Beyazıt'taki İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü'nde düzenlenen törende, Minibaş'ın annesi Nurten Minibaş ile kardeşi Ali Minibaş'ın eşi Yüksel Minibaş taziyeleri kabul etti.
Tören, Türkel Minibaş'ın Türk bayrağına sarılı naaşının alkışlar eşliğinde rektörlük binasına getirilmesiyle başladı. Daha sonra İktisat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Şahin Akkaya, Minibaş'ın öz geçmişini okudu.
Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Gökçen törende yaptığı konuşmada, ?iyi bir insanı, dostu, bilim insanını ve toplum uzmanını kaybetmenin acısını yaşadıklarını? belirterek, Minibaş'ın gerçekten nadir yetişebilecek, yeri doldurulamayacak bir şahsiyet olduğunu söyledi.
Gökçen, asistanlıktan beri dostu olan Türkel Minibaş'ı her zaman gıptayla takip ettiğini ifade ederek, ?Sıhhatini ihmal edecek kadar toplumsal konularla uğraştı. Uğraşıları sonucunda topluma çok şey verdi, ama kendi sıhhatini kaybetti. Yerinin hiçbir zaman doldurulması mümkün değil. Hem eserleriyle hem öğrencileriyle iyi bir bilim insanıydı? dedi.
Minibaş için ?Türkiye'nin ekonomi politikalarında teori ile pratiği en iyi birleştiren akademisyenlerdendi? sözleriyle anlatan Gökçen, akademik hayatında çalışma arkadaşlarıyla öğrencileriyle çok iyi ilişkiler kurduğunu dile getirerek, ?İstanbul Üniversitesi olarak bu kaybın ne kadar önemli olduğunu ve yeri doldurulamaz olduğunu gayet iyi biliyoruz? diye konuştu.
Ahmet Gökçen, Rektör Prof. Dr. Yunus Söylet'in yurt dışında bulunduğu için törene katılamadığını kaydederek, baş sağlığı dileklerini iletti.
?SEVGİLİ ANISI İÇİMİZDE?
Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Genel Başkanı Prof. Dr. Türkan Saylan da, ?yorulmaz kişiliği, çalışkanlığı ve yaratıcılığıyla? iyi bir dernek üyesi olan Minibaş ile 15 yıldır omuz omuza çalıştıklarını söyledi.
Saylan, düşüncelerini şöyle dile getirdi:
?Ne yazık ki kader demek istemiyorum, neyse hangi güçler bizi ondan aldı. Türkiye Cumhuriyeti'nde insanlar öldürülüyor, Türkiye Cumhuriyeti'nde insanlar göçüp gidiyorlar. Ama bize bir de kader vurdu böylece, kaderse eğer... Ve biz bunun acısını ve öfkesini yaşıyoruz. Bugün çok öfkeliyim gerçekten. Bu kadar verimli bir insanı bu çağında bizden kim aldı, nasıl aldı, neden aldı? İnanmak mümkün değil. Çok yaşlı vaziyete kadar gelen insanlarımız dururken, 56 yaşında bu genç insanı, bu beyniyle bu becerileriyle yüreğiyle bu öncülüğüyle almakta hiçbir haklılık görmüyorum gerçekten. Ama ne yapalım, o gitti. Onun sevgili anısı hep içimizde yaşayacak.?
Türkan Saylan, Minibaş'ın dik duruşu, namusu, düzeni, bilimsel yaklaşımı, uzlaştırıcı kişiliği, güler yüzüyle her zaman insanlara örnek olması ve güç katması gerektiğini ifade ederek, ?Onu hiçbir zaman unutmayacağız, ışıklar içinde yatsın? dedi.
?AĞAÇLAR GİBİ AYAKTA ÖLDÜ?
İktisat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Doğan Kargül de duygularını şöyle ifade etti:
?Bana göre Minibaş değil, büyükbaş. Yaşantısında da bunu ispat etmiştir. Büyükbaş olabilmek için önce kimsenin kulu olmadan yaşamayı başarmak gerekir. Gözü, gönlü tok olmak gerekmektedir, tüm canlılara ön yargısız olarak hep hoşgörülü olmak gerekmektedir, hayatı, insanlığı, bilimi ve gerçekleri yalın, çıplak bir gözle görebilmek gerekmektedir ve inandıklarını haykırarak korkmadan söylemek gerekmektedir. Mevlana'nın dediği gibi, toprak ana kadar mütevazi olmak gerekmektedir. Sebep-sonuç ilişkilerini sorgularken güneş gibi her yeri aydınlatmak gerekmektedir. Nihayet herkesi, her şeyi cömertçe sevmek ve kucaklamak demektir. Bu hasletler Türkel Minibaş hocamızda tümüyle vardı. Hepsine sahipti. Onu genç yaşında kaybettik. Bir söz vardır, ağaçlar ayakta ölür diye, bence o da ayakta öldü.?
Prof. Dr. Erol Manisalı da Minibaş'ı 30 yılı aşkın süredir tanıdığını belirterek, öğrencileri tarafından sevilen bir hoca olduğunu, bunun da aslında başlı başına önemli bir gösterge teşkil ettiğini anlattı.
Toplumsal olaylara bir değil, 10-20-30 bilim insanının katkısı kadar katkıda bulunduğunu ifade eden Manisalı, ?Farklı bir insandı, çalışkandı. 1-2 ay önce doktora jürisinde birlikte olduk. Hasta ve yorgun olduğu halde katıldı? dedi.
Prof. Dr. Erdoğan Alkin de ?Vakitsiz kayıp insanın canını acıtıyor. Türkel, ailesinin, öğrencilerinin sevgilisiydi. Öğrenciler hep bizi ıskalar, ona çiçek ve çikolata verirdi. Biz de kıskanırdık? diye konuştu.
Törende son olarak Prof. Dr. Türkel Minibaş'ın asistanları söz alarak, duygularını aktardı. Bu sırada salonda bulunanlar göz yaşlarını tutamadı.
Prof. Dr. Minibaş'ın cenazesi, dua edildikten sonra alkışlar eşliğinde Fatih Camisi'ne götürüldü.
Prof. Dr. Türkel Minibaş'a veda
Tedavi gördüğü hastanede vefat eden İstanbul Üniversitesi öğretim üyesi ve Cumhuriyet Gazetesi yazarı Prof. Dr. Türkel Minibaş (56) için üniversitede tören düzenlendi.
17 Yıl Önce Güncellendi
2009-02-07 12:17:00
SON VİDEO HABER
Haber Ara