DTP Genel Başkanı Ahmet Türk, AKP hükümetinin barışı, barış politikalarını temsil edemeyeceğini savunarak, 'Türkiye Ortadoğu'daki bölgesel barış girişimlerine öncü olmak istiyorsa, bunun yolu Diyarbakır'dan geçer Gazze ve Davos'tan değil' dedi.
DTP Genel Başkanı Ahmet Türk, partisinin Meclis grup toplantısında yaşanan son gelişmeleri değerlendirdi. İsrail'in Gazze saldırısı ve sonrasında yaşanan gelişmelerin Türkiye'nin iç gündemindeki önemini korumaya devam ettiğini ifade eden Türk, Filistin halkının yaşadığı dramı en iyi kendilerinin anladığını belirterek, Erdoğan'ın Davos zirvesindeki tepkisini değerlendirdi.
'İğneyi önce kendinize batıracaksınız'
Başbakan'ın diplomatik teamüllerin dışına çıkarak esip gürlediğini ve salonu terk ettiğini kaydeden Türk, Başbakan'ın Davos'ta kime tepki gösterdiğinin ise anlaşılamadığını belirtti. Türk şöyle konuştu: 'Başbakan'ın ikircikli, net olmayan tutumu ve politikası bu tepkiyi yaratmıştır. Kendi içinde barışı tesis edemeyen bir Başbakanın bölgesel barışta rol oynamaya çalışması inandırıcı bulunmamıştır. Ankara'da kapalı kapılar ardında farklı sözler verip, açık platformlarda hamasete sarılırsanız, birileri de sizin bu tutarsızlığınızı yüzünüze vurur. Onun için iğneyi önce kendinize batıracaksınız Sayın Başbakan.'
'Provokasyon olduğunda bunun hesabını verebilecek misiniz?
Başbakan Erdoğan'ın Davos dönüşünde İstanbul'da kendisini karşılayan kalabalıktan oy isteyerek Davos'u yerel seçimlere kilitlediğini ve yerel seçim kampanyasını Davos'a taşıyarak oy hesabı yaptığını savunan Türk, 'Anlaşılan o ki, dağıttığı kömür ve makarnayı yeterli görmemiştir' dedi.
Erdoğan ve partisinin açık bir şekilde insanların dini ve vicdani duygularını sömürmeye çalıştığını savunan Türk, 'Başbakan seçmenlere Gazze üzerinden selam gönderirken çok tehlikeli bir süreci de geliştirdiğinin farkında değildir. Dün Kürtlere karşı ırkçılığa varan şövenizmi körüklüyorlardı. 'Beğenmeyenler gitsin' diyorlardı. Bugün de dinler arası çatışmaya yol açabilecek bir süreci tetikliyorlar. Musevi yurttaşlarımız anti-semitizme varan bu tehlikeli tırmanıştan haklı olarak kaygı duyuyor. Başbakan, oy için bir yandan din ve vicdan sömürüsü yaparken, diğer yandan da milliyetçiliği tırmandırmaktadır. Bu gidişat tehlikelidir. Yarın herhangi bir provokasyon yaşandığında bunun hesabını verebilecek misiniz Sayın Başbakan. Sizi uyarıyoruz' diye sordu.
'Başbakan dün dündür bugün bugündür diyor'
Bugün İsrail'e veryansın eden Başbakan'ın 2002 yılında söylediği sözleri gündeme getiren Türk, Ecevit hükümetinin tepkisini yetersiz bulan Erdoğan'ın 'Hükümetin Filistin sorununa yaklaşımı ve aldığı tavır Türkiye'ye yakışmıyor. İsrail'e verilen tank modernizasyonu projesi derhal iptal edilsin' dediğini hatırlattı. Türk 'Yedi yıl önce İsrail'le anlaşmaların iptal edilmesini savunan, ABD'ye tepki gösteren Başbakan, iktidara geldikten sonra ne yapıyor? 'Dün dündür, bugün bugündür' politikasına sarılıyor. İsrail'in saldırılarından dolayı Başbakan'ın hiç ABD'ye tepki gösterdiğini duydunuz mu? Hayır. 2002'deki sözlerini unuttu Başbakan. ABD'ye karşı ciddi bir tepki göstermeyen Başbakan'ın ve onun hükümetinin Filistin halkıyla gerçek bir dayanışmasından söz edilebilir mi? Hayır. İsrail'e karşı çıkacaksanız, önce ABD'ye karşı tepkinizi ortaya koyacaksanız. Yoksa inandırıcı olamazsınız' dedi.
'İhaleleri iptal edin'
Halkın dişinden tırnağından artırdığı bağışları Gazze'ye gönderdiğini hükümetin ise halkın vergileriyle İsrail'in silah sanayisini beslediğini öne süren Türk, 'Bir de kalkıp Gazze'de ölen çocuklar için sahte gözyaşları döküyorlar. Bu mu sizin Müslümanlık anlayışınız? Bu mu sizin Filistin halkıyla dayanışmanız?' diye sordu. İsrail politikalarına karşı çıkmanın sözde değil özde tavır gerektirdiğine işaret eden Türk, İsrail'le anlaşmaların askıya alınması ve ihalelerin iptal edilmesini istedi. Türk, 'Çıkarsınız, İsrail'le olan anlaşmaları askıya aldığınızı, ihaleleri iptal ettiğinizi açıklarsınız. İşte dik durmak budur. Halkın beklentisi ve talebi de budur. Eğer Davos'taki çıkışınızda samimiyseniz, bunun gereğini yerine getirirsiniz. Yoksa sözleriniz hamasi bir nutuk olarak kalır.' diye konuştu. Erdoğan'ın Davos'ta İsrail Cumhurbaşkanı'na 'Siz öldürmeyi iyi bilirsiniz' dediğini hatırlatan Ahmet Türk, şöyle konuştu: 'Diyarbakır'da 2006'da öldürülen 6-7 yaşlarındaki Enes'ler için ne diyeceksiniz Sayın Başbakan. 12 yaşındaki Uğur Kaymaz 13 kurşunla öldürülmedi mi? Aradan kaç yıl geçti bu çocukları öldürenler yargılanabildi mi? Hayır. 'Çocuk da olsa kadın da olsa güvenlik güçlerimiz gereğini yerine getirir'' dediniz. İsrail zulmünden söz ederken kendi ülkenizdeki ölüm kuyularını da, kayıp mezarlarını da göreceksiniz.'
'Ortadoğu barışında öncü olmanın yolu Diyarbakır'dan geçer'
Başbakan Erdoğan'ın Davos krizinin ardından yaptığı bir konuşmada 'Yurtta barış dünyada barış' dediğini belirten Ahmet Türk, AKP hükümetinin barışı ve barış politikalarını asla temsil edemeyeceğini öne sürdü. Erdoğan'ın terör tanımının yeniden yapılması ve Hamas'ın terör listesinden çıkarılması gerektiğini söylediğini belirten Türk, 'Toplumsal barışın, iç barışın önündeki en büyük engel AKP'nin izlediği inkar politikalarıdır. Bu gerçekleri bir kenara bırakıp, Ortadoğu'da barış turları atmanızın ne ülkemiz açısından ne de uluslar arası toplum açısından bir inandırıcılığı yoktur. Olamaz da. Türkiye Ortadoğu'daki Bölgesel barış girişimlerine öncü olmak istiyorsa bunun yolu Diyarbakır'dan geçer. Gazze ve Davos'tan değil' diye konuştu.
'Erdoğan konuşmasını uzatınca DTP Grubu geç başladı'
Saat 12.30'da başlaması öngörülen DTP grubu, Başbakan Erdoğan'ın konuşmasını uzatması nedeniyle 30 dakika geç başlarken, DTP Grup Başkanvekili Selahattin Demirtaş ise tepkisini 'Başbakan bunu alışkanlık haline getirdi. Kendisini bizim tabanımıza dinletmeye bu kadar hevesliyse bizim süremizi gasp ederek bunu yapamaz' sözleriyle ortaya koydu. (ANKA)