Yapımına karar verilen Anıtkabir'e 'ilk çivi' Atatürk'ün ölümünden tam 12 yıl sonra çakıldı. Gerekçe ise halefi İsmet İnönü'nün ilgisizliğiydi. Atatürk'ün son başbakanı Celal Bayar'ın torunu Prof. Dr. Emine Gürsoy Naskali, birçok konuda olduğu gibi Anıtkabir'in inşasında da İnönü'nün ona karşı vefasız davrandığını belirtiyor. Dedesinin hatıratından yola çıkarak, 'Büyükbabamın ilk işi Anıtkabir'i bir an önce yaptırıp Atatürk'ü Etnografya Müzesi'nde bir tahta masanın üzerinde yatmaktan kurtarmaktı.' diyen Naskali, buna rağmen Bayar'ın cezaevinden çıktıktan sonra Anıtkabir'i ziyaretine izin verilmediğini söylüyor.
Atatürk'ün 10 Kasım 1938 yılında vefat etmesinin ardından defnedilmesi 15 yıl sürdü. Bu süre içerisinde naaşı Ankara'da Etnografya Müzesi'nde bir masanın üzerinde bekletildi. Anıtkabir yapma kararı 6 Aralık 1938'de alınmış olmasına rağmen Rasattepe'deki kamulaştırma çalışmaları bir türlü bitirilemediği için anıtmezar inşaatına başlanamıyordu. 14 Mayıs 1950'de iktidara gelen Demokrat Parti, hemen işe koyuldu. Celal Bayar, cumhurbaşkanı seçildiğinin ilk haftasında Anıtkabir'in inşaatı konusunu ele aldı. Bayar, hatıratında bunu şöyle anlatıyor: 'Bir defterim vardı, oraya günlük işlerimi not ederdim. Bu günlük notların ilk maddesini, daima Anıtkabir teşkil ederdi. Anıtkabir yapılıncaya ve o büyük eşsiz insan, ebedî istirahatgâhına terk olununcaya kadar not defterimin birinci maddesi değişmemiştir.' Bayar, ilk günlerde Anıtkabir'in inşa edileceği Rasattepe'ye gider, planları inceler ve ilgililerden bilgi alır. İşlerin ağır bir tempo ile yürütülmesinden rahatsız olarak hükümeti harekete geçirir. İnşaat hızlanırken Bayar zaman buldukça gider ve çalışmaları yerinde izler.
Anıtkabir'in heykelleri, kabartmaları, yazı ve mozaik işleri de DP döneminde yarışmaya açılır ve yaptırılır. İnşaat faaliyetlerini Başbakan Adnan Menderes de yakından takip eder. Bayar'ın bu konudaki görüşü, 'İkimiz de yakından takip ettiğimiz için bu konuda birbirimize verecek taze haber bulamazdık. Yürümeyi çok seven Başvekil Menderes, sık sık Anıtkabir'e uğrayarak hem yürüyüş yapıyor hem de çalışmaların hızlandırılmasını teşvik ederdi.' şeklinde. Atatürk'ün bir tahta masa üzerinde yattığını düşünmenin kendisi için dayanılmaz bir sızı olduğunu ifade eden dönemin cumhurbaşkanı, hatıratına şu notu düşmüş: 'Başvekil Adnan Menderes'le son bir defa daha Anıtkabir'i gözden geçirdik, karar verdik ki içinde bulunduğumuz 1953 yılının 10 Kasım'ında Atatürk'ü ebedî makberesine tevdi edebiliriz.'
Anıtkabir'i inşa ettiren Bayar, Yassıada mahkemesinde önce idama mahkum edildi sonra ilerlemiş yaşı sebebiyle bu ceza müebbete çevrildi. 1961 yılında cezasını çekmek üzere Kayseri Cezaevi'ne gönderilen Bayar, burada yaklaşık 3 yıl kaldı. 1963'te alınan sağlık raporu üzerine tahliye edildi. Bayar, büyük bir konvoyla Ankara'ya geldi. Amacı Cebeci Mezarlığı'ndaki eşi Reşide Bayar'ı ve Anıtkabir'i ziyaret etmekti. Fakat Anıtkabir'i ziyaretine izin verilmedi. Araştırmacı-yazar Süleyman Yeşilyurt'un 'Paşalar' isimli son kitabına göre, ziyaret gerçekleşmesin diye Anıtkabir o güne mahsus kapatılmıştı. Geceyi damadı Ahmet Gürsoy'un yeğeni Avukat Yılmaz Şahinalp'ın evinde geçirdi. Ertesi gün, kendisine sağlık raporu veren doktor tutuklanırken tahliye kararı da kaldırıldı ve 28 Mart'ta gözaltına alınarak tekrar Kayseri Cezaevi'ne konuldu. O gün yaşananları Zaman'a anlatan Şahinalp şunları söyledi: 'Ankara'ya gelişiyle tansiyon yükseldi. Meneviş Sokak'taki evimiz taşlandı, camlar kırıldı. Sağlık raporunun sahte olduğu öne sürülerek gece yarısı itfaiye araçlarıyla gelip balkondan içeriye girdiler. Bayar'ı Numune Hastanesi'ne götürerek başka bir rapor aldılar.' Şahinalp, sadece Bayar'a yönelik bir uygulama olarak anılmaması için Anıtkabir'in o gün tüm ziyaretlere kapatıldığını anlattı.
'Atatürk'ün gösterdiği yol, birlik ve beraberliktir'
Atatürk'ün ölümünün 70'inci yıldönümü münasebetiyle bir mesaj yayınlayan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, onun öncülüğünde hayata geçirilen inkılap ve reformların, demokratik, modern, hür ve müreffeh Türkiye'nin temellerini attığını belirtti. Bu büyük dönüşümün de ülkenin modernleşme sürecini başlattığını kaydetti. Cumhuriyet'in kuruluşuyla belirlenen ideallere ulaşmadaki temel hedefin Atatürk'ün öngördüğü muasır medeniyetler seviyesini geçmek olduğunu hatırlatan Cumhurbaşkanı Gül, 'Bu hedefe doğru yürürken, Türkiye'nin birlik ve beraberlik içinde gelişmesi, büyümesi, modernleşme sürecinin devam etmesi elzemdir.' dedi. Gül, mesajında bunu bir bayrak yarışı şuuruyla, büyük bir inanç ve azimle gerçekleştirmeye çalışan devlet ve milletin de Cumhuriyet'i ilelebet yaşatma ve kazanımlarını ileriye götürme konusunda güçlü bir irade sergilediğini vurguladı. TBMM Başkanı Köksal Toptan da mesajında, 10 Kasım'ın, Türk milleti için büyük bir kurtarıcısını anma günü olduğunu ifade etti. Ayrıca, sahip olduklarının değerini bilerek Cumhuriyet'in erdemlerine sadakatini ve Atatürk'ün ideallerini gerçekleştirme konusundaki kararlılığını gösterme günü olduğunu bildirdi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ise Cumhuriyet'in en büyük idealinin, 'inancı, etnik kökeni, yaşam biçimi ne olursa olsun milletin bütün fertlerini vatandaşlık temelinde birleştirmek olduğunu' dile getirdi. İstiklal mücadelesinin önderi Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü ölüm yıldönümünde anarken, hep birlikte onun fikir ve eserleri üzerinde yeniden düşünülmesi gerektiğini ifade etti. Erdoğan, Cumhuriyet'in en büyük idealinin, milletin bütün fertlerini vatandaşlık temelinde birleştirmek olduğunu sözlerine ekledi.
Zaman
Anıtkabir'i yaptıran Bayar'ı içeri almadılar
Bugün Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün ölümünün 70'inci yıldönümü. Binlerce insan Ata'sını anmak için Anıtkabir'e akın edecek.
17 Yıl Önce Güncellendi
2008-11-10 03:10:00
SON VİDEO HABER
Haber Ara