Dolar

34,8885

Euro

36,7597

Altın

3.043,31

Bist

10.058,47

Uluslararası Hukuk, Gazze ve İsrail

İsrail'in katliamlarını görmezlikten gelip, Hamas'ı suçlayanlara Uluslararası Hukuk uzmanı Franklin Lamb'tan tarihi ders...

17 Yıl Önce Güncellendi

2009-01-11 04:02:00

Uluslararası Hukuk, Gazze ve İsrail

 

Dershowitz İncelemeleri Devam Ediyor

Çatlak Profesör Kanunu Nasıl yanlış Beyan Ediyor, Yanlış Sunuyor ve Yanlış Uyguluyor

FRANKLIN LAMB*

'On yıllardır süren ve böyle baskıcı durumları içeren başka bir işgal yapısı yoktur. Büyüklük, tedbirlilik, uluslar arası insani kanunların ihlalleri, sağlık, hayatlar, yaşam mücadelesi ve genel şartlar üzerindeki etki insanlığa karşı bir suçun karakteristiğini gösteriyor. Bu işgal İsrail askeri ve sivil otoritelerinin doğrudan niyetidir. Onlar bundan sorumlular ve hesap vermeleri gerekir.'

-- Profesör Richard Falk, Birleşmiş Milletler İşgal Altındaki Bölgelerde İnsan Hakları Özel Raportörü

Bazı arkadaşlarının akıllarında ve Harvard hukuk Fakültesinde hukuk öğrencisi raportörü olan Profesör Alan Dershowitz?in ender görüşlerinde uluslararası hukuk altında İsrail?in yükümlülükleri profesörün ?İsrail Hükümetinin Danışmanı? olarak parlayan işinde zaman zaman ürettiği ?özel yasal bildirilerde? yansıtıldı. Eski öğrencilerinden birinin açıkladığına göre bu rolde Harvard?ın Çatlak Profesörü İsrail?in ?Amerikan halkının gözünde nasıl yasal olarak görüneceğini? bildiriyor.

İsrail Savunma Gücü?nün  (IDF) ?yasal olarak? Gazze?de hedef gösterebileceklerini tanımlayan mevcut ?Yasal Standart? ile ilgili son Bildirisi Dershowitz?in özellikle gurur duyduğu bir uluslar arası yasal bildiridir. Bu günlerde onun en ufak çalışmasının IDF sözcüsü Benjamin Rutland tarafından kelimesi kelimesine okunduğuna şahit olabilirsiniz.

Bay Rutland FOX TV ile video bağlantısıyla 3 Ocak 2009?da şöyle konuşuyordu;

'Yasal olarak hedef alabileceğimizin kim olacağı tanımı herhangi biri olabilir, tekrar ediyorum, İsrail Hükümetinin teröre herhangi bir şekilde dâhil olduğunu ya da Hamas ile herhangi bir nitelikte bağlantısı olduğunu tespit ettiği herhangi biri olabilir. O kişi açıkça yasal hedefimiz haline geliyor. Sıkı askeri kuruluşlardan başlayarak Hamas?ın terörist kolu için lojistik destek ve insan kaynakları sağlayan siyasi kuruluşlara kadar sınıflandırılıyor.'

IDF?nin yeni ?yasal standardının? çok geniş kapsamı İsrail?in artık yasal olarak Gazze?de herhangi birini öldürebileceği anlamına geldiği şeklinde görülecektir. Bunların içerisinde Birleşmiş Milletler Mültecilere Yardım Kuruluşunun (UNWRA) Fakhura kızlar ilkokuluna sığınmaya çalışan 48 sivil ya da 15 saat önce Gazze şehrinin kuzeyindeki Şati mülteci kampındaki Esma okulunun bahçesindeki tuvaletlerden çıktıklarında El-Sultan ailesinin üç üyesi de bulunuyor.

London College Üniversitesinde Uluslar arası Hukuk Profesörü Philippe Sands şöyle belirtiyor; ?IDF?nin yaptığı şekilde savaşçıların tanımını bir kere genişlettiğinizde ve dolaylı ya da uzaktan alakalı bireyleri de ilişkilendirdiğinizde uygulanma niyetinde olunan kuralların hedef ve amacını sarsan ucu açık bir açıklama haline geliyor.'

 

Tesadüf bu ya, 6 Ocak 2009 akşamında Bay Rutland aynı IDF sözcüsüne dönüştü ve şu iddiada bulundu; 'şüphesiz militanlar BM okulunun içinden topları ateşlediler bu da IDF?nin okulu bombalamasını tamamen haklı çıkarıyor '.

Ancak Bay Rutland ve IDF sahte kamera görüntüleriyle ?mahkeme dosyalarını? uydurdular. Büyük hata. Uluslar arası basının Gazze?ye girişi yasaktı ama sadece 7 Ocak 2009?da IDF üç ?iliştirilmiş (embedded) gazetecinin? kendilerine katılmasına izin verdi. IDF açıkça Bay Rutland?ın iddia ettiği gibi askeri teçhizat denilebilecek şeyleri militanlar okulda taşırken gösteren yaklaşık iki yıl önceden kalma bazı eski dosya kayıtlarını yutturabileceğini düşündü.

BM hemen ?Aldatmaca!? diye belirtti ve Birleşmiş Milletler Mültecilere Yardım Kuruluşu (UNRWA) sözcüsü Chris Gunness ?gösterilen olayın? ?2007 videosundan olduğunu ve Salı günkü okula askeri saldırıyla hiç bağlantısı olmadığını? söyleyerek haksızlığa karşı öfkesini dile getirdi.

7 Ocak 2009 sabahında BM soruşturmasından sonra UNRWA ?Fakhura kızlar ilkokulunda hiçbir militanın olmadığına %99.9 eminiz? açıklamasında bulundu. Ajans BM himayesinde okulu işleten ve ?İsrail bombalarından sığınacak yer arayan sivillerin neredeyse tamamını tanıyan? UNRWA personeli de dâhil hayatta kalanları sorguladı.

Bay Gunness 7 Ocak öğleden sonra yaptığı Press TV tarafından yayınlanan basın toplantısında IDF?den ya da ilgili bilgi sahibi olan herhangi birinden varsa delillerini getirmelerini istedi ki BM?nin ?yüzde sıfır nokta birlik şüphe bıraktıkları? kararlarına yardımcı olabilsin.

Gunness ayrıca UNRWA?nın evlerinden çıkmak zorunda kalan 14.000 insanın mülteci olarak kaldıkları 23 okulun tamamının koordinatlarını verdiklerini de beyan etti. Salı günü vurulan her bir okulda İsrail?in hizmetine Amerikanın hibe ettiği uçaklardan gelen bombalar, top mermisi, füzeler ve belki yeni ispatlanacak olan uluslar arası olarak yasaklanan Beyaz Fosfordan sığınacak yer arayan yaklaşık 400 kişi olduğunu söylerken aşırı nazikti.

Kanun İncelemeleri

Wall Street Journal?daki 2 Ocak 2009 tarihli ?İsrail?in Politikası Tamamen Orantılıdır? adlı makalesinde Profesör Alan Dershowitz İsrail?in Gazze?deki ?Dökme Kurşun? saldırısını savunuyor ve bunu yaparken sürekli yanlış beyanda bulunup manevi destekler kadar Uluslararası Hukukun Kurallarını, Standartlarını ve Prensiplerini de yanlış uyguluyor.

Alan Dershowitz:

'İsrail?in Gazze?deki eylemleri uluslar arası hukuk altında haklı çıkmıştır ve İsrail teröre karşı kendini savunuyor şeklinde takdir edilmelidir. Birleşmiş Milletler Sözleşmesinin 51. Maddesi her ulusa silahlı saldırılara karşı kendini savunma hakkı verir. Uluslar arası kanunun bir demokraside tek sınırlaması eylemlerin orantılılık prensibine uygun olması gerektiğidir.'

Kanun İncelemesi:

Dershowitz?in ?terör? kavramını yanlış kullanmasını bir tarafa bırakırsak, BM Sözleşmesinin 51. Maddesi Nazi Almanyası akılda tutularak ve yasadışı işgallere direnmek için Uluslar arası kanunun desteğine, görevine ve tam hakkına sahip olanlarını desteklemek için tasarlanmıştı. Madde 51 40 yıldan fazla süredir İsrail?in gerçekleştirdiği saldırı ve işgaller tarzına karşı direnmeyi teşvik etmek için uygulamak içindir. Madde 51 ve bu maddenin dayandığı uluslar arası alışılmış kanun hem BM üyesi olan hem de üyesi olmayan İsrail?in komşularına BM Sözleşmesi Madde (2) ve (4)?ü ihlal eden yasa dışı İsrail saldırılarına karşı kendini savunma hakkı verir.

Ayrıca Orantılılığın yasal zorunluluğu tüm Devletlere uygulanır Dershowitz?in hatalı bir şekilde belirttiği gibi sadece ?Demokrasi olan yerlerde? değil ve özellikle İsrail gibi ayrımcı devletler ve Güney Afrika?daki eski rejimde uygulanacağı iddia edilebilir.

Profesör Dershowitz Orantılılık Prensibine sanki bu yazılı yasanın bir tür idealist felsefi soyutlamasıymış gibi gönderme yapıyor. Orantılılık Standardı veya Kuralı ya da Kanunu 2. Dünya Savaşı sonrası uluslar arası sivilleştirilmiş yönetim normlarının uygulanmasının anahtarıdır ve bunun ihlali Lahey Uluslar arası Suç Mahkemesi Savcılık Makamından suç ithamı ve tutuklama emri için uygunluk sağlıyor.

Alan Dershowitz:

'Hamas roketlerinin öldürdüğü İsrail sivilleri sayısından daha fazla Hamas teröristlerinin öldürülmesiyle orantılılık prensibinin İsrail tarafından ihlal edildiği iddiası saçmadır. Öncelikle masum sivillerin kasti öldürülmesiyle Hamas savaşçılarının kasti öldürülmesi arasında yasal bir denklik yoktur '.

Kanun İncelemesi:

Profesör Dershowitz?in kurduğu saçma yasal iddiayı yapan daha önce varsa da çok azdır. Burada İsrail?in adına sahte bir iddia sunmak için açıkça ?ilgiyi dağıtmak için ortaya başka bir konu sürüyor? ve ?kukla? oynatıyor.

Orantılılık sayısal denklik gerektirmez ancak Dershowitz?in kastettiğinin tersine açıkça bir İsrail askerinin esir alınmasının ya da öldürülmesinin intikamını almak için sayısız sivillerin öldürülmesine izin vermez. Etnik ayrımcılık, işgal, katliam veya sebepsiz yok etme olsun fark etmez her İsrail eylemi Profesör Dershowitz tarafından sürekli tamamen yasal, ahlaken adil ve saf bir kendini savunma eylemi olarak İsrail tarafından hayal edilebilecek en kötü insanlara karşı savaşında istemeden işlenmiş gibi sunuluyor.

Alan Dershowitz:

'Savaş kanunları altında bir masum sivilin bile öldürülmesini engellemek için her sayıda savaşçı öldürülebilir '.

Kanun İncelemesi:

Bu beyan yüzeysel olarak saçmadır ve Uluslar arası Kanunun orantılılık şartlarını ve savaşçı olanlarla savaşçı olmayanları ayırt etmeyi tamamen göz ardı ediyor. Gazze ile ilgili olarak İsrail?deki sivil hedeflere karşı roket saldırıları açıkça kanunsuzdur. Ancak bu her hangi bir İsrailliye, İşgalci Güç ya da Devlet olsun fark etmez, uluslar arası insanlık kanununu ihlal etmek ve 1978, 1982, 1993, 1996 ve 2006?da Lübnan?da ve şu anda Gazze?de olduğu gibi çılgınca bir yanıt olarak savaş suçları veya insanlık suçları işleme hakkı vermez. 

Hiç kuşkusuz Uluslar arası İnsanlık Kanunu ve Roma Statüsü savaşan devletlere bazı sivil ölümleri ya da yaralanmaları olabileceğini bilse de askeri hedeflerine orantılı saldırılar yürütmesine izin veriyor. Suç sivillere karşı kasti bir saldırı olduğunda (fark gözetme prensibi) veya tahmin edilen askeri avantajla ilgili olarak kazara sivillerin yaralanmasında aşırlık olacağı bilinen askeri hedefe bir saldırı düzenlendiğinde (orantılılık prensibi) (Madde 8(2)(b)(iv) ortaya çıkıyor. Madde 8(2)(b)(iv) şu durumları suçlu buluyor:

Somut ve doğrudan tahmin edilen askeri avantajla ilgili olarak açıkça aşırı olacak doğal çevreye ciddi, geniş çapta ve uzun dönemli hasar verme ya da sivillerin kazara hayat kaybına veya yaralanmasına ya da sivil hedeflerin zarar görmesine sebep olacak saldırıyı kasten gerçekleştirmek;

Madde 8(2)(b)(iv) 1949 Cenevre Sözleşmesine 1977 Ek Protokol 1?in Madde 51(5)(b)?deki prensiplerini sürdürüyor ancak ?açıkça? aşırı olan olaylarda suç yasaklamasını sınırlandırıyor.

Madde 8(2) (b) (iv)?nin uygulanması diğerlerinin yanı sıra şunların değerlendirilmesini gerektiriyor:

(a) tahmin edilen sivil hasar ya da yaralanma;
(b) tahmin edilen askeri avantaj;
(c) ve (a) maddesinin (b) ile ilgisinin ?açıkça aşırı? olup olmadığı.

Daha çok Soykırım gibi görünmeye başlıyor!

Uluslar arası Kanun şartlarından İsrail?i muaf tutmaya çalışan Profesör Dershowitz sürekli İsrail Roma Statüsünü imzalamadığından ve Lahey?deki Uluslar arası Adalet Mahkemesinin karar vermesini onaylamadığından İsrail?in aşağıda belirtildiği gibi Roma Statüsünün Uluslar arası kanununa bağlı olmadığını ileri sürdü. Uluslar arası Kanunun Kurallarının yorumlanmasında hata yapıyor ve Roma Statüsünün hükümlerinin İsrail?e uymadığını söylerken oldukça yanılıyor.

Uluslar arası Teamül Yasası, örneğin Devletlerin büyük çoğunluğu tarafından kabul edilen yasal normlar, ve Birleşmiş Milletler İsrail dâhil tüm devletlerde bağlayıcıdır. Roma Statüsü İsrail?i bağlayıcı kılmak için imzalaması gereken bir sözleşme gibi yeni bir kanun koymuyor. Tüm devletler Roma Statüsündeki Sözleşme formunda beyan edilen kanuna tabidir. Madde 7 ve Madde 8?de yer alan bağlayıcı hükümler Gazze?de devam eden mevcut katliama tam uyuyor.

Roma Statüsünün Uluslar arası Suç Mahkemesine tüm insanlar üzerinde ?Evrensel Yetki? ile telkin edilmiş olduğu göz önünde bulundurulursa ve İsrail?in örneğin New York temelli Anayasal Haklar Mahkemesi tarafından getirilen son Kana Davası gibi ABD Mahkemelerinde sürekli kullandığı gibi Cezadan Muafiyeti Roma Statüsünün herhangi biri için reddettiği göz önünde bulundurulursa, İsrailli liderler artık tabiler ve bir arada, çok kişi ile birlikte ya da bireysel olarak Lahey?de yargılanabilirler. Dolayısıyla ikisinin ülkesi de Roma Statüsünde henüz imzası olmamasına rağmen George W. Bush ve Muhammed Hüsnü Mübarek de yargılanabilirler.

Roma Statüsünün 7. Maddesi ?siyasi, ırkçı, ulusal, etnik, kültürel, dini, cinsiyet gibi zeminlerde tanımlanabilir herhangi bir gruba karşı zulmü? içeren ?sivil nüfusa yöneltilmiş yaygın veya sistematik bir saldırıyı? kanun dışı ilan eder. Filistinlilerin 60 yıldan daha uzun bir süredir maruz kaldıkları bu tür projeler bir insanlık suçu oluşturuyor.

İsrail?in Gazze ve Filistin?de yaptıkları (1948) Soykırım Sözleşmesinin hükümlerine göre soykırıma çok yakın. Uluslar arası Suç Mahkemesinin Roma Sözleşmesinde (2002) de tekrar edildiği gibi: '(c) tamamen ya da kısmen fiziksel yok etmeye neden olmak için planlanan grup hayat şartları üzerine kasten yıkmaktır' (6). Profesör Dershowitz?in arkadaşlarından bazıları Hamas tarafından İsrail?e roket atılmasını 1943?deki Varşova getto ayaklanması gibi yok etme tehdidi oluşturmaya yasal bir yanıt olarak ve hayatta kalmanın çaresiz bedeli olduğunu düşünüyorlar.

Alan Dershowitz:

'Uluslar arası kanun altında İsrail Hamas?ın Yahudi çocuklarının hayatlarıyla Rus ruleti oynamasına izin vermesi gerekmiyor '.

Kanun İncelemesi:

Alan Dershowitz'in düşmanlarından biri olan Birleşmiş Milletler İşgal Altındaki Bölgelerde İnsan Hakları Özel Raportörü Profesör Richard Falk Rus ruleti olmayan Gazze?deki cezai kovuşturma gerektiren şu suçlarla İsrail?i suçluyor:

· Toplu Ceza ? Gazze Şeridinde yaşayan 1,5 milyon insan birkaç militanın eylemlerinden dolayı cezalandırılıyor ki bu da Cenevre Sözleşmesinin 33. maddesinin kesin yasaklamasının bir ihlalidir.

· Sivilleri hedef alma ? Hava saldırıları dünyadaki en kalabalık topraklardan birindeki sivil bölgeleri hedef alıyor ?'

· Orantısız askeri yanıt ? hava saldırıları sadece Gazze?nin seçilen hükümetinin polis ve güvenlik memurlarını yok etmiyor, aynı zamanda yüzlerce sivili öldürüp yaralıyor.
İsrail?in Gazze?de günlük olarak işlediği diğer cezai kovuşturma gerektiren suçlar sivil hedeflere doğru kasıtlı saldırılar, yani askeri hedef olmayan hedeflere saldırıları içeriyor.

Ayrıca Profesör Dershowitz ?Tamamen Orantılı? yargısıyla gene İsrail?i temize çıkarırken, Uluslar arası Silahlı İhtilaf yasasına göre hareket etmede aşağıdaki hataları içeren ama bunlarla sınırlı olmayan sivil nüfusu ayırmakta başarısız olan İsrail?in Gazze?de Uluslar arası Kanun ihlallerini göz ardı ediyor:

* Sivilleri hedef alan ya da fark gözetmeksizin zarar veren saldırılara karşı yasaklamayı ve sivillerle savaşçıları her zaman ayırt etme gerekliliğini göz ardı etmek.

* Somut ve doğrudan tahmin edilen askeri avantajla ilgili olarak açıkça aşırı olacak sivillerin yaralanmasına ya da sivil hedeflerin zarar görmesine sebep olacak saldırıyı gerçekleştirmeyle orantısız saldırılara karşı yasaklamaya bağlı kalmamak.

* Tıbbi personelin ve ambulansların tıbbi yardım sağlamak için yaralı insanlara karşı görevlerini yapmalarında engellenmemelerini temin etmemek. Hükme tabi olarak ve sadece tamamen gerekli olduğu ölçüde uygulanarak hakiki güvenlik zeminleri için harekette herhangi bir sınırlandırma geçici olmalıdır.

* ?İnsan kalkanları? kullanmaktan kaçınmamak ve askeri operasyonlar için IDF tarafından evlerde ve diğer yapılarda Filistinli sivillerin zorla tutulması.

* Sivil nüfusun yeterli gıda, tıbbi yardım ve diğer gerekli insani ihtiyaçları ve hizmetleri almasını temin etmede gerekli adımların atılmaması.

* Gazetecilerin ve insan hakları kuruluşlarının Gazze?ye girmesine izin verilmemesi ve hükme tabi olarak ve sadece tamamen gerekli olduğu ölçüde uygulanarak hakiki güvenlik zeminleri için harekette herhangi bir sınırlandırmanın geçici olmasının temin edilmemesi.

Alan Dershowitz şöyle tamamlıyor:

'Dünya Hamas?ın üç savaş suçu işlediğini ? İsrail sivillerini hedef alma, Filistin sivillerini kalkan olarak kullanma ve Birleşmiş Milletlerin üyesi olan bir devleti yok etmeyi isteme ? ve İsrail?in askeri gereklilik dışında kendini savunma eylemi içinde olduğunu tanıyana kadar bu ihtilaf devam edecektir '.

Profesör Dershowitz'in sonucu İsrail?in 40 yıllık tezinin yukarıdaki gibi olduğunu ve İkinci Dünya Savaşı sonrası uluslar arası yasal normlarla ilgili derin kişisel eksikliği olduğu kadar uluslar arası hukuktan da muaf olduğunu açıkça ortaya koyuyor.

Bir ultra Siyonist olarak ısrar ettiği şey ?kanun ben ne dersem odur! Ve dünya bunu neden anlayamıyor!? demeye benziyor. Profesör Dershowitz her şeyin iyisini alıp kötüsünü bırakarak, Uluslar arası Kanunu yanlış değerlendirip yanlış uygulayarak tüm Hukuk Fakültelerinin ve Üniversitelerinin konu ile ilgili öğrettiklerini görmezden geliyor.

Harvard Hukuk Fakültesi kütüphanesinde TV stüdyolarından daha fazla vakit geçirirse, İsrail?in Gazze?deki yönetimine uluslararası yasal normların objektif uygulamasıyla Lahey?deki Uluslararası Suç Mahkemesine getirilmeden önce liderlerin suçlu olduğunu kesinlikle öğrenecektir.

 

*Franklin Lamb İsrail?i Gazze?deki Uslulararası Suçlar için Mahkeme önüne getirmek isteyerek Uluslararası Cezadan Muafiyete Karşı Koalisyon, HOKOK adına Uluslararası Suç mahkemesinin iddiasının taslağını hazırladı. 15 Ocak 2009?da HOKOK?tan avukatlar, Mahkeme?nin Gazze?de Beyaz Fosfor dâhil uluslararası olarak yasaklanan silahların kullanımıyla ilgili Raporları soruşturmasını isteyecek. Lamb Oregon, Portland?da Northwestern Hukuk Üniversitesinde uluslararası hukukta eski yardımcı Profesördür. Şu anda Lübnan?da araştırmalar yapmaktadır.  

Bu makale Hale Akman tarafından TİMETURK.com için tercüme edilmiştir.

 

 

SON VİDEO HABER

Kassam, İsrail askerlerini araçlarıyla birlikte imha etti

Haber Ara