28 0cak 2008- 1 Şubat 2009 tarihleri arasında İsviçre'nin Davos kasabasında toplanan ve 2008 sonundan beri tüm dünyanın gündemine oturan küresel ekonomik krizi merkezine alan Dünya Ekonomik Forumu'nda iki ay sonra New York'ta düzenlenecek olan Dünya Finans Zirvesi öncesi bir araya gelindi. Forumda katılımcı olan devlet adamları, uluslararası iş ve finans çevrelerinin üst düzey yöneticileri, akademisyenler, basın-yayın kuruluşları ve sivil toplum örgütleri mensuplarınca, dünya finansal siteminin geleceğinin masaya yatırıldığı beyin fırtınalarına sahne olan büyük ölçekli toplantılar düzenlendi.
Dünya Ekonomik Forumu Yıllık Toplantıları'na bu yılın belirlenen 'Küresel Kriz Sonrasının Dünyasını Biçimlendirmek' (Shaping The Post-Crisis World) teması altında 96 ülkeden yaklaşık 2.500 kişi katıldı. 43 Devlet/Hükümet Başkanı ile 60 Bakanın katıldığı Davos Zirvesi'nde dünyanın en önde gelen şirketlerinden 1.400 civarında üst düzey yönetici de yerlerini aldı.
Forum ilk olarak 1971 yılında Alman Profesör Klaus Schwab'ın Avrupa'da gelişimin nasıl sağlanacağına yönelik teknikleri geliştirmek üzere Batı Avrupa firmalarından 444 kişilik bir grubu Davos'a davet ederek başlattığı ve Davos Kongre Merkezi'nde düzenlenen Avrupa Yönetim Sempozyumu (European Management Symposium) adı altında gerçekleşen tartışma odaklı toplantılar olarak ortaya çıktı.
Schwab'ın bu toplantıları düzenlemekteki asıl amacı Avrupa firmalarını Amerikan yönetim pratiği stratejileri ile tanışmasını sağlamaktı. Bunun ardından Cenova merkezli ve kar amacı gütmeyen Avrupa Ekonomik Forumu'nu kuran Schwab Avrupalı liderleri her yılın Ocak ayı içerisinde bir araya getirerek forumun temellerini attı. 1973 yılında Bretton Woods'un batması ve Arap-İsrail savaşı, toplantıların merceğini yeni ekonomik koşullara, enerji eksenli uluslararası siyasete temel olan ekonomik ve sosyal konulardan politik konulara da kaydırdı. Foruma ilk kez 1974 yılında siyasi liderlerin de davet edilmesi kararı alındı.
Avrupa Ekonomik Forumu, adını Dünya Ekonomik Forumu olarak 1987 yılında değiştirdi ve vizyonunu 'uluslararası anlaşmazlık ve uyumsuzlukları çözüme ulaştırma platformu' olarak genişletti. 1988 yılında Türkiye ve Yunanistan arasında her iki ülkeyi de savaşın eşiğinden döndüren Davos Deklarasyonu imzalandı. Hemen her toplantıda akıllarda kalacak önemli bir olaya sahne olan veya önemli bir kararın alınmasında ev sahipliği yapan Davos'un, 1992 yılındaki toplantısında Kuzey Afrika Başkanı F.W. de Klerk ilk kez kıta sınırları dışında bir organizasyona katılarak Nelson Mandela ile tanıştı. Öte yandan, 1994 yılı toplantısında İsrail Dışişleri Bakanı Şimon Peres ve Filistin Kurtuluş Örgütü başkanı Yaser Arafat arasında Gazze ve Batı Şeria'ya yönelik anlaşma imzalanmış olsa da bugünkü durumları ortada. Bir diğer anekdot, Bill Gates'in 2008 yılın toplantısında 'Yaratıcı Kapitalizm' adı altında yaptığı konuşmada, kapitalizmin dünya üzerindeki eşitsizlikleri düzeltmede ve pazar güçlerini kullanarak yoksulların ihtiyaçlarını gidermede önem taşıdığına yönelik iddiasıydı. 2009 yılına damgasını vuran olay ise Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Davos Dünya Ekonomik Forumu'nda düzenlenen Gazze panelinde, sözlerinin kesilmesine tepki göstererek toplantıyı terk etmesiydi.
2009 Dünya Ekonomik Forumu'ndan gün gün önemli konu başlıkları
28 Ocak 2008 Çarşamba
Dünya Ekonomik Forumu'nun ilk gününde söz, Rusya ve Çin liderlerinindi. Çin Başbakanı Wen Jiabao 'Geçtiğimiz Kasım ayından bu yana Çin ekonomisini iyileştirdiğimize yönelik küçük işaretler olsa da, bunlar bana umut veriyor,' dedi. Rus Başbakanı Vladimir Putin de ekonomik krize ile ilişkili olarak ekonomik bencillik ve yalnızlığa asla geri dönülmemesi gerektiğine ve sermaye bolluğu yaratan mülkün devlet elinde tutulmasının neredeyse her milletin kriz karşıtı duruşunu negatif yönde etkilediğine değindi.
Küresel ekonomiye ne oldu?
Süregelen ekonomik şoklara dayanıklılık gösteriliyor olsa da kamu hala bu küresel sıkınıtının nedenleri hakkında tam bir cevaba ulaşmış değil. Dünya Ekonomik Beyin Fırtınası (World Economic Brainstorming) ile katılımcılara hangi politikaların, ne gibi düzenleyicilerin ve pazarda dikkat çeken hangi başarısızlıkların bu ekonomik çıkmaza sürüklenmeye yol açtığına yönelik soruların yöneltildiği Dünya Ekonomik Forumu'nda katılımcıların yüzde 50,8'lik bir çoğunluğu sebebi bireysel düzenlemeleri içeren pazar yapısında buldu. Katılımcılar aynı zamanda G20 ülkelerini mevcut küresel ekonomik krizde bir arada tutacak bir uluslararası düzenleyici çerçevenin eksikliğine ilişkin oy kullandı.
Paneller krizin ekonomik ve politik sonuçları hakkında uyarıyor
Açılış toplantısındaki katılımcılar küresel ekonomik krizin politik anlamda da büyük riskler yaratacağı konusunda fikir birliğine vardı. 'Amerika sınırları dışında saygınlığını yitirmeye maruz kalacak mı?' sorusunu yönelten Time International Editörü Michael Elliot' a karşılık olarak, panelde himayecilik ve çok önlü teşebbüslerin başarısızlığı yönünde uyarıda bulunuldu. Morgan Stanley Asya Başkanı Stephen Roach, 'Görevimiz 2009'un solgun ekonomik büyümesini gelecekteki büyümenin yapı taşı olarak görmek. Bu bakış açısı esas reformun getirilmesinde etkili olacak,' dedi.
29 Ocak Perşembe
Başkan Obama yönetiminin ilk haftasında foruma katılan baş asistan Valerie Jarret ise başkanın sözlerini destekleyici yönde, tüm dünya liderlerine yaptığı çağrıda sorumluluğu üstlenecek ortaklaşa bir çalışmanın ve ülkeler arasında, topluluklar ve hatta aile içinde bu yeni küresel finansal düzenin sıkıntıları karşısında cesaretli olmanın gerekliliğini vurguladı.
Clinton'dan acil ekonomik arabuluculuk çağrısı
Foruma katılan William J. Clinton, küresel finansal sistemin esaslı bir biçimde incelenmesinin yarattığı fırsatlara değinerek, hükümet teşvikli alternatif enerji teknolojileri yatırımlarına önelik bir patlama beklediğini ve en hızlı biçimde bu sisteme dahil olunmasının yapılması gereken yegane şey olduğuna değindi. Clinton ayrıca dünya ekonomisindeki bağlılığa vurgu yaparak hükümetlere Amerikan servetine yaptıkları her katkının bizzat kendi ihracat ekonomilerine yapılmış bir katkı olduğunu hatırlattı.
Davos'tan yeni Amerikan Hükümeti'ne destek
Yeni yönetimin 2009'da dünyayı değiştirebileceğine yönelik bir beklentiler yumağı hakim. CNN iş birliği ile biraraya gelen panelistlerden Amerika'yı bekleyen küresel zorluklar, ana prensipler ve ilerleyen günlerde neler olacağına yönelik alınan görüşler arasında ülkeler arası diyaloğun başlatılmasına duyulan gereklilik çıkan sonuçlar arasındaydı.
Krizle mücadelede Euro'nun önemi
Panelistlerin katılımcılara Avrupa ekonomisinin idaresinde kredi sıkışıklığı ile mücadele etmede tek para birimine sahip olmanın faydalarını izah ettiği Forum'da, Brüksel Avrupa Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso 'Mevcut ekonomik tehditlerin Avrupa2daki boyutlarını arttıracağını ama daha koordine bir biçimde hareket edecek olan bir Avrupa'nın zafer elde edeceğine duyduğu inancı dile getirdi. Avrupa Merkez Bankası Başkanı Jean-Claude Trichet ise katılımcılara tüm Avrupa ülkelerinin aynı durumda olmadığını ve her ülkenin kendi ülkelerine ait veya bireysel bankacılık koşullarına göre hareket etmesi gerekliliğini hatırlattı.
Dünya Ekonomik Forumu Raporu: Yeşil Yatırımda 515 milyar Dolar'a İhtiyaç Var
Temiz Enerji Altyapısı Raporu (Towards a Clean Energy Infrastructure Report), düşük karbon ekonomisine geçiş ve temiz enerji altyapısının sağlanmasına yönelik yatırım ihtiyacının boyutunu ortaya koydu. Yeni Enerji Finansman sistemi temiz enerji için bugün ile 2030 yılları arasında her yıl için 515 milyar Dolar harcanmadığı takdirde, karbon emisyonlarının sürdürülebilirliği engelleyecek bir seviyeye ulaşacağını bunun da küresel ısınmayı tetikleyeceğini açıkladı.
30 Ocak 2009
G20 ülkeleri liderleri krize yönelik biraraya geliş çağrısında bulundu
G20 üyesi ülkelerden dördünün liderleri küresel ortaklığın, küreselleşmeden geri çekilme anlamına gelmediği, mevcut ekonomik krizin çözülmesinde bir adım olacağı konusunda fikir birliğine vardı. İngiltere Başbakanı Gordon Brown, Meksika Devlet Başkanı Felipe Calderon, Kuzey Afrika Başbakanı Kgalema Motlanthe ve Kore Cumhuriyeti Başbakanı Han Seung-Soo diğer başkanlara küresel finansal sistemin mali politikalara yönelik dengenin sağlanması hususunda koordine olmak üzere çağrıda bulundu.
Söz alan Almanya Başbakanı Angela Merkel, 'Politikacıların şu an üzerlerine düşen görev pazar fonksiyonlarını iyileştirmek, böylelikle daha kararlı adımlar atabilen yeni bir güven ortamının oluşmasını sağlamaktır,' dedi. Küresel sıkıntıların küresel güç birliği, bir dizi yeni kural ve küresel finansal mimarinin revizesine ihtiyaç duyduğunu belirten Merkel, küresel ekonomik düzen için kriz sonrasında tanınacak bazı imtiyazlara yönelik çağrıda bulundu.
Dünya Ekonomik Forumu ile ilşkili olan Din Liderleri Topluluğu tarafından da Orta Doğu barışı için tüm liderlere çağrıda bulunuldu.
Küresel finansal ortamın geleceği ne olacağına ilişkin rapor
Oliver Wyman ortaklığı ile hazırlanan ve 20 uzman ve akademisyenin idaresi altında ortaya çıkartılan Küresel Finansal Sistemin Geleceği: Yakın Dönem Perspektifi ve Uzun Dönem Senaryoları Raporu, yakın dönem endüstrisinin gireceği durumlara yönelik araştırmaları içeriyor. Rapor, düzenleyici gözetim, bankacılık sektöründeki temel prensipler, bazı alternatif firmalarca yapılacak olan yeniden yapılandırmalar sonrası ortaya çıkacak yeni kazanan ve kaybedenlere yönelik genişletilmiş bir içerik ile sunuyor.
Uzun dönemde rapor, dış güçlerin ve kritik belirsizliklerin endüstrinin şekillenmesinde bariz etkisi olduğunu ortaya koyuyor. Dünya Ekonomik Forumu'nun çalışmaları özellikle bugünün gelişmiş ekonomilerinden yeni gelişen dünyasına kadar değişiklik gösteren coğrafi konuma bağlı ekonomik gücün ve finansal politikalar üzerindeki uluslararası koordinasyonun, küresel ekonomik sistemin geleceği için en kritik iki belirsizlik olduğunu ortaya çıkarıyor. Rapor, senaryo analizlerini devreye sokarak bu iki etkenin ve diğer anahtar güçlerin bugünden 2020'ye kadar olan yönetimler ve finansal marketler üzerindeki etkilerini araştırıyor.
Dünya Ekonomik Forumu Kurucusu ve Yetkili Başkanı Profesör Klaus Schwab da yayımlanan rapor hakkında şunları söylüyor: 'Dünya Ekonomik Forumunun 2009 Yıllık toplantısı endüstri, yönetim, sivil toplum liderlerine kriz sonrası dünyasının aktif bir biçimde şekillendirilmesi fırsatı verdiğini ortaya koyan bu rapor çok paydaşlı tartışmalara kritik bir girdi olarak uzun dönemli finansal durgunluğa yönelik teşvik edici pratik ve sorumlu tavsiyeler sunuyor.'
Oliver Wyman'ın ortaklarından Julia Hobart da çalışma hakkında şunları söyledi: 'Eğer bu küresel ekonomik krizden sıyrılabilirsek bizi bekleyen yeni yapısal değişimlerin olacağı bir süreç yaşanacak. Rapor bu süreç sonrası, finansal yapılanma üzerinde kalıcı bir etkiye sahip olacağından bu süreç sonrası yeni bir grup kazanan ve kaybeden göreceğimizi ortaya koyuyor.'
Davos liderleri neler söyledi?
Hindistan Mahindra & Mahindra İkinci Başkanı ve 2009 Yıllık Toplantı Eş Başkanı Anand Mahindra: 'Davos küresel ve diyalog tabanlı bir platform olarak paydaşlara ortak kritik noktaları tartışabilecekleri bir ortam sunuyor. Davos'ta biraraya gelmek için bu kadar uygun ve daha iyi bir zamanlama ve neden düşünemiyorum.'
Kofi Annan Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri (1997-2006): 'Buraya gelen liderlerin döndüklerinde ve bizlere sürdürülebilir ekonominin sağlanmasında, iş imkanlarının yaratılmasında ve makroekonomik politikaların düzenlenmesinde uzun vadeli politikalar geliştirebilmelerinde çok önemli etkileri olacak olan bir organizasyon..Yerel ve uluslararası seviyedeki yönetimlerin krizi ile karşı karşıya olduğumuza inanıyorum. Küresel ilişkilerin yönetim düzeni artık bozuldu ve tamire ihtiyacı var. Bu aşamada sisteme entegre olmak isteyecek yeni aktörler ve sesini duyurması gerekecek yoksul kesimler de olacak. Dünya hızla değişirken biz onu kurtaracak kadar hızlı olabilir miyiz?'
Stephen Green, HSBC Holding, Grup Başkanı: 'Ne yapmaya ihtiyacımız olduğu hakkında konuşuyor olmak Davos'u daha da önemli kılıyor. 'Geçtiğimiz dönemde her anlamda olumlu geri dönüşleri olan işler yappıldığını söyleyemeyiz. Birçok şeyi de hatalı yaptık. Şimdiyse banka sisteminde yeniden istikrar sağlamanın, taze para ve regülasyon konularına ağırlık vermenin gerekli olduğunu biliyoruz.'
Rupert Murdoch, News Corporation Eş Başkanı: 'Dünya hala bir krizin içinde ve biz şu an itibariyle bunu enerjide verimlilik, dünya kirliliğini önleme gibi konuların üstesinden gelmede hedef ve izlenecek yolları ortaya koyan bir fırsat olarak görebiliriz.'
Werner Wenning, Almanya Bayer Başkanı: 'Davos'ta bir çözüm bulacağımızı sanmıyorum ama krizin sebeplerini anlamamızda ve küresel dünyada böylesi bir krizin üstesinden nasıl gelebildiğimizi kavramamızda yardımcı olacağını düşünüyorum. Artan nüfus oranları hakkında konuşurken enerji korunması ve iklim değişikliği hakkında da görüşler sunmak ve aynı zamanda sürdürülebilirliğin temellerine geri dönüş de gerekiyor.'
Deniz Boran / weforum.org