ın saldırıdan bir gün önce gönderdiği mesajlara ne cevap verildiği konusunda hiçbir çalışmada bulunmaması da dikkat çekiyor...
6 - Alparslan Arslan, Danıştay saldırısından iki gün önce Abdullah Çatlı'nın iş ortağı ve bacanağı Ahmet Baydar'ın oğlu Alper Baydar'a, 'Para gelsin ona göre', 'Bugün mutlaka görüşelim', 'Ofise bekliyorum. Sen kaçta gelirsin' şeklinde mesaj atmış. Alparslan Arslan'ın mesajları gönderdiği Alper Baydar ve babası Ahmet Baydar'ın da hiçbir ifadesi alınmamış... Baba Ahmet Baydar ve oğlu Alper Baydar'ın ifadesi alınsa, Danıştay olayının Susurluk bağlantısı ortaya çıkacaktı...
7 - Ergenekon Terör Örgütü iddianamesinin ek klasörlerinde, sanıkların telefon konuşmaları ve mesajları açıkça yer alıyor. Danıştay saldırısına ilişkin hazırlanan iddianamede ise, Alparslan Arslan'ın mesajlarına yeterli önem verilmedi...(VAKİT)