Dolar

34,8652

Euro

36,5995

Altın

3.044,49

Bist

10.058,47

Başbakanı Yeşilköy'de onbinler karşıladı

Dünya halklarının hissiyatına tercüman olan Başbakan Erdoğan'ı geceyarısı onbinlerce insan karşıladı. Havaalanında bir basın toplantısı yapan Erdoğan şu açıklamaları yaptı.

17 Yıl Önce Güncellendi

2009-01-29 22:16:00

Başbakanı Yeşilköy'de onbinler karşıladı


Haber Merkezi / TİMETURK

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Davos'taki konuşmasıyla tarih yazdı. Tüm dünya halklarının hissiyatına tercüman olan Başbakan Erdoğan'ı geceyarısı onbinlerce vatandaş karşıladı. Onlarca sivil toplum örgütü geceyarısı Yeşilköy Havaalanına inen başbakanı karşılamak için saat 12'den sonra havaalanına akın etti.

'Ana' adlı uçak ile saat 02.15'te İstanbul'a gelen Başbakan Erdoğan, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Nazım Ekren, kimi milletvekilleri, İstanbul Valisi Muammer Güler, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah, AK Parti İstanbul İl Başkanı Aziz Babuşçu, kimi ilçe belediye başkanları ile çok sayıda partili karşıladı. Uçak aprona yanaştığında pilot kabininden Türk bayrağı sallandığı görüldü.

TÜM YOLLAR KİLİTLENDİ

Havalanına akın eden vatandaşlar sebebiyle Atatürk Yeşilköy havalimanına giden tüm yollar tıkandı. Vatandaşlar gerek yaya gerse de araçlarıyla Tayyip Erdoğan'ı karşılamaya gitti. Karşılama töreni mitinge dönüştü. Mecidiyeköy'de de yolun tıkandığı bildirilirken E-5 ve TEM de kilitlendi.

METRO SEFERLERİ UZATILDI

Erdoğan'ı karşılamaya gelen vatandaşların Yoğun istek üzerine Aksaray ile Atatürk Havalimanı arasında sefer yapan hafif metro seferleri 03.00'a dek uzatıldı.



Devlet Konukevi önündeki boş alanı dolduran ve ellerinde Türk ve Filistin bayrakları taşıyan partililer, 'Türkiye seninle gurur duyuyor', 'Vur vur inlesin İsrail dinlesin', 'Kahrolsun İsrail' biçiminde sloganlar attı.

Partililerin oluşturduğu araç konvoyu nedeniyle Atatürk Havalimanı'na gidişte büyük trafik yoğunluğu oluştu. Polis, havalimanı çevresinde geniş güvenlik önlemleri alırken, konukevinin ön tarafına da barikat oluşturdu.

BAŞBAKAN: DİK DURMAYA DEVAM EDECEĞİZ

'Gece gündüz demeden, aşkla, heyecanla sizi buraya toplayan, bu asil toplumun asil değerleridir. Bu sizin duruşunuz, sessiz çoğunluğun sesi, kimsesizlerin kimi haline getirmiştir' diye seslenen Recep Tayyip Erdoğan, bu sesin, tüm dünya dostluklarının, insan haklarının, adaletin ve daha iyi bir dünya düzeninin sesi olduğunu söyledi.

Erdoğan, bu sesin güçlünün değil, haklının sesi olduğunu belirterek, şunları kaydetti:  'Sizler bu gece burada bu sessiz, bu vakur duruşunuzla şunu söylüyorsunuz. 'Biz kapalı kapılar ardında başka, medyada başka, miting alanlarında başka konuşan siyasetçiler istemiyoruz. Biz, birtakım dış mihraklara yaranmak için kendi ülkesine, kendi ülkesinin başbakanına aklınca kumpas kuran monşer siyasetçiler de istemiyoruz. Biz, doğru bildiğini her yerde dosdoğru söyleyen siyasetçiler istiyoruz. Siz şu sessiz ve korkunç tavrınızla bize tam da bunu söylüyorsunuz. Ayrım gözetmeksizin el ele, gönül gönüle söyl üyorsunuz. Türküyle, Kürdüyle, Müslümanı, Hıristiyanı, Musevisi, doğulusu, batılısı, kuzeylisi, güneylisiyle, 72 milyon tek ses, tek bir can olarak söylüyorsunuz.'

Konuşması zaman zaman vatandaşların sloganlarıyla kesilen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:  'Biz, işte bu sesi, her yerde, her platformda söylemek için varız. Şu ana kadar biz birşey söyledik. Neydi o? Dik duracağız ama dikleşmeyeceğiz, Dik durduk ve dik durmaya da devam edeceğiz. Türk milletine yakışan budur. Türkiye'ye yakışan budur. Ayrım yapmaksızın, 72 milyon omuz omuza vereceğiz. Bizi bölmek, bizi ayırmak isteyenlere asla prim vermeyeceğiz. 'Acaba şöyle olursa filanca ne der, böyle olursa filanca ne der' değil. Acaba Türkiye olmazsa ne olur sorusunu birilerinin kendisine sorması lazım. Onun için daha çok çalışacağız, daha çok gayret edeceğiz ama bölmek isteyenlere de fırsat vermeyeceğiz. Gayret edeceğiz. Gerçekten bu milletin evlatları olarak o yeniden, özlediğimiz güçlü, büyük Türkiye'ye doğru koşuyoruz. Bunu bir an önce gerçekleştireceğiz. Özlediğimiz bu asil duruşa, gerçekten şahsım adına, bakan ve milletvekili arkadaşlarım adına çok çok teşekkür ediyorum.'

Erdoğan son olarak, 'bizim milletimize sünepelik yakışmaz. Konu kişisel bir mesele değildi Ülkemin saygınlığı ve onuru için oradan ayrıldım' dedi. Başbakan, 'Birileri ne der diye siyaset yapmayacağız. Dik durmaya devam edeceğiz, Türk milletine yakışan budur' ifadesini kullandı.

Erdoğan'ı karşılamak isteyen binlerce kişi daha Başbakan havalimanına inmeden devlet konukevi önünde büyük kalabalık oluşturdu. Erdoğan'ın konuşması sık sık sloganlar kesildi. Başbakan, 'Sizin bu duruşunuz, sessiz çoğunluğun sesi olmuştur' dedi:

'Sizler bu gece burada bu sessiz, bu vakur duruşunuzla şunu söylüyorsunuz: 'Biz kapalı kapılar ardında başka, medyada başka, miting alanlarında başka konuşan siyasetçiler istemiyoruz. Biz, birtakım dış mihraklara yaranmak için kendi ülkesine, kendi ülkesinin başbakanına aklınca kumpas kuran monşer siyasetçiler de istemiyoruz. Biz, doğru bildiğini her yerde dosdoğru söyleyen siyasetçiler istiyoruz.' Siz şu sessiz ve korkunç tavrınızla bize tam da bunu söylüyorsunuz.'



Erdoğan, Türkiyeyi bölmek isteyenlere prim verilmeyeceğini söyledi: 'Dik duracağız ama dikleşmeyeceğiz. Dik durduk ve dik durmaya da devam edeceğiz. Türk milletine yakışan budur. 'Acaba şöyle olursa filanca ne der, böyle olursa filanca ne der' değil. Acaba Türkiye olmazsa ne olur sorusunu birilerinin kendisine sorması lazım.'

Basın açıklaması

Erdoğan, Davos dönüşünde Atatürk Havalimanı Devlet Konukevi'nde düzenlediği basın toplantısında ise, 'Gazze: Ortadoğu'da Barış Modeli' oturumunda yaşanan gelişmeleri değerlendirdi.

Başbakan, oturumda 'Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı' sıfatıyla bulunduğunu belirterek, 'Sadece ben Türkiye Cumhuriyeti'nin Türk milletinin onurunu A'dan Z'ye sonuna kadar korumakla mükellef olduğumu bilirim. Yapmam gereken ne ise onu yaparım, onu yaptım' dedi.

Erdoğan, 'Moderatör bu toplantıya girerken şunu söyleyebilir. Birinci turda 5-10 dakika sunumlarınız olsun. İkinci turda bunu 5 dakikaya indirelim. Üçüncüsünde soru cevap yapalım. Benim sorum olacak. Benim sorularıma cevap verin şeklinde bir usül belirler. Bu toplantıya girerken de buna benzer bazı ricaları oldu. Tabii toplantıya başladık. Başladıktan sonra kendi dakikalarımı da yazdım. Kaçta başlıyor, kaçta bitiyor. Bunları kaydıma aldım. BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun konuşmalar içinde bu süreyi birinci turda en iyi kullandı. 8 dakika konuştu. Amr Musa 12., 13. dakikaydı ki moderatör toparlayın diye uyardı. Ve o da tabii toparlayıp 15 dakikada bitirdi. Ondan sonra ben konuşmama başladım. 15 dakikada da ben konuşmamı bitirdim. Peres'e gelince Peres, hiçbir ikaz, uyarı almadan 23 dakika konuşma yaptı. Bunun yanında bu konuşmasında gerçekten bizleri hayrete düşürecek bir üslup içerisinde, bunun da ötesinde bir cumhurbaşkanının adabına yakışmayacak şekilde zaman zaman isim de vererek kendine göre hakarete yönelik ifadeler kullanmak suretiyle bir sunum yaptı.

'Diplomasiden gelmedim'


'Tabii doğru olmayan suçlayıcı ifadeler ve buyurgan tavrını kabul etmemiz mümkün değil. Çok açık net söylemem lazım. Ben bazı emekli diplomatların anladığı dilden konuşmam. Ben diplomasiden gelmiş birisi değilim. Ben siyasetten gelmiş birisiyim. Siyasetin içerisinde de çekirdekten yetişmiş birisiyim. O diplomatların, hele hele monşerlerin adetini pek bilmem. Bilmek de istemem. Ben bir kabile reisi değilim. Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı'yım. Yapmam gereken neyse onu yaparım, onu yaptım. Bundan sonra da onu yapmaya devam ederim. Bu benim karakterimdir. Benim kimliğimdir.'

'Biz uysal koyun değiliz. Orada konuşmamda da söyledim. Ben sizin yaşınıza bakarak yüksek sesle konuşmuyorum. Yoksa sizden daha yüksek sesle konuşmasını da bilirim. Ama burada bazı sataşmaların cevabını bulması lazım. Bunlar söylenmiştir. Tabii inanıyorum ki orada hangi Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı bulunursa böyle bir tavrı benim milletim onlardan beklerdi ve milletimin de böyle bir tavrı beklemesi en doğal hakkıdır, çünkü bizim milletimize sünepelik yakışmaz. Böyle birşeyi de zaten yapamazdım.'

'Ülkemin saygınlığı ve itibarı meselesiydi. Bu nedenle tavrım da net ve açık olmalıydı. Kimsenin de ülkemin saygınlığını, özellikle onurunu zedelemesine müsaade edemezdim.'

Sorular:


Erdoğan, bir gazetecinin 'Şimon Peres ile telefon görüşmesi yaptığınızı kulislerden duyduk. Ne görüştünüz? Sizin ağzınızdan duyabilir miyiz?' sorusu üzerine şunları kaydetti:

'Biz helikoptere bineceğimiz sırada Peres'in aradığını söylediler. Bunun üzerine arkadaşlarımızla müzakere ederek dinleyelim dedik. Bunun telefon kaydı da var. Telefonla görüşmemizde kendileri (Size ne kadar saygı duyuyorum, size duyduğum saygımdan dolayı. Türkiye'ye de büyük saygım var. Bu olaydan dolayı gerçekten çok üzüldüm. Sesimi duymadıklarını söylediler. Ondan dolayı sesimi yükselttim) bu tür ifadeleri kullandılar. Ben de kendisine bu noktada bazı karşı ifadeler kullandım ama onlar detay bilgiler. Bunları yarın metro açılışında vereceğim.'

'Türkiye-İsrail ilişkileri bu gerginlikten nasıl etkilenir?' biçimindeki soruya ise Erdoğan şu yanıtı verdi: 'Biz bu tür konularda öfkeyle kalkıp, öfke anında karar veren liderlerden olmak istemeyiz. Ölçeriz, biçeriz, ona göre adımlarımızı atarız. Kaldı ki, şu ana kadar takındığımız tavırda biz İsrail'e hep bunları tavsiye ettik. Hep söyledik. Bizim bu serzenişlerimiz İsrail halkına, Yahudilere değildir. Bizim bu serzenişimiz tamamıyla İsrail yönetiminedir. Bunu kaç kez vurguladık. Buna rağmen onlar bu işte çok mahirler. Bunu hemen farklı yerlere doğru kaydırma maharetine sahipler. Buradaki bizim hitabımızın, serzenişimizin muhatabı İsrail yönetimidir.'

Bir gazetecinin, muhalefet partilerinin Davos'taki tavırlarının Türkiye'ye zarar vereceğini söylediklerini belirterek, bunun böyle olup olmadığına inanıp inanmadığını sorması üzerine, Erdoğan, 'Türkiye, birileri ne der, kim ne yapar, kim nasıl bakar diye mi tavırlarını belirleyecek. Veyahut da Türkiye acaba şöyle derse, biz Türkiye'yi kaybedersek ne olur diye mi bakar. Bir defa Türkiye kendi gücünü hala anlayamamış. Ben bunu söyleyenlere şaşıyorum. Bunlar kimim avukatlığına soyunuyorlar. Bunlar bu ülkenin evladı mı, birilerinin avukatı mı. Eğer bu ülkenin evladıysa önce kendi gücüne inanacak. Yeri geldiği zaman, (Şöyle güçlüyüz, böyle güçlüyüz) diyeceğiz ama göster gücünü dediğimiz zaman ortada kimse yok. Yerinde yeller esiyor. Kusura bakmasınlar. Biz böyle bir Türkiye değiliz. Biz güçlü bir Türkiye'yiz. Güçlü bir Türkiye'de biz barışı her zaman savunacağız. Bunun için elimizden gelen her şeyi yapacağız. Ama Türkiye'nin bu bölgede barışın bir teminatı olduğunu da birilerinin görmesi ve anlaması lazım.'

'Davos'a gidecek misiniz?'


Erdoğan, Davos'a yeniden gidip gitmeyeceğinin sorulması üzerine ise 'Şu anda pek düşünmüyorum. Davos'a gitsen de olur, gitmesen de olur. Birşey yok yani' dedi.

Erdoğan, Şimon Peres dışında kendisini telefonla arayan başka kişinin olup olmadığına ilişkin bir soruya da, 'Hayır, orada olanlar vardı. Onlardan duygularını olumlu istikamette bana ifade edenler oldu. Tabi cumhurbaşkanı aradı o ayrı mesele' yanıtını verdi.

'Şimon Peres, telefonla görüşmenizde, konuşmasından dolayı sizden özür diledi mi?' sorusuna da Erdoğan, 'Herşeyi bir anda almayım. Yarına da birşeyler kalsın' yanıtını verdi.

GÖRÜNTÜLER İÇİN TIKLAYIN

SON VİDEO HABER

Kassam, İsrail askerlerini araçlarıyla birlikte imha etti

Haber Ara