Dolar

34,9539

Euro

36,6250

Altın

3.015,11

Bist

10.018,17

Ateşkes sonrası Gazze ve İsrail

İsrail parlamentosundaki eski Hıristiyan arap milletvekili Azmi Bişara, ateşkes sonrası Gazze'deki gelişmeleri değerlendirdi.

17 Yıl Önce Güncellendi

2009-01-22 01:28:00

Ateşkes sonrası Gazze ve İsrail


Azmi Bişara*

* 19 Ocak?ta yapılan ateşkes ilanı İsrail?in kara saldırısıyla tüm Gazze?yi işgal edemeyeceğinin ilanıdır. İşgal ordusu bunu birçok cepheden yapmaya çalıştı ama her seferinde çok şiddetli bir direnişle karşılaşınca birlik komutanları talimatlarını değiştirmek zorunda kaldı. Bu işin çok büyük bir maliyeti olduğunu ve sonuçlarının da garantili olmadığını gördüler. Ancak savaşın yalnızca hava ve top bombardımanıyla sınırlı kalması kesin sonuç almak için yeterli değildi. Tamam bombardıman hedef ayırmaksızın yıkıyor, yakıyor, öldürüyor; tamam bombardıman Filistin toplumuna ağır bir bedel ödetiyor ama savaşı kazandırmaya yetmiyor.

Öte yandan Mısır İstihbaratı ile Mısır Yönetimi direnişi durdurma ve silahsızlandırma şeklinde özetlenen İsrail?in siyasi şartlarını direniş hareketlerine kabul ettiremediler. Amaçlanan şey direnişin ?silahsızlanmayı? ve daimi ya da uzun süreli bir ?ateşkes? anlaşmasını imzalamasıydı. Yoksa İsrail?in amaçlanan hedeflere ulaştık iddiasıyla tek taraflı ateşkes ilan etmesi amaçlanmıyordu. Kaldı ki İsrail açıkladığı hedeflere de ulaşamadı.

* Rice, Livni?nin İsrail toplumuna bir şey başardık diyebileceği herhangi bir kâğıdı vermeye hazırdı. Bunun için Mısır?ın Hamas?la ilgili dayatmalarının gerçekleşmesini beklemek gerekmezdi.

Tabii anlaşmanın detaylarını bilmiyoruz. Daha doğrusu ABD?nin Hamas?a silah gitmesini önlemek için seferber olduğuna ilişkin genel hususlar dışında elimizde fazla bir bilgi yok. Tabii burada önemli olan husus Obama Yönetimi?nin bu anlaşmanın gereklerini ne kadar yerine getireceği ve Mısır?ın bu anlaşma konusunda ne kadar işbirliği yapacağıdır. Velhasıl bu tür anlaşmaların Arapların desteği olmadan uygulanabilirliği bulunmamaktadır.

* İsrail?in Gazze savaşında elde ettiği sonuçlar nelerdir? BM İnsani Yardım Kuruluşu UNRWA?nın okulları mı? İnsanları fosfor bombalarıyla yakmak mı? F-15?ler henüz 15 yaşındakilere karşı zafer mi kazandı? Caydırıcılığını geri kazanarak insanları korkutacak mı?

İsrail Gazze?de ve diğer Arap ülkelerinde tüm evlerde çocukların kalbine korku salmayı amaçlayabilir. Bunu da yirmi dört saat uyumayan şehir olarak nitelendirilen Tel Aviv cafelerinde Gazze ve Gazzeli çocuklarla kadınlara ilişkin anılarını anlatan genç pilotlar, sanatçılar ve gazetecilere ev sahipliği yapsınlar diye yapıyorlar. Burada yapılacak tek şey, tek bir görevi yerine getirmeye bağlı: Arap coğrafyasında tarihin eski haline yani İsrail?siz döneme dönmesidir. Savaşı daha az asker öldüğü için uçaklarla sürdürmeye çalışan ve sahip olduklarını sahip olmayanlara karşı çok küstah ve alaycı bir şekilde kullanan Tel Aviv?den yoksun bir döneme.

* Burada araştırılması gereken husus sivillerin öldürülmesi ve sivillerin özellikle hedef seçilmesinin İsrail kültüründe bir olguya dönüşmesidir.

Savaş esnasında Filistinlilerin çektiği acı ve çilenin İsrail gençliği için bir teselliye dönüştürülmesi gibi oldukça yaygın ve koloniyal bir eğilim mevcuttur. Katliamlarda bulunan, Filistinli aileleri toptan yok eden ve sivillere türlü türlü işkencelerde bulunan askerlerin evlerine dönerken gülümseyerek yaptığı zafer işaretleri yalnızca korkakların sevinci değil aynı zamanda işgalci göçmen yerleşimci toplum arasında erkeklik gösterilerinden başka bir şey değildir.

* Eğer hedeflerimize vardık demek savaş öncesi açıklanan hedeflere varmak ise o zaman İsrail Başbakan?ının hedeflerimizi gerçekleştirdik açıklaması doğru değildir. Zira Güney İsrail?in güvenlik durumuyla ilgili açıklanan hedefler gerçekleşmedi. Şayet hedef direniş liderlerini öldürmekse bu direnişin gereğidir zaten. Çünkü direniş herhangi bir dönemde liderlerinin öldürülmesine hazırlıklıdır.

* Arap Ümmeti direniş etrafında birleşti, halklar da direnişle bir oldu. Lübnan?daysa halkın değişik dini gruplardan oluştuğu için bu gerçekleşmedi.

* Arap resmi sistemi ise iki ayrı gruba ayrıldı. Birinci gruba göre problemin asıl müsebbibi işgaldir ve işgal yüzünden savaş çıkmaktadır, ikinci gruba göre ise problemin kaynağı işgale direniştir, savaşın sorumlusu direniştir.

* Bu pencereden bakıldığı zaman Doha Zirvesi resmi bölünmeye değil asgari düzeyde de olsa Arap kamuoyunun taleplerine icabet etmektir. Zirveden çıkan en önemli husus siyasi çözüm seçeneğinin resmen revize edilmesidir. İsraille münferid çözüm söylemini dillendiren resmi Arap söyleminde ilk defa bir geri dönüş meydana geldi.

* İsrail DevletBaşkanı?nın Mısır Cumhurbaşkanı?nın talebi üzerine ilan ettiği geç ateşkes açıklaması ılımlı Arapları kurtarma girişimidir. Ilımlıların bir parça inandırıcılık göstermeleri İsrail?in çıkarınadır. Zira ilk bombardımanın kurbanları Filistinli sivillerdi. İkinci kurban ise çözüm ve barış süreci yanlılarıydı.

* Mübarek?le Che Guevara?dan rol çalan Ebu?l Geyt?in öfkesi taktiksel bir öfkeydi. Hamas Mısır?ın önerileri olarak adlandırılan gizli servisin şartlarını kabul etmeyince İsrail daha fazla bekleyemedi. Mısır?ın çabalarına ihtiyaç duymadan ateşkes ilan etti. Bu arada, Doha Zirvesi?nde taktiksel olmayan bir öfke hâkimdi. Zira Mısır?ın önerileri dışında farklı öneriler ortaya atıldı. Resmi sistemler de kendi kamuoyunun taleplerine asgari düzeyde de olsa cevap verdi. Ayrıca ateşkes Mübarek?in talebi üzerine ilan edilerek Mübarek kurtarılmalıydı. Ancak İsrail?in açıklaması Mısır?a bir hakaret mesabesinde ve onur kırıcıydı. Eğer Mübarek?in ateşi durduracak gücü olsaydı ve İsrail de buna icabet etseydi o zaman neden 20 gün önce ateşkes talep edip İsrail?in buna uyması istenmedi?

* Mısır?ın derhal ve kayıtsız şartsız ateşkes hatta askerlerin geri çekilmesini içeren yeni söylemi ortaya çıkmaya başladığında bile Mısır?ın dış politika temsilcileri Kahire?deki Hamas temsilcilerine eski talep ve söylemleri dillendirmeye devam ettiler. Yani Hamas?tan silahsızlanmayı, uzun vadeli bir ateşkesi kabul etmeyi ve Refah sınır kapısıyla ilgili 2005 anlaşmasına dönmeyi taahhüt etmelerini istemeye devam ettiler. Bu söylem iç kamuoyuna dönük bir söylemdi.

* Ateşkes ilanını izleyen 18 Ocakta ülkeler alelacele toplantıya çağrıldı. Filistin?de çocukların ve kadınların öldürülmesini mazur gören ve çocukların öldürülmesini nefsi müdafaa, askerlerin öldürülmesini terörizm olarak gören aynı güçler Şerm eş-Şeyh?te toplandı.

Şalit gibi bir askerin akıbetini tankla bombalanan tüm Gazze halkının akıbetinden daha önemli gören güçler toplandı. Onları toplantıya çağıran da Şalit?in hayat hakkını takdir etme konusunda bu güçler gibi düşünen bir Arap liderdi. O lider ki yanan trende, batan gemide ve çöken binalarda ölen vatandaşlarının hayat hakkını Gazze halkının hayat hakkından da aşağı görüyor.

* Şerm eş-Şeyh?te toplanan yaşlı sömürgeci güçlerin amacı Mübarek ile Avrupa Birliği isteğine ve barış sürecine uygun bir ateşkes kararı almaktı. Bundan başkası boş sözlerdir. Sahneye konan bu oyunda İsrail ve Mısır Cumhurbaşkanı çıkarına uygun olarak bir ateşkes kararı çıkarıldı. Tek taraflı bir karar alındı ve bu tür bir ateşkes kararı çıkarıldı.

Şerm eş-Şeyh Zirvesi içte ve dışarda zedelenen Mısır Cumhurbaşkanı?nın rolunu tamir etmekten ibaretti. Böyle bir ateşkes kararının çıkarılması siyasi çözüm yanlısı güçlere rağmen değilde bu güçlerin başarısıymış gibi sunuldu. Hâlbuki bu güçleri tüm savaş boyunca görmedik, duymadık. Bu İsrail?in eli kolunu bağlamayı ya da çocukları öldürdüğü için kınamayı düşünmediler. Sivillerin hayatlarına karşı bir çaba içerisine girmediler. İsrail hedeflerini gerçekleştirme hususunda ümidini yitirince saldılarını durdurdu ve Gazzelilerin direnişi ve onurlu duruşu neticesinde değil de kendi inisiyatifiyle ateşkes ilan ettiğini göstermeye çalıştı.

* Lübnanın Suriye, İsrail ve denizle sınırı var. Gazze ise Mısır, İsrail ve kapalı bir denizle çevrili. Bütün fark bu. Hem siviller hem direniş için bu böyle. Savaş bu fark üzerine cereyan etti. Gazze?ye komşu Arap ülkesi olan Mısır direnişe destek vermemekle yetinmedi aynı zamanda direnişe ağır bir ders te vermek istedi.İsrail vatandaşlara ağır bir ders verdi ama hedeflerine ulaşamayınca ateşkes ilan etti.

*Ateşkes ilanından sonra toplum yaralarını sararken ve enkazı araştırırken başına gelenleri anladı. Yaralıların tedavisi ve Gazze?nin yeniden imarı için gereken yardımların yapılması için bir takım baskılar olacaktır. Refah sınır kapısının sürekli kapalı tutulması ve yalnızca Mısır üzerinden Gazze?ye giriş çıkışların yapılabiliyor olması ateşkes sonrası şartları kabul etmesi için Hamas?a bir şantaj unsuru olarak kullanılmaya devam edilecektir.

*Dolayısıyla şu an önemli olan insani yardımlar ve yeniden imar için kapının açılmasının yanısıra İsrail?e yaptıkları cinayetlerin bedelini ödetmek ve ambargoyu kaldırması için baskı yapmaktır. Ses çıkarmayan ya da işbirliği yapan ve yapmaya devam eden rejimlere müsamaha gösterilmemelidir. Bu rejimlerin ipliğini pazara çıkarmak için bir kampanya başlatılmalıdır. Zira bu siyaset türü devam ediyor ve etkilenmişe benzemiyor. Söylemlerde dillendirilenlerle pratiğe aktarılanlar farklı şeylerdir. Kapı açılmadıkça ve yardımlar Gazze halkına ulaşmadıkça Arap ülkelerinin Gazze?nin yeniden imarı için yaptığı taahhütlerin hiç bir anlamı olmayacaktır.

* Gazze?nin yeniden imarı için yardım toplanması, insanlara verdiği zarardan dolayı İsrail?e tazminat davası açacağını ilan eden devlet ve kurumlara bu girişimlerini unutturmamalıdır. 2006 yılında Lübnan?da işlediklerinden dolayı İsrail?in yargılandığını duymadık. Şimdiki tehditlerin de aynı akıbete uğramamasını temenni ediyoruz.

* Siyasete gelince, zaman İsraille siyasi çözüm ve ilişkilerin normalleştirilmesi söylemini terk edip tamamen tedavülden kaldırma ve yeni bir siyasi söylem geliştirme zamanıdır. Doha?da başlayan bu sürecin sürdürülmesi ve Kuveyt Zirvesi?nde bunun pekiştirilmesi gerekmektedir.

* Bu savaşta direnişin en büyük başarılarından biri de İsrail?in artık tek taraflı olarak Gazze dışında yeniden asker konuşlandırma imkânını yitirmiş olmasıdır. 2005 yılında Gazze?den çıkarken istediği zaman gelip Gazze?yi istila seçeneğiyle çıkmıştı. Ancak acı gerçeği idrak etmiş durumda. İki yıl içerisinde durum değişti. Geri gelebilmesi için savaşmak mecburiyetinde. Gazze?ye dönmesi savaş demektir. Sonuçları pek de iyi olmayan bir savaş.2005?te Gazze kurtulmamıştı. Gazze asıl şimdi işgalden kurtulmuş oldu.1967 yılından bu yana İsrail işgal ettiği yerlere asker konuşlandırmak için hiç bu kadar zorlanmamıştı. Buraları istila etmek için savaşmak zorunda kaldı.

* Direniş en doğru seçenektir. İsrail askerleri Gazze?de kaldığı için değil. Çünkü tüm Filistin zaten işgal altında, Kudüs işgal altında, Batı Şeria işgal altında. İşgal oldukça işgale direnmek bir haktır. Filistin tek vatandır. Durum ve tecrübe şunu göstermiştir ki Gazze işgaline karşı Kudüs?ten direnmek ve Gazze?den Kudüs işgaline direnmek mümkündür.

* Gazze bağımsız bir devlet değildir. Ayrı bir halk ya da varlık ta değildir. Bu şekilde yapılan vurgulara son verilmelidir (Bu vurgunun az da olsa bazı Hamaslı çevrelerde görmek mümkün).Gazze yalnızca kendi işgaline değil Filistin işgaline karşı da direnmektedir. Ancak Gazze tek başına Filistin davasını taşıyacak güçte değildir. Zira abluka altında kendini zor taşımaktadır. Dolayısıyla Filistin halkının diğer bölümleri ayrı kalamaz, Batı Şeria direnişe liderlik etmesi gereken ulusal örgütlenmenin dışında kalamaz. Ulusal örgütlenme Hamas?tan daha kapsamlıdır.

Hamas, İslami Cihad, Filistin Halk Kurtuluş Cephesi ve Filistin halkını temsil eden diğer güç ve gruplar Filistin Halkının bulunduğu tüm bölgelerde Filistin halkına önderlik etmeye layık bir program ve söylemle ulusal kurtuş için ortak bir direniş çatısı oluşturmalıdırlar. Bu çatı ve söylemin varlığı Filistin Kurtuluş Örgütü?nün yeniden yapılanması için baskı unsuru olacaktır.

Bu savaş herkese Batı Şeria?da güvenlik birimlerinin anlamını ve Filistin Yönetimi?nin marjinalize etme ve dağıtma çabalarına rağmen Filistin Kurtuluş örgütünün önemini gösterdi. Dolayısıyla yukarıdaki misyon Filistin Halkının yaşadığı her yerde örgütlenme ve çatı oluşturma misyonudur. Bu misyon ertelenmeye gelmez. Gazze?nin misyonu tüm Filistin halkı için direnmek değildir, Gazze direnirken başkaları onunla dayanışma göstersin misyonu da değildir.

* Diğer Filistinli gruplar geçmişte direnişe katıldı. Gazze ablukaya alındığı zaman bile Batı Şeria intifadayı sürdürdü. Dolayısıyla konuya yabancı değildir. Değişen tek şey Filistin Yönetimi?nin kurulması ve İsrail?e karşı mücadele eden halkına kırım uygulayan güvenlik birimlerinin ortaya çıkmasıdır. Bu, savaşta meygana gelen gelişmeler ışığında dersler çıkarılırken ve kurumlar yeniden yapılandırılırken görmezlikten gelinmemesi gereken bir husustur.

* Her hangi bir siyasi çözüm meşru olmayacaktır. Herkesin direnişe gücü yetmez ya da herkes direnişe mecbur değildir. Ancak herkes adil olmayan bir siyasi çözümü reddetme ve İsraille ve siyonizmle siyasi çözüm yoluna gitmeden yaşayabilme yollarını bulma gücüne sahiptir.


*İsrailli Arap milletvekili, yazar, filozof ve siyasetçi

Bu makale Mehmet S. Direk tarafından Timeturk.com için tercüme edilmiştir.



Yazarın diğer makalesi için tıklayın

Gazze'yi doğru okumak



Haber Ara