Dünyada büyümenin yavaşlayacağına kesin gözüyle bakılırken, Zaman belli başlı sektörlerin fotoğrafını çekti. İşte o sektörler...
Türkiye'nin art arda rekor büyümesinin lokomotifi olan inşaat sektörü zor günler geçiriyor. Dünyayı sarsan ekonomik çalkantıdan en büyük darbeyi gayrimenkul sektörü yedi.
2008'in 3. çeyreğinde yüzde 4,3 küçülen sektörün 9 aylık büyüme hızı da -1,1 oldu. Dört yıl önce konuta olan talebin bu kadar azalacağını da hiçbir müteahhit tahmin edemezdi. 2004'te ekonomideki istikrar sayesinde konut kredi faiz oranları dip yapınca, özellikle büyükşehirlerde göze hitap eden lüks konut projeleri adeta mantar gibi çoğalmıştı. İnşaat firmalarının pazarlama ofisleri önünde kuyruklar oluşmuş, maketten seçtikleri dairelere yüz binlerce lira ödeyip konut alanlar kendini şanslı saymıştı. Konut arzının talebe cevap verememesi sağlıksız büyümeyi de tetikledi. İnşaattan anlamadığı halde kazmayı eline alanlar İstanbul gibi şehirleri adeta şantiyeye çevirdi. 2004 ve 2005'te altın çağını yaşayan sektörü önce 2006 Mayıs ayında mortgage sebebiyle yaşanan dalgalanma vurdu. Konut kredi faiz oranları aylık yüzde 2'lere çıkınca satışlar bıçak gibi kesildi. 2007'de malzeme fiyatlarındaki artıştan da darbe yiyen inşaatçılar, fırsat yılı olarak gördükleri geçtiğimiz yılda küresel ekonomik krizle karşı karşıya kalınca iyice zora girdi. Yeni konut inşaatları yok denecek kadar azalırken, alınan küçülme kararları neticesi sektörde işten çıkarmalar yaşanıyor. Sektör uzmanları 2008'in hem yeni konut inşaası hem de satışlar anlamında son yılların en kayıp yılı olduğu görüşünde birleşiyor.
Peki 2009'da ne olacak? Küresel piyasalardaki belirsizlik sebebiyle inşaat sektöründeki küçülmenin bu yıl da devam edeceği belirtiliyor. Krizden olumsuz etkilenen bankaların konut kredisinde eskisi kadar iştahlı olmaması faiz oranlarında yüksek seyrin devam edeceğini gösteriyor. Müteahhitler satamadıkları konutları ellerinden çıkarmak için kampanyaları sürdürecek. Maliyetlerin de artması sebebiyle daire fiyatlarında radikal indirimler beklenmiyor. Ancak inşaasına yeni başlanan ve en erken 2010 yılında teslim edilecek projelerde sınırlı sayıda konutun cazip indirimlerle satılabileceği konuşuluyor. Geçtiğimiz yıl planlarını çizdirdikleri projeleri bile erteleyen inşaat firmaları, bu yıl 'Bekle, gör' stratejisi izleyecek. Yeni konut inşaatlarına ise sadece sermaye yapısı güçlü şirketler başlayabilecek. Lüks konutlarda oluşan arz fazlası sebebiyle küçük metrekareli ve ucuz konut üretimi ön plana çıkacak. Talepteki daralmanın gayrimenkul sektöründe iflaslara, batmalara neden olabileceği uzun süredir konuşuluyordu. Bazı firmaların zorda olduğu, aldıkları inşaat malzemesi karşılığında toptantıcılara para yerine konut teklif eden şirketlerin sayısının arttığı dillendiriliyordu. Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı Derneği (GYODER) Başkanı Bekir Cumurcu da geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamada sektörde 2009'da elenmelerin yaşanabileceğine dair yorumlarda bulunmuştu. Cumurcu, kötü gidişata 'dur' diyebilmek, talep ve arzdaki canlılığı artırabilmek için devletin vergi, teşvik gibi uygulamalarla inşaat sektörüne destek olması gerektiğini vurgulamıştı. Genel kanaat geçtiğimiz yıllarda inşaattaki yüksek oranlı büyümenin büyüsüne kapılıp sermayesi olmadığı halde temel atanların 2009'u çıkarmasının zor olacağı yönünde. Gözleri piyasalarda ve konut kredi faiz oranlarında olan inşaatçılar, bu yılı da 2008 gibi tedirgin geçirecek. Müteahhitler kötü gidişata 'dur' diyebilmek, talep ve arzdaki canlılığı artırabilmek için devletin vergi, teşvik gibi uygulamalarla inşaat sektörüne destek olmasını istiyor.
İŞTE İNŞAATÇILARIN KRİZDEN ÇIKIŞ PLANI
Yüzde 1 ile başlayan kademeli KDV uygulamasına geçilmeli.
Konut kredisi faizlerinin Gelir Vergisi matrahından düşmesine imkan tanınmalı.
Dar gelirlilerin konut kredisi faizlerine sübvansiyon uygulanmalı.
Gayrimenkul alım-satımındaki toplam yüzde 3'lük tapu harcı makul bir seviyeye indirilmeli.
Alım-satım sözleşmelerinde Damga Vergisi uygulaması kaldırılmalı.
Yabancı yatırımcıların mülk edinmesi ile ilgili düzenlemelerdeki karmaşa ortadan kaldırılmalı.
Arz yönünde canlılık ve süreklilik için, teşvikli arsa üretimiyle arsa maliyetleri düşürülmeli.
Arsa maliyetlerindeki KDV ortadan kaldırılmalı.
İmar ve ruhsat bürokrasisi rehabilite edilmeli.
Vergi, resim ve harçlarda haksız rekabet kaldırılmalı. (İsa Sezen)Çin müşteri kaybediyor, hazır giyimde 2009 fırsat yılı olabilir
Küresel piyasalardaki krizden en fazla etkilenen sektörlerden biri de hazır giyim oldu. Sektörün ihracat artışı 2008 Kasım itibarıyla yüzde 0,14'le neredeyse durma noktasına geldi. Ancak krizin etkisiyle hedef pazarların küçük hacimli siparişlere yönelmesi Türk hazır giyim sektörünü umutlandırıyor.
Kriz öncesinde Çin'den yüksek adetli konfeksiyon ürünleri alan Avrupalı firmalar siparişlerini küçülttü. Butik siparişler için Çin'e gitmek yerine coğrafi yakınlık sebebiyle Türkiye'yi tercih etmeye başladı. Bu değişim Türk hazır giyimcilerin gelecekle ilgili umutlarını artırıyor. Global kriz sebebiyle cari açıkta yaşanacak daralmanın sektörün hem ihracatı hem de ithalatını etkileyeceği belirtiliyor. Döviz kurları da hazır giyimciler tarafından yakından takip ediliyor.
Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği Başkanı Ahmet Nakkaş'a göre Avrupa ve komşu pazarlarda kısa süreli işlerin Türkiye'ye yönelmesi ile içeride konut, otomobil gibi yüksek miktarlı harcamaların yerini eğlence, kişisel bakım ve kıyafet alımına bırakması hazır giyim sektörü için iki önemli fırsat oluşturuyor. Döviz kurlarındaki artışın dış piyasa satışlarına, enflasyondaki yavaşlamanın da iç pazardaki satışların kârlılığına katkı sağlaması bekleniyor.
Sektörün İlk 11 aydaki ihracatı ise 14,8 milyar dolar değerinde gerçekleşti. İhracattaki gerilemede, kriz öncesinde düşük kur ve maliyet artışının, sonrasında ise pazar daralmasının etkisi oldu. İstanbul Hazır Giyim İhracatçıları Birliği (İHKİB) Başkanı Hikmet Tanrıverdi, yeni yılda hem iç hem de dış etkenlerle üretim zemininin kayganlaştığına işaret ederek, '2009 yılının genelinde sektör, daralan pazarlar ve likiditeden kaynaklanan problemlerle dolu bir yıl yaşayacak.' değerlendirmesini yapıyor. Tanrıverdi bu yıl ortalama dolar kurunun 1,75, Euro için ise 2,25 Türk Lirası seviyesinde olacağını tahmin ediyor. Hükümetin marttaki yerel seçimler için piyasayı rahatlatıcı faaliyetlere devam edeceğini düşünen hazır giyimciler, bu dönemden sonra IMF'nin ekonomide ipleri eline alacağı kanaatinde.
Bu yıl rekabetin daha fazla önemli hale geleceği hazır giyim sektöründe birleşme ve satın almaların artması bekleniyor. Sektörde son yıllarda yaşanan dönüşüm sonucu rekabet gücü olmayan firmalar kapanıyor, işler daha az sayıda firmada toplanıyor. Küresel kriz, birleşme süreçlerine olumsuz etki yapıyor. Önemli olan, birleşme ve satın almalarla rekabet gücü kazanan firmaların krizden olumsuz etkilenmesinin önlenmesi. Bu nedenle 2008 yılının Eylül ayında açıklanan Tekstil ve Hazır Giyim Strateji Eylem Planı'nın bir an önce hayata geçirilmesi gerekiyor. (Abdulhamit Yıldız)Cirolar düştü, AVM açılışları erteleniyor
Perakende sektörü 2008 yılını alışveriş merkezlerindeki (AVM) kira tartışmalarıyla geçirdi. Halen aktif 200 AVM'nin bulunduğu Türkiye'de bu yıl yeni yatırımların yavaşlaması bekleniyor.
Türkiye'de yapımı devam eden veya proje aşamasında bulunan alışveriş merkezi sayısı 267. Bunların 89'u İstanbul'da, 187'si ise Anadolu'da yer alıyor. Birleşmiş Markalar Derneği (BMD) Başkanı Ekrem Akyiğit, 2009'da faaliyete geçmesi planlanan modern çarşıların yüzde 80'inin açılışının erteleneceğini söylüyor. Akyiğit'in tespitlerine göre artık AVM yatırımcıları da her şehirde, her yerleşim biriminde bir AVM açmaya çalışmanın doğru bir yol olmadığını kavradı.
2009 yılında perakende sektörünün dalgalı bir seyir izlemesi bekleniyor. Reel cirolarda düşüşün devam edeceği tahmin ediliyor. Sektör yeni yılda ilk iki çeyrekte durgunluk, üçüncü çeyrekten itibaren yüzde 2 ile 2,5 arasında büyüme bekliyor. Önümüzdeki bir yıl içinde durgunluğun aşılacağına yönelik görüşler de var. Krizin etkileri üçüncü çeyrekten itibaren azalabilir. Sektörün önemli bir kısmının yeni yılda hedeflerini revize etmesi bekleniyor. BMD Başkanı Akyiğit'e göre krizin olumsuz etkileri önümüzdeki dönemde artacak. Özellikle 2009 yılının ilk çeyreğinde gerek tüketiciler gerekse markalar krizin etkilerini biraz daha fazla hissedecek. Bugünlerde işçi çıkarma, üretimi kesme, fabrikaların kapanması gibi haberleri sıkça işlenmesi toplumu gelecekle ilgili endişeye sevk ediyor. Eğer bugünlerde IMF'yle anlaşma konusunda somut bir sonuca ulaşılırsa bunun, moralleri artırıcı bir etkisi de olacak. Akyiğit'e göre markaların Uzakdoğu'da yaptırdıkları üretimi Türkiye'ye kaydırmaları sonucunda 2009'da ithalatta bir azalma olabilir. Şirketlerin yeni yılda yeni pazar arayışlarına girmeleri gerekiyor.
Rakamlarla perakende sektörü
Büyüme oranı: % 15
Ciro : 221 milyar TL
Gıda dışı perakendesi: 103 milyar TL
Gıda perakendesi : 118 milyar TL
Metrekare büyüklük : 17 milyon 500 bin
Alışveriş merkezi sayısı : 200
Yapımı devam eden AVM: 267Gıdada ihracat artar, istihdamda düşüş olur
Gıda sektöründeki ani fiyat artışları 2008 yılının en çok tartışılan konularından biriydi. Gıda sektörünün kullandığı hammaddelerin fiyatları yükselmiş, ardından gelen ekonomik kriz finans sıkıntısını daha da derinleştirmişti.
Yeni yılda gıda sektöründe ihracat ve kapasite kullanım oranlarının artması, istihdamın azalması bekleniyor. Gıda ve tarım alanında daralmalar yaşandığını belirten Türkiye Gıda İçecek Dernekleri Federasyonu (TGDF) Başkanı Şemsi Kopuz, bu durumun kapasite kullanma oranı, büyüme ve ihracatı düşürdüğünü belirtiyor. Kopuz'a göre finansman bulmanın zorlaşacağı 2009'da sektör sıkıntılı bir süreç geçirecek. Şu anda en çok fiyat artışı kakaoda görülüyor. Bu artış, arz eksikliği sebebiyle devam edecek. Gıda sektöründe 2009 yılı içinde ihracatın yüzde 15, ithalatın yüzde 6, büyümenin yüzde 2,5, kapasite kullanım oranının yüzde 75 artması bekleniyor. Gıdada 126 milyon 806 bin 851 ton, içecekte ise 13 milyar 364 milyon 258 bin 221 litre olan toplam kapasitenin yüzde 10 artacağı, 639 bin 148 olan istihdamın da yüzde 10 azalacağı tahmin ediliyor. Krizden dolayı fiyatların hem dünyada hem de Türkiye'de çok değişken olması, stoklu çalışmanın risklerini artırıyor.
'Küresel krize elveda demek istiyoruz'Türkiye Genç İşadamları Derneği (TÜGİK) Başkanı Hazim Sesli, 2009 yılının zorlu geçeceğini düşünüyor. 2008'e 'küresel krize merhaba' denilerek veda edildiğini belirten Sesli 'Umuyoruz ki; 2009 yılını bu krize 'elveda' diyerek uğurlayacağız.' dedi.
'Bize bir şey olmaz demek çözüm değildir.' diyen Sesli'ye göre hükümet üretimi artırıcı, piyasayı canlandırıcı önlemleri bir an önce almalı, aldı ise bunları açıklamalı. Bölgesel asgari ücret hayata geçirilmeli, mevcut teşvik sistemi 2 yıl uzatılmalı ve yeni teşvik modeli bir an önce devreye sokulmalı. İşsizlik boyutları daha da tırmanmadan, üretimin canlandırılmasına yönelik adımlar atılmalı, iş dünyasının üzerindeki, başta enerji olmak üzere, girdi maliyetleri düşürülerek rekabet güçleri artırılmalı. Bunun yanı sıra IMF ile görüşmeleri sürdüren hükümet, bu süreci tamamlamalı ve anlaşma bir an önce yapılmalı.Otomotivde izinler uzayacak
ABD, Almanya, İngiltere, Fransa, Japonya, İrlanda gibi ülkelerin arka arkaya açtıkları paketler 6 trilyon doları buldu. Ancak etkisiz kalan paketler finansal krizin reel sektöre sıçramasına engel olamadı. Başta otomotiv sektörü olmak üzere birçok şirket derin mali krize girdi, milyonlarca kişi işini kaybetti.
Uzmanlar, krizin 2009 yılında derinleşeceğini, ilk olumlu sinyallerin 2010'dan itibaren görüleceğini belirtiyor. Otomotiv sektöründe birçok firma ücretsiz izin kullandırmaya başladı bile. Ekonomideki istikrara bağlı olarak büyüyen sektör, durgunluk dönemlerinde ise daralma sergiliyor. Sektördeki firmaların yüzde 24'ü vardiya azalttı, yüzde 30'u da işçi çıkarma yoluna gitti. Aylık 2 bin 500 istihdam kaybı oluştu. Dış ekonomilerindeki gelişmeler, belirsizlikler, beklentiler iç pazarda duraksamalara sebep oluyor. Sektör, 2008'de 1 milyon 300 bin hedefini düşürmek zorunda kaldı. Seneyi 1 milyon 150 bin adet üretim gerçekleştirerek bitirecek. Son 2 aydır özellikle Avrupa'ya ihracatın ciddi sekteye uğramasıyla yüzde 30 civarında gerileyen satışların 2009'da devam edeceği tahmin ediliyor. Bu durum sektörde ücretsiz izinlerin uzayacağı anlamına geliyor.
Otomotiv Sanayi Derneği (OSD) Genel Sekreteri Ercan Tezer, sektörün bu yılı ancak yüzde 6 büyümeyle kapatacağını söyleyerek 2009'da sektördeki üretim ve ihracatta yüzde 15-20 oranında gerileme beklediğini ifade ediyor. Otomotiv Distribütörleri Derneği (ODD) Başkanı İbrahim Aybar da dış pazarlarda etki sahibi olamadıklarını fakat iç pazarda sektöre canlılık getirmenin ellerinde olduğuna işaret ediyor. Otomotiv'de 2007'de 594 bin adet satış yapıldığını hatırlatan Aybar, ekimden beri daralmanın da etkisiyle 2008'in 500 binle kapanacağını, 2009'un da 400-450 bin arasında olacağını öngörüyor. 2008 yılı başında 2007 yılına oranla binek ve hafif ticari araç satışlarında gözlenen artışların ekonomik belirsizliklerin de etkisiyle aylar itibarıyla azalan bir seyir izlediğinin altını çizen Aybar, 2008 yılı binek ve hafif ticari araç toplam pazarının 2007'ye oranla yüzde 10-15 altında sonuçlanacağı öngörüsünde bulunuyor.
Pazar dörtte bir daralır
İbrahim Aybar, 2009 yılı beklentisinin içinde bulunduğumuz dönem itibarıyla daha zor geçeceğini kaydederek, '2009'da 2007'ye oranla yüzde 25 civarında bir daralma tahmin ediliyor.' diyor. Otomotiv yan sanayiinde de durum parlak gözükmüyor. 13,5 milyar dolar hacme sahip endüstri 8,5 milyar dolar ihracat yapıyor. Son iki aydır görülen daralmanın etkisi kendini burada da işçi çıkarma ve işçiyi ücretsiz izine gönderme şeklinde gösterdi. Haziran ayından itibaren başlayan sipariş iptalleri hem araç hem de parça üreticilerinin programlarını altüst ettiğini vurgulayan Taşıt Araçları Yan Sanayicileri Derneği (TAYSAD) Başkanı Ömer Burhanoğlu da 2009 yılında bugünkü koşulların tercih edileceğini, daralmanın yeni yılda da devam ederek 2010'un sonuna kadar süreceğini söylüyor. (Serkan Şahin)
Telefon ve GSM şirketleri krize inat eleman alıyorKüresel kriz bilişim sektörünü de etkiledi. Aslında sektör 2008'e hızlı bir giriş yapmış, çıtayı yüksek tutmuştu. Fakat hem AK Parti hakkındaki kapatma davası hem de küresel krizin yankıları bilişim ve telekomun mayıs ayından itibaren yavaşlama sürecinin içine girmesine sebep oldu.
CEBİT Bilişim Eurasia'da açıklanan raporlar da bu durumu teyit ediyor. Geçen yıl yüzde 10,8 büyüme hedefleyen sektör yüzde 9'da kaldı. Krize rağmen Türkiye büyüme rakamlarının üzerine çıkan bilgi ve iletişim şirketleri, bu yıl yüzde 10 büyüme hedefliyor. Diğer sektörlerin aksine yenilikler sebebiyle bilişim sektörü hareketli bir yıl geçirecek. Bu yılın haziran ayında uygulanmaya başlayacak cepten görüntülü konuşma ve hızlı veri akışı imkanı sağlayan 3N alanındaki yenilikler ve yatırımlar yeni istihdamı da beraberinde getiriyor. Türk Telekom, Turkcell, Avea ve Vodafone, artan rekabet şartlarında pazar paylarını artırabilmek için insana yatırım yapıyor. Turkcell yetkilileri, abone bazında büyümeye odaklanarak yatırımlara devam edeceklerini açıklarken, özellikle Doğu Anadolu'da yatırım ve istihdama katkı sağlayacaklarını söylüyor. Ekim ayında açılışı yapılan Global Bilgi Çağrı Merkezi'nde 2009 sonunda 1.000 kişi istihdam ediliyor olacak. Geçen yıl 4 bine yakın kişiyi işe alan Türk Telekom 2009'da binin üzerinde çalışanı da bünyesine katmayı planlıyor. Sektör kasım ayında başlayan numara taşınabilirliği uygulamasından umutlu. Telefon görüşmelerini rekabete açacak olan Sabit Telefon Hizmetinin yasal prosedürü tamamlandı. Sabit Numara Taşınabilirliği uygulamasının ise 2009 Mayıs ayında başlatılması bekleniyor. Sanal cep telefonu işletmeciliği ruhsatlarının verilmesiyle birlikte de, cep telefonu alanında hizmet çeşitliliğinin ve rekabetin artması öngörülüyor. Aynı zamanda Kablo TV şebekesinin özelleştirilmesi bekleniyor. Yeni yılda iletişim vergilerinde indirim bekleniyor. Şehiriçi görüşmelerin özel telekom şirketlerine açılması da sektörü heyecanlandırıyor. Sektörle ilgili dernekler ve temsilcileri sık sık bir araya gelerek bilişimle kalkınmanın yollarını araştırıyor. Türkiye Bilişim Sanayicileri Derneği (Tübisad)'nin içinde komisyonlar oluşturuldu. Ortaya çıkan ilk projelerden biri bilişim ürünlerini yeterince tanımayan KOBİ'lere yönelik çalışmalar. Öyle görünüyor ki yakında KOBİ pazarına yönelik yoğun çalışmalar gündeme gelecek. Tübisad Başkanı Tuğrul Tekbulut'a göre, 3N ihalesinin gerçekleşmesi ile telekom sektörü yeniden yatırım dönemine girecek. Yaşanacak yoğun rekabet nedeniyle hem BT ürün ve hizmetlerinde hem cihaz alımlarında iyi bir pazar olacak. Tekbulut, '2009'u bizim sektörümüz açısından telekom yatırımları kurtaracak gibi görünüyor. Bu yıl serbestleşme de hız kazanacak. Alternatif telekomcular büyüyerek pazarı canlandıracak. Hem ADSL'de hem de özel telekom hizmetlerinde artış gözlenecek.' diyor.
Krizden olumsuz etkilenen sektörlerden birisi de beyaz eşya. Son iki yıldır hesap defterlerini daralmayla kapatan sektör, 2008'de yüzde 11 geriledi. Beyaz Eşya Yan Sanayicileri Derneği (Beysad) Başkanı Murat Önay daralmanın otomotiv sektörü kadar ciddi boyutlara ulaştığını, 2009'da küçülmenin yüzde 30'lara kadar çıkmasını beklediklerini kaydediyor. (Zeliş Arslan)