Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Erdoğan Araplara ders verdi

'Erdoğan halkından ve duygularından hareket ediyor. O gücünü köklü bir İslami mirastan alıyor, bu mirastan utanmıyor'

17 Yıl Önce Güncellendi

2009-01-30 19:15:00

Erdoğan Araplara ders verdi

 

Abdulbari Atwan* 

Türkiye Başbakanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan?ın Davos Ekonomi Forumu etkinlikleri çerçevesinde düzenlenen bir panelde İsrail Devlet Cumhurbaşkanı Şimon Perez?in son Gazze saldırısı konusunda gerçekleri saptırmasına cevap vermesine müsaade edilmemesi üzerine paneli terk etmesi bizim için sürpriz olmadı. Ancak aynı panelde bulunan Arap Ligi (Birliği) Genel sekreteri Amr Musa?nın Perez?in karşısında durarak yalanlarını ifşa etmek yerine panelde kalmaya devam etmesi bizim için sürpriz oldu.

Sayın Erdoğan bilhassa üçte ikisini çocuk ve kadınların oluşturduğu 1350?den fazla kişinin şehid düştüğü saldırıyı savunan, İsrail?in barış için çaba gösterdiğini iddia eden ve olan bitenden Hamas?ı ve diğer Filistinli grupları sorumlu tutan Peres?in zehirlemelerine esaslı bir yanıt vermeden duramadı. Ancak panel yöneticisi zamanın bittiği gerekçesiyle ona söz hakkı vermedi. Bu da bu tür konuşma platformlarının İsrail katliamları için nasıl bir maskeye dönüştüğünü ve bu katliamları işleyenlerin ne kadar tarafını tuttuğunu açıkça ortaya koymaktadır.

Türkiye Başbakanı ilk defa bu mertliğini ve asil İslami cevherini ortaya koymuyor. Daha önce de İsrail?in Gazze şeridinde işlediği katliamlara bakarak kurbanlarına karşı zafer kazandığına dair kampanyaları karşısında adeta bir dağ gibi durmuş ve İsrail?i çok sert sözcüklerle eleştirmişti.

Peres, yalan söylemek ve gerçekleri çarpıtmakla biliniyor. Defalarca İsrail?in Gazze?de çocukları öldürmediğini iddia etmiştir. Gazze?ye İsrail?in çocuklarını korumak için saldırdığını söylemiştir. İsrail füzeleri sonucu bedenleri parçalanan çocukların varlığı belgelenince bu çocukların yanlışlıkla öldürüldüğünü iddia etmiştir.

Bu çocukların yanlışlıkla nasıl öldürüldüğünü bilmiyoruz. Gazze semaları Londra semaları gibi bulutlu değildir. İsrail savaş uçakları da mutlak bir serbestlikle uçuyordu, görüş netti, yerden görüşü kısıtlayan herhangi bir şey yoktu. Filistin direnişi maalesef uçaksavarla ya da uçaklara karşı koyacak füzelere de sahip değil. Dolayısıyla yanlışlık olma ihtimali sıfır.

Peres Davos?taki konuşmasında Filistin füzelerine karşı İsrail?in kendisini savunma hakkından bahsetti. Ancak meselenin İsrail?in herhangi bir kimse gibi kendisini savunma meselesi olmadığı gerçeğini görmezlikten geldi. Mesele son Gazze olayında şahit olduğumuz gibi böyle aşırı güç kullanarak savunma hakkının olup olmadığıyla ilgilidir.

Tabii burada insanı işkillendiren bir husus ta Amerika?nın yeni başkanı Barack Obama?nın çocukları ve kadınları öldürmeyi meşru gören bu yalana inanması ve bunu tekrarlamasıdır. Sanki bu katliamların ve bir buçuk milyon Gazzelinin hayatını tamamen yok eden, Gazze?nin yeniden imarı için cereyan eden tartışmalar neticesinde halen açıkta kalan en az elli bin kişiyi evsiz bırakan bu katliamlara gerek kalmadan barışçıl alternatifler yokmuş gibi.

Erdoğan, bu foruma düzenli olarak katılan ve İsrailli yetkililerle diyalog kurarken ne kadar medeni ve itidalli olduklarını gösteren, sosyal münasebetlerde, hoş geldin partilerinde ve yemeklerde adeta kardeş devletlerin temsilcisi dostlarmış gibi İsrailli yetkililere iltifatlarda bulunan Arap liderlerle yetkililerinin söyleyemediğini söyledi. Davos?ta Peres ve beraberindeki heyetle tokalaşan Arap yetkililerin sayısını bilmiyoruz. Panelde Peres?in yanında oturan Amr Musa?nın da bunu yapmasını garipsemiyoruz. Oysa Amr Musa çok iyi biliyor ki Peres?in ordusu ve uçakları tarafından akıtılan Gazzeli çocukların yerdeki temiz kanları henüz kurumamıştır. 

Problemimiz şudur Arap resmi sistemi İsrail?in Gazze saldırısında yalnızca işbirlikçi olmakla kalmamış aynı zamanda bu saldırıya katılmıştır. Bunu uluslararası platformlarda bu sistemin yönetici ve temsilcilerinin davranışlarından ve George Mitchell gibi Amerikalı temsilcileri bu temsilcinin ve başkan Obama?nın İsrail yanlısı demeçlerini kınamadan hararetle kucaklamalarında görebiliriz. 

Amerikan Dışişleri Bakanı bayan Hillary Clinton düzenlediği ilk basın toplantısında senatör Mitchel?in görevini iki gün önceden deklare etti: İsrail?in kendisini savunma hakkı vardır. İsrail topraklarına fırlatılan Filistin füzeleri karşılıksız kalamaz. Başkan Obama ise bunun daha ötesine geçerek aynen şöyle dedi: İki çocuğumun uyuduğu yere füzeler düşerse bu füzeleri durdurmak için ne gerekiyorsa yaparım. Tabii çocuklardan kastı İsrailli çocuklardı. Yoksa İsrail?in füzeleri ile Amerikan yapımı F-16 uçaklarından atılan fosfor bombaları neticesi canlarını kurtarmak zannıyla sığındıkları BM okullarında boğazlanan Gazzeli çocuklar değildi. Obama İsrail?in Batı Şeria?da Filistin topraklarını ve sularını çalması hakkında tek bir kelime etmedi. Onun bu konudaki sessizliği barış ve istikrar içerisinde birlikte yaşayan iki ayrı devlet kurma fikrine bağlı olduğuna dair ateşli konuşmalarıyla çelişmektedir. 

Cesur olan Arap liderleri değildi, Washington?un en güçlü müttefiği Erdoğan?dı. Erdoğan istisnasız tüm uluslararası toplantılarda Amerika?nın ve İsrail?in gerçekleri çarpıtma girişimlerine karşı çıkıyor. Belki bu cesurca çıkışları kendisine ve ülkesine birçok maliyet getirebilir. Örneğin Avrupa Birliği?ne üye olma çabaları karşısında kapı tamamen kapanabilir. Adam halkından ve duygularından hareket ediyor. Ankara ve İstanbul sokaklarında gösteri yapan milyonlarca halk. Gücünü köklü bir İslami mirastan alıyor, bu mirastan utanmıyor. Zaten Osmanlı torunu olduğunu sık sık dile getiriyor. 

Arap ve müslüman olduklarını iddia eden, Gazze katliamlarına karşı işbirliği yaparcasına sessiz kalan, dört bir yandan muhasara altına alınarak açlığa mahkûm edilen Gazzelilerin yüzüne kapıları kapatan liderlerden yana hayal kırıklığı ve acı duyan bir kalp olarak Sayın Erdoğan?a binlerce kez teşekkür ediyoruz. 

Gazze?de el-Usamin ailesi katliamı, sahil katliamı, şehit Salah Şahade ve ailesi katliamı gibi katliamları gerçekleştiren İsrailli kan içicileri kovuşturan aktivist ve avukatlara da teşekkür ediyoruz. Damarlarında izzet, onur ve adalet akan gerçek Arap ve müslümanlar bunlardır. Bu kan kesinlikle birçok Arap liderin damarlarındaki kanla aynı kan değildir. 

*Kuds el-Arabi gazetesi Genel Yayın Yönetmeni

Bu makale Mehmet S. Direk tarafından Timeturk.com için tercüme edilmiştir.


SON VİDEO HABER

İstanbul2da 4 katlı otelde yangın

Haber Ara