Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin menfaatleri elde edilmediği sürece IMF ile imza atmayacaklarını belirterek, 'Ülkemin menfaatleri elde edilecek, ondan sonra imza atacağız. IMF anlaşırsa anlaşır, biz yolumuza yine kendi kaynaklarımızla, irademizle devam ederiz' dedi.
Krize karşı 30 ayrı önlemi uygulamaya koyduklarını belirten Başbakan Erdoğan, 'Bankalarımız kriz fırtınası karşısında sapasağlam durdu çünkü eşeği sağlam kazığa bağladık' diye konuştu.
Başbakan Erdoğan, İstanbul Ticaret Odası'nda (İTO) başarılı KOBİ'lere yönelik düzenlenen ödül törenine katıldı. Konuşmasında sivil toplum örgütlerinin, ülkenin olmazsa olmazları olduğunu belirten Erdoğan, 'Ülkemizde demokrasinin daha da gelişmesi, bütün kurum ve kurallarıyla işlemesi en çok da sivil toplum örgütlerimizin geniş bir yelpazedeki faaliyetleriyle gerçekleşecektir. Bizim komplekslerimiz yok. Yapıcı eleştiriye, desteğe açığız. Çünkü bu ülke bizim. Bu gemide hep beraber seyahat ediyoruz. Farklı dünya görüşü, siyasi anlayışa sahip olabiliriz. Bu iş hakarete ulaşırsa buna saygı duyamayız. Bir yanağına tokat ye, sonra diğer yanağını çevir olmaz öyle şey. Bir yanağına tokat geliyorsa, sen de karşılığını verirsin. Bunu yapacağız ki biz de muasır medeniyetler seviyesine çıkalım. Bizim eleştiriden çekincemiz yok' dedi.
Başbakan Erdoğan, Türkiye'de hiçbir kesimin boşluğa düşmesine, yapılan bu eleştirilerden dolayı hakarete uğramasına şahsen müsaade etmeyeceğini söyledi. Ortak çözümler üretmenin gayreti içerisinde olduklarını belirten Erdoğan, 'Bundan sonra da bu siyaset tarzından asla taviz vermeyeceğiz. Hükümet kulaklarını belli kısımlara tıkadığı anda kaybeden ülke olur, aynı zamanda hükümetin de kendisi olur. Biz milletin kaybetmesine tahammül edemeyiz' diye konuştu.
Erdoğan, krize değinerek, 'ABD'de başlayan, ardından da tüm dünyayı etkisi altına alan kriz, değişik boyutlarda tüm dünyayı etkilemiştir. Kriz başladığı andan itibaren belli kesimlerden bazı haksız eleştiriler almaya başladık. Bu krizin küresel bir boyutu olduğunu saklamaya çalıştılar. Krizi Türkiye'nin krizi gibi lanse etmeye çalıştılar. Hükümetin, kriz ve krizden etkilenen kesimlere yeterli duyarlılığı göstermediğini söylediler. Sanırsınız ki, 'Türkiye bu fırtınanın altında kalacak'. Haksız, olumsuz, yıkıcı eleştirilerin hükümetten çok ülkeyi yıprattığını herkesin görmesi gerek. Krizin sinyallerini aldığımız andan itibaren gelişmelerin takipçisi olduk' ifadelerini kullandı.
Krize karşı 30 ayrı önlemi uygulamaya koyduklarını belirten Başbakan Recep Tayiyp Erdoğan, tüm bu tedbirler sonucu sadece 2008'in son 6 ayında piyasaya bütçe kaynaklarından 10 milyar TL enjekte ettiklerini söyledi. Erdoğan, 'Ulusal sınırlara takılıp kalmadık. IMF ile görüşmelerimiz devam ediyor. Başta Hindistan olmak üzere gittiğimiz ülkelerde ve bize gelen ülke liderleriyle her fırsatta küresel krizi masaya yatırdık. Hala 'IMF ile niçin anlaşma bitirilemedi' diyorlar. Ülkemin menfaatlerini elde etmediğimiz sürece kusura bakmayın, biz IMF ile imzayı atmayız. Ülkemin menfaatleri elde edilecek, ondan sonra imza atacağız. IMF bu tür kriz anlarında, krize giren ülkelerle ilgili onları rahatlatabilmek için kurulmuş olan bir kuruluş. Bu kuruluş böyle bir anda beni çok daha sıkıntıya sokacak bir sözleşme getiriyorsa bunu imzalamayız. IMF anlaşırsa anlaşır, biz yolumuza yine kendi kaynaklarımızla, irademizle devam ederiz' dedi.
IMF konusunda sık eleştiriler aldıklarının altını çizen Başbakan Erdoğan, şunları söyledi:
'Bundan sonraki süreçte de yaklaşımımız budur. Her görüşmede önümüze yeni bir madde getirirseniz kusura bakmayın, imzalamayız. Bu duruşumdan rahatsız olanlar var. Alışmışlar bu tür şeylere. Her yiğidin yoğurt yiyişi farklı. Türkiye sıradan bir ülke değil. Sadece uluslar arası ilişkiler anlamında değil, ekonomik anlamda da altını çizerek vurgulamak istiyorum. Avrupa'nın 6. sırasında en büyük ekonomi. Bu duruma gelmişiz. Biz hala kendi gücümüzün farkında değiliz. Biz güçlü bir ülkeyiz. Lütfen bu gücün farkında olalım ve adımlarımızı da buna göre atalım. O zaman devri alem farklı gelecek. Ben psikolojik tatmin yapmıyorum, bu güç var. Bunu dünya fark ediyor, biz fark etmiyoruz. Özgüvenimizi korursak, nereden geldiğimizi ve nereye gittiğimizi iyi görürsek inanın ulaşamayacağımız hiçbir seviye yoktur. ABD'de, gelişmiş ülkelerde, Avrupa'da bankalar, sigorta şirketleri batarken, bizim bankalarımız bu fırtına karşısında sapasağlam durdu. Niye, eşeği sağlam kazığa bağladık da onun için.'
Başbakan Erdoğan, 6 yıl önce Türkiye'de bakkal dükkanı açılır gibi banka açıldığını, fakat kendi iktidarları döneminde bu yönde gelen taleplerin geri çevrildiğini söyledi. Aynı yanlışların yine yapılması durumunda, finans sektöründe aynı sıkıntının altında kalınacağını belirten Başbakan Erdoğan, 'Hamdolsun şu anda bankalarımızın durumu gayet iyi. Çünkü yere sağlam basıyoruz. Merkez Bankası'nın 2008 yılı sonunda rezervi 68 milyar dolar, bankaların rezervi 36 milyar dolar oldu. Küresel krize rağmen bu rezervi finans sektörü korumuştur. 'Battık, bittik, çöküyoruz' diye bir şey söz konusu değilken olayı böyle anlatmak çok yanlış. Türkiye'de küresel krize rağmen olumlu gelişmeler de var. Krize rağmen ekonomisini güçlü tutmayı başarıyor. Sorunlara duyarlı bir hükümet var' açıklamasında bulundu.
Erdoğan'ın konuşmasının ardından başarılı KOBİ'lere ödülleri verildi.