Mickiewicz, Topkapı Sarayı'nda anılıyor

Adam Mickiewicz Kongresi'nin açılışında konuşan Prof. Dr. İlber Ortaylı, 19. yüzyılda İstanbul'un dünyanın tüm milletleri için büyük bir önem taşıdığına dikkat çekti.

Topkapı Sarayı Konferans Salonu'nda başlayan Adam Mickiewicz Kongresi'ne Eminönü Belediye Başkanı Nevzat Er, Polonya İstanbul Başkonsolosu Janusz Stec, Topkapı Müzesi Başkanı Prof. Dr. İlber Ortaylı, Varşova Mickiewicz Müzesi Müdürü Janusz Odrowaz ile Türkiye'den ve Polonya'dan çok sayıda bilim adamı, şair ve edebiyat meraklıları katıldı. Kongrenin açılışında konuşan Eminönü Belediye Başkanı Nevzat Er, 'iki ülke arasında tarihten gelen iyi ilişkileri sürdürmekte kararlıyız. İstanbullu kabul etmemiz gereken Adam Mickiewicz, şiirleriyle ve hürriyet aşkıyla iki toplumu daha da birbirine yaklaştırmıştır' dedi.

Ülkeler arası ilişkilerin kültürel işbirliğiyle daha da geliştiğine dikkat çeken Başkan Er, 'Üç gün boyunca burada Mickiewicz konuşulacak ve onun İstanbul günleri anlatılacak. Dünyanın dört bir yanındaki Mickiewicz dostlarına İstanbul'dan şiirler göndereceğiz' diye konuştu.

Osmanlı ile Polonya ilişkilerinin tarihte hep iyi şekilde geliştiğini ifade eden Topkapı Müzesi Başkanı Prof. Dr. İlber Ortaylı ise, '19. yüzyılda Osmanlı-Lehistan ilişkileri sonucu İstanbul'da çok sayıda Polonyalı görüyoruz. Topkapı Sarayı'nın her köşesinde Polonyalılar'ın izlerini bulabilirsiniz. Çünkü Lehistan'dan gelen elçiler Osmanlı sarayında daima itibar görmüş ve Padişah tarafından kabul edilmiştir. 1855 yılında İstanbul'a gelen Mickiewicz de, Osmanlı ordusuyla çeşitli temaslarda bulunmuş ve Lehistan'ın hürriyet mücadelesine destek aramıştır' açıklamasında bulundu.

İstanbul'daki Mickiewicz Müzesi'nin Türk ve İslam Eserleri Müzesi'ne bağlı olarak faaliyet gösterdiği bilgisini veren Türk ve İslam Eserleri Müzesi Müdürü Seracettin Şahin, 'ölümünün 150. yıldönümünde yenilenen müze Dolapdere'de Pazartesi hariç her gün ziyarete açıktır. Müzenin yer aldığı sokağın adının Adam Mickiewicz Sokağı olarak değiştirilmesi de iki ülke ilişkileri açısından güzel bir jest olmuştur' dedi.

'Fransa'da bir ilim akademisinin umumi katibi olmaktansa, bir Türk taburunun katibi olmayı tercih ederim' sözleriyle Fransa'da görev yaptığı üniversite yerine İstanbul'u tercih ettiğini vurgulayan Mickiewicz, 26 Kasım 1855'de oturduğu Tarlabaşı'ndaki evinde yakalandığı koleradan kurtulamayarak ölmüştü. Şiirleri dünyanın pek çok dillerine çevrilen Polonyalı şairin hayata gözlerini yumduğu evi bugün müze olarak ziyaret edilebiliyor. Polonya'nın Rusya'ya karşı yürüttüğü hürriyet mücadelesine şiirleriyle güç veren Mickiewicz için İstanbul'da 1908 yılında çok büyük bir toplantı düzenlenmişti. İttihat ve Terakki Fırkası üyelerinin tertip ettiği bu anma toplantısından 100 yıl sonra ünlü şair ikinci kez İstanbullular ile buluştu.

Mickiewicz için İstanbul'da ilk kez bir kongre düzenlendiği bilgisini veren Kongrenin Bilimsel Koordinatörü ve Varşova Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Danuta Chmielowska, 'Hayatının son üç ayını geçirdiği İstanbul'da hat öğrenmeye çalışacak kadar Türk kültürüne yakın bir kişi olan Mickiewicz, şöhreti ülkesinin dışına taşmış, Avrupa'nın dört bir yanında da tanınan ve beğenilen bir şairdi' dedi.