Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Brüksel'de, Avrupa'nın Dostları isimli kuruluşun düzenlediği toplantıda yaptığı konuşmada, Güney Kıbrıs'ın AB'yi aldattığını söyledi.
Recep Tayyip Erdoğan, toplantıda dinleyiciler arasında bulunan Güney Kıbrıslı bir parlamenterin Kıbrıs konulu bir sorusu üzerine özetle şunları kaydetti:
''Kıbrıs'a Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) bir işgal kuvveti olarak girmedi. Yunanistan Kıbrıs'a niçin geldiyse, Türkiye de aynı gayeyle girdi. Kuzey Kıbrıs'taki soydaşlarımız, kardeşlerimiz yokedilirken biz seyirci kalamazdık. Türkiye garantör olarak gitti, Yunanistan da güneye bunun için geldi. 1974'ten sonra Yunan askeri niçin orada durduysa, benim askerim de onun için duruyor. İşin şimdiki boyutuna gelelim:
AB üyesi olan Kıbrıs değildir. AB üyesi olan Güney Kıbrıs'tır. Eğer Kıbrıs AB üyesidir diyorsanız, o zaman adama sorarlar: 'Kuzey Kıbrıs'ı ne yapacaksınız? Kuzey Kıbrıs'takilere ne hizmet verdiniz?' 2004, Annan Planı. Güney Kıbrıs bu plana 'evet' demedi. Kuzey Kıbrıs 'evet' dedi. AB bizzat şahsıma söyledi: 'Ne olur destekleyin, bu planı çıkaralım.' Tarih 1 Mayıs 2004. Bizler önce çalışmaları yaptık, o süreci yaşadık. Annan ile görüştüm, 'Gelin artık şu Kıbrıs sorununu çözelim' dedim.''
Başbakan Erdoğan'ın cevabı üzerine Rum Parlamamenter başını sallayınca Başbakan Erdoğan, 'Başını sallama, Bizde baş sallama ile ilgili iyi bir söz var şimdi tam da yeri geldi ama burası yeri değil' dedi.
Çalışma ve müzakereler hakkında bilgiler veren Erdoğan, Kıbrıslı Rumlar'ın ve Yunanlılar'ın olumsuz tavırlarını anlattı ve şöyle devam etti:
''AB'yi aldatan Güney Kıbrıs olmuştur. Ne yazık ki bu referandumdan sonra Güney Kıbrıs, AB'ye alınmıştır. 27 Mayıs 2004'te Annan, raporunu hazırladı. Bu rapor hala BM Güvenlik Konseyi'nde sümen altında duruyor. Bu raporda neler olduğu hala açıklanmadı. Güney Kıbrıs hiç olumlu yaklaşımda bulunmadı ve hala da bulunmuyor. Şimdi AB üyesi olduğu için kenardan köşeden eline geçirdiği yetkiyi kullanıyor, olay budur. Türkiye ve TSK hiçbir zaman işgalci değildir. Kardeşlerinin yanında garantör bir ülke olarak vardır. Türkiye garantördür.''
Bir başka soru üzerine, ''Enerjide dünya çok ciddi bir süreçten geçiyor'' diyen Erdoğan, şöyle konuştu:
''Nabucco, Avrupa'nın doğalgaz sıkıntısını giderecek bir adım ve Türkiye de Nabucco üyelerinden bir tanesidir. Tedarik, transit ve tüketim başlıkları söz konusu. Türkiye, tedarikçi değil, taşıyıcı ve tüketici ülkedir. Fakat tedarik konusunda da elimizden gelen gayreti gösteriyoruz. Şu anda doğalgaz ihtiyacımızın büyük bir çoğunluğunu Rusya, ikinci derecede İran, üçüncü derecede denizyoluyla Cezayir ve komşu ülkelerden temin ediyoruz. Ama bunlar yeterli değil. Yeni adımlar atıyoruz. Çeşitlendirmeye gidiyor, hidroelektrik santralleri, termik santralleri artırıyor, rüzgar ve güneş enerjisinden istifade etmek için adımlar atıyoruz. Nükleer enerjiyle ilgili adım attık. Birkaç nükleer enerji santrali kurmak zorundayız. Zaman kaybına tahammülümüz yok. Şu anda Yunanistan'a doğalgaz veriyor, İtalya'ya vermenin çalışmalarını yapıyoruz. Türkiye, gelecekte Avrupa'nın ihtiyaçlarını karşılamakta önemli rol üstlenecektir.''