Ergenekon operasyonunun 10. dalgasında gözaltına alınan 'delil durumuna göre' serbest bırakılan Prof. Dr. Yalçın Küçük, gözaltına alınma sürecini ve Silivri Cezaevinde yaşadıklarını Kanal D Ana Haber ekranlarında anlattı.
Cezaevinde kaldığı 11 günün ardından enerjisinden hiçbir şey yitirmeyen Küçük, Mehmet Ali Birand'a çok önemli açıklamalar yaptı...
İşte Yalçın Küçük'ün açıklamaları:
'Polis eve gelince şaşırmadım bekliyordum. Samanyolu'nda, atv'de, Zaman'da sürekli yayın yapılıyordu. Adımız gösteriliyordu. Bir müddet sonra banyo yaptım 'yapılmaz' dediler ben yaptım. Ben kıdemli gözaltına alınan bir insanım. Sevgili Uğur Mumcu bunlardan bıktığı için benim gözaltılarım yazmazdı. 'Yalçın Küçük haftalık görüşmesini yaptı' derdi. 40 yıllık bir oyun gibi oradaki rolümü yapıyordum. Tutuklanacağımı biliyordum. Gençlere... Bu korkuyu nasıl yeneriz. Nezarethanede üşürsün. Trençkot giydim. Yalçın Küçük sanki Uludağ'a gidiyor Paris'e gidiyor... Ben tutuklana tutuklana bunun tiyatro olduğuna alışmış bir insanım.
Benim yazacaklarımdan, yeni çalışmalarımdan korkuyorlardı. Uçakta Tuncay Paşa hazeretlerinin yanına oturduğum zaman paşa bana 'Sizinle ilk defa bir düğünde tanışmıştık' dedi. Ben de ona 'Şu anda paşam sizinle böyle bir tertipte bulunmaktan, (askeri bri deyimdir tertip) onur duydum' dedim. Dün de onu söyledim. Ergenekon dışında tutsalardı beni üzülürdüm. Ben Cumhuriyeti savunmamış olduğumu düşünürdüm. Hayatımın bir parçası bu.
Sorgulamalar biraz bunların etkisindeydi. 12 Eylül de mehkemeler hukuk bilirlerdi. Ama uymazlardı... Artık polis savcılık tutuklayan mahkeme ... Hayır sadece polis var. 20 saat sürdü benüm sorgum. Ben fenalık geçirmedin onlar geçirdiler. Polisler tedirgindi. Çok sinirliydi.
Silivri'ye gittiğim için çok memnunum. Dünden beri herkese söylüyorum; Hurşit Paşa'yı çok gençleşmiş gördüm. Hurşit Paşa tahliye edilmeli ya da hastaneye yatırılmalıdır. Çok genç, çok yakışıklı ama bugün GATA'ya sevk kararı çok doğru bir karardır.
Birand: Size bazı yazarlar deli diyorlar. Siz deli misiniz?
Benim bir sözüm var. Benim en çok sevdiğim kitaplardan bir tanesi Erasmus?un 'Deliliğe Methiye'sidir. Orada bir sözü çocukluğumda, ortaokuldan beri bilirim. Başkalarının kurallarıyla bilge olmaktansa, kendi kurallarımla deli olmayı tercih ederim. Ve ben bana deli denilmesinden hoşlanırım. Daha çok hoşlandığım, bana deli çocuk denilmesidir. Daha çok hoşlandığım bunu bir kızın söylemesidir?'
//
//