Hürriyet Gazetesi'nin dün Star Gazetesi'ni hedef alarak yaptığı sert açıklmaya Star Gazetesi de bugün aynı sertlikle cevap verdi.
Hürriyet Gazetesi'ni gerçekleri anlatmaya çağıran Star, gazetede yayınladığı sert açıklamada, 'İşler planladığı gibi gitmeyince evine-köyüne dönmeye niyetlenenlere bir sözümüz daha var. ?Vaktinizi almak istemezdik? gibi gülünç açıklamalar yapacağınıza okurlarınıza gerçeği anlatın. Onlar karar versin kim haklı, kim iftiracı? Kim habercilik yapıyor, kim kara çalıyor? Anlatın neden star?a sataştığınızı... ?İftira attım ama bu kez cevabımı aldım. Meğer bu mahalle babamın çiftliği değilmiş? deyin. ?Hep cam kırıp kaçardım, bu sefer camımı indirdiler? diyebilme cesaretini gösterin. Gösterin de herkes öğrensin niye böyle feryat ettiğinizi.' ifadesine yer verdi.
İşte Hürriyet'i şantajcılıkla suçlayan o açıklama...
'Mahallenin şantajcısı'
Türk medyası demokratikleşiyor, onyılların tekeli kırılıyor ve sektöre rekabet geliyor. Zor geliyor, sancılı geliyor ama geliyor... Gazeteciliği güvenilmez, korkulan ve maalesef en nefret edilen meslek haline getiren anlayışa rağmen geliyor. Önce meslek onurunu, ?mahalle?nin haysiyetini kurtaracak, sonra da sektörü hak ettiği itibara kavuşturacak bir ?temiz medya? dalgası yükseliyor.
Belli ki bu yükseliş ve arınma umudu mahallede köşe başlarını tutup kimseye aman vermeyenleri de rahatsız etmiş. Daha bir hafta önce apaçık bir şantajdan suçüstü yakalananların üstüne bir de star?a sataşmaları bunu gösteriyor. Onları anlıyoruz... Hak edilmemiş, bir şekilde edinilmiş ve o şekilde de muhafaza edilen bir gücün sahipleri; doğrulardan, gerçeklerden, dürüst rekabetten tabii ki rahatsız olacaklar. Ama ne yazık ki o devirler bitti, şimdi medyada mağdurun yanında, gerçeğin kolunda, iftiraya uğrayanın safında meslekten ?muhatap?lar var. Vurup geçemezsiniz, kara çalıp kaçamazsınız, iftira atıp keyifle el oğuşturamazsınız. Yok öyle... Şantaj yapıp yanınıza kar kalmasını bekleyemezsiniz.
Dahası var...
Herkesi kendiniz gibi bilip, yalanla, iftirayla; dürüst, namuslu, ahlaklı, demokrat ve vatansever insanları hedef gösteremezsiniz. İnanç, fikir, siyasi tercih, kılık-kıyafet, yaşam tarzı tercihleri üzerinden ayrımcılık yapamazsınız.
O da bitti...
Yaparsanız da bugün içinde bulunduğunuz duruma düşersiniz. Marjinalleşirsiniz... Ergenekon?la aynı safta kalakalırsınız.
Dün belki hayat sizin için daha güzeldi. Ama bugün artık yalancının mumu öğleyi bile bulmadan sönüyor. Çünkü en başta, Türkiye?nin vicdanı olan star gazetesi var. Özgür, bağımsız ve rekabete sonuna kadar açık medyanın rüzgarı var.
Ne kadar zorlasanız da kirlenmenin bizim kıyılarımıza ulaşmasına izin vermeyeceğiz. Mahallenin kabadayılarına da, köşe başlarını tutmuş tinercilerine de boyun eğmeyeceğiz.
İktidarlar dahil kimseden ne talimat alırız, ne kimsenin yandaşlığına sığınırız. Ne de toplumun bize yüklediği sorumluluğu, imar izinleri, imtiyazlar ve kanun maddeleri karşılığında pazara çıkartırız. Varlıklarını iktidarlara ve iktidarlar değiştikçe doğan fırsatlara borçlu olanlar, o fırsatları çoğu kez baskı ve pazarlıklarla yaratıp semirenler bunu anlayamaz; herkesin kendi geçtikleri yoldan yürüdüğünü sanırlar.
Biz, ticari hesaplarını siyaset kılıfına sokup, bunu dürüst medya üzerinden şantaja dönüştürenleri anlamıyoruz. O yüzden, iktidara ortak olamayınca demokrasiyi yok etme pahasına ortalığı ateşe verenlerle aynı safta olamıyoruz.
Demokrasiye, insan haklarına, Avrupa Birliği standartlarına, temel hak ve özgürlüklerin serbestçe yaşanmasına inanıyoruz. Bu ilkeleri benimseyen, geliştiren, destekleyen ister iktidar, ister muhalefet, ister rakibimiz, ister dostumuz olsun fark görmüyoruz.
Demokrasi istiyoruz....
Bu yüzden dün Susurluklar?a olduğu gibi, bugün de Ergenekonlar?a göz yummuyoruz.
Ve şeffaflık istiyoruz...
İnanıyoruz ki Türk medyasına adalet gelecek. Önce tirajlar, ratingler şeffaflaşacak, ardından da yalan ve çarpıtma üzerine kurulan haksız paylaşımlar rekabete uygun, piyasa dengelerine yaraşır bir seviyeye gelecek. Pazar payının beş katı reklam pastasının üzerine oturma düzeni de mutlaka bitecek.
Herkes buna hazır olmalı; en önce de kaybedecek çok şeyi olanlar...
İşler planladığı gibi gitmeyince evine-köyüne dönmeye niyetlenenlere bir sözümüz daha var. ?Vaktinizi almak istemezdik? gibi gülünç açıklamalar yapacağınıza okurlarınıza gerçeği anlatın. Onlar karar versin kim haklı, kim iftiracı? Kim habercilik yapıyor, kim kara çalıyor? Anlatın neden star?a sataştığınızı... ?İftira attım ama bu kez cevabımı aldım. Meğer bu mahalle babamın çiftliği değilmiş? deyin. ?Hep cam kırıp kaçardım, bu sefer camımı indirdiler? diyebilme cesaretini gösterin. Gösterin de herkes öğrensin niye böyle feryat ettiğinizi.
Bu vesileyle star Grubu olarak, yıllardır bu şantajcı ve iftiracı düzenin mağduru olmuş, sesini çıkaramamış olanlara da ?Korkulacak bir şey yok, mahallede asayiş artık berkemal? diyoruz.
Asayiş berkemal...
Türkiye?de gazeteciler var.
