Enerjisa tarafından gerçekleştirilen World Energy Outlook Raporu'nun 2008 yılı Türkiye Raporun tanıtım toplantısında konuşan Sabancı Holding CEO'su Ahmet Dördüncü, enerji sektöründe liberalizasyonun önemine dikkat çekerek, arz güvenliğinin sürdürülebilir olması gerektiğini söyledi.
Enerji sektörünün her türlü sanayiye, her çeşit üretim koluna girdi sağlayan ve dolayısıyla da ülke genelinde kritik öneme sahip sektörlerden biri olduğuna işaret eden Dördüncü 'Bu açıdan enerji sektörünün liberalizasyonu ve rekabetçi bir ortamda faaliyet sürdürmesi hem enerji sektörünün, hem de özel sektörün, uluslar arası rekabette başarılı olabilmesi için büyük önem taşımaktadır' dedi.
Birincil enerji kaynaklarında istenilen çeşitliliğin sağlanamadığına değinen Dördüncü, 'Elektrik üretiminde sistem güvenliğinin tehlikede olduğuna işaret eden bazı göstergelerin mevcudiyeti, şu ana kadar arz güvenliğinin sağlamaya yönelik atılan adımlar henüz arzu edilen düzeye ulaşamamıştır. Bununla birlikte etkilerini giderek daha fazla hissetmeye başladığımız küresel finansal kriz, gerekli yatırımların gerçekleştirilmesini daha da güçleştirmektedir' diye konuştu.
'Hangi koşulda olursa olsun enerj yatırımlarının önü açılmalı'
Türkiye'de enerji tüketiminin, 2020 yılına kadar, dünya ortalamasının üzerinde artacağının tahmin edildiğini söyleyen Dördüncü, 'Hangi koşulda olursa olsun, enerji yatırımlarının önünün açılması Türkiye'de sürdürülebilir, rekabetçi ve güvenilir enerji sağlanması açısından hayati önem taşımaktadır' dedi.
Kamu ve özel sektör arasındaki diyaloğun güçlendirilmesi, sektördeki sorunların tespiti ve çözüm önerileri için kurumsal bir mekanizmaya ihtiyaç olduğunu söyleyen Dördüncü, tam rekabetçi ve işleyen bir piyasa oluşturulması için bu mekanizmanın şart olduğunun altını çizdi.
Ülkelerin en önemli hedeflerinden birinin enerjinin arz güvenliğinin ve sürdürülebilirliğinin sağlanması olduğunu belirten Dördüncü, 'Bu ise ancak rekabet ve yatırım ortamını kuvvetlendirecek yapısal reformların gerçekleştirilmesi yönündeki siyasi irade ile mümkün olabilmektedir' dedi.
AB ile müzakere süreci açısından da liberal bir piyasanın oluşmasının önemli olduğunu belirten Dördüncü sözlerini şöyle sürdürdü: 'Avrupa Enerji politikası arz güvenliğinin sağlanmasında ve enerjinin rekabetçi fiyatlardan temininde; ulusal kamu idaresinin piyasadaki hâkimiyetinin azaltılmasını, piyasada şeffaflığın sağlanmasını öngörmektedir.'
Açılış konuşmalarının ardından World Energy Outlook 2008 Raporu'nun sunumunu gerçekleştiren Uluslararası Enerji Ajansı Baş Ekonomisti Dr. Fatih Birol, 2009'da petrol üretim yatırımlarının ertelenmesinden dolayı arz- talep konusunda sıkıntı yaşanacağını ifade ederek, 'Petrol talebindeki bütün artış OECD ülkelerinden gelecek. Çin yüzde 43, Ortadoğu yüzde 20, Hindistan yüzde 20 ve geri kalan diğer gelişen Asya ekonomilerinden kaynaklanacak' dedi.
Dünya ekonomisinin 2010'dan sonra toparlanacağını öngördüklerini kaydeden Birol, 2010-2015 arasında petrol fiyatlarının 100 dolar seviyesinde olacak' dedi.
'Dünya enerji talebi 2030'a kadar yüzde 45 artacak, altyapı yatırımı gerekli'
Dünya enerji talebinin 2030 yılına kadar yüzde 45 oranında artacağını ve bunun sürdürülemez bir gelişim olduğunu söyleyen Birol, 2030 yılına kadar enerji sektörünün toplam 26,3 trilyon dolarlık altyapı yatırımlarına ihtiyacı bulunduğunu ancak finansal krizin bu yatırımların ertelenmesine neden olabileceğini belirtti.
Beklenmedik ve geri dönülemez iklim değişikliklerini önlemek için dünya enerji sisteminin büyük bir 'karbonsuzlaşma'ya ihtiyacı olduğunu vurgulayan Birol, iklim değişikliğini azaltmayı sağlayan enerji politikalarının aynı zamanda, enerji güvenliğini de arttıracağını söyledi.
Birol, hem ABD hem de AB den gelecek yeni enerji politikalarının birçok ülkenin enerji sektörünü de derinden etkileyeceğini sözlerine ekledi.
Kömürün şu anda en hızlı ve güçlü büyüyen yakıt olduğunu belirten Birol, 'Kömür dünya elektrik üretimi sisteminin belkemiği. Kömür talebinin yüzde 85'i Çin ve Hindistan'dan gelecek' dedi.
Dünya'daki herkes çevre meselesinin önemli olduğunu kabul ettiğini ifade eden Birol, ' Ama sorun şu ki; kim ne yapacak? Türkiye'nin bu konuda ayak sürten bir politika izlememsi gerektiğini düşünüyorum' diye konuştu.
Ucuz petrol dönemi bittiğini, buna karşılık fiyat istikrarsızlığı devam edeceğine işaret den Birol, 'Mevcut petrol sahalarının üretimlerindeki azalma yatırım ihtiyacının belirleyicisi olacak. Petrol pazarı büyük ve kalıcı yapısal değişikliğe uğrayacak, Ulasal petrol şirketlerinin egemenliği hızla artacak' şeklinde konuştu.
Rekabet için yatırım şart
Sabancı Holding CEO'su Ahmet Dördüncü, hangi koşulda olursa olsun, enerji yatırımlarının önünün açılması Türkiye'de sürdürülebilir, rekabetçi ve güvenilir enerji sağlanması açısından hayati önem taşıdığını söyledi.
17 Yıl Önce Güncellendi
2008-12-29 15:28:00
Haber Ara