Yalçındağ,küresel dünyada stratejik yönetimin ön plana çıktığını belirterek, şirketlerin yeni yönetim metodlarına ve rekabet ortamında süreçleri yönetecek lider arayışına yöneldiğini bildirdi.
?Refah rekabet gücüne göre paylaştırılıyor?
TÜSİAD ve KalDer'in evsahipliğinde İstanbul Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı'nda düzenlenen 17. Kalite Kongresi'nin açılışında konuşma yapan Yalçındağ, 17 yıl önce, TÜSİAD ve KalDer işbirliği ile Ulusal Kalite Kongresi ve Kalite Ödülü için yola çıkarken hedeflerinin ?toplam kalite yönetimi? anlayışını yaygınlaştırmak ve toplumda kalite bilincini yerleştirmek olduğunu bildirdi.
Dünyada refahın ülkeler arasında rekabet güçlerine göre paylaştırıldığına dikkat çeken Yalçındağ, rekabet gücünün ise ürün ve hizmet kalitesiyle kurumsal mükemmellikle ulaşıldığını belirtti.
?Kalitede liderliğin önemi çok fazla?
Kalite hedefinin firmanın yönetim anlayışının temelinde yer alması ve kurumsal yönetim ilkelerinin uygulanması büyük ölçüde ?liderlik? kavramına gelip dayandığını vurgulayan Arzuhan Doğan Yalçındağ, ?Şüphesiz, kalite yönetiminin başarısı, üst düzey yönetimin konuyu sahiplenmesini gerektirir. Liderlerin kalite anlayışını benimsemeleri, uygulama kararını vermeleri, bu hususta hedefler belirlemeleri ve çalışanların firmanın kalite vizyonuna katılımları büyük önem taşımaktadır? dedi.
Toplam Kalite Yönetimi sürecinin etkili çalışmasının, Türk kuruluşlarını Avrupa Kalite Ödülü?nde de başarıya taşıdığını gördüklerini ve bu yıl Avrupa Kalite Ödülü?nde finalist 11 kuruluşun 4?ünün Türkiye?de olduğunu dile getiren Yalçındağ, diğer kuruluşları da aynı yolda çalışmaya davet etti.
?En önemli kaynak çalışanlar?
Sürdürülebilir rekabet üstünlüğü için tüm süreçlerde en önemli kaynağın çalışanlar olduğuna vurgu yapan Yalçındağ, ?Küreselleşme ve teknolojik gelişmelerin hızı şirketlerde stratejik yönetimi öne çıkarırken, şirketler yeni yönetim metodlarına ve rekabet ortamında süreçleri yönetecek lider arayışına yöneliyor. Kurumları yaşatan en önemli değer olan çalışanların işlerini severek yapmalarını sağlayacak ortamların sunulması, kaliteli bir çalışma yaşamını ve çalışanların liderlik ve yaratıcı yönlerinin ortaya çıkmasını sağlıyor. Tüm bu faktörler kurumların yenilikçi süreçleri işleterek fark yaratmasına da katkı yapıyor? diye konuştu.
Şirketin başarısı ve rekabet üstünlüğünde en önemli etkenlerden birinin de, çalışanlar arasında çeşitliliğin sağlanması olduğunu belirten Yalçındağ, ?İş yaşamında farklılıkların önünün açılması, başta kadınlar olmak üzere tüm kesimlere yönetimde fırsat eşitliği sağlanması, bir yandan daha geniş demokrasi ve insan haklarına saygı, diğer yandan sürdürülebilir kalkınma ve farklı yeteneklerin katma değerini iyi kullanabilen bir işgücü piyasası açısından önem taşıyor? dedi.
?Krizden çıkmanın yolu?
Dünya ekonomisinin, ABD?de yaşanan yüksek riskli aşırı borçlanma nedeniyle uluslararası mali sistemi ciddi şekilde sarsan bir krizle karşı karşıya kaldığını hatırlatan Yalçındağ, ?Küresel sarsıntıdan en az hasarla çıkmanın yolunun, iyi düşünülüp tartışılmış bir yol haritasına sahip olmaktan geçtiğini daha önce de dile getirdik. Ekonomide ve Avrupa Birliği?ne uyumda Türkiye?nin mukavemetini artıracak tedbirler, sonrasında süreçten kazançlı çıkmamızın temellerini oluşturacak. Bu çerçevede, sadece bugünün sorunlarını çözmeye değil, geleceğe yatırım yapmaya da odaklanmak gerekiyor. Geleceğe yatırımın en önemli unsurlarından biri, insana yatırım yapmak. Bu bağlamda toplam kalite yönetiminin önemi bir kez daha karşımıza çıkıyor? ifadelerini kullandı.
(asha)