Karabulut: 'Bu dava ülkeyi hedef alıyor'

Ergenekon davasının bugün görülmesine devam eden 29. duruşmasında savunmasına başlayan tutuklu sanıklardan Noel Baba Derneği Başkanı Muammer Karabulut, 'El bombaları ile döllendirilen ergenekon soruşturması sezaryenle dünyaya getirilmiştir. Bu dava mahkeme prosedürlerinin yerine getirileceği sıradan bir dava değil, bu dava ülkeyi hedef alan bir veba mikrobudur' dedi.

Silivri Cezaevi içerisinde görülmesine devam eden Ergenekon davasının bugünkü duruşmasında tutuklu sanıklardan Muammer Karabulut savunmasına başladı.

Duruşmada ilk olarak Karabulut'un savunmasından önce söz alan, dünkü duruşmada savunmasını yapan Türk Ortodoks Patrikhanesi Basın Sözcüsü Sevgi Erenerol,kendisinde ele geçirildiği iddia edilen Kemalist Hareket ile ilgili bilgisayar kayıtlarının sanıklardan Ümit Oğuztan'da ele geçirildiğini söyledi.

Ümit Oğuztan'da ele geçirilen boş bir CD'ye emniyet tarafından bunların konulduğunu öne süren Erenerol, 'Söz konusu CD ve disketlerle ilgili bilirkişi incelemesinin yapılmasını talep ediyorum' dedi.

Duruşmada Erenerol'un ardından Muammer Karabulut'un savunmasına geçildi. Karabulut, 'Toplumu harekete geçirmek için olmayanı var olarak göstermek, olanı yok saymaktan daha kolaydır. Bu değişim mühendisliğinin altın kuralıdır. Ergenekon soruşturmasına ilişkin belgeler 2001 yılında gözaltına alınan Tuncay Güney'de ele geçirilmiştir. O zaman İstanbul Emniyeti ile birlikte soruşturmayı yürüten günümüzün İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Aykut Cengiz Engin, soruşturmaya takipsizlik kararı vermiştir. El bombaları ile döllendirilen Ergenekon soruşturması sezaryenle dünyaya getirilmiştir. 1.,2.,3. dalga derken dalga geçilerek operasyonlar yapılmıştır. Yargıtay'ın Danıştay dosyasını bu dava ile birleşsin şeklindeki kararını takdir ediyorum. Danıştay davası buraya gelsin. Osmancık, olmayan evde, olmayan toplantıda el bombalarını nasıl aldığını burada anlatacaktır. Yargıtay'ın bu kararı oy birliğinden tüm üyeleri kutluyorum. Bu dava yüce divanda biteceği gibi galibi de olmayacaktır. Türk milletinin özgürlüğü Kuddusi Okkır'ın buluşlarıyla özdeşleşmiştir. Bu davada insanlık kaybetmiştir. Mahkemeniz böyle bir planlı davayı, daha fazla sürdürmesin. Bu dava mahkeme prosedürlerinin yerine getirileceği sıradan bir dava değil, bu dava ülkeyi hedef alan bir veba mikrobudur. Daha fazla insan hedef olmadan engel olunuz. Mahkeme iddianamenin kabul kararında kuvvetli suç şüphesinin bulunduğunu belirterek, tüm sanıkların tutukluluk halini kararlaştırmıştır. Sayın Başkan sizce kuvvetli uydurma yok mu?' dedi.

Daha sonra Muammer Karabulut'un talebi üzerine iddianamenin 930. sayfası LCD ekranlara yansıtıldıktan sonra Karabulut, 'Ergenekon Analiz Ve Yeniden Yapılanma' belgesini uzun süre eleştirdi. Karabulut, 'Burada örgütün dezonformasyondan kaçındığı ve eylemlerini suikastı olarak gerçekleştirdiğini belirtiyor. Papa'nın Türkiye'ye geldiği döneme ilişkin, benim dezonformasyon yaptığım söyleniyor. Aslında burada iddianamede dezonformasyon yapılmıştır. Veli Küçük ile bir kez görüştüm. Bir kez yazı gönderdim. Yazının içeriği banka satışlarında oynanan oyunlarla ilgilidir. Bu mu suç oluşturuyor?' diye konuştu.

İddianamenin hukuki bir kısmı olmadığını öne süren Muammer Karabulut, bu nedenle savunma yapmayacağını söyledi. Karabulut, 'Ben yaşamak için Fener Rum Patrikhanesi ile savaşmak zorundayım. Ömrümün sonuna kadar mücadele edeceğim. Benden kaçamayacaklar, onlar da biliyorlar. Vakfımızın üyesi olan Sevgi Erenerol'un tutuklanması ile ilgili bir açıklama yapmam normaldir. Kendisi terör örgütü üyeliği ile suçlanıyordu. Onunla ilgili bir açıklama yaptıktan sonra bende tutuklandım. Sinan Aygün gözaltına alındığında Rifat Hisarcıklıoğlu, kendisini destekler mahiyetinde açıklamalar yapmıştır. Serbest kaldıktan sonrada Mustafa Koç, Aygün'ü ziyaret etmiştir. Buradan suç duyurusunda bulunuyorum. Hisarcıklıoğlu ve Koç'un da tutuklanması gerekir. İddia makamı bu konuda bir fezleke hazırlayamayacağı gibi bir adım bile atamaz' şeklinde konuştu.