Dolar

34,9418

Euro

36,5896

Altın

3.020,81

Bist

10.058,63

AİHM, 'polis müdahalesini' mahkum etti

AİHM, 1999 yılında Adıyaman?da yaşanan gözaltı olayları sırasında polisin sert müdahale ettiği gerekçesiyle Türkiye?yi tazminat ödemeye mahkum etti.

17 Yıl Önce Güncellendi

2008-12-17 11:02:00

AİHM, 'polis müdahalesini' mahkum etti

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, 1999 yılında  Adıyaman?da yaşanan gözaltı olayları sırasında  polisin sert müdahale ettiği gerekçesiyle Türkiye?yi tazminat ödemeye mahkum etti.

AİHM 1 Mayıs 1999?da Adıyaman?da yaşananlarla ilgili Türkiye?ye tazminat ödeme cezası verdi. DİSK Avukatı Necdet Okcan ?İç hukuk yollarından bir sonuç alamıyoruz. Karar bizim son 1 Mayıs olayları ile ilgili başvurumuz için de emsal nitelikte? dedi.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi(AİHM) 1 Mayıs 1999?da Adıyaman?da gözaltına alınan ve polisin sert müdahalesiyle karşılaşan 11 kişinin başvurusu üzerine Türkiye?yi 21 bin Euro tazminat ödemeye mahkum etti. 1 Mayıs 1999?da kendisi de göz altına alınan ve AİHM?e başvuran avukat Murat Bilgiç ?Gözaltına alınırken polis müdahalesini kameralarla tespit ettirdik. Doktor raporlarıyla da yaşadıklarımızı ispat ettik. Bu gibi olaylarda ispat çok önemli? diyor.

Avukat Murat Bilgiç NTVMSNBC?ye şunları söyledi:  ?1 Mayıs 1999?da kutlama için şehrin 20 kilometre dışında bir alan bize gösterildi. Bu yasaya aykırıydı çünkü burası yerleşim alanı dışında jandarma bölgesiydi. Biz de oraya gitmek için her zaman basın açıklaması yaptığımız bir yer var orayı seçtik. Oradan otobüse binmek için yürürken olaylar meydana geldi. Ama biz sabah saatlerinde Nöbetçi Cumhuriyet Savcısı?na avukat arkadaşlarımla gittik. ?Bugün polis müdahalesiyle karşılaşabiliriz? dedik. Savcı da ?Böyle bir şey olmaz. Bir şey olursa mutlaka beni arayın? dedi. Polisler bizi döverken biz de aradık ?Bakın bizi dövüyorlar? dedik ve gözaltına alındık. Savcılığa çıkarıldık ve serbest bırakıldık. Savcılık yasaya aykırı olarak gözaltına alındığımızı, toplantı ve gösteri yürüyüşleri yasasına aykırı bir davranışımız olmadığını belirterek takipsizlik kararı verdi. İdare ?polisler hakkında soruşturmaya gerek yoktur? şeklinde karar verdi. Türkiye?de başvuru mercii kalmadığı için Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi?ne (AİHM) başvurduk.

TOPLU GÖSTERİLERLE İLGİLİ OLUMLU BİR KARAR

Bu olayların olduğu gün 72 kişiydik ama 11 kişi AİHM?e başvurduk. Bizim başvurumuz sembolik bir başvuruydu yoksa bizim tazminat almak gibi bir amacımız yoktu. Tamamen hukuki bir mücadele yürüttük. Mahkemeden tazminat ödenmesi kararı çıktı. Diğer arkadaşlar başvurmayacaklar zaten başvurmaları için süre geçti. Son zamanlarda bu gibi olaylarla ilgili çıkan olumlu karar sayısı azaldı. Son süreçte uyum yasalarından sonra çıkan kararların çoğu olumsuz kararlardı. Ama bu karar toplu gösterilerle ilgili olumlu bir karar.

İNSAN HAKLARI İHLALLERİNDE KANIT ÇOK ÖNEMLİ

Olaylar sırasında biz bilerek görüntü aldık. Kanıtlayabilmek çok önemli. Bütün gazeteci arkadaşlardan zorla, baskı yapılarak görüntüler alındı. Bu olay sırasında polis tarafından dövülenlerde sadece gözaltına alınanlar da oldu. Biz gözaltı sırasında avukatta olduğumuz için doktordan bizi iyi muayene etmesini istedik. Çünkü bizde izler vardı ve bunlar doktor raporlarında tespit edildi. Bunun doktor raporuyla ispatlanması çok çok önemli. Bu tür insan hakları ihlallerinde hepsini kanıtlamak lazım. Kötü muamele nedeniyle 2000 Euro, haksız gözaltı nedeniyle 1000 Euro ceza verildi. Haksız gözaltı bir maddenin ihlali, dayak yeme başka bir maddenin ihlali anlamına geliyor.

YAŞANANLAR DÖNÜM NOKTASI OLDU

1999?da yaşanan olaylardan sonra Adıyaman?da polisin tutumunda çok ciddi değişiklikler oldu. O zaman yaşadığımız olaylar bir dönüm noktası oldu. Polisle demokratik kitle örgütleri arasında bir diyalog başladı. ?Artık ihlal yok? demiyorum zaman zaman ihlal de olabiliyor. Bir avukat arkadaşımız görev için karakola gittiğinde sanık muamelesi görmüştü, dövülmüştü. Biz de 30 avukat Emniyet?e gittik ve binadan çıkmadık. Çıkartmaya çalıştılar ?Arkadaşımız kendilerini dövenleri teşhis edene kadar çıkmayacağız? dedik. Çünkü biliyoruz ki o an teşhis yapamazsanız bu gibi olaylarda bir daha suçluyu bulamazsınız. Başsavcı oradaydı, Emniyet Müdürü oradaydı. Orada olan bütün polisler geldi arkadaşımız teşhis etti. Yerelde böyle girişimler sonuç veriyor. Çünkü ondan sonra gelen polis memuru ?Benim bu yaptığım yanıma kar kalmıyor. Burada hukuk işliyor? diyor.

DİSK Hukuk Dairesi Müdürü Avukat Necdet Okcan da AİHM?in aldığı bu kararın 2007 ve 2008 1 Mayıs?ında yaşanan olaylar ve insan hakları ihlali ile ilgili başvurular için emsal teşkil edeceğini belirtiyor:

Türkiye?de 2007 ve 2008 1 Mayıs?ında yaşanan olaylara baktığımız zaman bu AİHM kararının emsal oluşturacağını düşünüyorum. Özellikle Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi?nin üçüncü maddesi ?Hiç kimse işkenceye, insanlık dışı ya da onur kırıcı ceza veya işlemlere tabi tutulamaz? diyor. 1 Mayıs gibi dünyada işçiler için simgeleşen bir günü kutlamak için bir alana gitmek isteyenler ve polisin bunu şiddetle bastırması, insanları gözaltına alması olayı bu hakkın ihlalidir. İkincisi 11. madde ?Herkesin barışcıl toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkı vardır? diyor. Bizimde AİHM?e başvurumuzda dayandığımız maddelerdir. Bu maddelerle ilgili 2007 ve 2008?de yaşanan hak ihlallerini mahkemeye taşıdık. Dolayısıyla 1 Mayıs 1999?da Adıyaman?da yaşananlarla ilgili karar bizim başvurularımız içinde emsal nitelikte olabilecek kararlar ve sevindirici bir gelişme.

AİHM?DEN ACİL VE ÖNCELİKLİ GÖRÜŞÜLMESİNİ İSTEDİK

1 Mayıs 2008?de yaşanan olaylarla ilgili DİSK ve KESK olarak Ağustos ayında AİHM?e başvurduk. 2007 ile ilgili olarak da 2008 başında başvuruda bulunmuştuk. AİHM?den başvurularımızın acil görüşülmesi talebimiz oldu. ?Üstüste iki yıl olayların boyutu dikkate alındığında önlem alınmadı ve hatta dozajıda giderek arttı, muhtemelen 1 Mayıs 2009?da da benzer olayların yaşanması gündeme gelecek? diye öncelikli ve acil görüşülmesi talebinde bulunduk. Henüz ona bir yanıt gelmedi. Çünkü AİHM gündemi de çok yoğun ve süreçte ağır işliyor. AİHM?de iki başvurumuzun birleştirileceğini düşünüyorum. Çünkü ikisi de benzer olaylar 1 Mayıs?la ilgili.

İÇ HUKUK YOLLARINI DENEDİK DE NE OLDU?

2007 yılında iç hukuk yollarını tükettik. 2007?de hem Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı hem de İstanbul, Ankara Türkiye?de çok farklı Cumhuriyet Savcılıkları ?Bunda bir suç unsuru yoktur? deyip başlarından savdıkları için biz 2008?de doğrudan AİHM?ne başvuru yaptık. 2007?de iç hukuk yollarını denedik de ne oldu? AİHM?nin daha önce bir takım olaylarla ilgili verdiği kararlar var. Dolayısıyla bu başvurumuzu kabul etti.

SON VİDEO HABER

Türk şirket, 'Yeteri kadar' sloganıyla israfa karşı savaş başlattı

Haber Ara