Yusuf hoşgeldin... Beşiktaş'a transferin hayırlı olsun..
-Hoşbulduk... Teşekkür ederim.
-Transfer nasıl gerçekleşti? Çok ani bir transfer harekatıyla Beşiktaşlı oldun. Bu süreci biraz anlatabilir misin?
-Bir buçuk iki aydır Trabzonspor'la görüşüyordum. Her şey bitmek üzereydi ufak tefek pürüzler kalmıştı. Menajerlerim gitti tekrar görüştüler Trabzonspor'la yine anlaşamadılar. Trabzonspor'lu yöneticilere gidip 'Bize gelen teklifleri değerlendirebilir miyiz' dediler. Onlar da 'Tabi değerlendirebilirsiniz' dediler. Bu sırada Mustafa hoca aradı, 'Bizi düşünür müsün?' dedi. Ben de 'Seve seve hocam düşünürüm ama bizim Trabzonspor'a verilmiş bir sözümüz var. Tekrar gidip görüşeceğiz, eğer şartlar oluşmazsa o zaman gelirim' dedim. 'Tamam oğlum' dedi. Kapattık telefonu. Tekrar gittik, yine anlaşamadık. Tahminim bir bir buçuk saatte anlaştılar, sonra ben Beşiktaşlı oldum.
-Mustafa Denizli'nin anladığım kadarıyla transferde payı çok büyük. İlk görüşme Mustafa Denizli ile mi oldu?
-Evet, Mustafa hoca aradı gelip gelemeyeceğimi sordu. Maddiyat olarak sadece menajerlerimle görüştü. Tabii ki Mustafa hocanın büyük katkısı oldu.
-Daha önce Mustafa hocayla şampiyonluk yaşamıştın. Hoca seni yakından tanıyor, sen de hocayı yakından tanıyorsun, bu bir avantajı olacaktır değil mi?
-Tabii ki avantajı olacaktır. Mustafa hocayla bir buçuk yıl çalıştık Fenerbahçe'yle şampiyon olmuştuk. Ondan sonra yarım devrede çalışmıştık, sonra görevden ayrıldı. Ben hep bayramlarda, kötü günlerde aradım, bugüne nasipmiş beraber çalışmak. Mustafa hocayla ve Beşiktaş Kulübü ile çalışmak benim için büyük mutluluk olacak.
-Beşiktaş'la anlaştıktan sonra doğal olarak çeşitli haberlerde ortalarda dolaşmaya başladı, yorumlar yapılmaya başladı. En çok konuşulan konu ise Yusuf'un 33 yaşında olup Beşiktaş'a katkısı olacak mı yorumları yapıldı ama sen bu yaşlarda çok başarılı bir performans sergiledin. Milli takıma da seçilme başarısı gösterdin. Sana göre bu yorumlar normal mi karşılanmalı? Haksızlık var mı?
-İlk önce şunu söylemek istiyorum, ben 33 yaşındayım evet ama hiçbir kulübü arayıp ben size gelmek istiyorum diye bir kelime kullanmadım. Demek ki ben 33 yaşında bile iyi bir futbolcuyum ki istenebiliyorum. Hem Trabzonspor Kulübü hem Beşiktaş Kulübü ve diğer kulüplerden transfer teklifi geldi. Benim yaşım demek ki onlar için önemli değil. Burada bence Beşiktaş taraftarının yapması gereken benim yaşımı eleştirmemeleri daha hoş olur. Neden? Çünkü ben artık Beşiktaş'ın futbolcusuyum. Bu kulüpte bir buçuk yıl futbol yaşantıma devam edeceğim. Hedeflerimiz olan şampiyonluk ve Türkiye kupasında bu takımda yer alacağım. Onun için beni artık eleştirmeyi bırakıp destek vermeleri gerekiyor. Sonuçta Beşiktaş'ın ortak hedefi Beşiktaş'ın iyi bir yere gelmesi. Onlardan ben bunu rica ediyorum. 33 yaşında ben Milli Takıma gidebiliyorsam demek ki hala ben iyi şeyler yapabilcek güçte ve o yetenekteyim diye düşünüyorum. Onun için bana herkesin özellikle Beşiktaş taraftarının destek vermesi gerekiyor
-Anadolu takımlarında başarılı performanslar sergileyip 3 büyüklerde forma şansı bulan onlarca oyuncu var. Daha sonra 3 büyüklerden ayrılıp, Anadolu takımlarına dönüp tekrar bu çıkışı yakalayabilen çok fazla oyuncu yok. Denizli'de parladıktan sonra Fenerbahçe'ye gittin, tekrar Denizli'ye döndün Bursaspor'da bir maceran var. Arada Anadolu'nun birçok takımında forma giydin Bursaspor'daki performansınla yeniden bir ivme kazandın ve Beşiktaş'a geldin. Bu da herhalde senin profesyonelliğini son derece ortaya koyan olaylar.
-Evet Fenerbahçe'den ayrıldım çeşitli takımları gezdim en son Denizlispor'da karar kıldım. Benim ilk parladığım yer gerçekten yine o zaman orada iyi şeyler yaptım. Yine o zamanda büyük takımlar istemişti beni, kısmet olmadı. Sonra Bursaspor'a geçtim. Bursa'da açıkçası çok fazla faydalı olduğumu düşünmüyorum. Oynadığım maçlarda en iyi şekilde oynamaya çalıştım. Cezalı oldum, sakatlık oldu, zorluklar çektim bir de insanlar 'hep sakatlanıyor' diyordu. Ben Denizlispor'da 3 senede 100 maçta oynamışım, Allah'a şükür hiçbirinde sakatlık olmadı. Olmuştur 3-4 hafta ama o da normal. Bursaspor'da da aynı şekilde son 4 hafta sakatlık geçirdim. Kasığımda bir yırtık oldu, diğer maçların hepsinde oynadım. Bu benim içinde gurur verici bir olay, tekrar Beşiktaş'a gelmek... Demek ki ben Anadolu'ya gittikten sonra bile İstanbul'da yaşamadığım kadar düzenli yaşamışım, evlenmişim, çoluk çocuk sahibi olmuşum. Eşimin desteği bana ve etrafımdaki insanlara gurur veriyor. Gururluyum ben...
-Büyük takımlara transfer olan futbolculara hep sorulur onlar da bu sorulara cevap verir. Hep Beşiktaşlıyım dedin, küçük yaştan beri sempati duyduğun bir takım olacaktır, ama sen profeyonel bir futbolcusun, gerçekten Beşiktaşlı mıydın?
-İnsanlar şunu yanlış anlıyor, 'Anadan doğma Beşiktaşlıyım' dedim... Kimse anasından doğma takım tutamaz akıl erdikten sonra takım tutulur. Aklım erdiğinden beri Beşiktaş'ı tuttum, şaka değil. Yanlış anlaşılmasın lütfen. Ne zaman profesyonel oldum, o zamandan beri giydiğim formanın takımını tuttum. Onun için terimin son damlasına kadar akıttım oynadığım her kulüpte. İyi şeyler yaptığımı düşünüyorum ve yıllar sonra çocukluğumda tuttuğum takıma geldim. Hiçbir zaman insanlara söylemekten çekinmedim. Ben Beşiktaşlı'ydım ve Beşiktaş'a geldim, benim için iyi oldu. Beşiktaşlı olduğuma inanmayanlara imza töreninde çocuklukta Beşiktaş forması ile çekilmiş fotoğraflarımı göstererek cevap vereceğim.
-Çocukluğunda sempatisini duyduduğun takımda forma giyecek olmanın farklı bir heyecanı oluyor mu? Çok tecrübeli ve çok profesyonel bir oyuncusun bunun azıcık da olsa içinde farklı bir heyecanını yaşıyor musun?
-Tabii ki çocukluğunda tuttuğun takım sonuçta. Biraz daha heyecan, biraz daha zevk, biraz daha iyi şeyler yapma çabası içerisindeyim. Ben gerçekten Beşiktaş'a faydalı olacağımı düşünüyorum. Büyüklerimizde böyle düşünmüşler ki, beni Beşiktaş'a transfer etmişler. Bunu aslında konuşmanında çok da bir anlamı yok. Oynayacağım futbolla Beşiktaş'a ne kadar katkı sağlayabileceğimi tüm Türkiye görecek.
-Beşiktaş'ın ligin ilk yarısındaki en büyük sıkıntısı final paslarıydı. Özellikle rakip yarı alanda golcüleri topla buluşturacak o paslarda sürekli olarak sıkıntılar yaşandı. Hep hücum yapıyordu Beşiktaş, ama o final paslarını yapamıyordu. Beşiktaş'ı da yakından takip ediyorsun. Bu sıkıntılara ilaç olabilecek misin?
-Bu sıkıntıya ilaç olmak için geldim. Beşiktaş'ın çok büyük sıkıntılarının olduğunu düşünmüyorum. Liderle arasında 6 puan fark var, bu da çok büyük bir fark değil. İyi bir başlangıç bizi şampiyonluğa götürecek diye düşünüyorum. Onun için de, ben kendi adıma konuşuyorum Beşiktaş'a faydalı olabileceğimi düşünerek buraya geldim. Başka takımlara da gidebilirdim. Ben buraya başarılı olmaya geldim. Bunun cevabını sahada en iyi güzel şekilde vereceğimi düşünüyorum.
-Delgado'da çok konuşuldu ligin en başında. Oyun kurucu meziyetlerine sahip bir oyuncu, kesişen özellikleriniz var. Sen Delgado'yu bir futbolcu olarak nasıl değerlendiriyorsun?
-Ben Anadolu'da oynadığım zamanlarda Delgado'yu gerçekten beğenerek izlerdim. Delgado yetenekli bir futbolcu. Bir takıma çok büyük katkı sağladığını düşünüyorum. Onun bir sakatlığı var galiba. Biraz da benim transferim onun sakatlığına bağlı diye düşünüyorum. Çünkü uzun bir süre geri dönemeyecek futbola. Onun meziyetleri daha farklı, benim meziyetlerim daha farklı. İnşallah bunu ikinci yarı göstereceğim.
-Hep bu geçmişten beri konuşuldu; Sergen, Tümer, hatta Şifo Mehmet, Sergen'den başladı diğer takımlarda da bu karşılaştırma yapıldı. Delgado sakatlığı atlatıp geldi, çok da formda bir Yusuf var. Delgado ile Yusuf beraber oynar mı sence?
-Bence bunun cevabını hoca verecek. Kim iyiyse hoca onu oynatacak. Amaç kazanmak, hedefe yürümek. Hocamız en iyisini, en formda olanı oynatır diye düşünüyorum.
-Lider bir oyuncu vasıflarını sende gördük. Beşiktaş'ta da bu yönünü ön plana çıkarabilir misin?
-Burada çok yetenekli arkadaşlar var. Kişisel olarak da, takım olarak da iyi şeyler yapıyorlar. Benimde katkım olacaktır. Neticede bir transfer olarak geliyorsun, insanların senden beklentileri var. Beklentilere cevap vermek için de hocamın verdiği görevi en iyi şekilde kendimden de birşeyler katarak bunu sahaya yansıtacağımı düşünüyorum. Bunu zaman gösterecek..
-Kampa katıldın ve antrenmanlara çıkmaya başladın. Takım arkadaşlarını tanıyor muydun ya da aranın daha sıcak olduğu, sürekli görüştüğün futbolcular var mıydı Beşiktaş'ta?
- Rüştü abiyle biz sürekli görüşüyoruz. Fenerbahçe'den beri görüşürüz, telefonlaşırız. Benim beklediğimden daha güzel bir ortam çıktı. Gelirken tedirgindim, 'uyum sağlayabilir miyim' diye... İlk geldiğimde gerçekten arkadaşlar güzel bir misafirlik örneği sergilediler. İnanılmaz mutlu oldum. Benim beklediğimin çok üstünde bir ortam çıktı. Burada olmaktan çok mutluyum. Arkadaşlarla olmaktan mutluyum. Türk arkadaşlarla zaten tanışıyorduk. Yabancılarla da kaynaştık. Şu anda her şey güzel gidiyor.
-Beşiktaş taraftarı için ve İnönü Stadı için ne söylemek istersin?
-Türkiye'nin en ateşli taraftarlarından bir tanesi ve en iyisi. 90 dakika boyunca takımlarını destekliyorlar. Takımları mağlup olduğunda bile destekliyorlar. Güzel bir şey futbolculara destek vermek, kuvvet vermek. Futbolcuların taraftarlarının arkasında olduğunu bilmesi gerçekten mutluluk vericidir. Onların karşısına çıkacağım günü bekliyorum. Stad için yıllardır güzel bir ambiyansı olan, güzel bir ortamı olan şehirin içinde olan bir stad. İnşallah ilk maçımızda onlarla buluşmak istiyorum...
-Zaman zaman işler kötü giderken seyircinin baskısı olduğu söylenir İnönü Stadı'nda. Seyircinin arzulu, çok istekli olması hep bir ağızdan aynı şeyleri söyleyerek çıkardıkları gürültünün bazı futbolcuları etkilediği söylenir. Ama senin sahada kimlik olarak da çok rahat, kendine güvenen bir tarzın var. İnönü Stadı seni bu konuda sıkıntıya sokar mı?
-Sanmıyorum. Neticede taraftarın da bizim de fikrimiz ortak, Beşiktaş'ın başarısıdır. Bence artı motive olcaktır onların bizi 90 dakka desteklemeleri. 'Beşiktaş Gol Gol' demelerinin bizi motive edeceğini düşünüyorum. Ben her şey güzel olacak diyorum..
-Kaç numaralı formayı giyeceksin ?
-29
- Teşekkür ederim.
- Ben teşekkür ederim.
(CİHAN)