Zamfir, müzik çevreleri tarafından gelmiş geçmiş en büyük pan flüt üstadı olarak kabul ediliyor. Romen tarzı pan flütü geliştiren ve 20 borulu sistemi 30'a çıkaran sanatçı, dudak hakimiyeti ile de her borudan dokuz tona kadar değişik sesler çıkarmayı başardı. Zamfir, 50 yılı aşkın kariyerinde 120 altın ve platin plak ödülü ve toplam 120 milyon albüm satışı ile alanında kırılması zor bir rekorun sahibi. Sergio Leone'nin ünlü filmi Once Upon a Time in America ve son olarak Tarantino'nun Kill Bill Vol. 1 filmi için yaptığı müzik ve pan flüt yorumu ile dünya çapında üne kavuşan sanatçı ile konser öncesi görüştük. Zamfir ile müzik dünyasından, pan flüt gibi yerel bir çalgının nasıl popüler hale geldiğine kadar birçok şey konuştuk.
İlk önce akerdeon çalmak istemişsiniz. Sonra ne oldu da pan flütü tercih ettiniz? Bu çalgının en çok hangi yanı sizi etkiledi?
On yaşındayken akordeon çalıyordum, evet. 14 yaşında Bükreş'te babamla bir müzik dükkânında çalışıyordum ve pan flütle orada tanıştım. Sesinin duruluğu, hayat dolu olması, çok muhteşem bir ses oluşu beni etkilemişti. Akordeonunkiyle kıyaslanamaz tabii ki. Özellikle sesin rengi beni en çok etkileyen şeydi. İyi bir karar vermişim.
Pan flüt gibi yerel bir enstrümanı bütün müzik stillerine, özellikle senfonik müziğe nasıl yerleştirdiniz?
1970 yılında Lozan'da yaşarken pan flütü kilisedeki org ile beraber çaldığım bir rüya gördüm. Sabah kalkınca menajerime anlattım bunu ve hemen ertesi gün kiliseden randevu aldık. 1972'de Romanya melodilerinden oluşan bir repertuarla ilk kaydımızı yaptık ve inanılmaz bir devrim oldu. Org ile pan flütün sesi birbirlerine çok yakışıyordu. Bütün Avrupa'da ve daha sonra da Avustralya, Kanada ve Amerika'da satıldı. İlerleyen yıllarda yeni fikirler geliştirdim. 1977'de pan flütü senfonik orkestralar ve pop yıldızları ile tanıştırdım. 80'den sonra kariyerime daha bir ciddiyet verdim ve senfoniye yoğunlaştım.
Müziğinizde hangi duygular sizi harekete geçiriyor? Nefes sese dönüşürken size ilham veren duygular neler?
Barışçıl, aşk dolu ve uyum içinde bir dünya için dua ediyorum müziğimle. Özellikle kilise ve katedrallerde orgla beraber çalmayı çok seviyorum. Hayvanlar, nehirler, ormanlar, her şey için dua ediyorum. Hayvanları ve tabiatı çok seviyorum, bu açıdan çok hassas bir insanım.
Sizde Romen folklorik müziği büyük yer kaplıyor. Balkan müziğinin dünya müziğindeki yeri nedir sizce?
Bence dünyada bir numara. Kesinlikle bunun doğru olduğuna eminim. Romen folklorik müziği ve genel olarak Balkan müziği benim tarzım, hayatım, en çok sevdiğim müzik. Müzik açısından dünyanın en önemli yerinin Balkanlar olduğunu düşünüyorum. En güçlü müzik burada; Türkiye, Bulgaristan, Yunanistan, Sırbistan ve Romanya'da. Bu beş ülke çok önemli. Çok yakın bir gelecekte dünya müziğinin yeni sesi buradan çıkacak; çünkü Amerikan müziği artık bitti. Avrupa da öyle. Artık müzik yapmıyorlar. Almanlar klasisizmle Fransızlar da empresyonizmle beraber müzik yapmayı bitirdiler zaten. İtalyanlar geçen yüzyılın ortasında bir şeyler yaptılar ama çok sığdı; opera değil, senfonik değil, popüler müzik. Avrupa'da müziğin durumu çok kötü, tamamen katastrofik.
50 yılı aşkın kariyerinizde 120 altın ve platin plak ödülü ve toplam 120 milyon albüm satışı ile alanında kırılması zor bir rekora ulaştınız. Bu başarıyı neye borçlusunuz?
Bin 500'den fazla ödül aldım albümlerimle. Bütün dünyada Michael Jackson birinciydi, ben de ikinci. Sonra da Elvis Presley ve Beatles geliyordu. Normalde milyarder olmam lazım ama değilim. Fakir bir sanatçıyım; çünkü bütün paramı aldılar. Uzun hikâye. Komünist sistemin içine doğmuştum ve en korkunç korsanlar oldu hayatımda. Başarıya gelirsek, bunun doğuştan gelen bir yetenek olduğunu düşünüyorum.
Yaptığınız film müzikleri de çok konuşuldu. Yeni film müzikleri duyacak mıyız sizden?
Film müziği endüstrisinin duvarlarını kırmak çok zor. Mafya gibiler. 'Bir Zamanlar Amerika' 'Karate Kid' vs. birçok ünlü filme müzik yaptım bir zamanlar. Şu an için de her türlü teklife açığım.
'Bence Türk
müziği harika'
Türkiye'de çok seviliyorsunuz. Türk müziği sizin için ne anlam ifade ediyor?
Türkiye'ye 1988'de geldim. 20 sene önce de buradaydım şimdi de buradayım yani. Bence Türk müziği harika. Çok seviyorum. Senelerdir sadece Türk müziğinden oluşan, Türk gruplarla ortak bir proje yapmak istiyorum ama hiç fırsat olmadı. Yalnız, bu sene güzel bir çalışma gerçekleştirdik, Anadolu Ateşi'nin yapımcısı Mustafa Erdoğan'la. Yeni şovu Troya'ya benim de müziğimi koymak istedi. İstanbul'a geldim, dört beş gün çalıştık ve 20 dakikalık bir kayıt yaptık. Çok memnun kaldım, harikulade bir deneyimdi benim için.
'Müziğimle dünya için dua ediyorum'
İstanbul'da dün gece dünyaca ünlü bir müzisyen vardı. Pan flüt ustası Gheorghe Zamfir, Metropolitan Sanat ve Kültür Platformu tarafından düzenlenen 'Yeni Yıl Gala Konserleri' kapsamında TİM Show Center'da Türk müzikseverlerle buluştu.
17 Yıl Önce Güncellendi
2008-12-28 09:06:00
SON VİDEO HABER
Haber Ara