İşte Bahçeli'nin konuşması:
Seçimler için bugün için en hazır parti MHP olarak gözükmektedir. Yapılacak olan bu seçimlerin adaylarımıza hayırlı olmasını diliyorum. 3 Kasım 2002 seçimlerinden sonra yakın tarihimizde hiçbir siyasi kuruma nasip olmayan bir sayısal çoğunlukla 18 Kasım 2002'den 15 Ocak 2009'a kadar geçen süre içerisinde AK Parti 58. 59. ve 60. hükümeti kurarak ülkemizde hizmet verdi. Sayın Başbakan her konuşmasında 2002 ile 2008 arasındaki değerlendirmesini yapıyor ve şu şöyleydi şimdi böyle oldu diyor. Bu devlete başka kimsenin hizmetlerini yok sayarak öne çıkmaya çalışmaktadır. Başarılı bir siyasetten bahsediyor. Ama yanılıyor.
Cumhuriyetimizin 85. yılını kutluyoruz. Eğer bugün AK Parti?nin 58 ? 59 ve 60. hükümetinden bahsediliyor ise AK Parti dışında 57 tane daha hükümetin olduğu ifade edilmiş olur. Demek ki bu ülkeye değişik partilerden tek başına iktidar olarak koalisyon olarak çok büyük hizmetler sunmuş 1923 ile 2008 arsındaki yeterli olmamakla beraber olumlu gelişmelere katkı sağlamış olan devlet adamları bu ülkede hizmet etme imkanı bulmuş ve yüksek katkılar sağlamıştır.
Türkiye?deki gelişme dinamizmine baktığınızda emeği geçen bir çok değerli şahsiyet vardır. Tayyip Erdoğan beyin olduğu dönemde ne cumhuriyet kurulmuştur ne de bugüne kadar katedilen yol katedilmiştir.Başbakan her şeyde şu kadar derslik vardı şu kadar derslik yapıldı diyor. Şu kadar yolsuzluk vardı onun üzerine bu kadar yolsuzluk neden ilave edildi demiyorsun? Hangi odakların hangi faaliyetlerin içerisinde, 3.5 yıl iktidarda kalabilmeyi başarmış, 90?lı yılların en uzun koalisyonunun
Kaosa sürüklemeden götürmüş olarak MHP?yi yavru muhalefet olarak nitelendirdiğin takdirde, sen kırk yıllık Milliyetçi harekete yavru muhalefet diyorsan, Türkmenlerin deyimiyle, sen tamamen cücük olarak nitelendirilirsin. Bugünün cücüğü kalkmış 40 yıllık siyasi hayattaki bozkurta yavru muhalefet diyor. Haydi şuradan. Türk siyasi hayatında yüzde 47?yle gelip cücük olarak kalanlara işaret ediyorum.
Etnik bölücülük kanlı terör gelişiyor yaygınlaşıyor ve Türkiye bir iç çatışma ortamına sürükleniyor. Bugün Türkiye?de AK Parti ve CHP tahterevallinin iki ucunun buluşturduğu siyasi parti olarak bütün varlıklarını sürdürebilmenin yolunu gerilim stratejisine dayandırıyorlar. Dikkat edin yakın tarihi gözden geçirin. AK Parti ve CHP?nin dışında bu ülkede hayırlı bir iş olduğunda veya siyasi tavrı milli duruşuyla milletimizin güvenine sahip olan bir siyasi kurum başını kaldırıp yüce milletiyle göz göze geldiğinde, bu tahterevallinin iki tarafından, sözde bir çatışma cepheleşme oyunu sahneye konuluyor.
Bugün cepheleşme ve çatışma gerilim stratejisinden beslenerek Türk siyasi hayatını istikrarsızlığa ve toplumu bunalıma sürüklüyor. Hiçbir tane aklı başında bir ifadeyle böyle bir bunalımdan nasıl çıkacağımızın Türkiye?yi kurtaracağınızı ifade eden iki cümleyi bulamıyorsunuz. Karşılıklı geliyorlar, en ağır sözlerle birbirlerine hakaret ederek Türkiye?de gerilim stratejisini ortaya koymak suretiyle varlıklarını sürdürmeye çalışıyorlar.
Böyle bir gerçek karşısında medyamız, fazileti erdemi aydınları milletimize takdim edeceği yerde bunun her türlü motifini sabahtan akşama kadar milletin huzuruna getirerek, Türkiye?de korkunun yaygınlaşması gibi, milletimizi kara kara düşünmesine katkı sağlıyorlar. Sanki bu ülkede iki tane parti var. Birazda milletin sesine, birazda milliyetçi hareketin sesine kulak verdin.
Bu çürümüşlüğün önüne geçebilecek adımları atamıyorlar. Sayın Başbakan diyor ki her şeyi hukuk yoluyla yapmak lazım. Bu söz doğru bir söz. Peki hukuk yoluyla başlarken nereden başlamak lazım. Onu niye söylemiyorsun. Onu istersen gel sayın başbakan TBMM?ye geldiğin günden itibaren meclisin gündeminde bulunan, Recep Tayyip Erdoğan ve arkadaşlarını yakından ilgilendiren bazı suistimalleri kapsayan, tezkerenin mecliste oylanarak, dokunulmazlığın kaldırılmasını sağlayın. Ondan sonra da yüce adaletin önüne bir çıkın bakalım. Bunu niye yapmıyorsunuz. Öbür konuların hepsinde adalete güveniyorsunuz. Peki kendini ilgilendiren bir konuda neden adalete güvenmiyorsun. Güveniyorsan gel meclise kaldıralım bu dokunulmazlıkları. CHP başından beri dokunulmazlıkların kaldırılmasından yana olduğunu söylüyor. Bu sözü de doğru bulduğumuzu kabul ederek, sözde kalmasın 98 bende, 68 MHP?de var. Gelin dokunulmazlıkların kaldırılması için bir yasa değişikliğini meclise verelim. AK Parti kabul ediyorsa etsin. Niye yapmıyorsun da sözünü söyleyip dolaşıyorsun. Bu oyuna artık sona erdirmek lazım.
Ekonomik kriz önce Avrupa?yı sonra Türkiye?yi sarmaya başladı. Bugün yapılan bir açıklama da yüzde yüz 11 işsizliğin olduğu söyleniyor. Yani bu kriz Türkiye üzerinden teğet geçmiyor, hane halkından bağrından vuruyor, çoluğundan çocuğundan vuruyor. TÜİK?in verilerini kabul ettiğimiz zaman, her yüz kişiden 11?i işsiz demektir. Kapanan fabrikalar, maliyeti aşağı çekmek için işçi çıkarmalarını dikkate aldığınız vakit, Türkiye?de işsizlik artıyor. Kargaşanın başını aldığı bir yerde, bir torba kömür kimseyi kurtarmaz. Recep Tayyip Erdoğan Bey seni de kurtarmaz. 266.4 milyar YTL iç borç, 284.4 milyar dış borç. İç ve dış borçla beraber 617. milyar TL. Dış ticaret açığı 6.2 milyar dolardır. Ekonominin makro büyüklüklerinde önemli bir kriz işareti vardır. Şu an için kriz finans sektöründe kendisini göstermiyor. Bunun da sebebi Sayın Başbakan değil, o beğenmediği yavru muhalefetin, çıkardığı bankalar kanununda aranmalıdır ve o dönemde yapısal reform kanunlarında aranmalıdır. Demek ki o gün finans sektörü sağlama alınmamış olsaydı, Recep Tayyip Erdoğan toz duman olmuş gitmiş demekti.
Böyle bir Türkiye sürdürülebilir bir Türkiye değildir. Türk devletinin milletiyle beraber varlığı tehdit altına alınmış olur. Başbakan, Başbakanlıkta oturup Türkiye?nin geleceği ile ilgili önemli projeler ortaya koyacak yerde, bir bakıyorsunuz havaalanında konuşuyor, bakıyorsunuz kabinde konuşuyor. İniyor yine konuşuyor. Dönüyor yine konuşuyor. İktidarının yarısından fazlası havada ve havaalanında geçmiş.
Böyle bir ülke yönetimi olmaz. Bu yönetimden kurtulmak lazımdır. Ama nasıl kurtulun malıdır? Her zaman millet iradesi olmalıdır. Bunun dışında hiçbir senaryo hiçbir iç ve dış odak hiçbir sebep, Türkiye?de iktidar değişikliğini düşünmemeli ve planlamamalı. Millet iradesiyle iktidarlar gelmeli, millet iradesiyle iktidarlar gitmeli. Hal böyle olunca iktidara geliş ve gidiş çözüm olarak demokrasi içerisinde aranmalıdır. Bunun en önemli kurumu seçimlerdir. Yakın bir tarihte genel seçim olmayacağına göre, en yakın seçim mahalli iradeler seçimleridir. Dolayısıyla bu seçimler AK Parti?nin iktidarda kalıp kalmayacağınında millet iradesi yoluyla işaretiniv ermelidir.
Eğer yüzde 47?nin üzerinde bir oy fazla alarak bu seçimlerden sonuç elde edildiği takdirde AK Parti ne oldum delisi olur, her yaptığı yanlışın her gafletin her ihanet çizgisine teğet geldiği noktanın onaylandığını zannederek, önce kendilerini sonra AK Parti?lileri sonra da bütün Türkiye?yi bir felakete doğru sürüklemiş olabilirler. 29 Mart?ta AK Parti mutlak oy kaybına uğramalı, zafiyete uğrayarak uzaklaşmalı ve kendisine çeki düzen verecek bir ortamı bulabilmelidir. Bu oy kaybı belediye başkanlığı kaybı, karşısında bir alternatifinde ortaya çıkmasına vesile olmalıdır. Yani bu seçimde AK Parti sarsılırken, Türkiye iktidarsız kalmayacak. AK Parti giderse ne olur diye kafalarda bir soru bırakmamak için, bir siyasi partide yol almalıdır. AK Parti giderken MHP gelmeli ve alternatif Milliyetçi Hareket Partisi olmalı. İnşallah bu seçimler AK Parti?nin yerine bir alternatifin olmasına vesile olacaktır. Bütün arzumuz budur. Bu ülkemiz milletimiz için isteğimizdir ve bu seçimlerde MHP başarı sağlamalıdır. Hangi köşe yazarı ne yazarsa ne yazsın, hangi programcı hangi programı ortaya koyarsa koysun, hangi AK Parti yönetimi ne söylerse söylesin, hükümetin içindeki herhangi bir şahıs ne derse desin, hiçbiriyle ilgilenmemek lazımdır.
Eğer Türkiye?de siz muhalefet yoktur diyorsanız ve AK Parti?yi muhafeleti olmayan bir demokrasi içerisinde sadece en fazla oy almış olan parti olarak görüp kendinizi aldatırsanız, aldığınız oyu dost, almadığınızı düşman kabul ettiğiniz takdirde sizin kafanızın arkasında iki parti türü var demektir. Türkiye?yi bu sakat bu bencil siyaset bilimiyle bağdaşmayan demokrasideki kazanımları yok farz edecek bir zihniyetten kurtulmanın da yolunu 29 Mart?ta göstermeliyiz. Bu seçimler çok önem arz ediyor. Şu an burada olanların bazıları vardır ki bu parti güzide yerinde aldığında henüz daha dünyaya gelmemiş olabilir. Eğer o gün gelmişse, bugün 40 yaşına gelmiş demektir. Bütün bunları yan yana koyduğumuz vakit karşımıza bir siyasi tarihin önemli bir sayfası açılıyor ve bu sayfa 40 sayfadan oluşuyor.
Muhterem liderimiz merhum Alpaslan Türkeş Bey, kafasındaki projeleri siyasi hayata dönüştürebilmek için o gün arkadaşlarıyla beraber birçok değerlendirmeler yapmıştır. Dernek olarak mı, vakıf olarak mı, ayrı bir parti olarak mı veya mevcut partilerden herhangi birine giderek yolumuza mı devam edelim. Bu ve buna benzer değerlendirmeler sonrasında, önce parti müfettişi olarak görevlendirilerek cumhuriyetçi köylü millet partisinde yer almıi daha sonra genel başkanı olmuş, arkasından da 8-9 şubat 1969 tarihinde Adana?da cumhuriyetçi köylü millet partisinin olağanüstü toplayarak, milliyetçi hareket partisine dönüştürmüş, üç hilali kabul etmiş, arkasında da milliyetçi hareketin gençlik kollarını, bize emanet bırakırken bir kurumu daha emanet olarak göstermiş, ülkü ocaklarının amblemi olarak bozkurtu kabul etmiştir.
Milletçi hareket partisi Türk milliyetçiliği fikrini partinin temel programı haline getirerek, bütün özüyle Türk siyasi hayatına bir siyasi aksiyon haline getiren bir siyasi kurumun üzerinden tam 40 yıl geçmiştir. Atatürk?ün heykeli gelecek, Recep Tayyip gidecek merak etmeyin. 9 Şubat 1969, 9 Şubat 2009 MHP?nin 40. yılı. Bu sene siyasi partiler yasası gereği 9. büyük kurultayımızda 2009 yılında olacaktır. Demek ki 9 ışık 3 dalga 9?la iktidara doğru yürüyor demektir. Bu sebeple 2009 yılı hayırlara vesile olacaktır. MHP bügün ortaya koymuş olduğu milliyetçi fikri program haline dönüştürmüş, Türkiye?de muhalefeti ilkeli temiz ve çözüm üreten bir anlayışla sürdürmektedir.
Türkiye?de ne olup bitiyorsa, bunları yakinen takip etmekteyiz. Ama birileri kalkıyor MHP?yi tahrik ediyor. Şunlar şunlar oluyor siz yoksunuz. Bu ülkücüler nerede diye soruyor. Ülkücüler yerli yerinde taşdığı sorumlulukla görevinin başında, ancak ülkücüler sokakta değil iktidarda olacaktır. Atatürk?ün heykelini kırdınız diye benden önce önce Antalya valisine sonra İçişleri Bakanı?na sonra Başbakan?a söyleyin. 2009?daki iki sıfırı atın. 2 ve 9 kalır. Toplayın 11 eder. İki sıfırı kaldırdık. Ne kaldı 29. 11 ile 29?u toplayın ne oldu, 40. Milliyetçi hareketinin 40. yılı.
Buralarda her siyasi parti seçime giriyor. MHP?de giriyor girmelidir. 81 ilde, 2000?e yakın beldede seçimler yapılıyor. Amacımız varolmak iddialı olmak. O sebepten dolayı MHP her seçimde bu görevini yerine getirirken bugünden bazılarına da bir mesaj vermelidir. MHP milletmizin bağrından çıkmış bir partidir. MHP milletimizle özdeşleşmiş bir partidir. Milletimizin milli ve manevi değerleri, MHP?nin programını oluşturmuştur.
MHP milletinin partisidir. O zaman milletimin tarihi gelişimi ve çizgisiyle MHP?nin başarıları arasında bir örtüşme olmalıdır. Bu örtüşme aynı zamanda aynı zamanda bir tarihi şuur milli sorumluluk ve bir siyasi başarıyı görev haline getirmek olmalıdır. Öyleyse ecdadımızın Orta Asya?dan Anadolu?ya girişiyle beraber bir tarihi vardır. Bu Malazgirt?tir, Konya?dır, Söğüt?tür, Edirne?dir, İstanbul?dur. Bu tarih çizgisi cumhuriyet döneminde de devam etmektedir. Samsun?dur amasyaDır, Sivas?tır, Erzurum?dur ve Ankara?dır. Öyleyse MHP bölmek zihniyeti taşıyanlara, Avrupa topraklarında Türkiye hesabı yapanlara karşı bir anlamlı cevabı 29 Mart?ta da verebilmeli.
Eğer bu olur ise bu bir mesajdır. Bu olur ise milletimin tekrar kendine dönüşüdür. Bu olur ise Türkiye?nin milli devlet yapısı üniter yapısı ve toprak bütünlüğünün değişmezliğinin işaretidir. Bu olur ise Misak-ı milli, mülk-ü millettir, millet ise Türk?tür. MHP olarak çok güçlü bir yapıyla giriyoruz. Büyük bir çatı oluşturuyoruz. Herkesi bir kara çadır gibi herkesi bünyenize almanızı istiyorum.
Gelişen bir Türkiye için MHP?nin zaferini sizlerden bekliyorum.
Devlet Bahçeli, Erdoğan'a yüklendi
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Antalya'da partisinin büyükşehir ve ilçe belediye başkan adaylarının tanıtım toplantısında Başbakan Erdoğan'a sert çıktı.
17 Yıl Önce Güncellendi
2009-01-15 16:52:00
SON VİDEO HABER
Haber Ara