DTP, AK Parti, CHP ve MHP'nin Genel Görüşme açılmasına ilişkin verecekleri oyların, 'çetelere karşı olup olmadıklarının bir göstergesi' olacağını söyledi.
DTP Diyarbakır Milletvekili Akın Birdal, Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan, Şanlıurfa Milletvekili İbrahim Binici ve Bitlis Milletvekili Nezir Karabaş, konuyla ilgili olarak Meclis'te basın toplantısı düzenledi.
Birdal, NATO üyesi her ülkede farklı isimler adı altında yasadışı örgüt bulunduğunu ve bu örgütlerin yapılan çalışmalar sonucunda dağıtıldığını
belirterek, 'Bu örgütün dağıtılmadığı tek ülke Türkiye'dir. Çünkü Türkiye, böyle bir örgüt olduğunu şimdiye kadar kabul etmedi' dedi.
Demirel-Ecevit dönemleri
Türkiye'deki yasadışı örgütlenmenin ilk olarak, 6-7 Eylül 1955'te Mustafa Kemal Atatürk'ün Selanik'teki evinin kundaklanması iddiaları üzerine Türkiye'de gayrimüslim vatandaşlara karşı saldırılarla ortaya çıktığını ifade eden Birdal, günümüze kadar bu örgütün yaptığı cinayetleri ve katliamları anlattı.
Birdal, Süleyman Demirel'in başbakanlığı döneminde yaptığı konuşma sırasında, muhalefette bulunan Bülent Ecevit'in 'kontrgerilladan bahset'
dediğini, Bülent Ecevit başbakan olduktan sonra ise Demirel'in Ecevit'ten kontrgerillayı açıklamasını istediğini bildirerek, 'Yasadışı örgütlerle
hesaplaşma iradesi gösterilmemiştir' dedi.
Susurluk olayından sonra oluşan sivil tepkinin Ergenekon'a karşı oluşmadığına değinen Birdal, 'Bunun birçok nedeni var. Gerçekten korku ürettiler. Bu iş sadece hukukun gücüne bırakılmamalı. Medyaya, kamuoyuna, siyasi iktidara sorumluluklar düşüyor' diye konuştu.
'Örgütlenmenin düşmanı Kürtler'
Ergenekon'un ortaya çıkarılması için Meclis Araştırma Komisyonu kurulması gerektiğini belirten Birdal, 'Örgütlerin varlık nedeni her zaman 'düşman' olmuştur. Bu düşmanlar zaman zaman azınlıklar, Ermeniler, Rumlar, farklı kimliğe sahip olanlar olmuştur. Şimdiki örgütlenmenin düşmanı Kürtlerdir ve Kürt sorununun çözümsüzlüğüdür. Gözaltına alınanlar kendilerini PKK ile mücadele ettiklerini söyleyerek savunuyorlar. Ergenekon'dan suçlananların hepsinin savunması, PKK ve Kürt düşmanlığına dayandırılacaktır. Ergenekon'la hesaplaşma konusunda kararlılık
ortaya çıkacaksa, Kürt sorununun demokratik, barışçıl yollarla çözülmesinin kararlılığı da gösterilmelidir' dedi.
Birdal, okaliptüs ağacının köklerinin suyu aradığını ve köklerinin her yerden çıkabileceğini belirterek, 'Yasadışı örgütlerin kökleri her yerden çıkabilir. Bu örgütü kökünden kurutmak gerekir. Bu da hukuka ve demokrasiye bağlılıkla mümkün. Hukuk dışı yapılar, adı ne olursa olsun Türkiye gündeminden çıkarılmalı, temiz topluma ulaşılmalıdır' diye konuştu.
'Çivi muhalefet'
DTP'li Kaplan, yasadışı suç örgütlerinin; ticaretten yolsuzluğa, ihaleye fesat karıştırmaktan adam öldürmeye, kadın ticaretinden tefeciliğe kadar birçok suça bulaştığının gözlemlendiğini söyledi.
'Türkiye'de yakalanan çetelerin en belirgin özelliği, başta devlet olmak üzere tüm kutsal değerlerin çetelerin çıkarlarına alet edilmesidir' diyen
Kaplan, her türlü yolsuzluk, hukuk dışılık ve insan hakları ihlallerinin çeteler tarafından uygulandığını belirtti.
Kaplan, 'Çetelerle mücadelede toplumsal duyarlılık şarttır. Özellikle kurumlara karşı bir güvensizlik söz konusudur ve aşılmalıdır. Bu güvenin başlangıcı ise çetelere karşı etkin, verimli ve tavizsiz bir mücadelenin yapıldığının topluma gösterilmesi ve toplumla paylaşılmasıdır. Çetelerden arınma, herkesin elini taşın altına koymasıyla mümkündür' diye konuştu.
Yasadışı örgütlenmelere karşı Meclis'in sorumluluk üstlenmesi gerektiğini belirten Kaplan, konuyla ilgili olarak Genel Görüşme yapılması için TBMM Başkanlığı'na müracaat ettiklerini bildirdi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın CHP'ye 'ana muhalefet', MHP'ye 'yavru muhalefet' şeklinde hitap ettiğini belirten Kaplan, 'DTP de 'çivi
muhalefet'tir. Çivi çiviyi söker. Biz çivi muhalefet olduğumuzu, Kürt sorunu, Kıbrıs sorunu gibi konuları gündeme getirerek göstereceğiz' diyerek sözlerini tamamladı.
Birdal, NATO üyesi her ülkede farklı isimler adı altında yasadışı örgüt bulunduğunu ve bu örgütlerin yapılan çalışmalar sonucunda dağıtıldığını
belirterek, 'Bu örgütün dağıtılmadığı tek ülke Türkiye'dir. Çünkü Türkiye, böyle bir örgüt olduğunu şimdiye kadar kabul etmedi' dedi.
Demirel-Ecevit dönemleri
Türkiye'deki yasadışı örgütlenmenin ilk olarak, 6-7 Eylül 1955'te Mustafa Kemal Atatürk'ün Selanik'teki evinin kundaklanması iddiaları üzerine Türkiye'de gayrimüslim vatandaşlara karşı saldırılarla ortaya çıktığını ifade eden Birdal, günümüze kadar bu örgütün yaptığı cinayetleri ve katliamları anlattı.
Birdal, Süleyman Demirel'in başbakanlığı döneminde yaptığı konuşma sırasında, muhalefette bulunan Bülent Ecevit'in 'kontrgerilladan bahset'
dediğini, Bülent Ecevit başbakan olduktan sonra ise Demirel'in Ecevit'ten kontrgerillayı açıklamasını istediğini bildirerek, 'Yasadışı örgütlerle
hesaplaşma iradesi gösterilmemiştir' dedi.
Susurluk olayından sonra oluşan sivil tepkinin Ergenekon'a karşı oluşmadığına değinen Birdal, 'Bunun birçok nedeni var. Gerçekten korku ürettiler. Bu iş sadece hukukun gücüne bırakılmamalı. Medyaya, kamuoyuna, siyasi iktidara sorumluluklar düşüyor' diye konuştu.
'Örgütlenmenin düşmanı Kürtler'
Ergenekon'un ortaya çıkarılması için Meclis Araştırma Komisyonu kurulması gerektiğini belirten Birdal, 'Örgütlerin varlık nedeni her zaman 'düşman' olmuştur. Bu düşmanlar zaman zaman azınlıklar, Ermeniler, Rumlar, farklı kimliğe sahip olanlar olmuştur. Şimdiki örgütlenmenin düşmanı Kürtlerdir ve Kürt sorununun çözümsüzlüğüdür. Gözaltına alınanlar kendilerini PKK ile mücadele ettiklerini söyleyerek savunuyorlar. Ergenekon'dan suçlananların hepsinin savunması, PKK ve Kürt düşmanlığına dayandırılacaktır. Ergenekon'la hesaplaşma konusunda kararlılık
ortaya çıkacaksa, Kürt sorununun demokratik, barışçıl yollarla çözülmesinin kararlılığı da gösterilmelidir' dedi.
Birdal, okaliptüs ağacının köklerinin suyu aradığını ve köklerinin her yerden çıkabileceğini belirterek, 'Yasadışı örgütlerin kökleri her yerden çıkabilir. Bu örgütü kökünden kurutmak gerekir. Bu da hukuka ve demokrasiye bağlılıkla mümkün. Hukuk dışı yapılar, adı ne olursa olsun Türkiye gündeminden çıkarılmalı, temiz topluma ulaşılmalıdır' diye konuştu.
'Çivi muhalefet'
DTP'li Kaplan, yasadışı suç örgütlerinin; ticaretten yolsuzluğa, ihaleye fesat karıştırmaktan adam öldürmeye, kadın ticaretinden tefeciliğe kadar birçok suça bulaştığının gözlemlendiğini söyledi.
'Türkiye'de yakalanan çetelerin en belirgin özelliği, başta devlet olmak üzere tüm kutsal değerlerin çetelerin çıkarlarına alet edilmesidir' diyen
Kaplan, her türlü yolsuzluk, hukuk dışılık ve insan hakları ihlallerinin çeteler tarafından uygulandığını belirtti.
Kaplan, 'Çetelerle mücadelede toplumsal duyarlılık şarttır. Özellikle kurumlara karşı bir güvensizlik söz konusudur ve aşılmalıdır. Bu güvenin başlangıcı ise çetelere karşı etkin, verimli ve tavizsiz bir mücadelenin yapıldığının topluma gösterilmesi ve toplumla paylaşılmasıdır. Çetelerden arınma, herkesin elini taşın altına koymasıyla mümkündür' diye konuştu.
Yasadışı örgütlenmelere karşı Meclis'in sorumluluk üstlenmesi gerektiğini belirten Kaplan, konuyla ilgili olarak Genel Görüşme yapılması için TBMM Başkanlığı'na müracaat ettiklerini bildirdi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın CHP'ye 'ana muhalefet', MHP'ye 'yavru muhalefet' şeklinde hitap ettiğini belirten Kaplan, 'DTP de 'çivi
muhalefet'tir. Çivi çiviyi söker. Biz çivi muhalefet olduğumuzu, Kürt sorunu, Kıbrıs sorunu gibi konuları gündeme getirerek göstereceğiz' diyerek sözlerini tamamladı.