Dolar

34,9472

Euro

36,7140

Altın

2.979,43

Bist

10.125,46

Ergenekon zanlısı Sayın: Bana baskı yaptılar

''Ergenekon'' tutuklusu Ümit Sayın, savcılara hakaret içeren dilekçeyi, sanıklardan Hayrettin Ertekin'in zorlamasıyla yazdığını ileri sürdü.

17 Yıl Önce Güncellendi

2008-12-04 21:43:00

Ergenekon zanlısı Sayın: Bana baskı yaptılar

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesince bugün yapılan 24'üncü duruşmada, tutuklu sanıklardan eski Yüzbaşı Mehmet Zekeriya Öztürk'ün avukatı Yaşar Ağsu savunmasına başladı.

Türkiye'nin bir demokratik cumhuriyet olduğunu söyleyen Ağsu, bunu unutmuş olanlara mahkemenin, bu gerçeği hatırlatacağını ifade etti.

Bu beyanlar sırasında Mahkeme Heyeti Başkanı Köksal Şengün, saati hatırlatarak Ağsu'ya, uzun sürecekse savunmasına daha sonra devam edebileceğini belirtti. Ağsu da daha sonra devam etmek üzere savunmasına ara verdi.

Duruşmada talepte bulunmak için söz alan tutuklu sanık Kemal Kerinçsiz, 5 adet belgeden bahsederek, bu belgelerin Genelkurmay'a gönderilip, gizlilik derecesi olup olmadığının sorulmasını istedi. Kerinçsiz ayrıca, iddianamenin yanı sıra ekleri ile delillerin de sanıklara tebliğ edilmesi gerektiğini söyledi.

Kerinçsiz'in avukatı Tolga Akalın da Tuncay Güney'in bir başka istihbarat kuruluşuyla bağlantılı olduğu şüphesiyle bir soruşturma kapsamında olup olmadığının MİT'ten sorulmasını talep etti. Akalın ayrıca, müvekkilinin tahliyesini istedi.

SAYIN, ERTEKİN'İN KENDİSİNE BASKI YAPTIĞINI İDDİA ETTİ


Tutuklu sanıklardan Doç. Dr. Habip Ümit Sayın da savcılara hakaret içeren dilekçeyi kendi özgür iradesiyle yazmadığını belirterek, bu dilekçenin, koğuş arkadaşı Hayrettin Ertekin tarafından kendisine dikte ettirildiğini savundu.

Bunun üzerine Mahkeme Heyeti Başkanı Köksal Şengün, Sayın'a doçent olduğunu hatırlatarak, buna rağmen nasıl kendisine zorla dilekçe yazdırılabildiğini sordu.

Kendisine psikolojik zorlama ve bazı tehditlerde bulunulduğunu ileri süren Sayın, söz konusu dilekçeyi cezaevi yetkililerine kendisinin değil, Ertekin'in verdiğini de söyledi. Sayın, ayrıca bu dilekçenin kendisine verilmesini istedi.


-''EYMÜR, SAVCIYA DEĞİL POLİSE İFADE VERDİ'' İDDİASI-


Tutuklu sanıklardan Vedat Yenerer'in avukatı Vural Ergül, soruşturmaya ilişkin savcılık kaleminde ''kalan'' adlı bir klasör olduğunu belirterek, bu klasörün de bütün olarak dava dosyasına sunulmasını talep etti.

Ergül, eski MİT Kontrterör Daire Başkanı Mehmet Eymür'ün internet sitesinden bir açıklama yaptığını belirterek, Eymür'ün, önceden tanımadığı Cumhuriyet Savcısı Zekeriya Öz'ü, ''tanık'' olarak ifade verirken tanıdığını belirttiğini anlattı.

Ancak, 391. klasörün 21. sayfasında yer alan 17 Haziran 2008 tarihli, Eymür'e ilişkin bilgi alma tutanağından anlaşılacağı üzere, Eymür'ün ifadesini savcıya değil polise verdiğini söyleyen avukat Ergül, Eymür'ün savcılık makamına verdiği ve dosyaya konulmamış tanık beyanı bulunup bulunmadığının sorulmasını istedi.


-CEP TELEFONU GÖRÜŞMELERİ ARAŞTIRILSIN-


Savcı Öz, Eymür ve Öz'ün korumalarına ait olduğunu söylediği bazı cep telefonu numaralarını veren Ergül, bu telefonların arama, aranma ve mesaj trafiğinin nasıl gerçekleştiğinin ilgili GSM operatöründen sorulmasını talep etti.

Ergül ayrıca, bu numaralar ile Adalet Bakanı'nın yakın korumaları arasında telefon konuşması olup olmadığının, olduysa görüşmelerin ''devre arkadaşım ile görüştüm'' izahı ile açıklanıp açıklanamayacağı hususunun da araştırılmasını talep ettiğini söyledi.


-ERTEKİN SUÇLAMALARI KABUL ETMEDİ-


Duruşmada söz alan tutuklu sanıklardan Hayrettin Ertekin, Habip Ümit Sayın'ın beyanlarının gerçek dışı olduğunu savunarak, Sayın ile cezaevinde sadece 7 gün birlikte kaldıklarını söyledi.

Ertekin, Sayın'ın 30 sayfalık söz konusu metni kendisine okuduğunu ve metinde Cumhuriyet savcısına yönelik hakaret ve küfür olduğunu belirterek, Sayın'a, ''Bunların hepsini çıkar'' dediğini söyledi.

Sanık avukatlarından Hasan Basri Özbay, savcılıkça mahkemeye gönderilen şemaya ilişkin yazıda isim listesi bulunup bulunmadığını, ''sadece bir kısım kişiler hakkında soruşturma yürütüyoruz'' yanıtının verilip verilmediğini sordu.

Mahkeme Heyeti Başkanı Köksal Şengün de ''İsim listesi yok'' dedi. Bunun üzerine avukat Özbay, mahkemenin otoritesinin sınandığını ileri sürdü ve şemanın sanıklara verilmesini istedi.

Başkan Şengün de burada bulunan savcılarla bunun bir alakası olmadığını söyledi.

Halil Behiç Gürcihan'ın avukatı Ercan Birol, müvekkiline yönelik suçlamaların temel dayanağının ''sanıklardan Habip Ümit Sayın'ın 23 Mayıs 2008 tarihli yalan ve iftiralarla dolu ek ifadesi'' olduğunu savunarak, Sayın'ın bulunduğu cezaevi savcılığı aracılıyla mahkemeye yazdığı 7 Ekim 2008 tarihli dilekçede, bu beyanların kendisinden baskı altında alındığını belirttiğini kaydetti.

Birol, Sayın'ın son olarak 30 Ekim 2008 tarihli bir internet sitesinde yayımlanan ''Derin Gündem'' başlıklı yazısının da son verdiği dilekçeyle örtüştüğünü vurguladı.

Sayın'ın yazdığı ve Birol tarafından okunan dilekçede de soruşturma savcılarına yönelik bazı ağır ithamlar bulunduğu görüldü.

Avukat Ercan Birol, 7 Ekim 2008 tarihli dilekçe ile 30 Ekim 2008 tarihli yazının Sayın tarafından yazılıp yazılmadığının, bu yazıları baskı altında yazdığını belirten Sayın'ın neden bugüne kadar bir müracaatta bulunmadığının ve hangi gerekçelerle beyanlarına itibar edileceğinin mahkemece araştırılmasını istedi.

Yine 7 Ekim 2008 tarihli dilekçenin yaklaşık 2 aydır dosyaya intikal etmemesinin nedeninin ve bunun kimler tarafından, ne maksatla dosyaya girmesinin engellendiğinin de mahkemece araştırılmasını talep eden Birol, müvekkilinin tahliyesini istedi.

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel, bazı sanıkların cep telefonlarının iadesine ilişkin talepleriyle ilgili olarak, içinde suç unsuru bulunmayanların iadesini, Kemal Kerinçsiz'in talebinin kabul edilip, bahse konu belgelerin Genelkurmay Başkanlığına gönderilerek, gizli kalması gereken belgelerden olup olmadığının sorulmasını ve tutuklu sanıkların bu hallerinin devamını talep etti.

Emekli Tuğgeneral Veli Küçük'ün kızı ve avukatı Zeynep Küçük de müdahil Şebnem Korur Fincancı'nın avukatlarının, sadece kendi konularıyla ilgili kişisel verilerin kaydedilmesi hususunda sorular sormasını istedi.

Duruşmaya bir süre ara verilmesinin ardından Mahkeme Heyeti, bir sonraki duruşmanın yarın saat 09.30'da yapılmasını kararlaştırdı.


KARABULUT'UN BASIN AÇIKLAMASI

Tutuklu sanıklardan ''Uluslararası Noel Baba Barış Konseyi'' Yönetim Kurulu Başkanı Muammer Karabulut'un, basın mensuplarına dağıtılan yazılı açıklamasında, Antalya'da 16 yıldır 1-7 Aralık tarihlerinde gerçekleştirilen ''Noel Baba ile Dünya Barışına Çağrı'' etkinliklerinin ''Ergenekon'' soruşturması dolayısıyla yapılamadığı ileri sürüldü.

Dünyada insanlar arası barışı gözeterek her yıl bir konu başlığıyla yapılan etkinliklerin 2008 yılı konusunun ''Barış Yolunda Siyaset'' olduğu kaydedilen açıklamada, ''Etkinliklere farklı düşüncedeki siyasiler davet edilecek ve onlardan barış yolunda konuşma yapmaları istenecekti. Yine etkinlik kapsamında barışı, erdemliliği ve iyi ahlakı yaşatmak isteyen kişi veya kurumlara verilen 'Noel Baba Barış Ödülü' Fildişi Sahilleri Cumhurbaşkanı'na verilecekti'' bilgisi yer aldı.

Bu arada, bugünkü duruşmaya, tutuksuz sanıklardan Aydın Gergin de katıldı.

SON VİDEO HABER

Suriyeliler teröristleri taşlayarak kovdu

Haber Ara