Almanya'nın Münih kentinde 45'inci Münih Güvenlik Konferansı'nda bu akşam düzenlenen 'Kafkaslar ve Balkanlar' konulu panele katılan Dışişleri Bakanı Babacan, Türkiye ile Ermenistan arasındaki ilişkilerin tamamen normalleştirilmesini amaçlayan paralel sürecin işlediğini söyledi.
Dışişleri Bakanı Ali Babacan, Almanya'nın Münih kentindeki 45. Münih Güvenlik Konferansı'nda düzenlenen 'Kafkaslar ve Balkanlar' konulu panele katıldı. Kafkaslar ve Balkanlardaki gelişmelerin ele alındığı panele Ermenistan Cumhurbaşkanı Serj Sarkisyan, Bulgaristan Dışişleri Bakanı Kalfin, Makedonya Başbakanı Guruevski de katılırken, panelin moderatörlüğünü İsveç Dışişleri Bakanı Carl Bildt yaptı. Panelde konuşma yapan Dışişleri Bakanı Babacan, sözlerinin başında Türkiye'nin büyük değişim sürecinden geçtiğini kaydederek, 'Türkiye büyük bir değişim sürecinden geçiyor. Bu süreç, sosyal, ekonomik ve siyasi bir değişim sürecidir. Türkiye, AB sürecinde, sayın panel yöneticisinin de belirttiği gibi demokratik değerleri daha çok kucaklayan, temel hak ve özgürlükler ve hukuk alanından çok daha iyi uygulamalara imza atan bir ülkedir ve neredeyse kuruluşundan beri NATO üyesidir. Sadece biz değişim sürecinden geçmiyoruz, aynı zamanda belirttiğim bu değerleri Ortadoğu, Balkanlar ve Kafkaslarda da teşvik ediyoruz. Özellikle Balkanlar ve Kafkaslarla tarihi, kültürel ve güçlü ekonomik bağlarımız var,' şeklinde konuştu.
Kafkaslar hakkında değerlendirmelerde bulunan Dışişleri Bakanı Babacan, 'Kafkaslarda pek çok 'soğuk' çatışma var ve geçen Ağustos ayında Gürcistan ve Rusya arasındaki olaylar bize eğer bu 'soğuk' çatışmaların çözümü uygun bir şekilde ve zamanında bulunmazsa, bunların sıcak çatışmaya dönüşebileceğini gösterdi. Rusya ve Gürcistan arasında olanlar, hepimiz için büyük bir toplumsal sorundu ve savaştan sonra bölgedeki parametreler değişti. Şu anda hepimizin desteklediği bir Cenevre süreci var. Umarız ki, somut sonuçlar elde edilir. Bunun yanı sıra, şimdi Azerbaycan ve Ermenistan, Türkiye ve Ermenistan arasında işleyen süreçler var. Minsk süreci son bir yılda hız kazandı. Başkan Aliyev ve Başkan Sarkisyan'ın zaman zaman gerçekleştirdiği görüşmelerden mutluluk duyuyoruz. Bu sürecin, olumlu sonuçlanmasını ümit ediyoruz. Türkiye ve Ermenistan arasında da, ilişkilerin tamamen normalleşmesini amaçlayan paralel bir süreç işlemektedir. Geçtiğimiz Eylül ayında Cumhurbaşkanı Sarkisyan'ın Ermenistan ve Türkiye milli maçını beraber izlemek için Cumhurbaşkanımız Sayın Abdullah Gül'ü davet etmesi, şu an siyasi düzeyde olan bir diyalog başlattı. Bu süreç, bizce doğru yönde ve iyi bir şekilde ilerlemektedir. Rusya ve Gürcistan arasındaki ilişkilerin gergin olduğu, Azerbaycan ve Ermenistan, Türkiye ile Ermenistan arasındaki ilişkilerin pek iyi olmadığı bu küçük bölgede, şimdi bütün bu alanlarda ilerleme kaydedilmektedir. Bu üç süreçten, gözle görülür sonuçlar elde edilmesi için uluslararası toplumun desteğine ihtiyacımız olduğunu düşünüyoruz. Rusya ve Gürcistan arasındaki savaş sırasında Kafkas bölgesinde yeni bir platform kurulmasını teklif ettik ve buna 'Kafkas İstikrar ve İşbirliği Platformu' adını verdik. Bu platform başlangıçta Azerbaycan, Ermenistan, Gürcistan, Türkiye ve Rusya'dan oluşacaktı. Özel bir platform değil, diğer uluslararası organizasyonlarla işbirliğine açık bir diyalog forumu olacaktı. Böylelikle kendi aralarında büyük sorunları olan 5 ülke aynı masa etrafında toplanacak ve diyalog forumu sağlanacaktı. Şimdiye kabar bu beş ülkenin bakan yardımcıları platform fikri çerçevesinde bir araya geldi. Şu an için mutabık kalınan bir dizi prensipler, hedefler ve mekanizmalar konusunda fikirler üretmeye çalışıyoruz. Süreç halen devam ediyor ve özellikle AB'den olmak üzere bölgedeki diğer ülkelerden de iyi destek alıyoruz. Kafkaslar için en önemli ilke problemleri çözmek için diyalog kullanmaktır. Bu da bizim en başından beri desteklediğimiz Kafkaslar için önemli olan şeydir,' diye konuştu.
Balkanlar hakkında değerlendirmelerde bulunan Ali Babacan, 'Dünya haritasına baktığımız zaman Balkanlar büyük bir coğrafya olarak gözükmüyor ancak çok farklı etnik köken, bir çok din ve dillerin olduğunu görüyoruz. Balkanlara istikrar, refah ve kalıcı barışın gelmesinde AB ve NATO'nun Balkanlar için gerekli olan iki önemli şemsiye olduğunu görüyoruz. Çeşitli Balkan ülkeleri AB ile farklı seviyelerde ilişkilerini sürdürüyorlar diyebilirim. İstikrar ve İşbirliği anlaşması imzalayan aday ülkelerin bu ilişkilerin daha başındadır. AB'nin Balkan ülkelerine güçlü mesaj olarak verdiği açık kapı politikası çok çok önemlidir. Ancak AB herhangi bir Balkan ülkesine asla yanlış fikir vermemelidir. Aynı zamanda NATO'da vermemelidir, bu son derece önemlidir, Makedonya örneğinde olduğu gibi. Bekletilmenin büyük bir yanlış olduğunu düşünüyoruz. Bu bölgenin barışına ve istikrarına hizmet etmez. Bütün şartları yerine getirmiş bir ülke ancak halen kapıda bekliyor. Bunun NATO mantalitesiyle bağdaşmadığı gibi NATO felsefesiyle de bağdaşmadığını düşünüyorum. 2009 yılının Kosova'daki ve Bosna Hersek'teki gelişmeleri izlememiz açısından çok önemli bir yıl olacak. Biz Türkiye olarak hem Balkanlarla hem de Kafkaslarla çok yakından ilgileniyoruz. Her iki bölgedeki demokrasiyi, istikrarı, barışı teşvik etmeye çalışıyoruz. Ayrıca bir çok detaylı konuyla da ilgileniyoruz. Sırbistan, Balkanların istikrarı için oynadığı büyük rolle çok önemli bir ülkedir. Sırbistan'ın AB sürecini de destekliyoruz ve belki de bir noktada NATO sürecini,' şeklinde konuştu.
Dışişleri Bakanı Ali Babacan yarın öğlen saatlerinde Münih'ten ayrılarak temaslarda bulunmak üzere Azerbaycan'ın başkenti Bakü'ye geçecek. Azerbaycan'da Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ile de görüşecek olan Dışişleri Bakanı Babacan, Salı günü ise temaslarda bulunmak üzere Lüksemburg'a gidecek.
(İHA)
Babacan: Ermenistanla normalleşme devam ediyor
Bakan Babacan, Türkiye ile Ermenistan arasındaki ilişkilerin tamamen normalleştirilmesini amaçlayan paralel sürecin işlediğini söyledi.
17 Yıl Önce Güncellendi
2009-02-08 00:04:00
SON VİDEO HABER
Haber Ara