Boğaziçi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Binnaz Toprak'ın, Anadolu'da laik yaşam biçimini benimsemiş kesimler üzerinde 'mahalle baskısı' olduğunu ileri süren araştırması, aynı dönemde yapılan benzer çalışmalarla çelişiyor. 5 ay önce (temmuz) GENAR tarafından yapılan araştırma, Açık Toplum Enstitüsü'nün desteğiyle yapılan çalışmadan çok farklı sonuçlar ortaya koyuyor. İnsanların yaşam şekillerinden dolayı baskı görmediği urgulanıyor.
Muhafazakâr eğilimleri sebebiyle eleştirilen Konya'da 2.597 kişiye sorulan, 'Gündelik hayatınızda yapmak isteyip de Konya'da yaşamaktan dolayı yapamadığınız veya yaparken üzerinizde baskı hissettiğiniz bir konu var mı?' sorusuna 2.477 kişi 'hayır' cevabını veriyor. 'AK Parti iktidarı döneminde yaşam tarzınızda herhangi bir değişiklik oldu mu?' sorusuna ise yüzde 95 oranında 'hayır' deniliyor. A-G Araştırma Şirketi'nin 3 ay önce Habertürk için yaptığı başka bir ankette de iddiaların aksine muhafazakârlığın azaldığının altı çiziliyor. Dindarların Ramazan'da oruç tutmayanlara bas- kı kurduğu tezi tamamen yalanlanıyor.
Açık Toplum Enstitüsü'nün desteğiyle yapılan 'Türkiye'de Farklı Olmak-Din ve Muhafazakârlık Ekseninde Ötekileştirilenler' araştırması, Anadolu'da 'laik yaşam biçimi'ni benimsemiş kesimler üzerinde ağır bir 'mahalle baskısı' olduğunu iddia ediyor. Ancak aynı dönemde yapılan benzer çalışmalar, Prof. Toprak'la çelişiyor. Geçtiğimiz temmuz ayında GENAR'ın yaptığı araştırmada insanların yaşam şekillerinden dolayı baskı görmediği kaydediliyor. A-G Araştırma Şirketi'nin anketinde ise 1994 yılında yüzde 41,8 kendini muhafazakar olarak nitelerken bu oran Eylül 2008'de yüzde 30,5'a düşüyor.
Binnaz Toprak'ın 2006'da TESEV için yaptığı benzer bir araştırma da bugünkü çıkarımlarıyla tamamen çelişiyor. Türkiye çapında gerçekleştirilen ankete göre, kendini muhafazakâr veya laik olarak tanımlayan bireyler karşı tarafın kendine baskı uyguladığını düşünmüyor. Laiklerin sadece yüzde 8,1'i dindarlardan baskı gördüğünü söylüyor. Başı açık kadınlara yöneltilen ve başlarını örtmeleri için baskıyla karşılaşıp karşılaşmadıklarını irdeleyen soruya yüzde 90,1 'hayır' cevabını veriyor.
Prof. Dr. Toprak, 1999'daki araştırmasında, başörtüsü takanların azaldığını ve toplumda şeriat özleminin olmadığını vurguluyor. 2 yıl önce Sabancı Üniversitesi'nden Doç. Dr. Ali Çarkoğlu'yla TESEV adına yaptığı 'Değişen Türkiye'de Din, Toplum ve Siyaset' anketinde de benzer sonuçlara ulaşıyor. Türkiye'de son 10-15 yıldır iddia edildiğinin aksine köktendinciliğin yükselmediği belirtiliyor. Ankete katılanların yüzde 73,1'i de Türkiye'de laikliğin tehdit altında olduğunu düşünmüyor. Din temelli muhafazakârlığın 1999'a kıyasla artmadığı aksine gerilediği vurgulanıyor. Halk arasında bir baskının olmadığı, hatta farklı yaşam tarzı olan insanlar arasındaki kutuplaşmanın sadece seçkinler düzeyinde kaldığı ifade ediliyor. Halkın büyük bir çoğunluğunun günlük yaşamda karşılaştıkları farklı yaşam biçimlerine karşı hoşgörülü olduğunun altını çiziyor.
Kadınların çok büyük bir kısmı başörtüsünü dinin bir gereği olarak görüyor. Örtünen kadınların sadece yüzde 1,1'i eş, nişanlı ya da aile istediği için örtündüğünü belirtiyor. Dikkat çeken bir diğer unsur da insanların komşu seçerken dindar olup olmamasını çok önemsememesi. Büyük bir çoğunluk sadece eşcinsel bir komşunun varlığının kendisini rahatsız edeceğini düşünüyor. Yeni araştırmasında ise insanların şortla balkonda kahvaltı yapamadığını, Anadolu'nun bazı şehirlerinde kadınların başını örtmek zorunda kaldığını ve bazı esnafın cuma namazına gitmediği halde kepenk indirdiğini iddia ediyor.
Zaman
Anketler 'mahalle baskısı'nı yalanlıyor
Boğaziçi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Binnaz Toprak'ın, Anadolu'da laik yaşam biçimini benimsemiş kesimler üzerinde 'mahalle baskısı' olduğunu ileri süren araştırması, aynı dönemde yapılan benzer çalışmalarla çelişiyor.
17 Yıl Önce Güncellendi
2008-12-30 07:50:00
Haber Ara