'Nazizmi hortlattınız' sözüne destek

Başbakan Erdoğan, TBMM Genel Kurulu'nda dün gerçekleştirilen bütçe görüşmelerinde kendisine laf atan DTP milletvekillerini 'Nazizmi hortlattınız' diye suçlamıştı. Erdoğan'a, AK Parti milletvekillerinden destek geldi.

Meclis'te gazetecilerin sorusu üzerine Erdoğan'ın sözlerini değerlendiren AK Parti Denizli Milletvekili Mehmet Salih Erdoğan, 3 kırmızı çizgi denilen dinsel milliyetçiliğe, bölgesel milliyetçiliğe ve ırka dayalı milliyetçiliğe her zaman karşı olduklarını söyledi.

Vatanın, devletin, milletin, bayrağın bölünmezliği konusunda hassas olduklarını belirten Erdoğan, 'Nazizim, ırkçılığa dayanan bir rejimin adı. Dolayısıyla sadece bölgesel milliyetçiliğe ya da ırka dayalı bir siyasal anlayışı kabul etmemiz mümkün değil. Biz 70 milyonu kucaklayan, Türkiye'nin partisi olmayı kendisine hedef seçen bir partiyiz. Başbakan'ın sözü gayet yerinde, çok isabetli bir sözdür. Artık siyasetçilerin belirli bölgeyi, belirli zihniyeti, belirli ideolojileri öne çıkaran politikalardan vazgeçmesi, Türkiye'nin partisi olması lazım. Biz kendimizi belirli bir bölgenin, belirli bir düşüncenin milletvekili veya partisi olarak görürsek bu nazizmi hortlatmak olur' diye konuştu.

AK Parti İzmir Milletvekili İbrahim Hasgür ise, Nazizmin Almanya'ya mahsus bir kavram olduğuna işaret ederek, Başbakan'ın kastettiği şeyin menfi milliyetçilik, bir nevi ırkçılık olduğunu belirtti.

Beynelminel adıyla Nazizim diye anıldığı için Başbakan Erdoğan'ın 'Nazizmi hortlatıyorsunuz' tabirini kullandığını kaydeden Hasgür şöyle konuştu:

'Kastettiği esas menfi milliyetçiliğin hortlatılmasıydı. DTP'lilerin yaptıkları da odur. Yatıp kalkıp 'Kürtler eziliyor, Kürtler yok ediliyor' diyorlar. Böyle bir şey söz konusu değil. Doğu ve Güneydoğu'ya en büyük yatırım bizim iktidarımız döneminde yapıldı. Güya Kürtlerin problemlerini dile getiriyoruz diyorlar. Bu da bir bölücülük tabii. Bu da bir ırkçılık. Biz bu memleketin halkının bir bütün olduğuna inanıyoruz. Geçmişte yapılan yanlışlar olabilir ama bunlar bizi bağlamaz. Bunu resmi dil yapalım, eğitim dili yapalım derseniz bunun arkası bölücülüğe gider.'