Kibar: 'Tablo daha da kötüleşecek'

TÜSİAD-Koç Üniversitesi Ekonomik Araştırma Forumu'nun (EAF) düzenlediği 'Küresel Mali Kriz ve Para Politikası' başlıklı konferansın açılışında konuşan TÜSİAD Yönetim Kurulu Üyesi ve Şirket İşleri Komisyonu Başkanı Ali Kibar, geçen sene Temmuz ayında ABD'de düşük kaliteli konut kredisine dayalı kağıtlarda başlayan sorunun birçok başka alana sirayet ederek hala etkisini arttırmaya devam ettiğini söyledi.

Bankacılık sektörüne yayılan krizin, Avrupa kıtasını etkisi altına aldıktan sonra reel sektöre sıçradığını ve nihayet gelişmekte olan ülkelere de sirayet ettiğini kaydeden Kibar, 3 ay önce Lehman Brothers'ın batmasının krizini ciddiyetini herkes tarafından anlaşılmasına yol açtığını belirtti. Kibar, ne kadar iyi yönetilirse yönetilsin krizin bulaşma hızının ve şiddetinin nasıl bir tehdit oluşturduğunun ortaya çıktığını söyledi.

2001 krizi sonrasında gerçekleştirmiş olduğu reformlar nedeniyle ekonomik yapısını güçlendirmiş olsa da bu tehdidin Türkiye için de geçerli olduğunu ifade eden Ali Kibar, 'Krizin Türkiye üzerindeki etkisi giderek belirginleşmiştir. Ekim ayında imalat sanayindeki gerileme yüzde 10.3'e ulaşmıştır. Bu yılın büyüme hızı yüzde 3'e gerilemiştir. Önümüzdeki dönemlerde de küresel krizin büyüme hızımızı etkilemesi şaşırtıcı olmayacaktır. Bu dönemde özel sektörde büyüme hızı da yüzde 10 oranında azalmıştır. Kamu harcamalarında yüzde 18.4 ve kamu yatırımlarında yüzde 22.2 oranındaki artışlar, üçüncü çeyrek büyüme hızını yukarı çekmede önemli etki yaptı. Küresel ekonomideki yavaşlama nedeniyle dış talep artışı da yüzde 1.5 ile sınırlı kaldı. Büyüme yavaşlarken işsizlik de giderek artmaktadır. Ekonomideki gerileme bu tabloyu, daha da kötüleştirecektir' diye konuştu.

Kentlerde yaşayan her 4 gençten birinin işsiz olduğunu belirten Kibar, 'Bu sorunun ağırlaşmasıyla Türkiye çok ciddi sosyal ve siyasi sorunlarla karşı karşıya kalabilir. Bütün OECD ülkeleri, bu kriz karşısında bazı özel tedbirler almasına rağmen Türkiye'nin geleneksel para politikalarını uygulamaya devam ettiğini, likidite sağlayıcı önlemler aldığını ve faiz oranlarında indirme gittiğini görüyoruz. Merkez Bankası'nın, ihracatçı şirketlerin ve reeskont imkanlarını genişletmesi ve döviz cinsinden kredilerde zorunlu karşılık oranını indirmesi piyasaları biraz daha rahatlattı' dedi.