Dolar

34,8722

Euro

36,7414

Altın

3.038,21

Bist

10.058,47

Cephane evin sahibi Yiğit'e çapraz sorgu

Gecekonduda oturduğu belirtilen tutuksuz sanık Ali Yiğit'in çapraz sorgusu yapıldı.

17 Yıl Önce Güncellendi

2008-11-13 16:24:00

Cephane evin sahibi Yiğit'e çapraz sorgu



 Ergenekon davasının bugünkü duruşmasının öğleden önceki oturumunda, Ümraniye'de ele geçirilen bombaların bulunduğu gecekonduda oturduğu belirtilen tutuksuz sanık Ali Yiğit'in çapraz sorgusu yapıldı.

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada, çapraz sorguya tutulan Yiğit, Mahkeme Heyeti Başkanı Köksal Şengün tarafından okunan savcılık ifadesinin doğru olduğunu söyledi.
Başkan Şengün'ün ifadesinde bazı tekrarlar bulunduğunu hatırlatması üzerine Yiğit, Oktay Yıldırım ile dayısı Mehmet Demirtaş'ı kastederek 'Benden bir şey sakladıklarını hissediyordum' dedi.

Şengün, Yiğit'in, baskı altında kalmadığını ve polisin kendisini yönlendirmediğini belirttiğini kaydederek, Muzaffer Tekin'i daha önce tanıyıp tanımadığını sordu.

Ali Yiğit, Tekin'i basından tanıdığını belirterek, Mahmut Öztürk'ün de işlettiği manava bazen siyah, bazen de sarı renkli 2 ayrı otomobille geldiğini anlattı.

'Ümraniye'deki gecekonduda ele geçirilen patlayıcıların, çatıya, kendisi bu gecekonduya taşınmadan 1.5 yıl önce konulduğunu duyduğunu söylediğinin' hatırlatılması üzerine Yiğit, bunların, 'bu adrese taşınmadan 1,5 yıl önce Oktay Yıldırım tarafından getirildiğini kendisine dayısı Mehmet Demirtaş'ın söylediğini' anlattı.

Mahkeme heyeti üyesi hakim Hasan Hüseyin Özese, Yiğit'e, el bombalarının bulunduğu gecekonduda ne kadar kaldığını sordu. Yiğit, '8 ya da 10 ay' olduğunu kaydetti.
Cezaevinde birlikte bir süre kaldığı Muzaffer Tekin'in, kendisine herhangi bir şey söyleyip söylemediğinin sorulması üzerine Ali Yiğit, 'Tekin, 'ne biliyorsan doğruları söyle, suçlu ben dahi olsam benim adımı ver' dedi' ifadesini kullandı.

Tutuklu sanık Muzaffer Tekin söz alarak, Yiğit'in, 'kendisinin Beykoz Çavuşbaşı'nda villası olduğu ve bu villada daha önce silahların saklandığı şeklindeki' ifadesine atıfta bulunarak, şöyle konuştu:

'Çavuşbaşı'nda bir metrekare yerim varsa bunu kabul edeceğim. Benim bir kızım var. Ona 'yalanın ilki vardır, sonu yoktur' diye öğrettim. Yiğit benim bulunduğum koğuşta yattıktan sonra 'siz bana babalık yaptınız' dedi. Ağlayarak ayrıldı.'

Ali Yiğit bunun üzerine Çavuşbaşı'ndaki villa konusunu kendisine dayısı Mehmet Demirtaş'ın anlatığını ifade etti. Söz alan Demirtaş ise Tekin'i daha önceden tanımadığını ileri sürdü.
Gecekonduda polisin yaptığı aramada Demirtaş'ın da orada olup olmadığı sorulan Yiğit, 'Hayır' yanıtını verdi. Yıldırım bunun üzerine, bu ifadenin polis tutanağıyla çeliştiğini savundu.
Tutuklu sanık Oktay Yıldırım, ayrıca Ali Yiğit'e, Muzaffer Tekin ismini nereden bildiğini sordu. Yiğit, 'Danıştay saldırısı olduğunda televizyonda görmüştüm' diye cevap verdi.
Oktay Yıldırım bunun üzerine, 'Danıştay nedir, orada ne oldu?' diye sordu. Yiğit de 'Ben edebiyat falan yapamadığım için bileyemeyeceğim. Danıştay'a saldırı yapılmıştı. Televizyonda ne duyduysam odur' dedi.

Ali Yiğit, kendisine zorla yazdırıldığını iddia ettiği mektuba ilişkin Oktay Yıldırım'ın sorusu üzerine, mektubun ilk birkaç satırındaki yazının kendisine ait olduğunu, Yıldırım'ın dolma kalemle elini karalayıp kendisine bir kağıda parmak bastırdığını ileri sürdü.
Yıldırım'ın, gecekondudaki sandıkta C-4 türü patlayıcı da bulunduğu yönündeki iddiaları hatırlatması üzerine Yiğit, 'Ben C-4 diye iddia etmedim' diye konuştu.

Tutuklu sanık Kemal Kerinçsiz de söz alarak, ifadesinde kendisi ile telefonda görüştüğünü ileri süren Ali Yiğit'e, kendisini hangi tarihte cep telefonundan aradığının sorulmasını talep etti. Yiğit de tutuklanmadan 3-4 ay kadar önce Kerinçsiz'in kendisini aradığını anlattı.

Kerinçsiz, 'Aradığımda benim numaram çıktı mı?' diye sorunca Yiğit 'Bilgim yok' dedi.
Ali Yiğit, bu arada Mehmet Öztürk'ün ağabeyi ya da kardeşinin de kendisini aradığını bildirdi.
Kerinçsiz'in, 'Ben değil, onlar aramış olabilir mi?' sorusu üzerine Ali Yiğit, 'Olabilir ama sizinle de konuştuğumu hatırlıyorum, sesinizi hatırlıyorum' dedi.

Sanık Ali Yiğit, mahkeme heyeti hakiminin, 'Bu görüşmede size vaat yapıldı mı?' şeklindeki sorusuna da hayatını rahat yaşayabileceği, kimseden baskı görmeyeceğinin söylendiğini bildirdi.

Yiğit 'İfademi değiştirerek, bütün her şeyi babama yüklemem gerekiyordu. Babamın içeri girmesi gerekiyordu. Biz dışarda rahat rahat gezecektik. Onlara babam silah kaçakçılığı yapıyor demedim' şeklinde konuştu.

Yiğit, bazı soruları cevaplandırırken bir kısım ifadelerini hatırlamadığını belirtti.
Avukatların ısrarlı soruları üzerine Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel, araya girerek, birçok ifadenin bulunduğunu, sanığın hepsini hatırlamasının mümkün olmadığını belirtti.
Bunun üzerine duruşma salonundaki avukatlar ve sanıklar savcıya tepki gösterdi.
Oktay Yıldırım ve Mehmet Demirtaş'ın koğuşunda bir hafta kaldığını anlatan Ali Yiğit, çocuğu olduğu için birçok şeyi sineye çektiğini dile getirdi.

Duruşmada tutuklu sanık Hayrettin Ertekin de Yiğit'in 'polis muhbiri' olduğunu, kullandığı ticari taksinin de istihbarat şubeye ait olduğunu iddia etti.

Bunun doğru olmadığını belirten Yiğit, 40 bin YTL'ye aldığı arabasının, 20 bin YTL'sini babasından temin ettiğini, geriye kalanı da bankadan kredi çekerek ve eşinin bileziklerini bozdurarak toparladığını anlattı.

Bu arada duruşma devam ederken salona gelen ve söz alan tutuksuz sanıklardan eski İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Kemal Yalçın Alemdaroğlu, 25 yıldır Adli Tıp Genel Kurulu'nda hekim ve cerrah olarak görev yaptığını söyledi.

Bu sürede çok sayıda psikiyatri hastası görme fırsatı bulduğunu anlatan Alemdaroğlu, 'Ergenekon kurgusu, hukuki ve ceza ehliyeti tartışılır Tuncay Güney sayesinde oldu' iddiasında bulundu. Alemdaroğlu, şöyle devam etti:

'Şimdi Ali Yiğit de ifade veriyor. Onun da hukuki ceza ehliyeti tartışılır. Çünkü başından beri emniyet ve savcılıkta çelişkili ifadeler veriyor. Ben emniyette saygıyla karşılandım. Savcılıkta ise saygıyla karşılanmadım. Nasıl oluyor da hukuki ve cezai ehliyeti tartışılan bu kişiyle polisler İstanbul'da arabayla dolaşıyor. Lokantada yemek yeniyor. Ben bu sanıkların bu şekildeki ifadeleriyle örgüt yöneticisi olarak suçlanıyorum.'

SON VİDEO HABER

Kassam, İsrail askerlerini araçlarıyla birlikte imha etti

Haber Ara