Devlet Bakanı Mehmet Aydın, siyasette yola çıkarken din üzerinden siyaset yapmamama yönünde karar aldıklarını, bugüne kadar böyle yapmadıklarını, bundan sonra da yapmayacaklarını söyledi.
AK Parti Buca İlçe Teşkilatı Kongresi'ne katılan Mehmet Aydın, siyaset anlayışlarının ülke adına taş üstüne taş koyan tüm kesimlere millet adına teşekkür etmeyi getirdiğini, kendilerinden önce gelen siyaset anlayışına bu yönüyle uymadıklarını, siyasetteki bu acemilikleri devam ettirmekte yarar gördüklerini ifade etti.
Aydın, hiçbir şeyin milletten saklanamayacağını, milletin eksik yapılan tüm şeylerin farkında olduğunu, hakikati kapatma kaygıları bulunmadığını kaydederek, ''Zam oluyor, 'seçim yaklaşıyor nedir bu zam' diyorlar. Zammı savunduğum için söylemiyorum. Memleketin durumu bir kararı gerektiriyorsa o kararı vereceksiniz. Millet o karar hakkındaki kararı da kendisi takdir edecektir'' diye konuştu.
Yola çıkarken din üzerinden siyaset yapmama konusunda kesin karar aldıklarını ve buna uyduklarını ifade eden Aydın, şunları kaydetti:
''Din konusunu bilen, o alanda hizmetleri olan bir kardeşinizim. Tüm samimiyetimle söylüyorum, hiçbir yerde dini siyasete alet etmek gibi en ufak bir düşünceye tenezzül etmedik. 'Ettiniz' diyen varsa buyursun söylesin. Biz diyoruz ki inancınız ne olursa olsun, Alevi oluruz, Sünni oluruz, çok çeşitli şekillerde yorumlarız ama inanç konusunda karar vermek bizim değil Allah'ın işidir. İnançları eleştiremeyiz. Öyle bir yetkimiz, salahiyetimiz yok. Onun için de biz dedik ki 'asla din üzerinden siyaset yapmayacağız', yapmadık, bundan sonra asla yapmayacağız.''
-''AYNI MİLLETİN ÇOCUKLARIYIZ''-
Aydın, siyaset anlayışlarında ikinci önemli noktanın hiçbir şekilde ayrımcılık yapmamak olduğunu ifade etti.
Ülkenin tüm coğrafi bölgeleri ve yönleriyle, can ve kanla yoğrulmuş mukaddes topraklar olduğunu ve bu toprakların aynı tarihe, kültür değerlerine sahip bu millete ait bulunduğunu belirten Aydın, şöyle konuştu:
''Allah'ın yarattığı insanları ayrıma tabi tutmayı nasıl hak görebiliriz. Birini siyah yaratır, birini beyaz, birini sarışın, birini esmer. Hepsi o güzel yaratıcı kudretin elinden çıkmıştır. Nasıl kalkarız da insanları renklerine, ırklarına, soy soplarına, ailelerine göre değerlendiririz ? Bu inanca, bu toprağın tarihine sahip olan, bu kültürün değerlerine sahip olan insanlar nasıl kalkar da insanları renklerine, ırklarına, soy soplarına göre, ailelerine göre ayırır? Nasıl 'bunlar bizden, bunlar bizden değildir' diye ayrım yapabilir. O halde biz ne diyoruz? Soyun sopun ne olursa olsun sen bu vatanın, bu tarihin, bu kültürün insanı mısın? Evet. 'O halde ben seninle aynı millettenim' diyoruz. Biz aynı milletin çocukları, evladıyız. Aynı kültürün, aynı medeniyetin insanıyız. Bizim, 'vatan birdir, bayrak birdir' derken kastımız budur.''
''Aynı milletin çocuklarıyız derken, milleti ben icat etmedim, kimse icat etmedi o millet bize asırların biriktirerek getirdiği bir bütünlüktür'' diyen Aydın, şöyle devam etti:
''Millet dediğimiz zaman sadece bir kesimi tarif etmedik bugüne kadar. Öyle bir tarif bugüne kadar ağzımızdan çıkmadı. Ama birisi çıkar derse 'bu milleti dörde böleceğim, bu toprakları üçe, beşe böleceğim' ona da 'yağma yok, durduğun yerde dur' deriz. Bu milletin bütünüyle geleceği, selameti, saadeti, birlik ve beraberliği, bu toprakların birlik ve beraberliğine, hepimizi kucaklayan milletin birlik ve beraberliğine bağlıdır. Birimizin dirliği hepimizin dirliği, birimizin saadeti hepimizin saadetidir. Bölünme felakettir. Bölünme bizi yokluğa götürür. Zaten bölünme için bekleyen bir sürü insan var orada. Başka yerlerde, kendi saadetini başkalarının dağılmasından uman başka güçler var. Bize hiç kimse yeni bir dil icat etmeye kalkışmasın. Biz milletle nasıl konuşacağımız biliriz. Biz o milletin dilini biliriz. Zaten o milletin dilini konuştuğumuz için bugün olduğumuz yerdeyiz.''
Devlet Bakanı Aydın, sadece ülkedeki değişik bölgelerdeki insanların değil çevre coğrafyada da insanların yüzünün gülmesi için mücadele verdiklerini, nerede sorun varsa oraya koştuklarını belirterek, bir milletin selametinin çevresindeki milletlerin selametine bağlı olduğunu söyledi.
Mecliste bazı muhalefet partisi temsilcilerinin kendilerine çok seyahat ettikleri yönünde eleştirilerde bulunduğunu ifade eden Aydın, kendisinin de 3,5 yılda 160 noktaya seyahat ettiğini, bu çabalar sonucu Türkiye'nin dünya politikasındaki etkisini artırdığını kaydetti.
Aydın, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Dünyayı dolaşmamız lazımdı. Dolaştık ve neticelerini de aldık. Şimdi bütün dünya biliyor ki eğer Türkiye işin içinde yoksa Orta Doğu'da öyle yukarı aşağı volta atıp yürümekle olmuyor. 'Biz olmadan Orta Doğu'da barış olmaz, biz olmadan Kafkasya'da işler zor olur, Avrupa'da işler zor olur' diyoruz. Avrupa'ya ihtiyacımız var, gelişmiş ekonomisine, demokrasisine ihtiyacımız var ama Avrupa'nın da bize ihtiyacı var. Zaten kaşımızın gözümüzün rengine bakarak bize müzakere kapılarını açmadılar. Bizim eksiklerimiz var, onların çıkardığı zorluklar var. Ama her şeye rağmen iş yürüyor, onun meyvelerini de bizden sonra gelen kuşaklar toplayacaktır.''
AK Parti İzmir Milletvekili Tuğrul Yemişci de AK Parti'nin ülkeyi 2001 krizinden bugüne getirmekte gösterdiği başarıyı gelecek dönemde de göstereceğini ve Türkiye'nin dünyada yaşanan kriz ortamından güçlenerek çıkacağını söyledi.
Kongreye AK Parti İzmir milletvekilleri Taha Aksoy, Mehmet Sayım Tekelioğlu, İsmail Katmerci ve Erdal Kalkan ile Buca Belediye Başkanı Cemil Şeboy da katıldı.