Yusuf Özkır?ın editörlüğünde çıkan derginin dikkat çeken yanı, Mevlana?dan bildiğimiz metaforları iyi kullanmaları. Zira ilk sayının kapağına damgasını vuran pergel metaforu, farklı bir şekilde bu sayının da kapağına rengini vermiş görünüyor. Dünya üzerinde sema halinde olan Mevlevi dervişi ve o dünyaya ruh üfleyen Ney. Editör?den yazısında bu kapak için kullanılan ifade derginin amacını da açıklayıcı mahiyette: ?Metafor olarak kullandığımız hareket halindeki ?Mevlevi? dervişini ve İslam Sanatlarının vazgeçilmez öğelerinden ?Ney? simgesini, heyecan ve aksiyon halindeki bir kuşağın ruh halini anlatmak için kullanıyoruz.?
Dergi, farklı konuların özgün bir perspektiften irdelendiği deneme ve makalelerle de dikkat çekiyor. Bu yazıların başında ise, Fatma Karaman?ın çevreye karşı duyarsızlığımızı ele aldığı yazısı geliyor. ?İnsan-Tanrı, insan-insan ve insan-çevre? şeklinde çizilen ontolojik hiyerarşiye göre çevreye karşı bilinçsizliğimizin tekabül ettiği yeri göstermesi ve bu konuda herkesi duyarlı olmaya çağırması bağlamında önemli bir yazı. Mehmet Şükrü Özkan, modern insanın içinde yer eden bunalım üzerinde düşünürken; Hayati Tüysüz, küresel kriz gibi güncel bir konuyu bütün boyutlarıyla işlemeye çalışıyor. Editör Yusuf Özkır, Ülke Tv?nin dikkat çeken programı Meksika Sınırı bağlamında muhafazakar televizyonları konu edinirken Celaleddin Mansur, Mehmet Akif Ersoy?un portresini yazmış. Cahit Hoşoğlu, kendi ifadesiyle yabancısı olduğumuz bir ismi, Atilla İlhan üzerinde düşünmeyi tercih ediyor. Gazali?nin felsefeye bakışını değerlendiren İdris Cevahir ise, ?Gazali Üzerinden Felsefeyi Mahkum Etmek? başlıklı yazısıyla ezber bozuyor. Muharrem Hayır?in Yunanistan gezisini anlattığı yazıda ise, Selanik-Trabzon arasında gel-gitler dikkat çekiyor.
Necip Fazıl Kısakürek, Sezai Karakoç ve Erdem Beyazıt?tan şiirlere yer verilen dergide yerel motifler de sayfalara taşınıyor. Amatör ruh ve profesyonel bakışın ürünü olan Hür Tefekkür?ü incelemenizde fayda görüyoruz?
