Bu konuda Cumhuriyet tarihi boyunca sadece tarihçiler değil, halk da ikiye ayrılır. Hatta bu soruların cevabı Türkiye'de büyük bir kutuplaşma nedenidir...
Bir grup, Atatürk'ün İstanbul'dan Samsun'a gittiği geminin kırık dökük olduğunu savunurken, diğer taraf, bunun tam tersini iddia eder durur. İlkokuldan itibaren tarih kitaplarında hep birinci görüşe yakın tezleri okuduk. Son zamanlarda kimi tarihçilerin ortaya koyduğu belgeler, kitapların aksini söylüyordu; ama resmî tarih savunucuları bunu görmezden geldi. Hatta resmî tarihin tersini savunan birçok tarihçi vatan haini ilan edildi. Başta Cumhuriyet Gazetesi olmak üzere bazı yayın organları tarafından linç edilmek istendi.
Gelgelelim, bu hafta kargodan Alev Coşkun'un yeni bir kitabı çıkageldi. Cumhuriyet Kitapları'ndan çıkan ve 'Samsun'dan Önce Bilinmeyen 6 Ay' adını taşıyan kitabı okuyunca şaşırdık doğrusu... Çünkü kitapta yer alan çoğu bilgi, bildiğimiz ve okuduğumuz tarih; ama öyle bilgiler de var ki resmî tarih ile çelişiyor. Hele hele kitabın sonunda yayınlanan birkaç belge, resmî tarihin ve tabii ki Cumhuriyet Gazetesi'nin klasik görüşlerinin tam tersini savunuyor. Mesela Samsun'a çıkışı sırasında Atatürk'e refakat edecek olan ekiple ilgili bir belgeye yer vermiş Alev Coşkun. Harbiye Bakanlığı'na gönderilen 15 Mayıs 1919 tarihli belgede, Atatürk ile birlikte 47 askerin daha adı var. Bunlardan 6'sı üst düzey subay, 16'sı subay ve 25'i de er. Yine gemide 3 binek hayvanı ve bir de otomobil yer alıyor. (Kitapta üç otomobilden söz ediliyor.) Belgeden çıkardığımıza göre Atatürk, İstanbul'dan kaçmamış. İngilizlerden gizli olarak yola çıkmamış; hükümet, bu isimler için İstanbul'u işgal altında tutan İngilizlerden vize almış. Mustafa Kemal'in gidişinden devletin haberi var ve neredeyse bir birlik eşlik ediyor kendisine. Bir de devlet, Mustafa Kemal'e az da olsa (bin Osmanlı akçesi) para vermiş.
Alev Coşkun, öyle sıradan bir isim değil. Cumhuriyet Gazetesi'nin CHP milletvekilliği yapmış, bakan olmuş bir yöneticisi. 2004'e kadar Cumhuriyet'in Yönetim Kurulu Başkanı'ydı. Şimdi de Cumhuriyet Vakfı Başkan Yardımcısı. Dolayısıyla onun yazdıkları Cumhuriyet Gazetesi'nin görüşü sayılır bir nebze... Zaten İlhan Selçuk da kitap için bir önsöz yazmış. Selçuk, burada bildik nakaratlarına devam ediyor, belgeleri görmemişçesine hem de... Anlayamadığım şu: Madem bunları biliyordunuz, neden şimdiye kadar bu belgelerden söz edenleri gazetenizde linç ettiniz? Bu belgeleri yayınladığı için 'Atatürk düşmanı, rejim düşmanı' ilan ettiğiniz tarihçilerden özür dileyecek misiniz? Birkaç da sorum var: Atatürk'ü Samsun'a Padişah Vahdettin'in göndermesi Atatürk'ü küçültür mü? Bu gerçeği telaffuz etmek Atatürk'ün vatanı kurtarma çabalarını gölgeler miydi?
KURŞUNKALEM / ZAMAN Cumaertesi Eki