Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Yabancı fonlara Türk AŞ olmanın yolu açılıyor

İstanbul'un finans merkezi olması için ilk somut adımı Maliye Bakanlığı atıyor.

17 Yıl Önce Güncellendi

2008-12-22 12:08:00

Yabancı fonlara Türk AŞ olmanın yolu açılıyor

Maliye Bakanlığı düzenlediği bir yasa değişikliği ile uluslararası fonların yönetim şirketlerini Türkiye'de de kurmalarının önünü açıyor. Meclis'e sunulması beklenen Torba Kanunu çerçevesinde Kurumlar Vergisi Kanunu'na eklenecek madde ile Türkiye'de Sermaye Piyasası Kurulu'nun izniyle kurulacak uluslararası portföy yönetim şirketlerini 'tam mükellef' değil uluslararası fonların Türkiye'deki daimi temsilcileri olarak değerlendirecek. Dünya gazetesinden Ece Ceyhun'un haberine göre, paranın nerede durduğuna değil nereden yönetildiğine bakacak olan Türkiye böylece İngiltere'nin vergi düzenlemeleri nedeniyle İsviçre ve Dubai'ye giden fonları yollarından çevirecek.

Türkiye Bankalar Birliği ve hükümetin İstanbul'u finans merkezi yapma projesinde kamuoyu Ankara'da bulunan kurumların İstanbul'a taşınmasına odaklanırken Maliye Bakanlığı'nın sessiz sedasız fon yönetim şirketlerinin Türkiye'de ofis açmalarını dezavantajlı hale getiren vergi düzenlemelerini avantajlı konuma getirdiği öğrenildi. Edinilen bilgiye göre Maliye Bakanlığı, Türkiye'ye yatırım yapan Griffin Capital Management gibi uluslararası fonların da görüşüne başvurarak yatırım ortamının önündeki en büyük engellerden birini daha ortadan kaldırmaya hazırlandığı ortaya çıktı.

Fon yönetim şirketleri dünyada ağırlıklı olarak Londra, Zürih, New York, Tokyo, Hong Kong ve Singapur gibi şehirlerde faaliyet gösteriyor. Ancak bu portföy yönetim merkezlerinin yönettiği fonlar dünyanın herhangi bir ülkesinde kurulu olabiliyor. Mesela Japon bir emeklilik fonu Londra merkezli bir portföy yönetim şirketine kaynaklarını yönetmesi için yetki verebiliyor. Bu portföy yönetim şirketi yönettiği bu fon için yönetim komisyonu veya yönettiği fonu belli bir getirinin üzerine çıkması halinde performansa dayalı ek kazanç bile sağlayabiliyor.

Hali hazırdaki Türk vergi mevzuatına göre portföy yönetim şirketlerinin kazancını vergilendirmekle kalmıyor dünya genelinde yönettikleri fonların kazançlarını da vergilendiriyor. Bu uluslararası fonların yönetim merkezini Türkiye'ye taşıması için bir dezavantaj yaratırken yeni düzenleme ile bu durum ortadan kaldırılıyor. Türkiye ise bu değişiklikle hem portföy yönetim şirketlerini kazançları üzerinden dar müklellefiyet esası ile kurumlar vergisi alacak hem de burada bulunan personelin ücretinden gelir vergisi ve sosyal güvenlik primi tahsil ederek vergi gelirlerini de artırmış olacak.

TÜRKİYE ROL ÇALABİLİR

İngiltere'de portföy yönetim maliyetlerinin artması yatırımcıları alternatif noktalara yöneltirken bazı fon yönetim şirketleri İsviçre'ye bir kısmı ise sıfır vergi avantajı sunan Dubai'ye gitmeye başladı. Bu arada bazı ilaç ve Ar-Ge şirketleri bu alandaki vergi teşvikleri nedeniyle de İskoçya'ya gitti. Finans merkezi olmak isteyen İstanbul'un ise özellikle finans sektöründe yetişmiş insan gücü, 38 ülkeye 3 saatlik uçuş mesafesi gibi coğrafi avantajları ile yabancı fon yönetim şirketleri için cazip bir nokta olarak öne çıkabileceği belirtiliyor. Ayrıca Türkiye'de kurumlar vergisi oranının yüzde 20 olması ve en yüksek gelirler vergisi oranının yüzde 35 olması İngiltere'ye göre avantaj sağlayan noktalardan biri olarak öne çıkıyor. Kaldı ki önümüzdeki yıl çıkarılması beklenen yeni vergi reformu ile gelir vergisi üst limitinin yüzde 35'ten daha aşağı bir noktaya çekilmesi de bekleniyor. İngiltere'de kurumlar vergisi oranı yüzde 30, gelir vergisi oranı ise , en yüksek gelir diliminde yüzde 42 seviyesinde bulunuyor. Bu arada İsrail'in de Türkiye'nin yaptığı düzenleme gibi mevzuatını değiştirmek için harekete geçtiği öğrenildi.

100 MİLYAR DOLAR GELSE 2 MİLYAR DOLAR KAZANILIR

Maliye Bakanlığı'na yasa değişikliği ile ilgili danışmanlık yapan Griffin Capital Management Fon Yöneticisi Aziz Unan, dünyanın en önemli ilk üç finans merkezinden biri olan Londra'da son tahminlere göre yaklaşık 14 trilyon doların yönetildiğini söyledi. Unan, 'Bu değişiklik yasalaştığında iyi bir tanıtım ve pazarlama ile Türkiye'den 2-3 sene içerisinde en az 100 milyar dolar yönetilir hale gelir. 100 milyar doların Türkiye'den yönetildiğini varsayarsak fon yönetim şirketleri senede bu işten 2 milyar dolar kazanç elde ederler. Bu 2 milyar dolar Türkiye'ye yabancı sermaye olarak girer. Aynı zamanda da Maliye için bir vergi gelir kalemi oluşturur. Londra ve benzeri finans merkezleri ile kıyaslandığında aslında 100 milyar dolar büyütülecek bir rakam değil. Bu işin güzel yanı özelleştirmeler gibi tek sefere mahsus bir rakam olmayacak iyi bir tanıtımla her sene büyüyerek geleceğine inanıyorum. Aynı zamanda fon yönetim şirketlerinin Türkiye'ye gelmesi diğer bir çok sektörün büyüyüp gelişmesine de destek verecektir. Mesela rakamın artması ile birlikte özellikle A sınıfı ofis talebi artacak bu da dolaylı olarak inşaat sektörünü ve ticari gayrimenkul piyasasını hareketlendirecektir' dedi. Unan ayrıca bu sektörde çalışan kişilerin yüksek gelir grubuna mensup kişiler olduğuna da dikkat çekti.

TÜRKİYE HER AÇIDAN BÖLGE MERKEZİ OLMA YOLUNDA İLERLİYOR

Vergi Konseyi Başkanı Mustafa Uysal, konuya ilişkin olarak yaptığı değerlendirmede, 'dünya ülkeleri, benzeri görülmemiş 'Küresel Kriz' ortamından geçiyor. Ülkemizi de olumsuz etkileyen bu dönem, güven ortamının sağlanması ve surecin iyi yönetilmesi ile aynı zamanda firsata dönüştürülebilir, görüşündeyim. İşte bu düzenleme, krizin firsata dönüştürülebileceğine iyi bir örnek teşkil ediyor. Gökteki yıldızlar gibi yanlarına yaklaşılamayan uluslararası yatırım bankalarının iflas noktasına geldiği, uluslararası finans merkezlerinin dağıldığı; binlerce nitelikli finans yöneticisinin işsiz kaldığı bir dönemde Türkiye, 'Portföy Yönetim Merkezi' olmanın önünü açıyor. Ülkemiz uluslararası portföy yönetim şirketleri için avantajlı hale getiriliyor. Yurtdışında bu alanda çalışan başarılı portföy yönetim uzmanlarımızı da tersine beyin göçü ile bu sayede ülkemize kazandırmış olacağız. Üstelik Maliye de kazançlı çıkacak' ifadelerini kullandı.

Ülke olarak vergi tabanımızı uluslararası alanda genişletmeyi de ögrendiğimizi belirten Uysal; 'Daha önceki düzenlemelerle, 'Bölgesel Ar-Ge Merkezi' olmanın önü açıldı. Aynı şekilde 'Hollanda Modeli' diye anılan. uluslararası yatırımlar için 'Holding Merkezi' olabilmenin mevzuatı uygulamaya geçirildi. Bu düzenleme ile de Türkiye'nin Uluslararasi Finans Merkezi olabilmesinin yolu açılmış olacak. Artık gözümüzü dünyanın iyi uygulamalarına daha cok açmalıyız. Yıllar öncesinden İrlanda, Hollanda gibi ülkeler vergiyi adeta ürün gibi pazarladılar. Bugün Dubai, İsrail gibi ülkelerin de gözü açıldı. Daha rekabetçi olabilmek için mevzuat değişikliği faydalı olur ancak tek başına yeterli olmaz. Aynı zamanda pazarlama ve tanıtımını çok iyi yapmalıyız. Alt yapımızı trafikten akıllı ofis ortamlarına, iletişim alt yapısından nitelikli insan gücüne, sosyal ve kültürel ortamların geliştirilmesinden, güvenilir ve iyi işleyen hukuk sisteminin kurulmasına kadar her alanda çok yönlü calışmaların paralel olarak yürütülmesi gerekir. Maliye kendi alanında adeta öncülük ediyor' dedi.

Haber Ara