Yumuşak Adımlar At: Ama büyük etki uyandır
Nina Shea*
Geçen sene Kansas Devlet Üniversitesi?ndeki bir konuşmasında ABD Savunma Bakanı Robert Gates, Teröre Karşı Savaş?ta ?yumuşak gücün? önemine vurgu yapmıştı. Son Bombay katliamındaki gibi bir saldırıya maruz kalabilirdi: ?Şu anki savaş meydanının başlıca dayanağının bir süreliğine asimetrik savaş? olacağı yönünde uyardı ve ?başarı birinin isteklerini dayatmaktan çok dostların, düşmanların ve en önemlisi ikisi arasındaki insanların davranışlarını şekillendirme işlevi olacaktır? fikrini ileri sürdü.
On ağır silahlı Pakistanlı adam Bombay?ın merkezine doğru çıkıp, 160?dan fazla insanı hedef alıp öldürdükten ve koskoca şehre yarım hafta boyunca diz çöktürttükten sonra, Bush yönetimi bu yumuşak güç yaklaşımını benimsedi. Pakistanlı İslami militan grubu Leşker-i Tayyibe?nin (LeT) sorumlu olduğu ileri sürüldüğünde, Genel Sekreter Condaliza Rice ile ABD Genelkurmay Başkanı Michael Mullen Pakistan?a Hindistan?ın soruşturmasında işbirliği yapması için baskı yapmak üzere İslamabad?a ayrı ayrı, peş peşe toplantı yapmaya gittiler.
ABD Pakistan?ı Hindistan?ın soruşturmasına yardım etmeye ve saldırının arkasındakilere dava açmaya ve yasadışı (ama hâlâ hoş görülü davranılan) LeT?e karşı hareket etmeye zorluyor. Bu bir meydan okuma, çünkü arındırılması gereken devlet ajanlarının içindeki unsurlar da dâhil bazı Pakistanlı gruplar LeT?i destekliyor.
Pakistan hükümeti için bu oldukça güç olmakla beraber yeterli değil. Pakistan?ın aynı zamanda cihad kültürü oluşturan ve cihad gruplarına asker sağlama görevi yapan medreseleri ve eğitim merkezlerini de gözden geçirmesi ya da kapatması gerekir.
Pek çok Müslüman taraftarı grup, teröristlerin kendi beyan ettikleri dini ideolojilerinin tanınmasını ?İslam fobisi? olarak suçlamaya başladığından, Devlet Bakanlığı bu tür açık bağlantıları onaylamaktan çekindi. Ancak Bakan Gates?in yumuşak güç üzerine yaptığı müteakip konuşmalarda vurguladığı gibi, ?cihadçı uçların ilham verdiği terörün zarar verici tarzına? karşı ihtilafta uzun dönemli başarı, daha az askeri çarpışmalara ve daha çok ?İslam dünyasındaki kapsamlı ideolojik iklime? dayanacaktır.
Öncelikle Pakistan LeT?in yardım toplayan yüzü Cemaat-ü?l Dava?nın ülkedeki tüm okullarını ve ofislerini kapatmalıdır. Hafız Muhammed Said 1990?da LeT?i kurdu ve ABD LeT?in varlıklarını dondurduktan ve 2011?de Hindistan parlamentosuna saldırısına müteakip yasaklanmasını istedikten sonra ismini Cemaat-ü?l Dava olarak değiştirdi. O sırada Said açıkça militan kanadı bıraktı ama LeT?in finansal kaynak toplayan, eğitim ve sosyal hizmetler kanadı olarak işlev gören Cemaatin başında kaldı.
Cemaat?in 60?dan fazla Pakistan şehrinde Lahor yakınındaki Muridke?deki üniversite, medrese ve okuldan oluşan 75 hektarlık bir kampüsü de içeren okulları ve ofisleri bulunmakta. Bu kampüs ve içlerinden birinin Londra Metro bombalayıcılarından biri olan öğrencileri sayısız şiddetli saldırılara karışmıştır. Muridke Said?in operasyonlarının ana üssüdür ve Bombay saldırılarından bir gün öncesine kadar orada kamuya açık konuşmalar yapıyordu. Hindistan?ın suçluların iadesini istediği 20 Pakistanlıdan biridir.
Bombay?dan beri Pakistan Cemaat?in yüzlerce tesisinden sadece birine, Bombay cihadçılarının eğitildiği Keşmir?deki Muzafferabad kampına baskın düzenledi.
LeT?in kuşatma için hazırlıklarında uç öğretiler önemli bir adımdı. Basın haberlerine göre tutuklanan tek Bombay mücahidi Ecmel Emir Kasab eğitiminin ideolojik öğretilerle başlayıp bittiğini polise söyledi: ?Başlangıçta Kur?an ve hadis okuması ve cihat ile ilgili dersler vardı. Zihinsel olarak hazırlanmıştı.? Müteakip askeri eğitimlerden sonra, Kasab?a aslında Said tarafından son ?talimatlar verildi?. Washington Post?a göre, Said ?bunun toplum ve din için iyi olduğunu ve şehitlikle nimetlendirileceklerini söyledi.? Şüphesiz Cemaat?in açıkça dağıtılan ?Neden Cihad Yapıyoruz? başlıklı talimat kitapçıklarından da almıştı.
Kasab ve Bombay saldırganlarının öğretisini aldıkları İslami ideoloji Suudi Vehhabiliğine dayanmaktadır. Pakistan?ın ABD?deki büyükelçisi Hüseyin Hakkani önceden Hudson Enstitüsü dergisi İslam İdeolojisindeki Mevcut Trendler editörü iken 2005 yılında LeT?in Pakistan?ın ?Vahhabi inancının en önemli grubu olduğunu? ve ?Suudi parasıyla desteklendiği ve Pakistan istihbarat servisleri tarafından korunduğunu? yazmıştı. Said LeT?i ileri derecede Vehhabi çalışmalarına daldığı ve Afganistan?daki cihadı destekleyen Suudi şeyhleriyle irtibatı geliştirdiği Suudi Arabistan?dan geldikten sonra kurdu.
Öte yandan, LeT lideri Said, 19. yüzyılda İngilizlere karşı mücadele eden ve Güney Asya?nın ilk cihadi hareketi olarak adlandırılan Seyyid Ahmed?in hareketinden etkilenmişti. Hakkani?ye göre Seyyid Ahmed de LeT lideri gibi Mekke?ye hac yolculuğu sırasında Vahhabi düşüncelerinden etkilendi. Hakkani?nin yazdıklarına göre Ahmed?in cihad ideolojisini yeniden canlandırması ?Güney ve Orta Asya?daki art arda çıkan İslami militan hareketleri için bir prototip oluşturdu ve aynı zamanda el Kaide ve bölgedeki ilgili grupların cihad ağı üzerinde ana etken oldu.?
Suudi petrol zenginleri giderek Vahhabiliğin etkilerini arttırdı: Birçok insan Suudi Arabistan?a misyoner, hacı ya da işçi olarak gitti ve evlerine Vahhabi görüşlerle döndü. Pakistan?daki bu Vahhabi takipçileri kendilerini ?Ehli Hadis? olarak nitelendiriyor ya da Peygamber?in Sünnetinde giden İnsanlar olarak adlandırıyor. Ehli Hadis seminerlerinin ve okullarının LeT ve diğer cihad gruplarıyla güçlü bağlantıları var. Bir örnek Hafız Said?in kamuya açık toplantılarını yaptığı bilinen Karaçi?deki Dırasatü?l İslamiyye medresesidir. Uluslararası Kriz Grubu 2007 yılında Karaçi medreseleri üzerine yaptığı detaylı çalışmada Bali bombalamalarıyla bağlantılı olan 19 öğrenciyi tutuklamak üzere güvenlik ajanları Darsatül İslamiye medresesini bastığında, Said de aynı salonda bir gruba hitap ediyordu. Said tutuklanmadı, medrese de kapanmadı.
Suudi Arabistan, Pakistanlı Vehhabi medreseleri ve cihad grupları arasındaki bağlantıyı ispat edecek beyin takımları arasında Heritage Foundation da bulunuyordu. Geçen yıl Kongre?ye tanıklık eden bir Heritage uzmanının dediğine göre: ?Suudi Arabistan kuruluşu Haremeyn Vakfı?nın yasaklı Keşmir militan grubu Leşkeri Tayyibe?ye savaşçı sağlayan Ehli Hadis medreselerine önemli mali destek sağladıklarını bildirdi.?
Uluslararası Kriz Grubu sadece Karaçi?de 36 Ehli Hadis medresesinin bulunduğunu tahmin ediyor. Herhangi bir şekilde izlenmemekte ve düzenlemeye tabi değil ama Müslüman çocukların beynini yıkamayı amaç edindikleri kesin. Uyguladıkları Vehhabi öğretileri Suudi Eğitim Bakanlığı?nın web sayfasında şu anda yayınlanan Suudi hükümetinin ders kitaplarıyla benzerlik taşıyor: Kâfirlere karşı savaşçı cihad ?İslam?ın zirvesidir?, ?en asil davranışlardan biridir? ve ?Allah?a itaatin en muhteşem davranışlarından biridir?; şehitlik ?asil yaşama gücüdür?; Müslüman ümmeti ile Yahudi ve Hıristiyanlar arasındaki çatışma mahşer gününe kadar devam edecektir; dinini değiştirenler öldürülmelidir, vb?
Amerika?nın yumuşak gücünün zorlu denemesi artık Pakistan?da. ABD, Batı?ya karşı terörist savaşlarının ideolojik unsuruna ciddi şekilde cevap vermeli. Bu tür çabalar deprem yardımı, Amerika?yı yeni markasıyla öne sürmeyle ilgili kamu ilişkileri çabaları ve esir mücahidler için Suudileri vazgeçirme toplantılarının etkin olması ümidiyle sınırlı kalamaz. Pakistan?ın 10.000?den fazla medreselerinin hepsi kapatılmamalıdır. Ancak Pakistan Hafız Said?i tutuklamaya ve Cemaatü?l Dava örgütünü, Vehhabi Ehli Hadis medreselerini ve aslında pek çok terörist örgüt için mücahid besleyen okullar olan İslami ideolojik eğitim merkezlerini kapatmaya zorlanmalıdır. ABD ayrıca Suudi Arabistan?ın mali destek, eğitim materyalleri ve dava çabaları aracılığıyla İslam?ın zararlı Vehhabi tarzını yaymasını durdurmalıdır.
Pakistan?ın ideolojik iklimi değişmedikçe dünya kendisini devam edecek cihad terörüne hazırlamalıdır.
*Nina Shea; Hudson Enstitüsü Dini Özgürlükler Merkezi?nin yöneticisidir. ABD?nin dış müdahalelerinin ateşli savunucuları arasında anılmaktadır. Genelde Suudi Arabistan eğitim sistemi üzerine çalışmalar yürütmektedir.
Bu makale Hale Akman tarafından TİMETURK.com için tercüme edilmiştir.