Ergenekon Davası'nın bugün devam eden duruşmasının öğleden sonraki oturumunda tutuklu sanıklardan emekli yüzbaşı Mehmet Zekeriya Öztürk'ün çapraz sorgusuna geçildi.
Çapraz sorgu sırasında Cumhuriyet Savcısı Mehmet Pekgüzel, Öztürk'e Levent Temiz ile ilişkisini sordu. Öztürk, Levent Temiz'i avukat olarak tanıdığını, iki arkadaş gibi ilişkileri olduğunu ve dernek çalışmaları olmadığını söyledi. Öztürk, hiçbir derneğe üye olmadığını, Büyük Hukukçular Birliği'nin toplantılarına katılmadığını ifade ederken, Vatansever Kuvvetler Güç Birliği Hareketi'nin (VKGB) kuruluş aşamasındaki çalışmalarına katıldığını, İstanbul Şubesi oluşturulurken nitelikli alt yapıları olmadığını gördüğünü ve bu nedenle ayrıldığını söyledi. Öztürk, Kemal Kerinçsiz ile nasıl tanıştığı şeklindeki soruya ise Kerinçsiz'i Danıştay saldırısından önce tanıdığını ve bu olay sırasında da gözaltına alındığında avukatlığını yaptığını ifade etti.
Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel, Öztürk'e Muzaffer Tekin'in Danıştay saldırısından sonra nerede kaldığını sordu. Öztürk ise, 'İlk gece benim evimde kaldı. İkinci gece İsmail Peker'in daha sonra 3 gece Mahmut Öztürk'ün evinde kaldı. İntihar girişiminin ardından Yurdakul Çağman beni aradı. Aramasının ardından yaklaşık 1 saat sonra, saat 09.00 gibi olay yerine vardım' diye yanıt verdi. Daha sonra Pekgüzel, hastane kayıtlarına göre saat 15.00'te giriş yaptıklarının göründüğünü ve bu süre içinde ne yaptıklarını sordu. Öztürk ise bu soru üzerine, 'Tekin'in yarasına tampon yaptık. Hastaneye gitmek istemedi. Maltepe'deki ağabeyinin bir arkadaşına gitmek istiyordu. Bunun üzerine devre arkadaşı olan Rafet Aslan'ı aradık. Onu ikna etmesini istedik. Bu zaman ikna süresi için geçti. Daha sonra Aslan onu ikna ederek hastaneye götürdük' diye konuştu.
Savcı Pekgüzel, Behiç Gürcihan ile yaptığı bir görüşmede, Tekin'in nüfus kağıdını göstererek 'Tekin artık benim elimde' şeklinde bir ifadesi olduğunu hatırlatınca Öztürk, 'Bu mümkün değil. Aynı meslekten geliyoruz. Abi diyorum. Benden 10 yaş büyük. Kimliği bendeydi. Bu Behiç Gürcihan'ın ya da konuştuğu kadının hayal ürünüdür' dedi.
Savcı Mehmet Ali Pekgüzel, Öztürk'e Danıştay saldırısının ardından emniyette verdiği ifadesine dayanarak bazı sorular sorarken, Öztürk'ün Danıştay saldırısından sonra emniyet ifadesinde Alparslan Aslan'ı Vatansever Kuvvet Güç Birliği'nde tanıştığı yönünde bir beyanın olduğunu belirterek, bu konuyu açıklamasını istedi. Öztürk, Alparslan Arslan ile tanışmadığını ve ifadesinde de böyle söylemediğini belirterek, 'Ben Aslan'ı orada görmüş olabilirim dedim. Tanıyorum demedim. O ifadelerde tanıştığımı beyan eden bir bölüm var mı?' diye yanıt verdi. Öztürk, ifadesinin anlaşılabilmesi için Danıştay cinayetinin ardından emniyette 6 gün süren sorgusunu anlatması gerektiğini ifade ederek, 'Bu şekilde anlatılmazsa olay farklı bir yere götürülmek istenebilir. Danıştay cinayeti ile ilgili olarak gözaltına alınmama rağmen bana orada Hablemitoğlu cinayeti ile ilgili sorular soruldu. Bu ifade benimdir. Ancak buradan yapılan çıkarımlar yanlıştır' şeklinde konuştu.
Çapraz sorgu sırasında sinirlendiği gözlenen Öztürk, Mahkeme Başkanı Köksal Şengün'e bazen 'komutanım' diye hitap etti. Pekgüzel, Hüseyin Görüm ile aralarında geçen bir telefon konuşmasında ' 'VKGB'de silahlı eğitim verecek misiniz? Komutan sizsiniz' şeklinde konuşmalar bulunduğunu belirterek bunu açıklamasını istedi. Öztürk ise, 'Bunu ciddiye almadım. Bunun kayıtları bana emniyette gösterildi. Bu nedenle soruldu. Oradan öğrenilebilir' dedi.
Öztürk, emekli Tuğgeneral Veli Küçük ile bağlantısını sorulması üzerine evine bir kez gittiğini, iddianamede yer alan 32 kez telefonda görüştükleri yönündeki iddiayı kabul etmediği belirterek, kendisiyle en faz 10 kez görüştüğünü söyledi. Pekgüzel'in, Doğu Perinçek ile ilgili, 'Dört gözle darbeyi bekliyor. TSK'yı darbe yapmadığı için ağır bir dille eleştiriyordu' şeklindeki değerlendirmesini hatırlatması üzerine Öztürk, 'Danıştay'daki emniyet sorgumda bunalmış ve daralmıştım. Konu darbe olunca bende espri amacıyla dalga geçmek için söylemiştim' diye konuştu.
Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın Öztürk'e, Turan Çömez'i tanıyıp tanımadığını sordu. Öztürk ise, Ankara'da bir kokteylde tanıştığını belirterek, 'Emekli bir milletvekilidir. Uluslararası askeri konularla ilgilenirdi. Kuzey Irak'a Türkmen bölgesine giderdi. Kendisi ile bu konularda konuşur ve görüş alışverişinde bulunurduk. Hatta kaçak DTP milletvekillerinin maaş aldıkları konusunda kendisine mail bile attım' diye yanıt verdi.
Savcı Taşkın, Öztürk'e Mehmet Eymür ile ilişkisini sordu. Bunun üzerine Mehmet Zekeriya Öztürk, Eymür'le tanıştığını belirterek 'Güler Kömürcü ile birlikte Maslak'taki Prencess Otel'de, Eymür ile görüştük' dedi.
Savcının 'Mehmet Eymür'ün sizden aktardığı sözler doğru mudur? sorusuna ise 'Evet. Perinçek Aydınlık Dergisi'nde İsmail Paker, Ertaç Giray ve beni MİT üçlüsü olarak lanse etti. Ben de bunu Eymür'e aktardım. Eymür'e Muzaffer Tekin'in Doğu Perinçek'in doldurması ile çok kızdığını söyledim. Onlarla görüşmüyordum. Bunlar benim görüşlerimdir. Mahir Kaynak yazısında ismini vermeden Muzaffer Tekin'in beni öldürmek istediğini söyledi' dedi.
Daha sonra söz alan tutuklu sanık Muzaffer Tekin, Perinçek ile bir kere görüştüğünü, Danıştay'dan sonra hiç görüşmediğini ifade etti. Doğu Perinçek'in avukatlarından Hasan Basri Özbey'in, 'Perinçek'in KKTC ve Denktaş konusunda samimi olmadığını söylüyorsunuz' ifadesine Öztürk, 'Kanaatim bu yöndeydi. Somut verim var ama burada açıklamak istemiyorum' diye yanıt verdi. Daha sonra Özbey, Öztürk'e 'Perinçek ve İşçi Partisi'nden tehdit aldınız mı' diye sordu. Öztürk ise, 'Ulusal kanalda çalışırken kendi programından önce yapılan Türkmen programı ile ilgili olarak tehdit geliyordu. Bu telefonları bana bağlıyorlardı. Bunda kasıt gördüğüm için ayrıldım' dedi.
Öztürk, İşçi Partisi internet sitesinde MİT elemanı olduğu ve Tekin'i kandırdığı yönündeki yazılar üzerine valiliğe müracaat ederek koruma istediğini söyledi.
'Eymür ile ne zaman görüştünüz?'
Avukat Özbey'in 'Eymür ile ne zaman ve ne kadar görüştünüz' sorusuna ise, 'Sayısını ve ne zaman olduğun hatırlamıyorum. Eymür'e sempati duyuyorum. Görüşmüşümdür' dedi. Avukat Özbey'in 'Eymür'e Rusya ve Çin ile ilgili bir şey söylediniz mi' sorusunu ise 'bu aramızda' diyerek cevapladı. Bu soru sırasında Doğu Perinçek'in araya girerek bir şeyler söylemesi üzerine Öztürk, 'Ben olsam milli ajan olurum. Merkez kaç kuvvetinde ajan olmam' dedi.
Avukat Özbey'in Eymür size de bir teklifte bulundu mu? sorusu üzerine Öztürk, 'Size bulundu mu' şeklinde konuştu. Ulusal Kanal'da çalıştığı sürece ne kadar maaş aldığı sorulan Öztürk, 'Emek sömürüsü yapılan bir kanalda çalışanlar açlıktan ölüyordu. Kimse parasını alamıyordu' dedi.
Sanık Orhan Tunç ve Emin Gürses'in avukatı Mehmet Taşdelen'in MHP kongresinde karışıklık çıkacağına ilişkin bilgiyi nereden aldığını sorması üzerine Öztürk, 'Gazeteci olarak kaynaklarını açıklayamam. Ben herhangi bir bilgiyi MİT ve MOSSAD'tan almam. Benim eğitimimde CIA ve MOSSAD yoktur. Ben en fazla milli ajan olurum' diye konuştu. Bu soruya sanık Aydın Yüksek'in tepki göstermesi üzerine avukat Taşdelen, 'MHP üyesi olduğum için bu soruyu soruyorum. Oktay Vural üzerinden niye manipülasyon yapılsın' dedi.
Mahkemeden söz alan Doğu Perinçek, Zekeriye Öztürk'ün kendisi ile fotoğraf çektirmek istediğini savunarak, 'İyi ki o fotoğrafları çektirmemişim. Alparslan Aslan'ın, Veli Küçük'ün yanında bulunan fotoğrafı destan oldu, ben de fotoğraf çektirseydim fotoğraflar dosyaya konulacaktı. Öztürk'ün tuttuğu notlar Mehmet Eymür ile yapılan görüşmede alınan notlardır. Öztürk benimle görüşme yapmıştır. Bu notlar ile ilgili görüşmelerde bulunmuştur. Bu nedenle işten çıkarılmıştır' dedi.
Davada müdahil olan Şebnem Korur Sincancı'ın avukatı Özkan Yücel, Mehmet Zekeriya Öztürk'e sorular yönelti. Yücel'in soruları sırasında duruşma sırasında sık sık gergin anlar yaşanırken, mahkeme başkanı Köksal Şengün, Öztürk'ü sık sık kendisine bakarak yanıt vermesi yönünde uyardı.
Öte yandan, duruşma salonunda Öztürk'ün tutuksuz yargılanan Güler Kömürcü ile avukat Mehmet Taşdelen arasında tartışma yaşandı. Mahkeme başkanı olaya müdahale ederek Kömürcü'yü Taşdelen'den uzak bir yere oturttu. Daha sonra söz alan Kömürcü güvenliğinden mahkemenin sorumluğu olduğunu ifade ederek, avukat Mehmet Nuri Aytekin ve Mehmet Taşdelen tarafından tehdit edildiğini ileri sürdü. Bazı kişilerin duruşmada kargaşa çıkarmak istediğini ifade eden Kömürcü, kendisine yönelik hakaretlerin engellenmesini istedi. Mahkeme Başkanı Şengün ise 'Merak etmeyin kimse sizi bir daha rahatsız etmeyecek. Keşke daha önce haberimiz olsaydı' dedi.
Söz alan tutuklu sanıklardan Oktay Yıldırım ise, müdahil avukatların sorularını eleştirerek, müdahil avukatların davayı geciktirdiğini ileri sürdü. Yıldırım 'Kızım büyüdüğünde dağdaydım. Oğlum büyüyor hapisteyim. Dava tamamlanıncaya kadar oğlum askere de gider' dedi.
Duruşmada söz alan emekli yüzbaşı Muzaffer Tekin ise, 'Hep karanlık adam olarak ifade ediliyorum. Aldığım eğitimi kullansaydım bugün burada olmazdım. Hep aydınlıkta yürüdüm. Ben bu örgüte selam verdim borçlu çıktım; örgütü diyorum. Kime selam verdi isem burada. Ben bu örgütün lideri olsaydım örgütümü reddetmek bana zul olurdu' dedi.
Tutuklu sanıklardan Doğu Perinçek ise, dava dosyasında kapalı olarak bulunan Ergenekon şemasının, savunmasını yapabilmesi için kendisine verilmesini istedi. Talepler sırasında söz alan tanıklar ve avukatlar mahkeme heyetinden tahliye talebinde bulundular. Mahkeme talepleri değerlendirmek üzere ara verdi.
Öztürk'ün çapraz sorgusu yapıldı
Oktay Yıldırım: 'Kızım büyüdüğünde dağdaydım, oğlum büyüyor hapisteyim, dava tamamlanıncaya kadar oğlum askere de gider'
17 Yıl Önce Güncellendi
2008-12-05 21:03:00
SON VİDEO HABER
Haber Ara