İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada, bu davanın tutuksuz sanığı olan başka suçtan tutuklu Semih Tufan Gülaltay'ın savunmasına geçildi.
İddianameye ve hakkındaki suçlamalara 8 ana başlık altında cevap vermek istediğini belirten Gülaltay, polis tarafından evinde arama yapıldığını, emniyete götürüldüğünde açıklamadan önce bir takım teşhis işlemleri yapılmaya başlandığını anlattı.
Gülaltay, Akın Birdal olayı olarak bilenen olaydan ötürü ceza aldığını, cezaevinde yattığını ve şartlı tahliyeden yararlanıp tahliye olduğunu söyledi.
Ulusal Birlik Partisi'nin genel başkanlığını yaptığını, daha sonra genel başkanlık görevini devretmek zorunda kaldığını ifade eden Gülaltay, faaliyetlerini ulusal birlik platformu çatısı altında yürütme kararı aldıklarını
kaydetti.
Eruygur ile yapılan toplantılar
Gülaltay, bu kapsamda Atatürkçü Düşünce Derneği Genel Başkanı emekli Orgeneral Şener Eruygur ile Ankara ve İstanbul'da çalışmalar yapma konusunda toplantılar düzenlediklerini ifade etti.
Eski bir polis tanıdığının kendisine yönelik bir komplodan bahsettiğini anlatan Gülaltay, yönetimdeki diğer arkadaşlarına da komplo hazırlığı yapıldığına ilişkin uyarıda bulunduğunu söyledi.
Semih Tufan Gülaltay, şirketlerinin bazı alacaklarına ilişkin bilgi verirken, şirketlerini dolandıran kişilerin emniyete getirilerek teşhis işlemi yaptırıldığını ileri sürerek, 'Dolandırılan benim. Bunlar, emniyete geliyorlar' dedi.
Çıkar amaçlı suç örgütünden tutuklu olduğunu hatırlatan Gülaltay, 'Lekelerlerse buradan çıktığım zaman siyaseten hiçbir varlığım olmayacak. Bütün bunlar baştan hesap edilmiştir' dedi.
Kendisiyle ilişkilendirilmek istenen Mete Yalazangil ve Muzaffer Tekin'in, bundan 10 sene önce kendisini ziyarete geldiklerini dile getiren Gülaltay, 'Benim burada aklanacağımdan hiçbir şüphem yok' diye konuştu.
Gülaltay, TİT ile ilgili yargılandığı Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nin gerekçeli kararına göre böyle bir örgütün olmadığını, bu örgütün kendisiyle de ilgisinin bulunmadığını söyledi.
'Eymür gerçekleri anlatmıyor'
Eski MİT Kontrterör Daire Başkanı Mehmet Eymür'ün gerçekleri anlatmadığını iddia eden Gülaltay, doğruları anlatacağını belirterek, 1996'da Eymür'ün yardımcısı olan Duran Fırat tarafından Ankara'daki bir restoranda 'Mahmut Yeşil' kod adlı Mahmut Yıldırım ile tanıştırıldığını, masada o dönemin bir bakanının da bulunduğunu ileri sürdü. Gülaltay, Yıldırım'ın o zamanlar istihbarat çevrelerinde bulunduğunu, bugünkü gibi kaçak olmadığını savundu.
Gülaltay, Duran Fırat'ın, kendisini bir gün Altunizade'deki bir holding merkezine çağırarak önemli bir görüşme yapmak istediğini ve görüşmede söz konusu holdingin tehdit edildiğini belirterek, kendisinden yardım istediklerini kaydetti.
İstihbaratçı arkadaşları vasıtasıyla yaptığı araştırmada, bu holding ve Mehmet Eymür'le ilgili farklı şeyler öğrendiğini ifade eden Gülaltay, Eymür'ün görevini suiistimal ederek bir takım parasal ilişkilere girdiğini gördüğünü öne sürdü.
Gülaltay, kendisinden istenen yardım talebini kabul etmediğini ifade ederek, Eymür ve ekibinin kendisine karşı tavırlarının değiştiğini ve kan davalarının da böyle başladığını iddia etti.
Karataş'ı yakalamak istedi, 3 gün sonra öldürüldü
Küçükyalı Ülke Ocakları'nda iken tanıştığı arkadaşı Osman Nuri Van'ın uzun yıllar MİT'in dış istihbarat biriminde çalıştığını ileri süren Gülaltay, Van'ın, 1998'de Belçika'da ensesinden vurularak şehit edildiğini iddia ederek, 'Osman Nuri Van'ı Belçika'ya, ben hava limanından gönderdim. Dursun Karataş'ın ev adresini tespit ederek yakalamak için bir ekiple buluşmaya gitmişti. 3 gün sonra vuruldu. Karataş'ın yakalanmasından korkan bir ekip tarafından şehit edildi.' dedi.
Gülaltay, 'Naaşına MİT sahip çıkmadı. Osman Nuri Van faili meçhule gitti. İstihbarat çevreleri çok iyi bilir 'Tonton' kod adlı, cezaevinden Mehmet Eymür tarafından kaçırılan Eymür'ün Avrupa'daki tetikçisi... Cumhuriyet savcılığı bu duruma el koyarsa kimlikleri açık olarak da söyleyebilirim' diye konuştu.
Küresel örgüt
'Mehmet Eymür MİT'in içine girmiş ve 3 defa kovulmuş bir köstebek' diyen Gülaltay, Eymür'ün küresel örgütün Türkiye'deki faaliyetlerini sürdüren en önemli 4-5 isimden biri olduğunu iddia etti.
Gülaltay, 'Küresel örgüt eski bağlantılarını tasfiye etmek istiyor. Buna 'onlar bit silkeleme' derler. Deşifre olan arkadaşlarını tasfiye ederler, örgütün üzerine gidiliyor gibi yapılıp işi sulandırır, dosyayı kapatırlar, böylece yargı ve kamuoyunu tatmin ederler. Savcıların en az benim kadar vatansever olduklarını düşünüyorum. Her ne kadar Zekeriya Öz'den şüphem varsa da. Ancak belli güçler tarafından soruşturma yönlendirilmekte. Bu işin gerçek sanıklarının buraya gelmesini istiyorum' dedi.
MİT'in içinde işlerini iyi yapan ulusalcı ve vatansever kadroların tasfiye edilmek istendiğini öne süren Gülaltay, 1993'de P-2 Mason Locası'nın finansörü olan bir ailenin, Eymür'e özel yapım zırhlı bir araç hediye ettiğini iddia etti.
Gülaltay, bu aracın Eymür'ün bir diplomat arkadaşı tarafından gümrükten çekildiğini ve satıldığını savunarak, MİT'te Eymür'ün casusluk faaliyetlerinin iyi bilindiğini ve bu yüzden bir kaç kez kovulduğunu ileri sürdü.
Semih Tufan Gülaltay, Eymür'ün, suç örgütleri kurarak provokasyonlar yaptığını iddia ederek, 'Ortada bir örgüt var. Hatta bu 170 yıllık bir örgüttür. Bu örgüt devletin her kurumuna nüfuz etmiş, infazlar yapan, bankaları soyan halkı perişan eden Kürtçülüğe teşvik eden, Alevi, Sünni diye bölen bir örgüttür. Bu ulusal bir örgüt değildir, küresel bir örgüttür' şeklinde konuştu.
'Küresel örgütten burada 3-5 dışında kimse yok'
Bahsettiği küresel örgütün tarihsel sürecini de anlatan Gülaltay, sürmekte olan davayı kastederek, 'Bu küresel örgütten burada 3-5 kişi haricinde kimse yok' dedi.
Bu örgütten Türkiye'nin kurtulmasının zamanının geldiğini söyleyen Gülaltay, söz konusu örgütü ortaya çıkartmak gerektiğini hatta gerekirse binlerce insanın kelepçelenerek, yargılanabileceğini ifade etti.
Bu örgütün Türkiye'ye zarar verdiğini, ülkeli bölmeye çalışığını öne süren Gülaltay, devletin her kademesinde bölünmeler meydana geldiğini söyledi.
Duruşma, Gülaltay'ın savunması ile sürüyor.
Günaltay'dan 'tarihi' savunma
Gülaltay'dan Ergenekon yorumu: Küresel örgütün Türkiye'deki eski bağlantıları tasfiye ediliyor..
17 Yıl Önce Güncellendi
2008-12-26 17:21:00
'Ergenekon' davasının bugünkü duruşmasında sanıklardan Semih Tufan Gülaltay savunmasını yapıyor. Gülaltay savunmasında, 'Ortada bir örgüt var. Hatta bu 170 yıllık bir örgüttür. Bu örgüt, devletin her kurumuna nüfuz etmiş, infazlar yapan, bankaları soyan, halkı perişan eden Kürtçülüğe teşvik eden, Alevi-Sünni diye bölen bir örgüttür. Bu ulusal bir örgüt değildir, küresel bir örgüttür' dedi.
SON VİDEO HABER
Haber Ara