Hareketinden önce, Esenboğa Havalimanında gündeme ilişkin soruları yanıtlayan Babacan, Münih'te yapılması planlanan ikili temaslarına yönelik bir soru üzerine, bu görüşmelerinin takviminin henüz netleşmediğini, ancak kendisiyle görüşmek isteyen çok sayıda konferans katılımcısının olduğunu belirtti.
Programlar üzerinde çalışıldığını, bunlardan hangilerin gerçekleşeceğinin daha sonra belli olacağını söyleyen Babacan, 'Ama Ermenistan dışişleri bakanı (Edvard Nalbantyan) ile görüşmenin saati teyit edilmiş durumda' dedi.
Babacan, bir başka soru üzerine de, Abu Dabi'deki Arap ülkeleri Dışişleri Bakanları toplantısı sonunda yayımlanan ve 'Arap olmayan tarafların, Arap ülkelerindeki gelişmelere karışmaması' çağrısı yapılan bildiriyi değerlendirdi.
'Böyle bir söylemi üzerimize almamız mümkün değil' diyen Bakan Babacan, şunları kaydetti:
'Son bir kaç haftadır Arap ülkelerinde neler oluyor, Türkiye ile ilgili algılama nasıl, Türkiye'nin bölgedeki etkinliği nasıl değerlendiriliyor, bunlara şöyle bir bakacak olursak, bu tür söylemleri üzerimize almanın ne kadar yersiz olduğunu göreceksiniz. Üzerine alınması gereken başka ülkeler olabilir. Dolayısıyla, bu konularda yersiz korku ve endişelere gerek yok. Türkiye'nin uygulamakta olduğu politikalar, ortaya koyduğu dış politika çizgisi bölgemizde ve tüm Arap ülkelerinde takdir edilmekte.'
Babacan bu yıl konferansta, Avrupa Güvenliğinin Geleceği, Silahsızlanma, Afganistan, Kafkasya, Balkanlar ve Orta Doğu konularının ele alınacağını kaydederek, kendisinin de yarın Balkanlar, Kafkasya ve Orta Doğu'daki gelişmelerin ele alınacağı panele konuşmacı olarak katılacağını söyledi. Babacan ayrıca, konferans çerçevesinde çok sayıda ikili görüşme yapacağını kaydetti.
Fransa'nın NATO'nun askeri kanadına geri dönme isteğinin hatırlatılması ve Türkiye'nin bu konudaki tutumunun sorulması üzerine Babacan, Fransa'nın askeri kanat içerisinde bazı NATO operasyonlarında zaten yer aldığını vurgulayarak, dolayısıyla bunun NATO içerisinde şu anda görüşülen bir konu olduğunu belirtti. Bu konunun hem hukuki hem de siyasi boyutunun olduğunu ancak siyasi boyutunun daha önde olduğunu kaydeden Babacan, şöyle konuştu:
'Bununla ilgili biz de değerlendirmelerimizi yapıyoruz. Burada önemli olan, NATO ittifakının güçlü olmasıdır, NATO'nun güçlü bir uluslararası kuruluş olarak varlığını sürdürmesidir. Ancak Fransa'nın almış olduğu bu kararın nasıl uygulanacağının modeliteleri de herhalde önümüzdeki dönemde görüşülecektir.'
Bakan Babacan, Türk Silahlı Kuvvetleri deniz unsurlarının Aden Körfezi, Somali karasuları ve açıkları, Arap Denizi ve mücavir bölgelerde görevlendirilmesi için hükümete 1 yıl süreyle yetki verilmesini öngören Başbakanlık tezkeresinin TBMM Başkanlığına sunulmasına ilişkin bir soruyu da yanıtladı.
Somali açıklarındaki deniz haydutluğuyla ilgili aylardır alınabilecek tedbirler konusunda bir arayış olduğunu belirten Babacan, 'BM çerçevesinde yapılacak bir deniz gücünde Türkiye'nin de yer alabileceğini düşündük. Bunu ilgili bütün kurumlarımızla çok detaylı değerlendirdik' dedi. Babacan, Türkiye'nin tek başına değil, oldukça çok sayıda ülkenin olacağı bir deniz gücünün içinde yer alacağını vurguladı.
Babacan, Türkiye'nin kaç gemiyle bu deniz gücüne iştirakinin planlandığının sorulması üzerine de, ilk etapta 1 firkateynle katılacağını belirtti.
aa