Modern yaşamın yeni hastalığı...

Yokuş ve merdiven çıkmada zorlanıyor, oturduğunuz yerden kalkarken güçsüzlük hissediyorsanız kas hastalıkları riski altında olabilirsiniz.

Vücudumuz kaslarla çevrelenmiştir. Ve kaslar iç organlarımızın çalışması da dahil yürüme, zıplama, koşma gibi hareketleri yapabilmemiz için en önemli hareket sistemi organı olma özelliğine sahiptir. Birçok kas hastalığının ileri dönemlerinde el -ayak kasları gibi distal kasların güçsüzlüğü, gözkapaklarını açıp kapamada mimik hareketleri yapmada zorlanma gibi belirtiler eklenmektedir.

BU ŞİKAYETLERE DİKKAT
Kas hastalıklarının kendine özgü güçsüzlük dağılımı vardır. Güçsüzlüğün görüldüğü bölgeye göre öncelikle o hastalıkların varlığı düşünülür. Modern yaşamın hareketsizliğini bir yaşam tarzı olarak benimsemiş bununla birlikte beslenme alışkanlıklarınızı sağlıksız temeller üstüne inşa etmişseniz kaslarınızla da başınız dertte demektir.

Özellikle kaslarınızda güçsüzlük yaşıyor, yokuş ve merdiven çıkmada zorlanıyor kollarınızı havaya kaldırırken, oturduğunuz yerden kalkarken güçsüzlük hissediyor ve şikayetleriniz artıyorsa kas hastalıkları riski altında olabilirsiniz. Kas hastalıklarında çeşitli kas grupları daha öncelikli tutulmaktadır.

Kas hastalıklarının araştırılmasında bu öncelikli bölge - göz, yüz, boyun, omuz kuşağı, sırt, kol, el, kalça, bacak, baldır ve ayakkaslarında kas güçsüzlüğü, kaslarda dokunmayla hassasiyet ve ağrı olup olmadığı araştırılmalıdır.

HAFTADA ÜÇ GÜN DÜZENLi EGZERSİZ ÇOK FAYDALI
Ağırlık çalışmak ya da vücudun ağırlığını kullanarak yapılan egzersizler kasların güçlendirilmesine yardımcı olmaktadır. Yapılan araştırmalar kasların çalıştırılmasının osteoporoz riskini azalttığını göstermektedir. Haftada 3 gün kasların güçlendirilmesine yönelik yapılacak düzenli egzersizler sağlıklı kaslara sahip olmanıza yardımcı olacaktır. Bunlar şınav, karın kaslarını güçlendiren hareketler, kalça kasları egzersizleri,sırt kasları,ayak bilekleri ile ağırlık çalışmaları, çömelip kalkarak bacak kaslarına yönelik güçlendirici egzersizlerdir.

Kramplar hastalık habercisi mi?
Kas krampları; ani başlayan ve acı veren kasılmalardır. Kramp sırasında etki altındaki organ oldukça gergin ve dokunmaya karşı bile çok hassastır. Kramplar sadece egzersiz sırasında ortaya çıkmaz. Şeker hastaları, böbrek hastaları, kalp damar hastalığı olanlar ve gebeler de sıklıkla kramplardan şikayetçidir.

Yanlış diyetler zarar veriyor
Şikayetlerin başlangıç yaşı, ilerlemesi birçok kas hastalığında oldukça önemlidir. Diyet yaparken bazı besinlerin tamamen beslenme sisteminin dışında bırakılmasıyla hızla kilo verileceğinin düşünülmesi yaygın bir diyet inanışı haline geldi. Oysa bu yanlış inanış ciddi hastalıklara zemin hazırlayan tehlikedir. Bu tehlikelerin başında da kasların zayıflama riski bulunmaktadır.

Et yemek neden bu kadar önemlidir?
Et yemek kasların işlevleri için kreatin ve karnosin adlı iki önemli kimyasal madde sağlar. Ve bu maddeler sebzelerde bulunmaz. Kaslar kreatin depoladığı ölçüde güçlenir. Kreatin hayvanların kaslarında da depolanır o nedenle hayvansal ürünler yediğinizde onlardan da bir miktar almış olacaksınız.

Kas yorgunluğunu azaltan ve dayanıklılığı arttıran madde ise vücutta üretilen ve kaslarda depolanan kamosindir. Ne kadar çok kamosin bulunuyorsa kaslar o oranda uzun süreli ve yüksek performanslı çalışıyor demektir.

Magnezyum ve kalsiyum alın
Kas kramplarında mineraller önemli yer teşkil eder. Magnezyum, potasyum ve kalsiyum eksikliklerinde kramplarla sıkça karşı karşıya kalabilirsiniz. Magnezyum, vücudumuzda kemik dokusu, sinir dokusu ve kasların çalışmasını ve kalp atımlarını düzenler magnezyumun, enerji gerektiren tüm metabolik olayların yürütülmesinde önemli rol oynar.

Magnezyum ve kalsiyum eksikliği yetişkinlerde sıkça karşılaşılan krampları ortaya çıkarmaktadır. Magnezyum zengini kuru baklagiller, kuru yemiş (ceviz, badem gibi) ve tam tahıllar, yeşil sebzeler, tavuk, biftek, patates, portakal, domates, soğan, incir, üzüm, hurma, ceviz, badem, tohumlar, tam tahıllar, çavdar, yoğurt, patates, havuç, kereviz gibi besinler sizi kramplara karşı koruyacaktır.


Dr. İsmail Ağar