DTP Grup Başkanvekili Selahattin Demirtaş, Meclis'te düzenlediği basın toplantısında dün Meclis Genel Kurulu'nda Şırnak Milletvekili Sevahir Bayındır'ın gündeme getirdiği, Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin'in ise 'delil getirin' dediği ölüm kuyuları ile ilgili değerlendirmede bulundu. Bakan Şahin'in Silopi kayıpları ve ölüm kuyularıyla ilgili olarak 'Elinizde bilgi, belge varsa çıkar söylersiniz' diyerek işi yokuşa sürdüğünü belirten Demirtaş, Şahin'in 'Ergenekon'un doğu ve güneydoğu ayağının eksik kaldığı' eleştirilerine rağmen bu yönde açıklamalarda bulunmasının ise 'talihsiz' olduğunu söyledi. Demirtaş, 'Biz mahkeme heyeti değiliz, Meclis de yargı organı değil. Hiç kimse Meclis kürsüsüne somut delille çıkmaya mecbur değil' diye konuştu.
'Kuyular canlı yayında açılsın'
Basın toplantısında 2004 yılından bu yana bölgede yaşanan faili meçhuller ve bulunan cesetlerle ilgili bilgi veren ve cesetlere ait fotoğrafları basın mensuplarına gösteren Demirtaş, yaklaşık 4 yıldır, yaşanan olaylarla ilgili bir tek askeri yetkilinin ifadesinin alınamadığını söyledi.
Demirtaş '2005'te kayıplarla ilgili çok sayıda başvuru yaptık. O zaman da Başbakan aynıydı, iktidar aynıydı. Sanki hiç bu olaylar yaşanmamış gibi gösterilmesi manidardır. BOTAŞ'ın ölüm kuyularıyla ilgili iddia, önceki cesetlerin nerelerde gömüldüğünü söyleyen aynı itirafçıya yani Abdülkadir Aygan'a ait. Tuncay Güney'in sunduğu kadar delil mi bekleniyor? TRT gitsin iddia edilen yerlerde canlı yayın yapsın, mezarlar, kuyular açılsın. O kuyulardan bomba, silah değil cesetler çıkacak'' diye konuştu.
'Ergenekon AKP'ye karşı gelenlere yapılmış bir operasyon'
Türkiye'nin bu gerçeklerle yüzleşmesi gerektiğini, Kürtlerin yıllardır yaşadığı 'travma'nın anlaşılabilmesi için bunların yapılması gerektiğini kaydeden Demirtaş, Ergenekon operasyonu konusunda da değerlendirmelerde bulundu.
Ergenekon operasyonunun AKP'ye karşı gelenlere yapılmış bir operasyon olduğunu, yaşanan gelişmelerin Ergenekon'un 'Doğu ve Güneydoğu ayağının saklı kalacağı'nı gösterdiğini ifade eden Selahattin Demirtaş, intihar eden emekli Jandarma Albay Kırca'nın cenaze töreninde ordunun en üst düzeyde temsil edilmesini de eleştirdi. Demirtaş, 'Ordu, Kırca'ya en üst düzeyde sahip çıkarak Ergenekon'un bu kısmına dokunmayın mesajı vermiştir. Bu hem topluma hem medyaya verilmiştir. Kürtlere yönelik cinayetlerin üstüne gidilmemesi konusunda medya açıkça tehdit edilmiştir' diye konuştu.
'Ulusalcı ve Avrasyacı kanat tasfiye ediliyor'
Ergenekon operasyonu ile devlet içinde örgütlenen 'Ulusalcı ve Avrasyacı' kanadın ABD'nin desteğiyle tasfiye edildiğini belirten Demirtaş, 'Bu hamur daha çok su kaldıracak. Ergenekon bitirilemeyecek ancak AKP'yi bitirecek' dedi. Demirtaş, ölüm kuyuları olarak bilinen BOTAŞ kuyularının açılması için çabalarını sürdüreceklerini belirtirken konuyla ilgili de Meclis Araştırma Önergesi vereceklerini söyledi.
'Meclis başkanı hepimizi temsil ediyor'
Demirtaş bir soru üzerine Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün yasama, yürütme ve yargı organı başkanlarını bir araya getiren yemeği değerlendirdi. Demirtaş, 'Meclis Başkanı hepimizi temsil ediyor, iktidarı temsilen orada bulunmadığını hatırlamalı' dedi.
Bakan Şahin'e ölüm kuyuları soruldu
Bakan Şahin, '1990'lı yıllarda öldürülen bazı kişilerin Silopi'deki Botaş kuyularına atıldığı yolundaki iddialar konusunda ne yapılıyor?' şeklindeki soruya ise, bu iddiaları ortaya atanların savcılığa kuyuların yerlerini göstermediklerini ve herhangi bir bilgi, belge vermediklerini belirtti.
Bakan Şahin, 'Bir takım iddialar var. Aslında bu iddialarda bulunan kişilerin ciddiliği ve samimiyeti de ayrıca tartışma konusu. Sanki Türkiye gayri hukuki işlerin çokça yapıldığı bir ülkeymiş izlenimi vermeye çalışanlar var. Tabii ki bunlara karşı da Türkiye'deki yetkili makamlar mutlaka duyarlı olmak mecburiyetindedir. Ama her iddiayı mutlaka araştırırız. Silopi'de de Botaş kuyuları içinde bir takım insanların asit kuyuları içinde yakıldığı iddiaları var. Bununla ilgili Silopi Cumhuriyet Savcılığı bir soruşturma dosyası açtı. Ancak bu iddiada bulunanlar iddialarını ispata yönelik Cumhuriyet Savcılığına herhangi bir bilgi ve belge ile gelmediler. Hatta savcı 'bu kuyular nerede, mevkiini gösterin biz orada kazı yapıp iddiaları araştıralım' dediği halde şu ana kadar iddia sahipleri henüz ciddi bir harekette bulunmadılar' dedi.